Hamile Karım Beni Sikmeyince Kendimi Travestiye Siktirdim! (Selahattin 47 Y., İstanbul / Türkiye)
Adım Selahattin 47 yaşındayım. Kendime ait büyük bir iş yerim var, parasal durumumuz çok iyi. Evliyim ve 2 kızım var, biri 12 diğeri 4 yaşında. Karımla fantazi dolu bir seks hayatımız vardı. Yaşım ilerledikçe daha değişik fantaziler peşindeyim. Bir gün karıma belden bağlamalı plastik yarak (Strapon) aldım ve karım arasıra Straponla beni sikiyordu. Karım 34 yaşında üçüncü çocuğa hamile kalmıştı. Hamileliği ilerleyip 7. aya geldiğinde karım artık kendini siktirmiyordu, sadece sakso çekip bırakıyordu beni. Bir gece yatmaya hazırlanıyorduk, canım acaip sikmek ve sikilmek istiyordu, karıma, “Gel bu gece şikişelim karıcığım!” dedim. Karımsa, “Hayatım olmaz, artık doğum yaklaşıyor.” dedi. “Ohalde sen beni sik Straponla!” dedim. “Yok hayatım karnım burnumda, hızlı hareket edemiyorum!” dedi ve beni sikmedi. Moralim bozulmuş bir şekilde yattık uyuduk...
İşyerimde çalışan 21 yaşında çalışan Sedef diye bir kız var, uzun boylu sarışın ince birşey, bana da biraz meyilli. 2 gün sonra onu sikmek amacıyla otele götürdüm. Kız bakireymiş, otel odasında 2 saat seviştik, fakat nekadar yalvardıysam siktirmedi. Ertesi gün evden çıkarken çantama karımın beni siktiği Straponu da koymuştum. Sedefle otele yeniden gittiğimizde Straponu çıkarıp Sedefe verdim ve “En azından sen beni sik!” dedim. Sedef, “Sapık herif!” diyerek otel odasını terk ettiği gibi, birdaha işe de gelmedi...
Bir aydır sikişmemiştim ve günler geçtikçe fantazi yapmak istiyordum, kendimi siktirmek istiyordum. Birgün işyerimde internet sitelerini kurcalarken Travesti siteleri takıldı gözüme. O akşam evde karım yine hamile psikolojisinde ve sinirli, ben de seksle ilgili birşey demedim, yemek yedik kızlarımızla sohbet ettik, TV izledik, gittik karımla yattık. Ama beni uyku tutmuyordu, fantazi peşindeydim, aklıma bir Travestiyle şikişmek girmişti. Sabah işyerime gittim, ama gün boyunca hiç bir iş yapmadım, sadece internetten sikişen Travesti filmleri izledim. Kafama koymuştum, bu gece bir Travesti alıp onunla otele gidecektim. İşyerimden çıkınca karımı aradım, “Karıcığım işim çıktı, Kocaeliye gitmem gerekiyor, bu gece biraz geç gelebilirim, beni beklemeyin, siz yatın. Önemli birşey olursa her dakika ara beni!” dedim. Karım da, “Tamam, acil birşey olursa ararım, sen yine de fazla geç kalma!” dedi kapadı.
Arabama binip İstanbulda Travestilerin olduğu meşhur caddeye gelmiştim. İçlerinden güzel birini şeçip otele götürecektim. Direğin orda dikilen sarı saçlı uzunboylu bir Travesti gördüm, üstünde pembe bir badi ve mavi kotu vardı. Yanaştım yanına, camı açtım, “Hadi atla bakalım güzelim!” dedim. Travesti de, “Tamam canikom!” dedi, arabaya bindi. Otele giderken biraz sohbet ettik. Travesti 20 yaşında ve ismi Şebnem imiş. Arabayı otelin otoparkına parkedip bir oda tuttuk ve odamıza çıktık. Daha odanın kapısını açar açmaz Travesti dudaklarıma yapıştı ve beni öpmeye başladı. Ben de götünü elliyordum. Sonra pantolonumu indirdi, önüme çökerek sikimi tutup yalamaya başladı. Çok müthiş zevk almaya başlamıştım. Taşaklarımı tutup sikimi ağzına sonuna kadar sokuyordu. Üstündeki pembe badisini çıkarıp sikimi yalamaya devam etti. Sonra ayağa kalkıp dudaklarıma yapıştı ve benim gömleğimden başlayarak herşeyimi çıkardı beni çırılçıplak bıraktı...
Ben bunun sırtını duvara yasladım ve göğüslerine yumuldum. Göğüsleri aynı kadın göğüsleri gibiydi, müthiş zevkliydi. Epeyce bir yaladıktan sonra bu Kotunu çıkardı, altında siyah tangası vardı. Ellerini duvara dayayarak hafif domalttım ve kalçalarını yalamaya başladım. “Harika götün var, çok güzelsin Şebnem!” dedim. O da, “Yala bebeğim!” dedi. Tangasını sıyırdım, elimi önüne sikine attım, hem sikini elliyordum hem göt deliğini yalıyordum. “Ohh devam et bebeğim!” diyordu. “Karımınkinden da daha güzel deliğin var, sikmek için sabırsızlanıyorum!” dediğimde döndü, çantasından Prezervatif çıkarıp sikime taktı ve yeniden ellerini yuvara dayayarak domaldı. Götünün yanaklarını ayırıp sikimi göt deliğine sokmaya başladığımda Şebnem inlemeye başladı. Köküne kadar sokup, “Nasıl bebeğim, iyi mi?” dediğimde. “Harika, devam et bebeğim!” dedi. Ben de yavaş yavaş sokup çıkarmaya ve giderek hızlanarak pompalamaya başladım. “Aşkım süpersin, Ahhh, Ohhh, devam et!” diye inliyor, bir eliyle duvara tututunurken diğer eliyle de kendi sikini okşuyordu...
Bana, “Pozisyon değiştirelim sevgilim.” deyince, sikimi götünden çıkarmadan bunu kucağıma aldım ve yatağın üzerine dörtayak domaltıp pompalamaya devam ettim. Ben sokup çıkardıkça bu inliyor yırtıyordu kendini, ben de daha sert sikiyordum. Bir ara Travestiyle sikiştiğimi tamamen unutmuştum, aynı karı koca gibi gibi şikişiyorduk. Bana, “Hayatım, kocacığım, çok güçlü bir erkeksin, bebeğim!” diyordu. Bir kez daha poziyon değiştirip bunu sırtüstü yatırdım ve bacaklarını omzuma alarak götünü sikmeye devam ettim. O da yine inleyerek sikiyle oynuyordu. Ben artık fazla dayanamadım ve bunun götüne boşaldım. Sikimi götünden çıkarıp yanına uzandım ve dudaklarına yapıştım, biraz öpüştük. Şebnem halen sikiyle oynuyordu...
Şebnemin siki karıma aldığım Strapondan daha iriceydi. Elimi attım sikine, biraz okşadıktan sonra eğildim sikini yalamaya başladım. Travesti siki de olsa, ilk defa gerçek bir yarağı ağzıma alıyordum. Şebnemin o büyük yarağını bir süre yaladıktan sonra bana, “Seni sikmemi istiyormusun?” diye sordu. “Evet, çok istiyorum!” deyince beni domalttı, Prezervatifi taktı yarağına ve götüme ani bir şekilde soktu. Nasıl acıdı ama, yinede hiç sesimi çıkarmadım. Hızlı hızlı gidip geliyordu. Sanki götümü bıçaklıyorlardı. “Nasıl, Travesti siki yemek hoşuna gitti mi?” dedi. Zor cevap verdim, “Evet!” dedim. “Eminim böyle bir yarağı hiç yememişindir!” dedi ve hızlanmaya başladı. Karım beni Straponla sikerken hiç acımıyordu, ama şimdi nerdese gözlerimden yaşlar gelecekti. Ben acıyla ‘Ahh! Uhh!’ inlerken, Şebnem ise zevkten, “Ohhh, Bebeğimmm!” diye inliyordu. Çok sert sikiyordu, götümde tepiniyordu adeta. “Noldu aşkım, ağlıyormusun yoksa? Acıttım mı cicim?” gibi şeyler söyleyerek dalga geçiyordu. Ben de, “Devam et bebeğim, doyur beni yarrağa!” diyordum...
Birden belime sarıldı ve daha sert sikmeye başladı. Herhalde göt deliğim kapak gibi açılmıştır. Artık ben de zevkten inliyordum. Şebnem beni götümden sikerken elimi sikime dokunmadan zevkten boşalmıştım, yatak ıp ıslaktı. Herhalde Şebnem de boşalacaktı, yavaşlamıştı. Durdu, götümden çıktı, beni döndürüp sikinden Prezervatifi çıkardı ve sikini ağzıma soktuğu gibi gidip gelmeye başladı. “Hadi bebeğim em, hepsini yutacaksın!” diyordu. Çok geçmeden ağzıma sıcak sıcak fışkırtmaya başladı. Ağzım yüzüm bütün döl olmuştu. İlk kez dölün tadına bakıyordum. Boşalması bitince o döller içinde öpüştük. “Süperdin bebeğim!” dedi. “Sen de süperdin aşkım!” dedim. Sonra duşumuzu aldık çıktık otelden. Eve vardığımda hiç halim yoktu, çok pis sikilmiştim. Direk yatağa daldım, uyuyan karıma sarılarak uyumuşum.
Haftada 1-2 kez gidip kendimi Travestilere siktirmeye devam ettim. Karım çocuğu doğurup lohusalığı bitince, yine beni Straponla sikmeye devam etti.
[Selahattin]
xxx
Hikaye ve resimlerinizi bekliyorum!!!
hikayedengercek@gmail.com
Showing posts with label Otel Hikayeleri. Show all posts
Showing posts with label Otel Hikayeleri. Show all posts
Wednesday, June 20, 2012
İlk Eşcinsel İlişkim Almanyada Almanla Oldu!
İlk Eşcinsel İlişkim Almanyada Almanla Oldu! (Hasan 38 Y., İstanbul / Türkiye)
38 yaşında, başarılı kariyeri olan biriyim. 5-6 yıl öncesine kadar sadece kadınlarla ilişkiye giriyordum. İyi görünümlü ve kariyer sahibi olduğum için çekici kadınlarla birlikte olmakta zorluk çekmiyordum. Ama içimde sürekli değişiklik arayışı, yeni birşeyleri denemek arzusu vardı.
Arada bir eşcinsel sitelere giriyor, seks hikayeleri okuyordum. Bir süre sonra chatleşmeye başladım, ama bir türlü cesaretimi toplayıp gerçekleştiremiyordum. Yurtdışı seyahatlerimden birinde birkaç içkiden sonra cesaretimi toplayıp zincirimi kırmaya karar verdim ve uzun süredir yazıştığım (Alman) kişiyi aradım. Yarım saate kadar otele geleceğini söyledi. Hemen duşumu yapıp beklemeye başladım. Dakikalar geçmek bilmiyor, yüreğim dışarı çıkmak istercesine çarpıyordu. Kapı çaldığında ise damarlarımın şiştiğini, terler boşaldığını hissettim, ayaklarım birbirine dolaştı. Kapıyı açtığımda kendini tanıttı. Hoşgeldin! dediğimde bana sarılıp benimle içeri yürüdü. Onun doğallığı ve sakinliği beni de biraz rahatlattı, ama kalbim inanılmaz bir hızla atıyordu.
Yatağın kenarında önce biraz oturduk konuştuk, hafifçe dokunuyorduk sadece. Ona ilk olacağını söylediğimde, merak etmememi, rahat olmamı söyledi. Nitekim sonunda onun fazlasıyla haklı olduğuna karar verdim.
Elim yavaş yavaş bacak aralarına kaydığında inanılmaz büyük bir penisle karşılaştım. Yavaş yavaş birbirimizi soyduk. O dudaklarını boynuma, göğüslerime, vücudumun her noktasına değdirdikçe inanılmaz heyecanlanıyor, ama yavaş yavaş kendimi olayların akışına bırakıyordum. Onu tamamen soyup boxer ile bıraktım. Yavaş yavaş vücudunu ellerim dudaklarım ve dilimle keşfe başladım. Boxer’ini çıkartarak aletini serbest bıraktığımda ise yarağının yarı inik hali bile benimkinden büyüktü. Yavaş yavaş kasık aralarını, taşaklarını yalamaya ve okşamaya başladım. İlk oralımı vermek için sabırsızlanıyordum. Sonra yavaş yavaş şaftını alttan üste doğru yalamaya, ellerimle okşamaya başladım. Sünnetsiz kafasına dil darbeleri attıkça kafası ortaya çıkmaya başladı ve onu deli gibi emmeye başladım. Partnerim zevkten inledikçe ben daha çok zevk alıyor, daha da derinlere alıyordum gırtlağımdan içeri. Ağzıma boşalma anını hemen hissetmek istiyordum, ama partnerim beni yavaşça yukarı çekip, ilkini böyle yaşatmak istemediğini söyledi.
Beni yatırıp yavaşça üzerime uzandı ve dudaklarımız dillerimiz birleşti. Elleri vücudumum her yerindeydi. Sonra yavaş yavaş boynumu yalamaya başladığında inlemelerim artmaya başladı. Vücudumun her noktasını keşfettiği 1 saat boyunca ince ince inledim, ta ki diliyle arka deliğime darbeler vurmaya başlayana dek. O anda inlemelerim artarak daha da yoğunlaştı.
Artık zevkten titriyordum, dayanacak halim kalmamıştı. Onu içimde istiyordum. Çok sefkatli davranıyordu. Beni yan yatırdı ve kaşık pozisyonuna getirdi. 19 cm’lik aletinin ucunu, çok yavaş, hiç acele etmeden, alıştıra alıştıra soktu. Bu arada beni sürekli öpmeye iltifat etmeye devam ediyordu. Sevişmeye başlamamızın üzerinden 1 saat geçmişti. Yarağının küçük kısmı ile acele etmeden beni alıştırmak için yavaş yavaş gidip gelerek yarısına kadar sokmuştu. Canım acıyordu ama zevkim onu fazlasıyla bastırıyor, sürekli inliyor, ona ne kadar harika olduğunu söylüyordum. Gerçekten de harika sevişiyordu. “Ne olur artık içime tamamen sok!” diyordum, ama dinlemiyordu.
Bir anda geçirdiğinde şimşekler çaktı gözlerimde ve elimde olmadan bağırdım. “İstersen çıkabilirim, bırakabilirim...” dedi, ama ben cevap olarak sadece, “Kıpırdama!” diyebildim. Halen sarhoş gibiydim. 1-2 dakika kadar sonra kalçalarımı yavaş yavaş oynatarak, içimde küçük daireler çizmeye ve girip çıkmasını sağlamaya başladım. Biraz daha alışınca bunu hızlandırmaya ve giriş çıkışları küçükten daha uzun vuruşlara çevirmeye başladım. Zevkten bacaklarım titriyordu. O da zevkten inlemeye başlamıştı. O da katılıp darbelerle girişleri hızlandırıyor, o hızlandıkça, ben, “Daha hızlı gir, dibine kadar!” diye inliyordum. Kaşık poziyonunda olduğmuzdan onu göremiyordum, halbuki ilk orgazmı yaşarken birbirimizin yüzünü görmemizi istiyordum.
Onu sırtüstü yatırıp üstüne çıktım. Artık yönetim bendeydi. 19 cm’in üstünde önce yavaş yavaş, sonra hızlanarak zıplıyordum adeta. Arkam yırtılıyor gibiydi, ama o kadar zevk alıyordum ki... Resmen götüm uyuşmuş, hissetmiyordum. Deli gibi inliyorduk ikimiz de. Ellerim göğüslerinde, bacaklarında ve taşaklarında geziyordu. Bir anda doğrulup oturma pozisyonuna geldi ve dudaklarıma delice yapıştı. Dillerimiz birbiriyle çılgınca sevişiyordu. Sırtımdan ter boşanıyordu. Başım bilinçsizce sağa sola gidiyor, çıkardığım sesler inleme mi, çığlık mı duyamıyordum bile. Sevişmeye başladıktan 2 saat kadar sonra, götüme patlarcasına bağırarak boşaldı. İçimden çıkarmadı ve ikimiz de ter içinde öpüşmeye ve sarılmaya devam ettik. Bana, “İlk ilişkin olması mümkün değil, inanılmaz sevişiyorsun!” dedi, ama 100’de 100 doğruydu. En önemli faktör, onun beni inanılmaz tahrik edip tetiklemesiyle kontrolü tamamen elden bırakıp içgüdülerimle hareket etmiştim.
Beraber duşa girdik ve orada öpüşmeye devam ettik. Yavaş yavaş aşağı indim. Bekaretimi, inanılmaz bir zevk vererek alan bu güzel penise hakkını vermek istiyordum. Başını önce öpüp ardından dil darbeleri atmaya başladım. Sonra onu yatağa götürüp yatırdım. Taşaklarını ağzıma alıp emiyordum, sonra şaftını yaladım ve büyük bir zevkle ağzıma zor siğan yarağı ağzıma almaya başladım. Bir yandan da baş ve işaret parmağımla daire yaparak masaj yapıyordum. Diğer elim de kasıkları, taşakları ve vücudunda gezerken, bana yine, “Harikasın, müthişsin, bu senin ilkin olamaz!” deyip duruyordu. Bir süre sonra konuşmalar inlemelere dönüştü ve ağzıma ilk patlamayı yaşadım. Tadı biraz tuhaf geldi, ama zevk sarhoşluğuyla bir kısmını yuttum.
Sertliğini kaybetmeden beni sırtüstü yatırdı. Önce bacaklarımı omuzlarına alıp içime girdi. Sonra bacaklarımı indirdi ve içimdeyken üzerime uzandı. Aynı anda hem içimde gidip geliyor, hem de öpüşüyorduk. Başta bacaklarımı yanda tutarken, bir süre sonra onun beline doladım ve kalçalarından bastırarak, “Daha hızlı gir, daha sert sik!” diye yalvarıyordum. İkimiz de ter içindeydik. Yarım saat kadar böyle devam ettikten sonra, beni köpekleme pozisyonunda sikmesini istediğimi söyledim. Beni domaltıp belimden bastırdı ve yavaş yavaş girdi. O yavaş yavaş girip çıkarken ben de daireler çizerek her noktama değmesini sağlıyordum. Bir süre sonra onun giriş çıkışlarıyla birlikte ben de kalçalarımı daire dışında ileri geri hareket ettiriyordum.
Gözlerim kararıyordu zevkten, onun da inlemeleri yükselmeye başlamıştı. “Hadi daha sert sokup çıkar, parçala beni!” deyip duruyordum. Birkaç gidiş gelişten sonra boşalacak gibi görünmesine rağmen, 15 dakika bu tempoda sikmeye devam etti. Bacaklarım adeta uyuşmuş hissetmiyordu artık. Zevkten bağırmaya başladığında, o muhteşem aleti götümden çıkarıp ağzıma aldım ve olabilecek en hızlı şekilde, en derine gidip geldim, ağzıma sokup çıkarırken kalın başına dilimle darbeler atıyordum. 1 dakika kadar sonra çığlıklarla ağzıma boşaldı ve busefer hepsini yuttum. Ağzımdan çıkarmadım ve birkaç dakika emmeye, öpmeye ve dilimle ufak darbeler atmaya devam ettim. Bittiğinde yatağa uzanıp öpüşmeye başladık ve o yine “Sen kesinlikle bakire olamazsın, bu senin ilk seferin olamaz!” deyip duruyordu.
Uyumadan önce 1 kez daha birlikte olduk, tam 2 saat boyunca her pozisyonda götümü ve ağzımı keşfetti. Yorgunluktan ayaklarım titrerken uyuyakaldık.
Sabah ilk ben uyandım. Gözüm hemen inik haliyle bile muhteşem duran sünnetsiz sikine takıldı. Ona oral vererek onu uyandırdım ve çılgınca sevişmeye devam ettik. O gün dönmem gerekirken, 1 gün daha uzattım ve ertesi akşama dek devam ettik.
Onunla 3 kez daha haftasonu geçirdim ve herbiri muhteşemdi. Bir dakikasını bile boşa geçirmiyorduk. 3 yıldır yurtdışına gidemiyorum. Arada 2 kişi ile tek seferlik beraberliğim daha oldu, ama hiçbiri O’nun yerini dolduramadı.
[Hasan]
38 yaşında, başarılı kariyeri olan biriyim. 5-6 yıl öncesine kadar sadece kadınlarla ilişkiye giriyordum. İyi görünümlü ve kariyer sahibi olduğum için çekici kadınlarla birlikte olmakta zorluk çekmiyordum. Ama içimde sürekli değişiklik arayışı, yeni birşeyleri denemek arzusu vardı.
Arada bir eşcinsel sitelere giriyor, seks hikayeleri okuyordum. Bir süre sonra chatleşmeye başladım, ama bir türlü cesaretimi toplayıp gerçekleştiremiyordum. Yurtdışı seyahatlerimden birinde birkaç içkiden sonra cesaretimi toplayıp zincirimi kırmaya karar verdim ve uzun süredir yazıştığım (Alman) kişiyi aradım. Yarım saate kadar otele geleceğini söyledi. Hemen duşumu yapıp beklemeye başladım. Dakikalar geçmek bilmiyor, yüreğim dışarı çıkmak istercesine çarpıyordu. Kapı çaldığında ise damarlarımın şiştiğini, terler boşaldığını hissettim, ayaklarım birbirine dolaştı. Kapıyı açtığımda kendini tanıttı. Hoşgeldin! dediğimde bana sarılıp benimle içeri yürüdü. Onun doğallığı ve sakinliği beni de biraz rahatlattı, ama kalbim inanılmaz bir hızla atıyordu.
Yatağın kenarında önce biraz oturduk konuştuk, hafifçe dokunuyorduk sadece. Ona ilk olacağını söylediğimde, merak etmememi, rahat olmamı söyledi. Nitekim sonunda onun fazlasıyla haklı olduğuna karar verdim.
Elim yavaş yavaş bacak aralarına kaydığında inanılmaz büyük bir penisle karşılaştım. Yavaş yavaş birbirimizi soyduk. O dudaklarını boynuma, göğüslerime, vücudumun her noktasına değdirdikçe inanılmaz heyecanlanıyor, ama yavaş yavaş kendimi olayların akışına bırakıyordum. Onu tamamen soyup boxer ile bıraktım. Yavaş yavaş vücudunu ellerim dudaklarım ve dilimle keşfe başladım. Boxer’ini çıkartarak aletini serbest bıraktığımda ise yarağının yarı inik hali bile benimkinden büyüktü. Yavaş yavaş kasık aralarını, taşaklarını yalamaya ve okşamaya başladım. İlk oralımı vermek için sabırsızlanıyordum. Sonra yavaş yavaş şaftını alttan üste doğru yalamaya, ellerimle okşamaya başladım. Sünnetsiz kafasına dil darbeleri attıkça kafası ortaya çıkmaya başladı ve onu deli gibi emmeye başladım. Partnerim zevkten inledikçe ben daha çok zevk alıyor, daha da derinlere alıyordum gırtlağımdan içeri. Ağzıma boşalma anını hemen hissetmek istiyordum, ama partnerim beni yavaşça yukarı çekip, ilkini böyle yaşatmak istemediğini söyledi.
Beni yatırıp yavaşça üzerime uzandı ve dudaklarımız dillerimiz birleşti. Elleri vücudumum her yerindeydi. Sonra yavaş yavaş boynumu yalamaya başladığında inlemelerim artmaya başladı. Vücudumun her noktasını keşfettiği 1 saat boyunca ince ince inledim, ta ki diliyle arka deliğime darbeler vurmaya başlayana dek. O anda inlemelerim artarak daha da yoğunlaştı.
Artık zevkten titriyordum, dayanacak halim kalmamıştı. Onu içimde istiyordum. Çok sefkatli davranıyordu. Beni yan yatırdı ve kaşık pozisyonuna getirdi. 19 cm’lik aletinin ucunu, çok yavaş, hiç acele etmeden, alıştıra alıştıra soktu. Bu arada beni sürekli öpmeye iltifat etmeye devam ediyordu. Sevişmeye başlamamızın üzerinden 1 saat geçmişti. Yarağının küçük kısmı ile acele etmeden beni alıştırmak için yavaş yavaş gidip gelerek yarısına kadar sokmuştu. Canım acıyordu ama zevkim onu fazlasıyla bastırıyor, sürekli inliyor, ona ne kadar harika olduğunu söylüyordum. Gerçekten de harika sevişiyordu. “Ne olur artık içime tamamen sok!” diyordum, ama dinlemiyordu.
Bir anda geçirdiğinde şimşekler çaktı gözlerimde ve elimde olmadan bağırdım. “İstersen çıkabilirim, bırakabilirim...” dedi, ama ben cevap olarak sadece, “Kıpırdama!” diyebildim. Halen sarhoş gibiydim. 1-2 dakika kadar sonra kalçalarımı yavaş yavaş oynatarak, içimde küçük daireler çizmeye ve girip çıkmasını sağlamaya başladım. Biraz daha alışınca bunu hızlandırmaya ve giriş çıkışları küçükten daha uzun vuruşlara çevirmeye başladım. Zevkten bacaklarım titriyordu. O da zevkten inlemeye başlamıştı. O da katılıp darbelerle girişleri hızlandırıyor, o hızlandıkça, ben, “Daha hızlı gir, dibine kadar!” diye inliyordum. Kaşık poziyonunda olduğmuzdan onu göremiyordum, halbuki ilk orgazmı yaşarken birbirimizin yüzünü görmemizi istiyordum.
Onu sırtüstü yatırıp üstüne çıktım. Artık yönetim bendeydi. 19 cm’in üstünde önce yavaş yavaş, sonra hızlanarak zıplıyordum adeta. Arkam yırtılıyor gibiydi, ama o kadar zevk alıyordum ki... Resmen götüm uyuşmuş, hissetmiyordum. Deli gibi inliyorduk ikimiz de. Ellerim göğüslerinde, bacaklarında ve taşaklarında geziyordu. Bir anda doğrulup oturma pozisyonuna geldi ve dudaklarıma delice yapıştı. Dillerimiz birbiriyle çılgınca sevişiyordu. Sırtımdan ter boşanıyordu. Başım bilinçsizce sağa sola gidiyor, çıkardığım sesler inleme mi, çığlık mı duyamıyordum bile. Sevişmeye başladıktan 2 saat kadar sonra, götüme patlarcasına bağırarak boşaldı. İçimden çıkarmadı ve ikimiz de ter içinde öpüşmeye ve sarılmaya devam ettik. Bana, “İlk ilişkin olması mümkün değil, inanılmaz sevişiyorsun!” dedi, ama 100’de 100 doğruydu. En önemli faktör, onun beni inanılmaz tahrik edip tetiklemesiyle kontrolü tamamen elden bırakıp içgüdülerimle hareket etmiştim.
Beraber duşa girdik ve orada öpüşmeye devam ettik. Yavaş yavaş aşağı indim. Bekaretimi, inanılmaz bir zevk vererek alan bu güzel penise hakkını vermek istiyordum. Başını önce öpüp ardından dil darbeleri atmaya başladım. Sonra onu yatağa götürüp yatırdım. Taşaklarını ağzıma alıp emiyordum, sonra şaftını yaladım ve büyük bir zevkle ağzıma zor siğan yarağı ağzıma almaya başladım. Bir yandan da baş ve işaret parmağımla daire yaparak masaj yapıyordum. Diğer elim de kasıkları, taşakları ve vücudunda gezerken, bana yine, “Harikasın, müthişsin, bu senin ilkin olamaz!” deyip duruyordu. Bir süre sonra konuşmalar inlemelere dönüştü ve ağzıma ilk patlamayı yaşadım. Tadı biraz tuhaf geldi, ama zevk sarhoşluğuyla bir kısmını yuttum.
Sertliğini kaybetmeden beni sırtüstü yatırdı. Önce bacaklarımı omuzlarına alıp içime girdi. Sonra bacaklarımı indirdi ve içimdeyken üzerime uzandı. Aynı anda hem içimde gidip geliyor, hem de öpüşüyorduk. Başta bacaklarımı yanda tutarken, bir süre sonra onun beline doladım ve kalçalarından bastırarak, “Daha hızlı gir, daha sert sik!” diye yalvarıyordum. İkimiz de ter içindeydik. Yarım saat kadar böyle devam ettikten sonra, beni köpekleme pozisyonunda sikmesini istediğimi söyledim. Beni domaltıp belimden bastırdı ve yavaş yavaş girdi. O yavaş yavaş girip çıkarken ben de daireler çizerek her noktama değmesini sağlıyordum. Bir süre sonra onun giriş çıkışlarıyla birlikte ben de kalçalarımı daire dışında ileri geri hareket ettiriyordum.
Gözlerim kararıyordu zevkten, onun da inlemeleri yükselmeye başlamıştı. “Hadi daha sert sokup çıkar, parçala beni!” deyip duruyordum. Birkaç gidiş gelişten sonra boşalacak gibi görünmesine rağmen, 15 dakika bu tempoda sikmeye devam etti. Bacaklarım adeta uyuşmuş hissetmiyordu artık. Zevkten bağırmaya başladığında, o muhteşem aleti götümden çıkarıp ağzıma aldım ve olabilecek en hızlı şekilde, en derine gidip geldim, ağzıma sokup çıkarırken kalın başına dilimle darbeler atıyordum. 1 dakika kadar sonra çığlıklarla ağzıma boşaldı ve busefer hepsini yuttum. Ağzımdan çıkarmadım ve birkaç dakika emmeye, öpmeye ve dilimle ufak darbeler atmaya devam ettim. Bittiğinde yatağa uzanıp öpüşmeye başladık ve o yine “Sen kesinlikle bakire olamazsın, bu senin ilk seferin olamaz!” deyip duruyordu.
Uyumadan önce 1 kez daha birlikte olduk, tam 2 saat boyunca her pozisyonda götümü ve ağzımı keşfetti. Yorgunluktan ayaklarım titrerken uyuyakaldık.
Sabah ilk ben uyandım. Gözüm hemen inik haliyle bile muhteşem duran sünnetsiz sikine takıldı. Ona oral vererek onu uyandırdım ve çılgınca sevişmeye devam ettik. O gün dönmem gerekirken, 1 gün daha uzattım ve ertesi akşama dek devam ettik.
Onunla 3 kez daha haftasonu geçirdim ve herbiri muhteşemdi. Bir dakikasını bile boşa geçirmiyorduk. 3 yıldır yurtdışına gidemiyorum. Arada 2 kişi ile tek seferlik beraberliğim daha oldu, ama hiçbiri O’nun yerini dolduramadı.
[Hasan]
Tutucu Karımı Hapla Uyutarak Siktirdim!
Tutucu Karımı Hapla Uyutarak Siktirdim! (Tolga 28 Y., İzmir / Türkiye)
Slm, ben Tolga. 28 yaşında ve evliyim. Karım 24 yaşında, 1.60 boyunda ve normal kiloda, kapalı ve tutucu bir kadın. Karım çok güzel bir kadın olmasına rağmen, hiç fantazisi olmayan, yatakta benimle bildiğiniz klasik sikiş pozisyonundan başka bir pozisyonda sikişmeyen birisi. Ben ise karımın tam tersine seks fantazisi bol olan bir erkeğim. Ne yazık ki, bırakın uygulamayı, karımla bu tür fantazilerimi paylaşamıyorum bile. Bir keresinde karıma, pornofilm getireyim de birlikte seyredelim teklifinde bulundum diye benle bir hafta konuşmadı, öylesine tutucu yani...
Karımdan gizli internette seks sitelerine çok takılıyordum. Seks filmleri, eşli seks hikayeleri ve grup pornoları, derken içimde bir kıpırdama oluştu ve karım bir başkası tarafından sikilirken izlemek isteğiyle yanıp tutuşmaya başladım. Fakat karıma böyle bir şeyi teklif dahi etsem, kesin benden boşanırdı. Karımı siktirme fantazisi içimi kemirirken, internetten Kerem isminde birisiyle tanıştım ve Chat yapmaya başladık. Kendisinin dediğine göre İstanbuldandı ve 35 yaşında, iri yarı, kaslı vücudu olan, büyük yaraklı biriydi. Kereme derdimi anlattım, karımı siktirmek istediğimi, fakat karımın haberi olmadığını ve haberi olursa beni boşayacağını söyledim. Kerem de bana, “Karının haberi olmadan nasıl olacak bu iş dostum?” diye sorduğunda, “Hapla uyutarak yapsan?” dedim. Ben öyle deyince biraz korktu ve “Uyutarak yapmak tehlikeli olmaz mı?” dedi ve bu işten vaz geçecek gibiydi. Ben de, “Ne tehlikesi olacak ki canım, merak etme hiç birşey olmaz!” diye onu rahatlatmaya çalıştım...
Bana karımın resimlerinin olup olmadığını sordu, MSNden karımın birkaç tane resmini yolladım. Resimleri görünce hemen, “Karının başı hep öyle örtülü mü?” dedi. “Evet, evin içinde bile çıkarmaz başörtüsünü.” dedim. Ama bana cevap yazmadı. Birkaç dakika daha cevap gelmeyince dayanamadım ve ben yazdım, “Ne oldu? Karımı beğenmedin galiba?” diye. Kerem, “Yok yok, çok beğendim! Hatta şu anda karının resimlerine bakıp 31 çekiyorum!” diye yazdı. “Webcamı açsana, görebilirmiyim?” dedim. Açtı Webcamını, yarrağını okşuyordu ve gerçekten yarrağı hem kalın hem iriceydi, taş gibi de sert duruyordu. Karımın resimlerine bakarak boşaldığını bana izlettirdikten sonra Webcamı kapadı. Ben hemen yazdım, “Eee, karımı sikecekmisin?” diye. “Sikeceğim, ama bir şartım var, hem amdan hem götten sikerim! Sonra kıskanmak yok, sen de izleyeceksin!” dedi. Ben de mecburen kabul ettim ve anlaştık. Yeri ve zamanı ben ayarlayacaktım ve ona bildirecektim, o da o tarihte İzmire gelecekti.
Karımla evlilik yıldönümümüz yaklaşıyordu, kutlamak için Kuşadasında turistik otelin birinden rezervasyon yaptırdım ve Kereme bunu anlatıp, onun da o gün o otele gelmesini istedim. Kabul etti ve hapları da o getirecekti. Yaptığımız plana göre, akşam karımla birlikte otele gidip önce başbaşa bir akşam yemeği yiyecektik ve yemekte (karım içmediği halde Şampanya söyleyecektim ve en azından bir bardak içmesi için ısrar edecektim). Evlilik yıldönümünün olduğu gün gelmişti ve içim içime sığmıyordu, bu gece karımı siktirecektim. Karıma akşam yemeğini otelde yiyeceğimizi ve bir gece orda kalacağımızı söylediğimde, “Aslan kocacığım, evlilik yıldönümümüzü unutmamışsın!” diye boynuma sarıldı. Karım sikileceğinden haberi yok, sevinçten havalara uçuyordu...
Akşama doğru karımla otele gittiğimizde Kerem de gelmiş ve otelin barında birşeyler içiyordu. Heyecandan kalbim duracak gibiydi. Biz restoran kısmına geçtik oturduk ve akşam yemeğini yedik. Yemekte planladığım gibi Şampanya söyledim ve ısrarla karıma bir bardak anca Şampanya içirebildim. O bir bardakla bile, “Başım dönmeye başladı!” demeye başladı. “Ohalde ben bir WC’ye gidip geleyim, sonra odamıza çıkalım karıcığım.” dedim, karım da, “Tamam!” dedi. Karım restoranda otururken ben lobideki WC’ye gitmek için kalktım. WC’ye giderken Kereme göz kırparak, kafamla (WC’ye gelmesi için) işaret verdim. Benden hemen sonra Kerem de WC’ye geldiğinde heyecanım daha da artmıştı. Kerem, “Planda bir değişiklik var mı?” diye sordu. Ben de, “Yok yok, aynen devam! Sen hapları getirdin mi?” dedim. Hapları getirmişti, bana vermek istedi, ben de, “Bana verme, biz şimdi karımla odamıza çıkacağız, sonra ben odadan kahve siparişi vermek için resepsiyonu arıyormuş gibi senin cebini ararım, sen de garson gibi bana bir bira ve karıma da içine attığın haplar olan kahveyi getirir, kapıdan verirsin!” dedim, anlaştık.
Yalnız hapların çok etkili olduğunu, karımın uzun süre uyanmayacağını ve tedirgin olmamamı söyleyerek beni de rahatlatmıştı. “Hazır WC’ye gelmişken işeyim!” diyerek yanımda yarrağını çıkardı ve işemeye başladı. Keremin yarağını ilk defa canlı görüyordum, gerçekten kocaman birşeydi ve çok ta kalındı, hayretler içinde kalmıştım. Yarrağına ilgiyle baktığımı gören Kerem, işemesi bittikten sonra, yarrağını bana göstere göstere salladı ve “Birazdan karını bununla sikeceğim dostum, amını götünü bununla dağıtacağım!” diyerek geri pantolonuna soktu ve fermuarını çekti. Ben biraz korkmaya başlamıştım, “Götünden yaparsan uyanabilir...” dedim. “Korkma, top atsan uyanmayacak, haplar çok etkili. Hadi siz şimdi odanıza çıkın da, bana bir an önce telefon aç, karının kahvesini getireyim!” dedi. “Peki!” deyip restorana, karımın yanına gittim. Karımla kalktık odamıza çıktık...
Karım, “Sarhoş oldum galiba, başım dönüyor!” deyip kendini yatağın üzerine attı. “Dur sana bir kahve söyleyim, kahve iyi gelir!” diyerek resepsiyonu arıyormuşum gibi Kereme telefon açtım, oda numaramızı söyleyerek bir şekersiz kahve ve birde soğuk bira göndermelerini rica ettim. 9-10 dakika sonra Kerem elinde bir bira ve içine hapları erittiği kahve ile, “Oda servisi!” diyerek kapıyı tıklattı. Karım gelenin garson olmadığını anlamasın diye kapıyı hafif aralayarak içecekleri aldım ve Kereme teşekkür ettim, göz kırparak kapıyı kapadım. Karım kahvesini içerken ben de biramı yudumluyordum. Karıma kahvesini bitirdikten sonra evlilik yıldönümü için aldığım hediyesini verdim: Sexy bir iççamaşırı takımı. Karım çok sevindi ve “Bir duş alıp öyle giyeyim!” diyerek banyoya girdi. Hapların etkisinin ne olacağını ve etkisini nezaman göstereceğini bilmediğim için, karımın banyoda bayılıp düşmesinden endişeleniyordum. Ama boşuna endişelenmişim, karım banyodan çıktı, aldığım iççamaşırları giymişti ve çok sexy görünüyordu...
Karım iççamaşırlarıyla yatağa uzandı, ben de soyunup sadece şortumla yanına uzandım ve “Evlilik yıldönümümüz kutlu olsun!” diyerek öpüşmeye başladık. Karım ikide bir esniyordu. Çok geçmeden kollarımda uykuya daldı. Karıma sesleniyordum ve kolunu dürtüyordum, hiç bir tepki yoktu. Ben işimi sağlama aldım ve 10 dakika daha bekledikten sonra karıma yeniden seslendim, dürttüm, yüzüne hafif tokat attım, acaba uyanacak mı diye. Yine hiç tepki yoktu, mışıl mışıl uyuyordu. Hemen Kereme telefon açtım, karımın uyuduğunu ve gelmesini söyledim. Kerem de en az benim kadar heycanlanmıştı, “Hemen geliyorum!” diyerek telefonu kapadı. Az sonra kapıyı tıkırdattı, açtım. Sikini pantolonunun üzerinden ovalayarak odaya girdi. Benim heyecandan elim ayağım titriyordu. Kerem yatağa yaklaşıp karımın vücudunu tepeden tırnağa süzdükten sonra, “Karının muhteşem vücudu varmış gerçekten dostum, bu gece artık benim olacak! Bak nasıl sikeceğim onu bu gece!” diyerek soyunmaya başladı. Ben heyecandan sadece, “Evet...” diyebildim...
Keremin üzerinde sadece Boxeri kalmıştı ve yarrağının kalmış hali belli oluyordu. Kerem karımın yanına uzandığında ben de yatağın kenarın oturdum izlemeye başladım. Kerem uyuyan karımın dudaklarından öpmeye başladı, boynunu boğazını öpüp yalarken, bir eli de karımın göğüslerini okşuyordu. Sonra benden karımın südyenini çıkarmasına yardım etmemi istedi, birlikte çıkardık. Karımın göğüslerini tek tek emmeye başladı. Emerken sanki göğsünün birini tümden ağzına çekmek istiyor gibiydi. Sırayla her iki göğsünü de uzun bir süre emip yaladıktan sonra aşağılara indi. Yine benim yardımımla karımın külodunu çıkardık. Kerem karımın (muhtemelen dün traş ettiği) pürüzsüz kaymak gibi amını görünce, “Offf be, karının amcığı harika görünüyor! Tazecik, bakire kız amcığı gibi!” diyerek hemen yalamaya başladı. Amının dudaklarını sündüre sündüre emiyor, bazen diliyle klitorisine masaj yapıyordu, bazen de diliyle siker gibi amına sokup çıkarıyordu dilini. Arada bir, “Mmmmhhhh, tadı çok güzelmiş! Nefis!” diyerek yeniden yalamaya devam ediyordu. O kadar zevkle ve iştahla yalıyordu ki karımın amını, o anda kendi kendime ben neden hiç yalamadım diye sormaya başladım...
Sonunda heycanla beklediğim an gelmiş, Kerem şortunu çıkarmıştı. Kendimi Keremin kocaman yarrağına bakmaktan alıkoyamıyordum. O ana kadar bende hiç kıpırtı yokken, Keremin muhteşem yarrağını kazık gibi kalkmış haliyle görünce, benim de sikim kalkmıştı. Keremin yarrağını karımın amının dudakları arasına sürtüşünü, ben de nefesimi tutmuş ve yutkunarak yakından izliyordum. Hissettiğim heyecan ve aldığım zevk inanılmazdı. Kerem karımın klitorisine tükürdü ve yarağının başıyla o tükürüğü amının dudakları arasına yaydı. Sonra am dudaklarını aralayıp yarrağının başını karımın amına dayadı ve yüklenmeye başladı. Hafif zorlanarak başını sokmuştu, karımın kasıklarından tutarak yeniden yüklenmeye başladığında, o kocaman yarrak taşaklarına kadar karımın amına gömülmüştü. “Ohhhh, harika! Karının amcığı daracıkmış dostum!” diyerek iyice kanırttıktan sonra da yavaş yavaş gidip gelmeye başladı...
Kerem karımın amını pompalaya pompalaya sikerken, ben de şortumun içinde kazık gibi olmuş sikimi sıvazlıyordum. Yaklaşık 10-15 dakika siktikten sonra Kerem birden yarrağını karımın amından çıkardı ve karımı çevirip yüzükoyun yatırdı, göbeğinin altına da yastık koydu, karımın götü havadaydı artık. Anlaşılan karımı götten sikecekti. Yarrağını bana çevirip tükürüklememi istedi. Avucuma tükürdüm ve yarrağının başına sürdüm. Sonra bana karımın götünün yanaklarını iki elimle yanlara ayırttırdı. Yarrağını karımın dışa çıkmış büzüğüne dayadı ve bir iki fırçadan sonra bastırarak yüklendi. Yarrağının başını soktuğunda, karım hafif kımıldadı. Korkmuştum, “Uyanırsa mahfolurum!” dedim. “Korkma, uyanmaz!” diyerek yarrağını yavaş yavaş karımın daracık göt deliğine sokmaya devam etti. Tamamını köklediğinde karımın uyanmadığını görünce rahatlatmıştım. Bir yandan da düşünüyordum, eğer karım uyanık olsaydı mümkün değil böyle bir yarağı alamazdı diye...
Kerem karımın götünü 15-20 dakika pompalayarak siktikten sonra artık karımın göt deliği iyice açılmıştı. Kerem o gece sabaha kadar karımı amdan götten en az 5 posta sikti. Hayatımda böyle bir haz almamıştım. Kerem sabah gitti, ama gitmeden önce karımı son bir kez daha götünden sikti ve bu son seferde içine boşalmıştı. Kerem gittikten sonra karımın götünden süzülen dölleri temizlemek bana düştü tabi. Temizleyebildiğim kadarıyla temizledim ve uyuyan karıma sarılarak uyudum. Öğleye doğru uyandığımda karım halen uyuyordu. Karım da uyandığında, “Uffff! Başım çatlıyor! Üstümden TIR geçmiş gibi hissediyorum kendimi!” diye sızlanmaya başladı. Rahatlamıştım, dün gece olanlardan haberi yok diye. Karım birden, “Bu ne be?” diyerek elini götüne attı, (iyice temizlediğim halde) götünden süzülen dölleri parmağıyla alıp baktıktan sonra, suratıma tokadı yapıştırdı ve “Adi herif! Evlilik yıldönümü kutlamak bahanesiyle beni otele getirip sarhoş ederek götümü sikersin haa!” diye bağırdı ve kızgın bir şekilde banyoya koştu...
O gün apar topar otelden ayrıldık ve hiç konuşmadan eve döndük. Karım beni bir haftadır yatağa almıyor, mecburen salondaki kanepede yatıyorum! Olsun, herşeye rağmen karımı siktirmek çok zevkliydi, birdaha olmasını çok isterdim!
Herkese bol sikişli günler!
[Tolga]
Slm, ben Tolga. 28 yaşında ve evliyim. Karım 24 yaşında, 1.60 boyunda ve normal kiloda, kapalı ve tutucu bir kadın. Karım çok güzel bir kadın olmasına rağmen, hiç fantazisi olmayan, yatakta benimle bildiğiniz klasik sikiş pozisyonundan başka bir pozisyonda sikişmeyen birisi. Ben ise karımın tam tersine seks fantazisi bol olan bir erkeğim. Ne yazık ki, bırakın uygulamayı, karımla bu tür fantazilerimi paylaşamıyorum bile. Bir keresinde karıma, pornofilm getireyim de birlikte seyredelim teklifinde bulundum diye benle bir hafta konuşmadı, öylesine tutucu yani...
Karımdan gizli internette seks sitelerine çok takılıyordum. Seks filmleri, eşli seks hikayeleri ve grup pornoları, derken içimde bir kıpırdama oluştu ve karım bir başkası tarafından sikilirken izlemek isteğiyle yanıp tutuşmaya başladım. Fakat karıma böyle bir şeyi teklif dahi etsem, kesin benden boşanırdı. Karımı siktirme fantazisi içimi kemirirken, internetten Kerem isminde birisiyle tanıştım ve Chat yapmaya başladık. Kendisinin dediğine göre İstanbuldandı ve 35 yaşında, iri yarı, kaslı vücudu olan, büyük yaraklı biriydi. Kereme derdimi anlattım, karımı siktirmek istediğimi, fakat karımın haberi olmadığını ve haberi olursa beni boşayacağını söyledim. Kerem de bana, “Karının haberi olmadan nasıl olacak bu iş dostum?” diye sorduğunda, “Hapla uyutarak yapsan?” dedim. Ben öyle deyince biraz korktu ve “Uyutarak yapmak tehlikeli olmaz mı?” dedi ve bu işten vaz geçecek gibiydi. Ben de, “Ne tehlikesi olacak ki canım, merak etme hiç birşey olmaz!” diye onu rahatlatmaya çalıştım...
Bana karımın resimlerinin olup olmadığını sordu, MSNden karımın birkaç tane resmini yolladım. Resimleri görünce hemen, “Karının başı hep öyle örtülü mü?” dedi. “Evet, evin içinde bile çıkarmaz başörtüsünü.” dedim. Ama bana cevap yazmadı. Birkaç dakika daha cevap gelmeyince dayanamadım ve ben yazdım, “Ne oldu? Karımı beğenmedin galiba?” diye. Kerem, “Yok yok, çok beğendim! Hatta şu anda karının resimlerine bakıp 31 çekiyorum!” diye yazdı. “Webcamı açsana, görebilirmiyim?” dedim. Açtı Webcamını, yarrağını okşuyordu ve gerçekten yarrağı hem kalın hem iriceydi, taş gibi de sert duruyordu. Karımın resimlerine bakarak boşaldığını bana izlettirdikten sonra Webcamı kapadı. Ben hemen yazdım, “Eee, karımı sikecekmisin?” diye. “Sikeceğim, ama bir şartım var, hem amdan hem götten sikerim! Sonra kıskanmak yok, sen de izleyeceksin!” dedi. Ben de mecburen kabul ettim ve anlaştık. Yeri ve zamanı ben ayarlayacaktım ve ona bildirecektim, o da o tarihte İzmire gelecekti.
Karımla evlilik yıldönümümüz yaklaşıyordu, kutlamak için Kuşadasında turistik otelin birinden rezervasyon yaptırdım ve Kereme bunu anlatıp, onun da o gün o otele gelmesini istedim. Kabul etti ve hapları da o getirecekti. Yaptığımız plana göre, akşam karımla birlikte otele gidip önce başbaşa bir akşam yemeği yiyecektik ve yemekte (karım içmediği halde Şampanya söyleyecektim ve en azından bir bardak içmesi için ısrar edecektim). Evlilik yıldönümünün olduğu gün gelmişti ve içim içime sığmıyordu, bu gece karımı siktirecektim. Karıma akşam yemeğini otelde yiyeceğimizi ve bir gece orda kalacağımızı söylediğimde, “Aslan kocacığım, evlilik yıldönümümüzü unutmamışsın!” diye boynuma sarıldı. Karım sikileceğinden haberi yok, sevinçten havalara uçuyordu...
Akşama doğru karımla otele gittiğimizde Kerem de gelmiş ve otelin barında birşeyler içiyordu. Heyecandan kalbim duracak gibiydi. Biz restoran kısmına geçtik oturduk ve akşam yemeğini yedik. Yemekte planladığım gibi Şampanya söyledim ve ısrarla karıma bir bardak anca Şampanya içirebildim. O bir bardakla bile, “Başım dönmeye başladı!” demeye başladı. “Ohalde ben bir WC’ye gidip geleyim, sonra odamıza çıkalım karıcığım.” dedim, karım da, “Tamam!” dedi. Karım restoranda otururken ben lobideki WC’ye gitmek için kalktım. WC’ye giderken Kereme göz kırparak, kafamla (WC’ye gelmesi için) işaret verdim. Benden hemen sonra Kerem de WC’ye geldiğinde heyecanım daha da artmıştı. Kerem, “Planda bir değişiklik var mı?” diye sordu. Ben de, “Yok yok, aynen devam! Sen hapları getirdin mi?” dedim. Hapları getirmişti, bana vermek istedi, ben de, “Bana verme, biz şimdi karımla odamıza çıkacağız, sonra ben odadan kahve siparişi vermek için resepsiyonu arıyormuş gibi senin cebini ararım, sen de garson gibi bana bir bira ve karıma da içine attığın haplar olan kahveyi getirir, kapıdan verirsin!” dedim, anlaştık.
Yalnız hapların çok etkili olduğunu, karımın uzun süre uyanmayacağını ve tedirgin olmamamı söyleyerek beni de rahatlatmıştı. “Hazır WC’ye gelmişken işeyim!” diyerek yanımda yarrağını çıkardı ve işemeye başladı. Keremin yarağını ilk defa canlı görüyordum, gerçekten kocaman birşeydi ve çok ta kalındı, hayretler içinde kalmıştım. Yarrağına ilgiyle baktığımı gören Kerem, işemesi bittikten sonra, yarrağını bana göstere göstere salladı ve “Birazdan karını bununla sikeceğim dostum, amını götünü bununla dağıtacağım!” diyerek geri pantolonuna soktu ve fermuarını çekti. Ben biraz korkmaya başlamıştım, “Götünden yaparsan uyanabilir...” dedim. “Korkma, top atsan uyanmayacak, haplar çok etkili. Hadi siz şimdi odanıza çıkın da, bana bir an önce telefon aç, karının kahvesini getireyim!” dedi. “Peki!” deyip restorana, karımın yanına gittim. Karımla kalktık odamıza çıktık...
Karım, “Sarhoş oldum galiba, başım dönüyor!” deyip kendini yatağın üzerine attı. “Dur sana bir kahve söyleyim, kahve iyi gelir!” diyerek resepsiyonu arıyormuşum gibi Kereme telefon açtım, oda numaramızı söyleyerek bir şekersiz kahve ve birde soğuk bira göndermelerini rica ettim. 9-10 dakika sonra Kerem elinde bir bira ve içine hapları erittiği kahve ile, “Oda servisi!” diyerek kapıyı tıklattı. Karım gelenin garson olmadığını anlamasın diye kapıyı hafif aralayarak içecekleri aldım ve Kereme teşekkür ettim, göz kırparak kapıyı kapadım. Karım kahvesini içerken ben de biramı yudumluyordum. Karıma kahvesini bitirdikten sonra evlilik yıldönümü için aldığım hediyesini verdim: Sexy bir iççamaşırı takımı. Karım çok sevindi ve “Bir duş alıp öyle giyeyim!” diyerek banyoya girdi. Hapların etkisinin ne olacağını ve etkisini nezaman göstereceğini bilmediğim için, karımın banyoda bayılıp düşmesinden endişeleniyordum. Ama boşuna endişelenmişim, karım banyodan çıktı, aldığım iççamaşırları giymişti ve çok sexy görünüyordu...
Karım iççamaşırlarıyla yatağa uzandı, ben de soyunup sadece şortumla yanına uzandım ve “Evlilik yıldönümümüz kutlu olsun!” diyerek öpüşmeye başladık. Karım ikide bir esniyordu. Çok geçmeden kollarımda uykuya daldı. Karıma sesleniyordum ve kolunu dürtüyordum, hiç bir tepki yoktu. Ben işimi sağlama aldım ve 10 dakika daha bekledikten sonra karıma yeniden seslendim, dürttüm, yüzüne hafif tokat attım, acaba uyanacak mı diye. Yine hiç tepki yoktu, mışıl mışıl uyuyordu. Hemen Kereme telefon açtım, karımın uyuduğunu ve gelmesini söyledim. Kerem de en az benim kadar heycanlanmıştı, “Hemen geliyorum!” diyerek telefonu kapadı. Az sonra kapıyı tıkırdattı, açtım. Sikini pantolonunun üzerinden ovalayarak odaya girdi. Benim heyecandan elim ayağım titriyordu. Kerem yatağa yaklaşıp karımın vücudunu tepeden tırnağa süzdükten sonra, “Karının muhteşem vücudu varmış gerçekten dostum, bu gece artık benim olacak! Bak nasıl sikeceğim onu bu gece!” diyerek soyunmaya başladı. Ben heyecandan sadece, “Evet...” diyebildim...
Keremin üzerinde sadece Boxeri kalmıştı ve yarrağının kalmış hali belli oluyordu. Kerem karımın yanına uzandığında ben de yatağın kenarın oturdum izlemeye başladım. Kerem uyuyan karımın dudaklarından öpmeye başladı, boynunu boğazını öpüp yalarken, bir eli de karımın göğüslerini okşuyordu. Sonra benden karımın südyenini çıkarmasına yardım etmemi istedi, birlikte çıkardık. Karımın göğüslerini tek tek emmeye başladı. Emerken sanki göğsünün birini tümden ağzına çekmek istiyor gibiydi. Sırayla her iki göğsünü de uzun bir süre emip yaladıktan sonra aşağılara indi. Yine benim yardımımla karımın külodunu çıkardık. Kerem karımın (muhtemelen dün traş ettiği) pürüzsüz kaymak gibi amını görünce, “Offf be, karının amcığı harika görünüyor! Tazecik, bakire kız amcığı gibi!” diyerek hemen yalamaya başladı. Amının dudaklarını sündüre sündüre emiyor, bazen diliyle klitorisine masaj yapıyordu, bazen de diliyle siker gibi amına sokup çıkarıyordu dilini. Arada bir, “Mmmmhhhh, tadı çok güzelmiş! Nefis!” diyerek yeniden yalamaya devam ediyordu. O kadar zevkle ve iştahla yalıyordu ki karımın amını, o anda kendi kendime ben neden hiç yalamadım diye sormaya başladım...
Sonunda heycanla beklediğim an gelmiş, Kerem şortunu çıkarmıştı. Kendimi Keremin kocaman yarrağına bakmaktan alıkoyamıyordum. O ana kadar bende hiç kıpırtı yokken, Keremin muhteşem yarrağını kazık gibi kalkmış haliyle görünce, benim de sikim kalkmıştı. Keremin yarrağını karımın amının dudakları arasına sürtüşünü, ben de nefesimi tutmuş ve yutkunarak yakından izliyordum. Hissettiğim heyecan ve aldığım zevk inanılmazdı. Kerem karımın klitorisine tükürdü ve yarağının başıyla o tükürüğü amının dudakları arasına yaydı. Sonra am dudaklarını aralayıp yarrağının başını karımın amına dayadı ve yüklenmeye başladı. Hafif zorlanarak başını sokmuştu, karımın kasıklarından tutarak yeniden yüklenmeye başladığında, o kocaman yarrak taşaklarına kadar karımın amına gömülmüştü. “Ohhhh, harika! Karının amcığı daracıkmış dostum!” diyerek iyice kanırttıktan sonra da yavaş yavaş gidip gelmeye başladı...
Kerem karımın amını pompalaya pompalaya sikerken, ben de şortumun içinde kazık gibi olmuş sikimi sıvazlıyordum. Yaklaşık 10-15 dakika siktikten sonra Kerem birden yarrağını karımın amından çıkardı ve karımı çevirip yüzükoyun yatırdı, göbeğinin altına da yastık koydu, karımın götü havadaydı artık. Anlaşılan karımı götten sikecekti. Yarrağını bana çevirip tükürüklememi istedi. Avucuma tükürdüm ve yarrağının başına sürdüm. Sonra bana karımın götünün yanaklarını iki elimle yanlara ayırttırdı. Yarrağını karımın dışa çıkmış büzüğüne dayadı ve bir iki fırçadan sonra bastırarak yüklendi. Yarrağının başını soktuğunda, karım hafif kımıldadı. Korkmuştum, “Uyanırsa mahfolurum!” dedim. “Korkma, uyanmaz!” diyerek yarrağını yavaş yavaş karımın daracık göt deliğine sokmaya devam etti. Tamamını köklediğinde karımın uyanmadığını görünce rahatlatmıştım. Bir yandan da düşünüyordum, eğer karım uyanık olsaydı mümkün değil böyle bir yarağı alamazdı diye...
Kerem karımın götünü 15-20 dakika pompalayarak siktikten sonra artık karımın göt deliği iyice açılmıştı. Kerem o gece sabaha kadar karımı amdan götten en az 5 posta sikti. Hayatımda böyle bir haz almamıştım. Kerem sabah gitti, ama gitmeden önce karımı son bir kez daha götünden sikti ve bu son seferde içine boşalmıştı. Kerem gittikten sonra karımın götünden süzülen dölleri temizlemek bana düştü tabi. Temizleyebildiğim kadarıyla temizledim ve uyuyan karıma sarılarak uyudum. Öğleye doğru uyandığımda karım halen uyuyordu. Karım da uyandığında, “Uffff! Başım çatlıyor! Üstümden TIR geçmiş gibi hissediyorum kendimi!” diye sızlanmaya başladı. Rahatlamıştım, dün gece olanlardan haberi yok diye. Karım birden, “Bu ne be?” diyerek elini götüne attı, (iyice temizlediğim halde) götünden süzülen dölleri parmağıyla alıp baktıktan sonra, suratıma tokadı yapıştırdı ve “Adi herif! Evlilik yıldönümü kutlamak bahanesiyle beni otele getirip sarhoş ederek götümü sikersin haa!” diye bağırdı ve kızgın bir şekilde banyoya koştu...
O gün apar topar otelden ayrıldık ve hiç konuşmadan eve döndük. Karım beni bir haftadır yatağa almıyor, mecburen salondaki kanepede yatıyorum! Olsun, herşeye rağmen karımı siktirmek çok zevkliydi, birdaha olmasını çok isterdim!
Herkese bol sikişli günler!
[Tolga]
Etiketler:
Evli Hikayeleri,
Otel Hikayeleri,
Türkçe Hikayeler
Kocama Aşığım Ama Başka Yarrak Da Yiyorum!
Kocama Aşığım Ama Başka Yarraklar Da Yiyorum! (Sertap 36 Y., İzmir / Türkiye)
Selam. Ben Sertap. Bu hikayemi evli olan kadınlara, bu büyük tadı kaçırmamaları ve hayatlarında alabilecekleri en büyük mutluluğa ulaşabilmeleri için yazıyorum. Mutlu bir evliliği olan bir çiftiz. İzmirde oturuyoruz ve 3 yaşında bir kızımız var. Ben bir şirkette üst düzey yöneticiyim, eşim de bir reklam firmasında iyi bir mevkidedir. Evliliğimizin ilk 5 yılı boyunca çok güzel bir ilişkimiz vardı ve seks hayatımızda da gayet iyi bir birlikteliğimiz olduğunu düşünüyordum. Bunu düşünmemdeki sebeb, işlerimizin yoğun olmasına rağmen haftada bir gün sevişmemiz, seks yapmamız ve bunun bana yetmesi ve her sevişmemizde, seks yapmamızda orgazm olabilmem, eşimi sevmemdi.
Geçen yıl bir toplantı için İstanbula gitmem gerekiyordu. İstanbula gittiğimde toplantı gayet iyi geçti, ama oldukça da yorgundum. Otele gittim ve bir duş aldıktan sonra yatakta biraz uzandım. Birkaç saat uyumuşum, uyandığımda saatin 22 olduğunu fark ettim. Oldukça da acıkmıştım, bu saatte ne yiyebilirim diye düşündüm, üzerime yaz olduğu için ince bir bluz ve mini etek geçirdim, makyajımı yaptıktan sonra aşağıya otelin lobisine indim ve resepsiyona neler yiyebileceğimi sordum. O anda saat 23 olmuştu ve resepsiyondaki görevli otelin barında içecek ve yiyecek bir şeyler bulabileceğimi söyledi. Otelin barına doğru giderken o kapıdan girdiğimde hayatımda çok yeni ve güzel bir şeylerin başlayacağını nereden bilebilirdim. Bara gittim oturdum ve barmen bir sandviç hazırlayabileceğini söyledi. Barda 6-7 çift ve 5-6 yalnız erkek ve ben vardım.
Sandviçim geldi, yedim ve bir kadeh şarap içtikten sonra tam kalkacaktım ki, yalnız erkeklerden biri gözüme ilişti. Çok yakışıklı bir erkekti ve 35 -36 yaşlarındaydı, gözlerimi ondan alamıyordum. Bir kadeh daha şarap içtim, sonra bir kadeh daha istedim. O sırada beklemediğim bir şey oldu, o yakışıklı genç bana doğru yaklaştı ve bana yanıma oturup oturamayacağını sordu. Çok heyecanlanmıştım, “Tabii buyurun!” dedim. Tanıştık, oturdu. Adı Hakandı. Biraz konuştuk. Gerçekten çok yakışıklıydı, kumraldı, saçları oldukça kısa kesilmişti ve ona çok yakışıyordu. Birden sıcak bir ortam oluştu, çok iyi espriler yapıyor, beni güldürüyordu. Saat bu arada gece 1 olmuştu ve bar iyice hareketlenmişti. Romantik bir şarkı çalıyordu ve çiftler dans ediyorlardı. Hakan, “Dans edelim mi?” dediğinde, hemen, “Olur! Böylesine yakışlıklı bir erkekle dans edilmez mi hiç?” dedim. Ve bunu ona nasıl söylediğime ben de şaşırdım, biraz yüzümün kızardığını hissettim.
Dans etmeye başladık ve ona dokununca bacakaramda bir sıcaklık hissetim. Sanki birden bütün kan amıma hareket etmişti. Bir süre sonra daha yakından dans etmeye başladık. Bu arada konuşuyorduk da. Aklıma birden eşim ve kızım geldi, doğru bir şey yapıyor muydum, ama ondan çok hoşlanmıştım, suçluluk duygusu hissediyor ama kendimi alamıyordum. Bu arada Hakan beni iyice kendine doğru çekmişti, vücutlarımız birbirine iyice değiyordu. İnce bluzumun altında sert ve sıcak bir şeyin bana değdiğini hissediyordum, Hakanın penisi kalkmıştı ve bu sıcaklık kanımı hareketlendirmişti. Ben daha da sarıldım. Yarım saat kadar dans ettikten sonra tekrar oturduğumuzda, Hakanın, “Daha fazla vakit kaybetmeyelim istersen!” dediğinde ne demek istediğini anlamıştım. Ama bunu yapabileceğimi hiç düşünememiştim. Eşimi düşünüyordum. Eşim beni bir keresinde aldatmıştı, ama ne de olsa o erkekti. Kızıma karşı sorumluluklarım, Hakan güvenilir bir erkek mi, hastalık kapar mıyım soruları ard arda geliyordu.
Üstelik daha önce hiç bir erkeğe bu gözle bakmamıştım. Benim için tek bir erkek vardı, o da eşimdi. Elime eşimden başka erkek eli değmemişti diyebilirim. Eşimi çok seviyordum, ona aşıktım ve hiç aklımda böyle bir fikir bile yoktu. Nedense buna benim de hakkım vardı diye düşündüm, ama yine de cesaret edemiyordum, hiç tanımadığım bir erkekle nasıl birlikte olabilirdim, daha sonra beni ve ailemi rahatsız eder miydi, beni başkalarına anlatır mıydı acaba. Büyük bir ikilemin içindeydim, ne diyeceğimi bilemiyordum, denemeli miydim bilmiyordum. Siz olsaydınız ne yapardınız acaba? Ama içimde öyle bir his vardı ki, canım seks istiyordu, yabancı bir erkekle bunu konuşuyor olmak da bana ayrı bir heyecan veriyordu. Hakan çok iyi niyetle, “Boş ver, teklifimi unut, özür dilerim, bir an seni çok istedim, cesaretim için affet!” dedi. Bir anda cesaretimi toplayıp dudaklarını öptüm. Ve o tad hala içimi kıpırdatır, harikaydı, bütün vücudum ateşler içindeydi sanki. Hemen, “Nereye gideceğiz?” dedim. “İster senin odana çıkalım, istersen benim evime gidelim, çok hoş bir evim var, nasıl rahat edersen. İstersen bize gidelim sadece uyuyalım, her şey sana bağlı!” dedi.
Beraber çıktık ve otelin park yerindeki Lüx bir Jeepin kapısını açtığında, kendi kendime ne yaptığımı sorguluyordum, sarhoş değildim ve çok heyecanlıydım, ağzımın kuruduğunu hissetim. İstanbulu pek bilmiyordum, ama Sarıyere doğru giderken konuşuyorduk. Eşimden ve kızımdan bahsettim. Hakan bekarmış. Evi müstakil bir evdi ve çok güzeldi. Ne iş yaptığını sorduğumda iş adamı olduğunu söyledi. Evin içi de çok güzeldi ve zevkle döşenmişti. Salonda oturduk, karnımın acıktığını söyledim ve beni mutfağa davet etti, dolapta bir şeyler olabileceğini, bakmamı söyledi. Dolabı açtığımda çok sevdiğim o çikolatalı pastayı gördüm ve bir parça alarak salona geçtik. “Televizyon seyredelim mi?” dedim, hala çok tedirgindim. Ve bana hiç sarkıntılık etmeden konuşuyorduk. Televizyonu açtı, kumandayı bana verdi. Onun bu sakin hali beni rahatlatmıştı, huzursuz değildim artık ve TV’nin kanallarını zaplamaya başladım, paralı yayınların birinin Erotik kanalı çıktı birden karşıma. Bir kadın ve iki erkek sevişiyorlardı, paralı yayınlarda bu kadar açık porno gösterdiğini bilmiyordum. Kadın erkeklerden birinin penisini ağzına almıştı, diğeri de kadını sikiyordu. Çok heyecanlandım, ama Hakana da bakamıyordum. Hakan, “Seyretmek istersen porno CD’ler de var, bak istersen.” dedi ve televizyonun yanındaki kütüphaneyi gösterdi.
Ayağa kalktım ama bacaklarım resmen titriyordu. Kütüphanenin yanına gittiğimde en az 100 tane porno CD den oluşan porno kolleksiyonu vardı. Üzerlerinde resimler de vardı. Hepsine tek tek baktım ve Hakana, “Ne çok CD’in var!” dedim, güldü. Üzerinde Big Dicks (Büyük Yarraklar) yazan CD’yi Hakana uzattım, seçtiğim CD’yi görünce gülüştük. Hakan CD’yi Playere taktı ve “Ben bir duş almak istiyorum, olur mu? Sen seyret!” dedi, ben de başımı salladım. Hakan gitti ve ben seyretmeye başladım. Daha önce pek porno film seyretmemiştim, eşimle 1 veya 2 kez seyretmiştik, evliliğimizin ilk yıllarında. Eşimle seyrettiğimiz filmdeki erkeklerin penisleri öyle büyüktü ki, kocamınki onların yanında küçücük kalıyordu. Eşimle Penis boyları hakkında biraz yorum yapmış ve sonra da eşimin Penisini ölçmüştük, eşiminki 16 cm idi. Ama Hakanın CD’sindekiler, eşimle seyrettiğim filmdekilerden çok dah büyük ve kalındı.
Yaklaşık 20 dakika sonra Hakan banyodan geldi, üzerinde bornoz vardı ve yeni yıkanmış hali çok hoştu. “Nasıl gidiyor?” dedi. Ben de filmdeki Penislerin ne kadar büyük olduğunu söyleyerek, “Baksana, bunlar gerçek değil herhalde?” dedim. Güldü. “Neden gülüyorsun?” dediğimde, “Benimki onlardan daha büyük ki!” dedi. İnanmadım, “Yalan söylüyorsun!” dedim. Yanıma geldi, “İnanamıyorsan bornozun altına bak!” dedi. Ben de, “Yalan, kesin yalan!” dedim. Bu arada, hem izlediğim filmden, hem de Hakanla bunları konuşmaktan amımın suyu akmaya başlamış ve oldukça ıslanmıştı, külodum bile sırılsıklamdı. Hakanın Penisi bornozun altında ve burnumun önünde duruyordu. Ben oturuyordum, Hakan ayakta duruyordu. Hakanın gözlerine bakarak bornozunu aralamak için ellerimi uzattım. Bornozunu açtığımda gözlerim aşağıya kaydırdım ve kocamdan başka ilk defa bir erkeğin Penisi ile karşı karşıyaydım. Okadar heyecanlanmıştım ki onu çıplak görünce, amımın ısındığını hissediyordum. Üstelik dediği gibi, Penisi inik haliyle bile öyle büyük ve kalındı ki, inik hali kocamın penisinin kalkmış halinden çok daha büyüktü. Çok şaşırmıştım ve öylece bir kaç saniye dona kalmıştım. Gözlerimi ondan alamıyordum, çok büyük ve kalın olmasının yanında çok da güzel bir penisti. Bir penisin bu kadar güzel olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Tam ona dokunacaktım ki, Hakan beni kollarımdan tutarak kaldırdı ve bornozunu çıkardı. Tamamen çıplaktı ve vücudu çok güzeldi. Dudaklarımdan öpmeye başladı, ben de kollarımı boynuna dolayıp sarıldım. Kocamdan başka bir erkeğe çırılçıplakken ilk defa sarılıyordum, çok güzel bir histi. Sonra o beni öperken poposunu elledim, öyle güzel ve değişik bir duyguydu ki anlatamam. İki elimle poposunu sıkıca sıktım ve bana doğru çektim onu. Sonra heyecanla Penisine baktım, ki ben ona yarrak diyeceğim, yarrağı gittikçe büyüyor ve devleşiyordu adeta. Bir elimle yarrağını tuttum ve bir elimle poposunu tutuyordum. Hakan elleriyle eteğimi kaldırarak popomu ellemeye başladı. Hakanın yarrağını öpmek istedim, normalde Penisi ağzıma almayı çok sevmezdim, kocamın penisini de mümkün olduğunca öpmezdim, yani benim midemi bulandırırdı genelde, kocam istediği halde ben öpmezdim. Ama Hakanın yarrağını öpmek için içimde dayanılmaz bir istek duyuyordum. Zorlukla dudaklarımı Hakanıın dudaklarından ayırdım ve önüne eğildim. O harika yarrak karşımda duruyordu, iki elimle onu ellerime aldım, büyüklüğünü nasıl tarif etsem, bir büyük salam kadardı. Elimde dünyanın en güzel yarrağı vardı.
Hakanın yarrağının başından öpmeye başladım, tadı çok güzeldi, kocamın Penisini öperken hiç böyle hissetmemiştim. Demek ki yarrakların tadı da farklı olabiliyormuş, bu sefer hiç midem bulanmıyordu, dudaklarımı yarrağından uzaklaştıramıyordum, her milimetrekaresini öpmek, yalamak istiyordum. Hakan beni kaldırdı ve bluzumü çıkardı. Göğüslerim büyük sayılmazdı ve hafif sarkıktır diyebilirim, ama heyecandan göğüs uçlarım dimdik olmuştu. Hakan dudaklarını meme uçlarıma değdirdiğinde adeta zevkten çıldırdım. Hakan biraz sonra eteğimi de çıkardığında sadece külodum kalmıştı üzerimde. Kocamdan başka bir erkeğin karşısında sadece küldumlaydım. Aslında başka bir erkeğin karşısında soyunamıyacağımı, vücudumdan utanacağımı düşünüyordum. Kendimi pek güzel bulmuyordum, ama Hakandan hiç utanmadım, onun karşısında çıplak olmak hissi, onun benim göğüslerime, küloduma bakıyor olması hissi ve benim onu çırılçıplak görüyor olmam kadar harika bir şey olamazdı.
Hakan külodumun üstünden popomu, amımı okşuyordu, “Külodun ne kadar ıslanmış!” dedi. Ben de, “Bu yarrağın karşısında ıslanmasın da ne yapsın, harika bir yarrağın var, kocamın Penisinin iki katından bile büyük, kocamınkini öpmeyi pek sevmezdim ama senin yarrağını ağzıma almak istiyorum, yatar mısın?” dedim. Hakan beni tutarak yatak odasına çıkardı. Yatağı oldukça büyüktü ve çarşaflar tertemizdi. Yatağa yattı, yarrağı dimdik bir abide gibi duruyordu. Hemen yarrağını öpmeye başladım. Harika kokuyordu, derin bir nefes aldım, kokusunu içime çektim. Hakan popomdan tutarak beni çevirdi ve amımı külodumun üzerinden öpmeye başladı. Harika öpüyordu. Gerçi kocamın da amımı öpmesinden hep hoşlanmışımdır. Ama evli bir kadın olarak, başka bir erkeğin dudaklarının, dilinin amının dudaklarında gezmesinin çok daha başka güzel hisler uyandırdığını fark ettim.
Külodumu çıkarıp amımı yalamaya devam ederken, ben de hayatımda gördüğüm ve o anda elimde tuttuğum en güzel yarrağı öpüyor, yalıyor, kokluyor, içime sindire sindire emiyordum. Bu arada taşaklarını da yalamayı ihmal etmiyordum, onları yalamak ayrı bir zevkti. Amım yalanırken, başka bir erkeğin o güzel yarrağını yalamak ne harika bir şey, anlatamam. Burada bir şey çok önemli, kocamı seviyordum ve onunla iyi seks yapardık, ama başka bir erkeğin kollarında olmak, başka bir erkeğin yarrağının yanında olmak, ona dokunmak öpmek, onu hissetmek öyle bir şey ki anlatamam, normalde ben böyle şeyleri hiç tasvip etmezdim ve eşini aldatan kadınlara çok kızardım. Herhalde en az yarım saat ben onun yarrağını, o da benim amını yaladı, doyamıyordum ona. Ama artık onu içime sokmak istiyordum, ancak acaba içime girer miydi, o kadar büyüktü ki, asla içime girmez bu dedim kendi kendime. Sonra Hakana dönüp, “Bu benim amıma girmez, çok büyük!” dedim. Hakan, “Merak etme, kadınların Vajinası genişleyebilir, bir de çok heyecanlanınca daha da büyüyebilir!” dedi. Beni sırtüstü yatağa yatırdı ve üzerime doğru geldi, çok korkuyordum, çünkü acıdan çok korkarım.
Hakan yarrağının başını sırılsıklam olmuş amımın dudaklarına sürtmeye başladı. Ben, “Hadi ama, sik beni!” diye yalvarıyordum artık. Yarağını amıma sokarken acıyla bağırdım, çok büyüktü ve girmiyordu. Hakan, “Acıyorsa girmeyeyim!” dedi. Ben, “Hayır, deli misin? Sik beni! Onu içimde istiyorum!” diye bağırıyordum. Bir kaç kez yarrağının başını sokup çıkardıktan sonra amım genişlemeye başladı ve artık hemen hemen yarısını sokuyordu. Ve ben çok mutluydum, çünkü dünyanın en harika şeyi beni sikiyordu. Ama onun hepsini içime almak istiyordum, Hakanıın poposundan tutarak kendime çekiyor, onu daha çok hissetmek istiyordum. Artık iyice çıldırmıştım, “Beni daha hızlı sik erkeğim, benim sikicim ol!” gibi birçok şey söyledim. Yaklaşık 30-40 dakika beni hiç durmadan her pozisyonda sikti. Bu kadar uzun sikebilmesi de harika bir şeydi. Amım acıyor, ama çok büyük de zevk alıyordum, artık üst üste orgazm oluyordum. O beni sikerken en az 5 kez boşaldım. Herhalde filmlerde gördüğümüz o mükemmel sikişme sahnelerinden çok daha güzel bir şeydi ve sanki bulutlar üzerinde uçuyordum.
5 yıl boyunca kocamın beni çok iyi becerdiğini düşünmüştüm, ama şimdi fikrim tamamen değişmişti. Kocamdan aldığım zevk bunun yanında hemen hemen hiçbir şey değil gibiydi. Böyle bir şeyi yaşayacağımı hayal bile dahi edememiştim, hiç de düşünmemiştim. Bence bu genelde Türk kadınının aptallığı gibi geliyor. Erkekler aldatabilir, biz aldatamayız, erkekler kadınlara bakabilir, her kadını sikmek ister gibi bakar, benim kocam gibi, biz kadınlar bakamayız, biz hiç bir erkeğe bu beni ne güzel siker diye bakamayız, ben de böyleydim, hiç böyle bir şey düşünemezdim. Ancak şu bir gerçek ki, sokakta gördüğümüz erkeklerin bir kısmı hem yakışıklı ve hem de güzel penisleri, yarrakları vardır ve bizi aslında şimdi sikildiğimizden çok daha güzel sikebilirler, bunları hiç düşünmeyiz. Kocam seviştikten sonra genelde, “Zevk aldın mı? Orgazm oldun mu?” diye sorardı, “Penisim küçük mü?” diye sorardı. Ve ben de, “Deli misin, ben çok memnunum!” derdim, gerçekten de öyle sanırdım. Ama Hakanın mükemmel yarrağı ve onun mükemmel sikişi ve aldatmanın harika hissi benim fikirlerimi değiştirdi. Bunun üzerinde çok düşündüm ve yaşadıklarımı yazmaya karar verdim.
Bana çılgın diyebilirsiniz. Eskiden ben de çoğu kadınlar gibi düşünüyordum. Oysa şimdi evliliğimiz de halen güzelce devam ediyor. Artık İstanbula gitmeyi çok seviyorum ve artık çevremdeki erkeklere bakarken onların yarraklarını düşünüyorum, hayal ediyorum. Artık eşimle daha çok porno film seyrediyoruz. Eşime özellikle, “Büyük yarraklı erkeklerin filmlerinden getir!” diyebildim ve eşim de bana, “Tabi ki tatlım, yeter ki sen iste!” diyerek dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Bu olay bizi birbirimize daha çok bağlasa da, ben kadınlığımın tadını doyasıya çıkarmaya devam ediyorum açıkçası.
[Sertap]
Selam. Ben Sertap. Bu hikayemi evli olan kadınlara, bu büyük tadı kaçırmamaları ve hayatlarında alabilecekleri en büyük mutluluğa ulaşabilmeleri için yazıyorum. Mutlu bir evliliği olan bir çiftiz. İzmirde oturuyoruz ve 3 yaşında bir kızımız var. Ben bir şirkette üst düzey yöneticiyim, eşim de bir reklam firmasında iyi bir mevkidedir. Evliliğimizin ilk 5 yılı boyunca çok güzel bir ilişkimiz vardı ve seks hayatımızda da gayet iyi bir birlikteliğimiz olduğunu düşünüyordum. Bunu düşünmemdeki sebeb, işlerimizin yoğun olmasına rağmen haftada bir gün sevişmemiz, seks yapmamız ve bunun bana yetmesi ve her sevişmemizde, seks yapmamızda orgazm olabilmem, eşimi sevmemdi.
Geçen yıl bir toplantı için İstanbula gitmem gerekiyordu. İstanbula gittiğimde toplantı gayet iyi geçti, ama oldukça da yorgundum. Otele gittim ve bir duş aldıktan sonra yatakta biraz uzandım. Birkaç saat uyumuşum, uyandığımda saatin 22 olduğunu fark ettim. Oldukça da acıkmıştım, bu saatte ne yiyebilirim diye düşündüm, üzerime yaz olduğu için ince bir bluz ve mini etek geçirdim, makyajımı yaptıktan sonra aşağıya otelin lobisine indim ve resepsiyona neler yiyebileceğimi sordum. O anda saat 23 olmuştu ve resepsiyondaki görevli otelin barında içecek ve yiyecek bir şeyler bulabileceğimi söyledi. Otelin barına doğru giderken o kapıdan girdiğimde hayatımda çok yeni ve güzel bir şeylerin başlayacağını nereden bilebilirdim. Bara gittim oturdum ve barmen bir sandviç hazırlayabileceğini söyledi. Barda 6-7 çift ve 5-6 yalnız erkek ve ben vardım.
Sandviçim geldi, yedim ve bir kadeh şarap içtikten sonra tam kalkacaktım ki, yalnız erkeklerden biri gözüme ilişti. Çok yakışıklı bir erkekti ve 35 -36 yaşlarındaydı, gözlerimi ondan alamıyordum. Bir kadeh daha şarap içtim, sonra bir kadeh daha istedim. O sırada beklemediğim bir şey oldu, o yakışıklı genç bana doğru yaklaştı ve bana yanıma oturup oturamayacağını sordu. Çok heyecanlanmıştım, “Tabii buyurun!” dedim. Tanıştık, oturdu. Adı Hakandı. Biraz konuştuk. Gerçekten çok yakışıklıydı, kumraldı, saçları oldukça kısa kesilmişti ve ona çok yakışıyordu. Birden sıcak bir ortam oluştu, çok iyi espriler yapıyor, beni güldürüyordu. Saat bu arada gece 1 olmuştu ve bar iyice hareketlenmişti. Romantik bir şarkı çalıyordu ve çiftler dans ediyorlardı. Hakan, “Dans edelim mi?” dediğinde, hemen, “Olur! Böylesine yakışlıklı bir erkekle dans edilmez mi hiç?” dedim. Ve bunu ona nasıl söylediğime ben de şaşırdım, biraz yüzümün kızardığını hissettim.
Dans etmeye başladık ve ona dokununca bacakaramda bir sıcaklık hissetim. Sanki birden bütün kan amıma hareket etmişti. Bir süre sonra daha yakından dans etmeye başladık. Bu arada konuşuyorduk da. Aklıma birden eşim ve kızım geldi, doğru bir şey yapıyor muydum, ama ondan çok hoşlanmıştım, suçluluk duygusu hissediyor ama kendimi alamıyordum. Bu arada Hakan beni iyice kendine doğru çekmişti, vücutlarımız birbirine iyice değiyordu. İnce bluzumun altında sert ve sıcak bir şeyin bana değdiğini hissediyordum, Hakanın penisi kalkmıştı ve bu sıcaklık kanımı hareketlendirmişti. Ben daha da sarıldım. Yarım saat kadar dans ettikten sonra tekrar oturduğumuzda, Hakanın, “Daha fazla vakit kaybetmeyelim istersen!” dediğinde ne demek istediğini anlamıştım. Ama bunu yapabileceğimi hiç düşünememiştim. Eşimi düşünüyordum. Eşim beni bir keresinde aldatmıştı, ama ne de olsa o erkekti. Kızıma karşı sorumluluklarım, Hakan güvenilir bir erkek mi, hastalık kapar mıyım soruları ard arda geliyordu.
Üstelik daha önce hiç bir erkeğe bu gözle bakmamıştım. Benim için tek bir erkek vardı, o da eşimdi. Elime eşimden başka erkek eli değmemişti diyebilirim. Eşimi çok seviyordum, ona aşıktım ve hiç aklımda böyle bir fikir bile yoktu. Nedense buna benim de hakkım vardı diye düşündüm, ama yine de cesaret edemiyordum, hiç tanımadığım bir erkekle nasıl birlikte olabilirdim, daha sonra beni ve ailemi rahatsız eder miydi, beni başkalarına anlatır mıydı acaba. Büyük bir ikilemin içindeydim, ne diyeceğimi bilemiyordum, denemeli miydim bilmiyordum. Siz olsaydınız ne yapardınız acaba? Ama içimde öyle bir his vardı ki, canım seks istiyordu, yabancı bir erkekle bunu konuşuyor olmak da bana ayrı bir heyecan veriyordu. Hakan çok iyi niyetle, “Boş ver, teklifimi unut, özür dilerim, bir an seni çok istedim, cesaretim için affet!” dedi. Bir anda cesaretimi toplayıp dudaklarını öptüm. Ve o tad hala içimi kıpırdatır, harikaydı, bütün vücudum ateşler içindeydi sanki. Hemen, “Nereye gideceğiz?” dedim. “İster senin odana çıkalım, istersen benim evime gidelim, çok hoş bir evim var, nasıl rahat edersen. İstersen bize gidelim sadece uyuyalım, her şey sana bağlı!” dedi.
Beraber çıktık ve otelin park yerindeki Lüx bir Jeepin kapısını açtığında, kendi kendime ne yaptığımı sorguluyordum, sarhoş değildim ve çok heyecanlıydım, ağzımın kuruduğunu hissetim. İstanbulu pek bilmiyordum, ama Sarıyere doğru giderken konuşuyorduk. Eşimden ve kızımdan bahsettim. Hakan bekarmış. Evi müstakil bir evdi ve çok güzeldi. Ne iş yaptığını sorduğumda iş adamı olduğunu söyledi. Evin içi de çok güzeldi ve zevkle döşenmişti. Salonda oturduk, karnımın acıktığını söyledim ve beni mutfağa davet etti, dolapta bir şeyler olabileceğini, bakmamı söyledi. Dolabı açtığımda çok sevdiğim o çikolatalı pastayı gördüm ve bir parça alarak salona geçtik. “Televizyon seyredelim mi?” dedim, hala çok tedirgindim. Ve bana hiç sarkıntılık etmeden konuşuyorduk. Televizyonu açtı, kumandayı bana verdi. Onun bu sakin hali beni rahatlatmıştı, huzursuz değildim artık ve TV’nin kanallarını zaplamaya başladım, paralı yayınların birinin Erotik kanalı çıktı birden karşıma. Bir kadın ve iki erkek sevişiyorlardı, paralı yayınlarda bu kadar açık porno gösterdiğini bilmiyordum. Kadın erkeklerden birinin penisini ağzına almıştı, diğeri de kadını sikiyordu. Çok heyecanlandım, ama Hakana da bakamıyordum. Hakan, “Seyretmek istersen porno CD’ler de var, bak istersen.” dedi ve televizyonun yanındaki kütüphaneyi gösterdi.
Ayağa kalktım ama bacaklarım resmen titriyordu. Kütüphanenin yanına gittiğimde en az 100 tane porno CD den oluşan porno kolleksiyonu vardı. Üzerlerinde resimler de vardı. Hepsine tek tek baktım ve Hakana, “Ne çok CD’in var!” dedim, güldü. Üzerinde Big Dicks (Büyük Yarraklar) yazan CD’yi Hakana uzattım, seçtiğim CD’yi görünce gülüştük. Hakan CD’yi Playere taktı ve “Ben bir duş almak istiyorum, olur mu? Sen seyret!” dedi, ben de başımı salladım. Hakan gitti ve ben seyretmeye başladım. Daha önce pek porno film seyretmemiştim, eşimle 1 veya 2 kez seyretmiştik, evliliğimizin ilk yıllarında. Eşimle seyrettiğimiz filmdeki erkeklerin penisleri öyle büyüktü ki, kocamınki onların yanında küçücük kalıyordu. Eşimle Penis boyları hakkında biraz yorum yapmış ve sonra da eşimin Penisini ölçmüştük, eşiminki 16 cm idi. Ama Hakanın CD’sindekiler, eşimle seyrettiğim filmdekilerden çok dah büyük ve kalındı.
Yaklaşık 20 dakika sonra Hakan banyodan geldi, üzerinde bornoz vardı ve yeni yıkanmış hali çok hoştu. “Nasıl gidiyor?” dedi. Ben de filmdeki Penislerin ne kadar büyük olduğunu söyleyerek, “Baksana, bunlar gerçek değil herhalde?” dedim. Güldü. “Neden gülüyorsun?” dediğimde, “Benimki onlardan daha büyük ki!” dedi. İnanmadım, “Yalan söylüyorsun!” dedim. Yanıma geldi, “İnanamıyorsan bornozun altına bak!” dedi. Ben de, “Yalan, kesin yalan!” dedim. Bu arada, hem izlediğim filmden, hem de Hakanla bunları konuşmaktan amımın suyu akmaya başlamış ve oldukça ıslanmıştı, külodum bile sırılsıklamdı. Hakanın Penisi bornozun altında ve burnumun önünde duruyordu. Ben oturuyordum, Hakan ayakta duruyordu. Hakanın gözlerine bakarak bornozunu aralamak için ellerimi uzattım. Bornozunu açtığımda gözlerim aşağıya kaydırdım ve kocamdan başka ilk defa bir erkeğin Penisi ile karşı karşıyaydım. Okadar heyecanlanmıştım ki onu çıplak görünce, amımın ısındığını hissediyordum. Üstelik dediği gibi, Penisi inik haliyle bile öyle büyük ve kalındı ki, inik hali kocamın penisinin kalkmış halinden çok daha büyüktü. Çok şaşırmıştım ve öylece bir kaç saniye dona kalmıştım. Gözlerimi ondan alamıyordum, çok büyük ve kalın olmasının yanında çok da güzel bir penisti. Bir penisin bu kadar güzel olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Tam ona dokunacaktım ki, Hakan beni kollarımdan tutarak kaldırdı ve bornozunu çıkardı. Tamamen çıplaktı ve vücudu çok güzeldi. Dudaklarımdan öpmeye başladı, ben de kollarımı boynuna dolayıp sarıldım. Kocamdan başka bir erkeğe çırılçıplakken ilk defa sarılıyordum, çok güzel bir histi. Sonra o beni öperken poposunu elledim, öyle güzel ve değişik bir duyguydu ki anlatamam. İki elimle poposunu sıkıca sıktım ve bana doğru çektim onu. Sonra heyecanla Penisine baktım, ki ben ona yarrak diyeceğim, yarrağı gittikçe büyüyor ve devleşiyordu adeta. Bir elimle yarrağını tuttum ve bir elimle poposunu tutuyordum. Hakan elleriyle eteğimi kaldırarak popomu ellemeye başladı. Hakanın yarrağını öpmek istedim, normalde Penisi ağzıma almayı çok sevmezdim, kocamın penisini de mümkün olduğunca öpmezdim, yani benim midemi bulandırırdı genelde, kocam istediği halde ben öpmezdim. Ama Hakanın yarrağını öpmek için içimde dayanılmaz bir istek duyuyordum. Zorlukla dudaklarımı Hakanıın dudaklarından ayırdım ve önüne eğildim. O harika yarrak karşımda duruyordu, iki elimle onu ellerime aldım, büyüklüğünü nasıl tarif etsem, bir büyük salam kadardı. Elimde dünyanın en güzel yarrağı vardı.
Hakanın yarrağının başından öpmeye başladım, tadı çok güzeldi, kocamın Penisini öperken hiç böyle hissetmemiştim. Demek ki yarrakların tadı da farklı olabiliyormuş, bu sefer hiç midem bulanmıyordu, dudaklarımı yarrağından uzaklaştıramıyordum, her milimetrekaresini öpmek, yalamak istiyordum. Hakan beni kaldırdı ve bluzumü çıkardı. Göğüslerim büyük sayılmazdı ve hafif sarkıktır diyebilirim, ama heyecandan göğüs uçlarım dimdik olmuştu. Hakan dudaklarını meme uçlarıma değdirdiğinde adeta zevkten çıldırdım. Hakan biraz sonra eteğimi de çıkardığında sadece külodum kalmıştı üzerimde. Kocamdan başka bir erkeğin karşısında sadece küldumlaydım. Aslında başka bir erkeğin karşısında soyunamıyacağımı, vücudumdan utanacağımı düşünüyordum. Kendimi pek güzel bulmuyordum, ama Hakandan hiç utanmadım, onun karşısında çıplak olmak hissi, onun benim göğüslerime, küloduma bakıyor olması hissi ve benim onu çırılçıplak görüyor olmam kadar harika bir şey olamazdı.
Hakan külodumun üstünden popomu, amımı okşuyordu, “Külodun ne kadar ıslanmış!” dedi. Ben de, “Bu yarrağın karşısında ıslanmasın da ne yapsın, harika bir yarrağın var, kocamın Penisinin iki katından bile büyük, kocamınkini öpmeyi pek sevmezdim ama senin yarrağını ağzıma almak istiyorum, yatar mısın?” dedim. Hakan beni tutarak yatak odasına çıkardı. Yatağı oldukça büyüktü ve çarşaflar tertemizdi. Yatağa yattı, yarrağı dimdik bir abide gibi duruyordu. Hemen yarrağını öpmeye başladım. Harika kokuyordu, derin bir nefes aldım, kokusunu içime çektim. Hakan popomdan tutarak beni çevirdi ve amımı külodumun üzerinden öpmeye başladı. Harika öpüyordu. Gerçi kocamın da amımı öpmesinden hep hoşlanmışımdır. Ama evli bir kadın olarak, başka bir erkeğin dudaklarının, dilinin amının dudaklarında gezmesinin çok daha başka güzel hisler uyandırdığını fark ettim.
Külodumu çıkarıp amımı yalamaya devam ederken, ben de hayatımda gördüğüm ve o anda elimde tuttuğum en güzel yarrağı öpüyor, yalıyor, kokluyor, içime sindire sindire emiyordum. Bu arada taşaklarını da yalamayı ihmal etmiyordum, onları yalamak ayrı bir zevkti. Amım yalanırken, başka bir erkeğin o güzel yarrağını yalamak ne harika bir şey, anlatamam. Burada bir şey çok önemli, kocamı seviyordum ve onunla iyi seks yapardık, ama başka bir erkeğin kollarında olmak, başka bir erkeğin yarrağının yanında olmak, ona dokunmak öpmek, onu hissetmek öyle bir şey ki anlatamam, normalde ben böyle şeyleri hiç tasvip etmezdim ve eşini aldatan kadınlara çok kızardım. Herhalde en az yarım saat ben onun yarrağını, o da benim amını yaladı, doyamıyordum ona. Ama artık onu içime sokmak istiyordum, ancak acaba içime girer miydi, o kadar büyüktü ki, asla içime girmez bu dedim kendi kendime. Sonra Hakana dönüp, “Bu benim amıma girmez, çok büyük!” dedim. Hakan, “Merak etme, kadınların Vajinası genişleyebilir, bir de çok heyecanlanınca daha da büyüyebilir!” dedi. Beni sırtüstü yatağa yatırdı ve üzerime doğru geldi, çok korkuyordum, çünkü acıdan çok korkarım.
Hakan yarrağının başını sırılsıklam olmuş amımın dudaklarına sürtmeye başladı. Ben, “Hadi ama, sik beni!” diye yalvarıyordum artık. Yarağını amıma sokarken acıyla bağırdım, çok büyüktü ve girmiyordu. Hakan, “Acıyorsa girmeyeyim!” dedi. Ben, “Hayır, deli misin? Sik beni! Onu içimde istiyorum!” diye bağırıyordum. Bir kaç kez yarrağının başını sokup çıkardıktan sonra amım genişlemeye başladı ve artık hemen hemen yarısını sokuyordu. Ve ben çok mutluydum, çünkü dünyanın en harika şeyi beni sikiyordu. Ama onun hepsini içime almak istiyordum, Hakanıın poposundan tutarak kendime çekiyor, onu daha çok hissetmek istiyordum. Artık iyice çıldırmıştım, “Beni daha hızlı sik erkeğim, benim sikicim ol!” gibi birçok şey söyledim. Yaklaşık 30-40 dakika beni hiç durmadan her pozisyonda sikti. Bu kadar uzun sikebilmesi de harika bir şeydi. Amım acıyor, ama çok büyük de zevk alıyordum, artık üst üste orgazm oluyordum. O beni sikerken en az 5 kez boşaldım. Herhalde filmlerde gördüğümüz o mükemmel sikişme sahnelerinden çok daha güzel bir şeydi ve sanki bulutlar üzerinde uçuyordum.
5 yıl boyunca kocamın beni çok iyi becerdiğini düşünmüştüm, ama şimdi fikrim tamamen değişmişti. Kocamdan aldığım zevk bunun yanında hemen hemen hiçbir şey değil gibiydi. Böyle bir şeyi yaşayacağımı hayal bile dahi edememiştim, hiç de düşünmemiştim. Bence bu genelde Türk kadınının aptallığı gibi geliyor. Erkekler aldatabilir, biz aldatamayız, erkekler kadınlara bakabilir, her kadını sikmek ister gibi bakar, benim kocam gibi, biz kadınlar bakamayız, biz hiç bir erkeğe bu beni ne güzel siker diye bakamayız, ben de böyleydim, hiç böyle bir şey düşünemezdim. Ancak şu bir gerçek ki, sokakta gördüğümüz erkeklerin bir kısmı hem yakışıklı ve hem de güzel penisleri, yarrakları vardır ve bizi aslında şimdi sikildiğimizden çok daha güzel sikebilirler, bunları hiç düşünmeyiz. Kocam seviştikten sonra genelde, “Zevk aldın mı? Orgazm oldun mu?” diye sorardı, “Penisim küçük mü?” diye sorardı. Ve ben de, “Deli misin, ben çok memnunum!” derdim, gerçekten de öyle sanırdım. Ama Hakanın mükemmel yarrağı ve onun mükemmel sikişi ve aldatmanın harika hissi benim fikirlerimi değiştirdi. Bunun üzerinde çok düşündüm ve yaşadıklarımı yazmaya karar verdim.
Bana çılgın diyebilirsiniz. Eskiden ben de çoğu kadınlar gibi düşünüyordum. Oysa şimdi evliliğimiz de halen güzelce devam ediyor. Artık İstanbula gitmeyi çok seviyorum ve artık çevremdeki erkeklere bakarken onların yarraklarını düşünüyorum, hayal ediyorum. Artık eşimle daha çok porno film seyrediyoruz. Eşime özellikle, “Büyük yarraklı erkeklerin filmlerinden getir!” diyebildim ve eşim de bana, “Tabi ki tatlım, yeter ki sen iste!” diyerek dudaklarıma bir öpücük kondurdu. Bu olay bizi birbirimize daha çok bağlasa da, ben kadınlığımın tadını doyasıya çıkarmaya devam ediyorum açıkçası.
[Sertap]
Etiketler:
Evli Hikayeleri,
Otel Hikayeleri,
Türkçe Hikayeler
Hollandada Milletin Gözü Önünde Sikildim!
Hollandada Discoda Milletin Gözü Önünde Sikildim! (Aysel 34 Y., Gelsenkirchen / Almanya)
Merhaba, adım Aysel. Biz Amanyada yaşayan bir çiftiz. Ben 30 yaşında, esmer, düzgün fiziği olan, çok güzel bir kadınım. Kcam da yakışıklı sayilabilecek, atletik yapılı bir erkek. Yaklaşık 8 yıl önce evlendik. Ben Berlinde eşim de Gelsenkirchende yaşıyorduk, tanıdıklar aracılığıyla tanıştık ve iyice birbirimizi tanımadan evlendik. Ama kocam gerçekten çok anlayışlı bir insandı. Evleneli 5 yıl olmuştu, ama bir türlü balayına gidememiştik. Kocamla bir gün yapalım bu işi, henüz çocuk ta yokken bir balayına gidelim dedik. Kocamın Almanyada yaşayan Özcan isminde Bursalı bir arkadaşı var, onun tavsiyesi ile balayına Hollandaya gidecektik, bir hafta Hollandada kalıp gelecektik. Özcan Hollandayı iyi bildiğinden, o da bizimle gelecekti, Hollandayı bize gezdirmek için.
Neyse gittik Hollandaya. İlk gün bir otele yerleştik, biraz gezdik. İkinci günün akşamı bir discoya gittik. Çok gürültülü, büyük ve kalabalık bir yerdi. Orada biraz demlendik, onlarla birlikte ben de içiyordum. Yalnız dikkatimi çekti Özcan bana hep yiyecekmiş gibi bakıyordu, fakat ben umursamaz tavırlarla eğlenmeye çalışıyordum. Özcan aslında yakışıklı biriydi, çok ta çekiciydi, ama çok yakın arkadaş oldukları için kocama bunu yapamazdım. Discoda vakit epey ilerlemişti ve biz iyice kafaları bulmuş ve zivanadan çıkmıştık. Gittiğimiz disco şehirden epey uzakta bir yerdeydi. Süper bir şekilde eğleniyorduk. Saat 02:30 gibi disco sahibi midir veya yöneticisi midir, sahneye çıktı, mikrofonu aldı ve “Evet bayanlar baylar, gecenin sürprizine hazırmısınız?” dedi. Discodaki herkes sevinçle alkışlarken, biz bön bön baktık birbirimize, ne sürprizi diye.
Birden sahneye iki erkek ve iki kadın çıktı. Bunlar striptizciydiler. Çok şaşırmıştık. Disco sahibi, “İzlemek istemeyen discoyu terk edebilir!” dedi, ama hiç kimse gitmedi. Oranın yerlileri biliyormuş olayı meğer, biz de afallamış bir şekilde kalakalmıştık. Kocama, “Bu ne ya böyle?” dedim, ama gözüm de sahnedeki erkeklerdeydi. O arada Özcan yanımızda yoktu. Kocam, “Gidelim mi, kalıp seyredelim mi aşkım?” dedi. Ben de, “Bilmem, sen bilirsin.” dedim. Kocam da, “İstersen kalalım seyredelim, nasılsa balayında değilmiyiz, güzel bir anımız olur, değil mi?” dedi. Ben de gülerek, “Hınzır, striptizci kadınları gördün değil mi!” :) diyerek çimdikledim kocamı. O da, “Eee, sen de erkekleri görünce afalladın, değil mi!” :) dedi. Ama hakikaten erkekler çok yakışıklı idiler, biri esmer, biri beyaz tenli idi. Artık kafalarımızın iyi olmasının da rahatlığı ile seyre daldık.
Erkekler sahnenin bir tarafında, kadınlar bir tarafta erotik dans yaparak yavaş yavaş soyunuyorlardı. Her bir parça kıyafet çıkarışlarında ateşim daha da fazla artıyordu. Kocam sahnedeki kadınları seyrederken, bana arkadan sarılmış, kalkmış sikini kalçalarıma bastırıyordu. Müthiş ıslanmıştım. Üzerimde bol kumaştan bir etek vardı, altımda da tanga külot. Beyaz renk çiçekli eteğimle çok çekiciydim aslında. Bir süre sonra Özcan geldi yanımıza ve sırıtarak, “Eğleniyormuyuz?” dedi. Ben de kulağına yaklaşıp fısıldayarak, “Bu ne rezalet böyle?” :) deyip hınzırca da güldüm. O da benim kulağıma, “Daha ne istiyorsun bebeğim, bundan güzel balayı mı olur, önce seyret sonra kocanla uygularsın!” :) dedi güldü. Ben de, “Çok hınzırsın, hainsin!” :) dedim. O sırada mikrofonda konuşan adam tekrar çıktı ve discodaki bütün kadınlara çekiliş için numara yazılı kağıtlardan dağıttı. Çekilişte numarası çıkan iki kadın 500 Euro kazanacaktı, fakat kazananlar mecburen sahneye çıkacak ve striptizci erkeklerin biri ile sahnede erotik dans edecekti.
Bana uzatıkları çekiliş kağıdını almak istemedim, fakat kocam aldı zorla verdi bana. Üstelik bana, “Çıkarsa iyi olur!” demez mi! “Ne yani, çıkarsa beni sahnedeki o azman erkeğin yanına mı yollayacaksın?” dedim. “Neden olmasın karıcığım! Adamlardaki kaslara baksana, o güçlü kollarıyla nasıl kavrarlar seni!” :) dedi. “Ciddi olamazsın!” dedim. “Şaka ya!” dedi. Ama şakası bile beni heyecanlandırmaya yetmişti. Discodaki kadınların hepsi tempo tutuyordu. Özcan elimdeki numaraya baktı ve “Sana çıkarsa ciddi ciddi sahneye gidecekmisin?” diye sordu. Ben de, “Sana ne ya?” dedim. Özcan bozulmuştu. Kırmak istemedim aslında, içkinin etkisi ile söylemiştim. Sonradan üzüldüm ve “Çıksın da bakarız...” dedim. Özcan sonra yanımızdan ayrıldı, yalnız bir ara discoda anons yapan adamla konuşurlarken görür gibi oldum. Demek ki adamı tanıyor diye düşündüm. Neyse çekiliş başlamak üzereyken herkes heyecan içinde idi.
Adam, “Bakın bayanlar son kez söylüyorum, kuralımız bu, kimin numarası çekilirse sahneye çıkmak zorunda ve sahnedeki erkek partnerinin yaptıklarına katılmak zorunda, sonuçta 500 Euroyu da alacak! Yok sahneye çıkmam, sahnede olacaklara katılmam diyen varsa şimdiden numarasını iade etsin. Ama çekilişten sonra vaz geçmek yok!” dedi. Kimse numarasını iade etmedi, bir kaç kişi iade etseydi ben de iade edecektim, belli mi olur, bana falan çıkar mıkar diye düşündüm. Sonra da, amaan okadar kişinin içinde beni mi bulacak dedim. Bir yandan da, keşke bana çıksa diyordum, kocamla bazı sevişmelerimizde toplum içinde sikişmeyi fantezilerdik. Neyse, çekiliş başladı, ilk önce esmer olan erkeğin çekilişi oldu, orta yaşlı bir kadın çıktı sahneye, heyecanla adama sarılıyordu. Ayyy kadının kocası yok mu ki diye düşünüyordum. Sıra beyaz tenli olana geldi, çekiliş numarası 867 demez mi! Olamaz, bu benimki idi. Dünya başıma göçtü sanki. Heyecanla birlikte gözlerim fal taşı gibi açıldı birden ve “Benimki!” diye bağırdım. Hiç sesimi çıkarmasam kimse bilemezdi belki, ama herkes duymuştu. “Eyvahh!” diyerek adama baktım. Kocam da, “Şansa bak ya, olamaz, kahretsin!” dedi...
Anonscu adam sahneye davet etti, “Lütfen gelin!” dedi. Ben olmaz dedim, ama iş işten geçmişti bir kere. Aptallaştım, sahnede neler yapacaktım elin adamıyla kimbilir. Üstelik okadar seyircinin içinde ve kocam da seyrederken. Kocam, “Hadi git sahneye, çıkar yol yok, ya sopa yiyeceğiz, yada sahneye çıkacaksın!” dedi. Mecbur bırakıldım. Sahnedeki partnerim kenara kadar gelip elini bana uzattı ve “Hadi!” dedi, Türkçe konuşuyordu, Türktü ve bizim Türk olduğumuzu hemen anlamıştı. Elimi uzattım beni çekti yukarı sahneye. Sonra beni kucakladı ve sahnenin ortasına götürdü. Herşeyi ona bırakmıştım. Sahne dışını göremiyordum, ışıklar sadece sahneye vuruyordu. Adamla erotik dansa başladık. Bana, “Sakin ol ve kendini bana bırak tatlım!” diyordu. Artık heyecandan dizlerim titriyordu. Herkesin içinde, yabancı bir adamın kollarında ve kocamın gözleri önünde yaptıklarım beni fevkalade etkilemiş, sanki bir rüyada yada bir kabusta idim. Adam sürekli konuşarak beni rahatlatmaya çalışıyordu. Beni sandalyeye oturttu, kendisi etrafımda dolaşıyor, üstündekileri bir bir çıkarıyordu...
Sadece külotu kalmıştı, önü kabarmış, çadırı dikmişti, siki külodunu patlatacakmış gibiydi. Adam her seferinde yanıma yaklaştığında heyecandan bayılacakmış gibi oluyordum. Sonunda beni ellemeye başladı, seyirciler müthiş tempo tutuyordu. Adam bana sürtünmeye başladı, sikini külotunun üstünden her tarafıma sürtüyordu. Sikinin kalınlığı belkide kocamın sikinin iki misli idi. Sahne haricinde hiç kimseyi göremiyordum. Adam elleri ile göğüslerimi okşamaya başladığında sularımın bacaklarıma doğru aktığını hissettim. Bol eteğimin altından elini sokarak birden külotumun üstünden amımı avuçlamaz mı! Hiç hareket edemiyor ve karşı koyamıyordum. Sonra adam kafasını eteğimin altına soktu ve külotumun üstünden amıma dil darbeleri atıyordu. Mutlaka kocam da seyrediyordu adamın bu yaptıklarını. Gözlerimi yummuştum, artık oluruna bırakmıştım işi...
Adam beni ayağa kaldırdı ve üstümdeki bustiyeri çıkardı, sütyenle kalakalmıştım sahnede. Gözlerim karanlığa alışır gibi olduğunda seyircilerin arasında kocamı arıyordum, ama bulamıyordum. Bir ara Özcanı görür gibi oldum, bana pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Acaba bütün bunları o mu tezgahladı diye düşündüm bir ara. Adam arkama geçti ve elimi önüne götürdü, sikini külotunun üstünden elletmeye başladı. Adamın sikini avuçlayıp sıkıyordum, kazık gibi oldu. Kulağıma da fısıldıyordu, “Nasıl, güzel mi, onu istermisin, amına gireyim mi, herkes seyretsin!” falan diye konuşarak beni tahrik ediyordu. Ben artık bitmiştim. “Sikimi sık, hadi sık, ne duruyorsun! İstersen bırakayım, devam etmeyelim!” diyordu. Ben de, “Hayır, sonunu getir!” diyordum. Sonra eteğimi çıkardı, tangamla kalakalmıştım, süt gibi bacaklarım ortadaydı. Beni tekrar sandalyeye oturttu, bacaklarımı ayırdı ve külotumu kenara çekti, dilini amıma gömdü. Amımın dudaklarını öyle bir emerek çekiyordu ki, bende acıyla zevk birbirine karışmıştı. Bir taraftan da amımı parmaklıyordu...
Amım herkesin gözleri önünde idi artık. İyi ki de balayına gidiyoruz diye amımın kıllarını temizlemiştim, kaymak gibi yapmıştım. Adam arada bir, “Oohhh mis gibi Türk amı, ne güzel, var mı Türk amcığı gibisi!” diyordu. Sonra kalktı ve personelin birine anlayamadığım bir işret etti. Hemen büyük bir havlu getirip verdiler. Havluyu beline dolayarak havlunun uçlarını yüzüme doğru açtı. Havludan dolayı kimse onun önünü ve benim yüzümü görmüyordu. “Hadi indir bakalım benim külotumu!” dedi. Külotunu kenarlarından tuttum ve indirdim. Aman Tanrım o neydi öyle, azman gibi, kalın, damarlı ve sola doğru oldukça eğikti yarağı. Aklım başımdan gitmişti. Kalçalarını oynatarak yarrağını yüzüme doğru sallıyordu. “İşte amını yaracak yarrak bu tatlım, hadi dokun ona!” dedi. Hemen dokundum, nasılsa havludan kimse göremiyordu. Sımsıcak, ateş gibi yanıyordu. Sikinin ucunda bir iki damla sıvı birikmişti, o da zevklenmişti anlaşılan. “Hadi yala onu!” dedi. Hiç vakit kaybetmeden eğildim, yalamaya emmeye başladım kalın sopa gibi siki...
Havludan kimse göremiyordu, ama herkes yaladığımı anlıyordu, “Ooooo!” diye sesler yükselmişti. Bu olay benim için hayatımda ilk ve belki de tek olacaktı, onun için tadını çıkarmalıydım. Yukarı aşağı sıvazlayarak emiyordum yalıyordum ve adamın sikini iyice havaya sokmaya çalışıyordum. Sonra sikini ağzımdan uzaklaştırıp havluyu çekti, kazık gibi olmuş bembeyaz kalın siki artık herkesin gözleri önünde idi. Havluyu havada tutup sikini sallaya sallaya sahnede biraz dolaştı ve tekrar yanıma geldi. Havluyu yere serdi, beni havlunun üzerine yere yatırdı ve külotumu çıkardı. Hemen personelin biri busefer büyük bir Hollanda bayrağı getirdi verdi adama. Adam bayrağı bellerimizi kapatacak şekilde üstümüze çadır gibi örtüp bacak arama yanaştı. Sikini amımın dudaklarında hissettiğimde zevkten çıldırabilirdim. Ve amıma öyle bir soktu ki sikini, birdaha Milyar Euro verseler izin vermezdim. Sanki yarmıştı amımı. Öyle bir çığlık attım ki anlatamam...
Hem memelerimi yalıyor, hem git gel yaparak amıma girip çıkıyordu. Amımı parçaladı zannediyordum, sularım artık durmuyor akıyordu. Tamamını alıyordum artık. Bağırta bağırta sikmek dedikleri bu olsa gerek. Adam bağırmalarıma aldırış etmeden sikiyordu beni, hemde sahnenin ortasında. Ve durmak bilmiyordu, iki sefer orgazma ulaşmıştım, ama adamın boşalacağı yoktu. Kulağına fısıldadım, “Yalvarırım çıkar artık, acıdan dayanamıyorum!” dedim. “Peki ama ben nasıl boşalacağım?” dedi. Ben de, “Ağzıma ver, yalayım boşaltayım seni, ne olur kırma beni, bak istediğini elde ettin işte, siktin beni!” dedim. “Birdaha böyle güzel bir amı nereden bulacağım ben!” diyerek sikmeye devam etti. “Sen bulursun, ne olur çıkar!” dedim. Beni kırmadı, amımdan çıkardı ve ağzıma verdi. Rahatlamıştım. Ben de onu ağzımla 5 dakikada boşalacak hale getirdim, memelerimin üstüne öyle bir fışkırdı ki, muhteşemdi. Sonra sikini ve memelerimi bayrağa silerek kaldırdı beni, kıyafetlerimi de elime verdi ve kulise yolladı beni...
Nasıl giyindim bilmiyorum. Kulisin dışında Özcan bekliyormuş, “Gel canım, seni kocanın yanına götüreyim!” dedi. “Hangi kocamın?” :) deyince gülüştük. “Muhteşemdin kız, harikaydın valla!” dedi. Ben de, “Senin başının altından çıktı bu değil mi?” dedim. Güldü, “Evet, ama iyi oldu değil mi, güzel bir anı oldu!” dedi ve elini de kalçalarıma atıp avuçlayarak, “Oooo iyice yumuşamış bunlar!” :) dedi. Sinirlenmiştim, “Hooop kendine gel, ne oluyor?” dedim. O da, “Ulan orospu, 1000 kişinin ortasında sahnede elalemin adamına siktiriyorsun da, bana gelince mi noluyor diye soruyorsun? Ben de isterim, yoksa karışmam, elin adamıyla sikiştini bütün Almayaya yayarım kaltak!” demez mi. Bu eğlencenin bu boyutlara geleceğini hiç tahmin etmemiştim, şimdiden çok pişman olmuştum, ama çaresizdim, “Tamam ama şimdi değil, Almanyaya döndüğümüzde ilk fırsatta sana da vereceğim, ama bak kocam senle sikiştiğimi kesinlikle bilmeyecek!” dedim. Özcan kabul etti anlaştık...
500 Euroyu da aldım ve kocamın yanına gittik. Kocam hemen beni kucakladı, iyice kafayı bulmuş, “Muhteşemdin karıcığım!” diyerek beni öpüyordu. “İşte bak Özcan, benim karım bu!” diyerek beni Özcana met ediyordu. Discodan çıkarken Özcanın eli yine kalçalarımda idi, mıncıklıyordu ve kocamın haberi yoktu. Otele vardığımızda kocam sızmak üzere idi. Özcan şansını yeniden denedi, hemen oracıkta sikmek istiyordu beni, biliyordum. “Bak bu akşam halim kalmadı, ne olur başka bir zaman yapalım, olur mu?” dedim. Fakat Özcan bırakmak istemiyordu, “Şimdi vermezsen bir daha vermezsin sen!” dedi. “Bak şeref sözü, belki bilmiyorsun ama ben de senden hoşlanıyorum, bunu seni ilk gördüğümde anladım, uygun bir zamanda seninle öyle güzel sikişeceğiz ki bunu birdaha unutmayacaksın, ama bu akşam bana dokunma! Sözümü yerine getirmezsem istediğini yap!” dedim onu ateşli birşekilde dudaklarından öperek avansını verdim, ikna ettim.
Yalan değildi, gerçekten kafaya koymuştum, Özcana da verecektim, ama onunla sikişmem tam istediğim gibi olacaktı, zevk ala ala!
Şimdilik hoşçakalın!
[Aysel]
Merhaba, adım Aysel. Biz Amanyada yaşayan bir çiftiz. Ben 30 yaşında, esmer, düzgün fiziği olan, çok güzel bir kadınım. Kcam da yakışıklı sayilabilecek, atletik yapılı bir erkek. Yaklaşık 8 yıl önce evlendik. Ben Berlinde eşim de Gelsenkirchende yaşıyorduk, tanıdıklar aracılığıyla tanıştık ve iyice birbirimizi tanımadan evlendik. Ama kocam gerçekten çok anlayışlı bir insandı. Evleneli 5 yıl olmuştu, ama bir türlü balayına gidememiştik. Kocamla bir gün yapalım bu işi, henüz çocuk ta yokken bir balayına gidelim dedik. Kocamın Almanyada yaşayan Özcan isminde Bursalı bir arkadaşı var, onun tavsiyesi ile balayına Hollandaya gidecektik, bir hafta Hollandada kalıp gelecektik. Özcan Hollandayı iyi bildiğinden, o da bizimle gelecekti, Hollandayı bize gezdirmek için.
Neyse gittik Hollandaya. İlk gün bir otele yerleştik, biraz gezdik. İkinci günün akşamı bir discoya gittik. Çok gürültülü, büyük ve kalabalık bir yerdi. Orada biraz demlendik, onlarla birlikte ben de içiyordum. Yalnız dikkatimi çekti Özcan bana hep yiyecekmiş gibi bakıyordu, fakat ben umursamaz tavırlarla eğlenmeye çalışıyordum. Özcan aslında yakışıklı biriydi, çok ta çekiciydi, ama çok yakın arkadaş oldukları için kocama bunu yapamazdım. Discoda vakit epey ilerlemişti ve biz iyice kafaları bulmuş ve zivanadan çıkmıştık. Gittiğimiz disco şehirden epey uzakta bir yerdeydi. Süper bir şekilde eğleniyorduk. Saat 02:30 gibi disco sahibi midir veya yöneticisi midir, sahneye çıktı, mikrofonu aldı ve “Evet bayanlar baylar, gecenin sürprizine hazırmısınız?” dedi. Discodaki herkes sevinçle alkışlarken, biz bön bön baktık birbirimize, ne sürprizi diye.
Birden sahneye iki erkek ve iki kadın çıktı. Bunlar striptizciydiler. Çok şaşırmıştık. Disco sahibi, “İzlemek istemeyen discoyu terk edebilir!” dedi, ama hiç kimse gitmedi. Oranın yerlileri biliyormuş olayı meğer, biz de afallamış bir şekilde kalakalmıştık. Kocama, “Bu ne ya böyle?” dedim, ama gözüm de sahnedeki erkeklerdeydi. O arada Özcan yanımızda yoktu. Kocam, “Gidelim mi, kalıp seyredelim mi aşkım?” dedi. Ben de, “Bilmem, sen bilirsin.” dedim. Kocam da, “İstersen kalalım seyredelim, nasılsa balayında değilmiyiz, güzel bir anımız olur, değil mi?” dedi. Ben de gülerek, “Hınzır, striptizci kadınları gördün değil mi!” :) diyerek çimdikledim kocamı. O da, “Eee, sen de erkekleri görünce afalladın, değil mi!” :) dedi. Ama hakikaten erkekler çok yakışıklı idiler, biri esmer, biri beyaz tenli idi. Artık kafalarımızın iyi olmasının da rahatlığı ile seyre daldık.
Erkekler sahnenin bir tarafında, kadınlar bir tarafta erotik dans yaparak yavaş yavaş soyunuyorlardı. Her bir parça kıyafet çıkarışlarında ateşim daha da fazla artıyordu. Kocam sahnedeki kadınları seyrederken, bana arkadan sarılmış, kalkmış sikini kalçalarıma bastırıyordu. Müthiş ıslanmıştım. Üzerimde bol kumaştan bir etek vardı, altımda da tanga külot. Beyaz renk çiçekli eteğimle çok çekiciydim aslında. Bir süre sonra Özcan geldi yanımıza ve sırıtarak, “Eğleniyormuyuz?” dedi. Ben de kulağına yaklaşıp fısıldayarak, “Bu ne rezalet böyle?” :) deyip hınzırca da güldüm. O da benim kulağıma, “Daha ne istiyorsun bebeğim, bundan güzel balayı mı olur, önce seyret sonra kocanla uygularsın!” :) dedi güldü. Ben de, “Çok hınzırsın, hainsin!” :) dedim. O sırada mikrofonda konuşan adam tekrar çıktı ve discodaki bütün kadınlara çekiliş için numara yazılı kağıtlardan dağıttı. Çekilişte numarası çıkan iki kadın 500 Euro kazanacaktı, fakat kazananlar mecburen sahneye çıkacak ve striptizci erkeklerin biri ile sahnede erotik dans edecekti.
Bana uzatıkları çekiliş kağıdını almak istemedim, fakat kocam aldı zorla verdi bana. Üstelik bana, “Çıkarsa iyi olur!” demez mi! “Ne yani, çıkarsa beni sahnedeki o azman erkeğin yanına mı yollayacaksın?” dedim. “Neden olmasın karıcığım! Adamlardaki kaslara baksana, o güçlü kollarıyla nasıl kavrarlar seni!” :) dedi. “Ciddi olamazsın!” dedim. “Şaka ya!” dedi. Ama şakası bile beni heyecanlandırmaya yetmişti. Discodaki kadınların hepsi tempo tutuyordu. Özcan elimdeki numaraya baktı ve “Sana çıkarsa ciddi ciddi sahneye gidecekmisin?” diye sordu. Ben de, “Sana ne ya?” dedim. Özcan bozulmuştu. Kırmak istemedim aslında, içkinin etkisi ile söylemiştim. Sonradan üzüldüm ve “Çıksın da bakarız...” dedim. Özcan sonra yanımızdan ayrıldı, yalnız bir ara discoda anons yapan adamla konuşurlarken görür gibi oldum. Demek ki adamı tanıyor diye düşündüm. Neyse çekiliş başlamak üzereyken herkes heyecan içinde idi.
Adam, “Bakın bayanlar son kez söylüyorum, kuralımız bu, kimin numarası çekilirse sahneye çıkmak zorunda ve sahnedeki erkek partnerinin yaptıklarına katılmak zorunda, sonuçta 500 Euroyu da alacak! Yok sahneye çıkmam, sahnede olacaklara katılmam diyen varsa şimdiden numarasını iade etsin. Ama çekilişten sonra vaz geçmek yok!” dedi. Kimse numarasını iade etmedi, bir kaç kişi iade etseydi ben de iade edecektim, belli mi olur, bana falan çıkar mıkar diye düşündüm. Sonra da, amaan okadar kişinin içinde beni mi bulacak dedim. Bir yandan da, keşke bana çıksa diyordum, kocamla bazı sevişmelerimizde toplum içinde sikişmeyi fantezilerdik. Neyse, çekiliş başladı, ilk önce esmer olan erkeğin çekilişi oldu, orta yaşlı bir kadın çıktı sahneye, heyecanla adama sarılıyordu. Ayyy kadının kocası yok mu ki diye düşünüyordum. Sıra beyaz tenli olana geldi, çekiliş numarası 867 demez mi! Olamaz, bu benimki idi. Dünya başıma göçtü sanki. Heyecanla birlikte gözlerim fal taşı gibi açıldı birden ve “Benimki!” diye bağırdım. Hiç sesimi çıkarmasam kimse bilemezdi belki, ama herkes duymuştu. “Eyvahh!” diyerek adama baktım. Kocam da, “Şansa bak ya, olamaz, kahretsin!” dedi...
Anonscu adam sahneye davet etti, “Lütfen gelin!” dedi. Ben olmaz dedim, ama iş işten geçmişti bir kere. Aptallaştım, sahnede neler yapacaktım elin adamıyla kimbilir. Üstelik okadar seyircinin içinde ve kocam da seyrederken. Kocam, “Hadi git sahneye, çıkar yol yok, ya sopa yiyeceğiz, yada sahneye çıkacaksın!” dedi. Mecbur bırakıldım. Sahnedeki partnerim kenara kadar gelip elini bana uzattı ve “Hadi!” dedi, Türkçe konuşuyordu, Türktü ve bizim Türk olduğumuzu hemen anlamıştı. Elimi uzattım beni çekti yukarı sahneye. Sonra beni kucakladı ve sahnenin ortasına götürdü. Herşeyi ona bırakmıştım. Sahne dışını göremiyordum, ışıklar sadece sahneye vuruyordu. Adamla erotik dansa başladık. Bana, “Sakin ol ve kendini bana bırak tatlım!” diyordu. Artık heyecandan dizlerim titriyordu. Herkesin içinde, yabancı bir adamın kollarında ve kocamın gözleri önünde yaptıklarım beni fevkalade etkilemiş, sanki bir rüyada yada bir kabusta idim. Adam sürekli konuşarak beni rahatlatmaya çalışıyordu. Beni sandalyeye oturttu, kendisi etrafımda dolaşıyor, üstündekileri bir bir çıkarıyordu...
Sadece külotu kalmıştı, önü kabarmış, çadırı dikmişti, siki külodunu patlatacakmış gibiydi. Adam her seferinde yanıma yaklaştığında heyecandan bayılacakmış gibi oluyordum. Sonunda beni ellemeye başladı, seyirciler müthiş tempo tutuyordu. Adam bana sürtünmeye başladı, sikini külotunun üstünden her tarafıma sürtüyordu. Sikinin kalınlığı belkide kocamın sikinin iki misli idi. Sahne haricinde hiç kimseyi göremiyordum. Adam elleri ile göğüslerimi okşamaya başladığında sularımın bacaklarıma doğru aktığını hissettim. Bol eteğimin altından elini sokarak birden külotumun üstünden amımı avuçlamaz mı! Hiç hareket edemiyor ve karşı koyamıyordum. Sonra adam kafasını eteğimin altına soktu ve külotumun üstünden amıma dil darbeleri atıyordu. Mutlaka kocam da seyrediyordu adamın bu yaptıklarını. Gözlerimi yummuştum, artık oluruna bırakmıştım işi...
Adam beni ayağa kaldırdı ve üstümdeki bustiyeri çıkardı, sütyenle kalakalmıştım sahnede. Gözlerim karanlığa alışır gibi olduğunda seyircilerin arasında kocamı arıyordum, ama bulamıyordum. Bir ara Özcanı görür gibi oldum, bana pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Acaba bütün bunları o mu tezgahladı diye düşündüm bir ara. Adam arkama geçti ve elimi önüne götürdü, sikini külotunun üstünden elletmeye başladı. Adamın sikini avuçlayıp sıkıyordum, kazık gibi oldu. Kulağıma da fısıldıyordu, “Nasıl, güzel mi, onu istermisin, amına gireyim mi, herkes seyretsin!” falan diye konuşarak beni tahrik ediyordu. Ben artık bitmiştim. “Sikimi sık, hadi sık, ne duruyorsun! İstersen bırakayım, devam etmeyelim!” diyordu. Ben de, “Hayır, sonunu getir!” diyordum. Sonra eteğimi çıkardı, tangamla kalakalmıştım, süt gibi bacaklarım ortadaydı. Beni tekrar sandalyeye oturttu, bacaklarımı ayırdı ve külotumu kenara çekti, dilini amıma gömdü. Amımın dudaklarını öyle bir emerek çekiyordu ki, bende acıyla zevk birbirine karışmıştı. Bir taraftan da amımı parmaklıyordu...
Amım herkesin gözleri önünde idi artık. İyi ki de balayına gidiyoruz diye amımın kıllarını temizlemiştim, kaymak gibi yapmıştım. Adam arada bir, “Oohhh mis gibi Türk amı, ne güzel, var mı Türk amcığı gibisi!” diyordu. Sonra kalktı ve personelin birine anlayamadığım bir işret etti. Hemen büyük bir havlu getirip verdiler. Havluyu beline dolayarak havlunun uçlarını yüzüme doğru açtı. Havludan dolayı kimse onun önünü ve benim yüzümü görmüyordu. “Hadi indir bakalım benim külotumu!” dedi. Külotunu kenarlarından tuttum ve indirdim. Aman Tanrım o neydi öyle, azman gibi, kalın, damarlı ve sola doğru oldukça eğikti yarağı. Aklım başımdan gitmişti. Kalçalarını oynatarak yarrağını yüzüme doğru sallıyordu. “İşte amını yaracak yarrak bu tatlım, hadi dokun ona!” dedi. Hemen dokundum, nasılsa havludan kimse göremiyordu. Sımsıcak, ateş gibi yanıyordu. Sikinin ucunda bir iki damla sıvı birikmişti, o da zevklenmişti anlaşılan. “Hadi yala onu!” dedi. Hiç vakit kaybetmeden eğildim, yalamaya emmeye başladım kalın sopa gibi siki...
Havludan kimse göremiyordu, ama herkes yaladığımı anlıyordu, “Ooooo!” diye sesler yükselmişti. Bu olay benim için hayatımda ilk ve belki de tek olacaktı, onun için tadını çıkarmalıydım. Yukarı aşağı sıvazlayarak emiyordum yalıyordum ve adamın sikini iyice havaya sokmaya çalışıyordum. Sonra sikini ağzımdan uzaklaştırıp havluyu çekti, kazık gibi olmuş bembeyaz kalın siki artık herkesin gözleri önünde idi. Havluyu havada tutup sikini sallaya sallaya sahnede biraz dolaştı ve tekrar yanıma geldi. Havluyu yere serdi, beni havlunun üzerine yere yatırdı ve külotumu çıkardı. Hemen personelin biri busefer büyük bir Hollanda bayrağı getirdi verdi adama. Adam bayrağı bellerimizi kapatacak şekilde üstümüze çadır gibi örtüp bacak arama yanaştı. Sikini amımın dudaklarında hissettiğimde zevkten çıldırabilirdim. Ve amıma öyle bir soktu ki sikini, birdaha Milyar Euro verseler izin vermezdim. Sanki yarmıştı amımı. Öyle bir çığlık attım ki anlatamam...
Hem memelerimi yalıyor, hem git gel yaparak amıma girip çıkıyordu. Amımı parçaladı zannediyordum, sularım artık durmuyor akıyordu. Tamamını alıyordum artık. Bağırta bağırta sikmek dedikleri bu olsa gerek. Adam bağırmalarıma aldırış etmeden sikiyordu beni, hemde sahnenin ortasında. Ve durmak bilmiyordu, iki sefer orgazma ulaşmıştım, ama adamın boşalacağı yoktu. Kulağına fısıldadım, “Yalvarırım çıkar artık, acıdan dayanamıyorum!” dedim. “Peki ama ben nasıl boşalacağım?” dedi. Ben de, “Ağzıma ver, yalayım boşaltayım seni, ne olur kırma beni, bak istediğini elde ettin işte, siktin beni!” dedim. “Birdaha böyle güzel bir amı nereden bulacağım ben!” diyerek sikmeye devam etti. “Sen bulursun, ne olur çıkar!” dedim. Beni kırmadı, amımdan çıkardı ve ağzıma verdi. Rahatlamıştım. Ben de onu ağzımla 5 dakikada boşalacak hale getirdim, memelerimin üstüne öyle bir fışkırdı ki, muhteşemdi. Sonra sikini ve memelerimi bayrağa silerek kaldırdı beni, kıyafetlerimi de elime verdi ve kulise yolladı beni...
Nasıl giyindim bilmiyorum. Kulisin dışında Özcan bekliyormuş, “Gel canım, seni kocanın yanına götüreyim!” dedi. “Hangi kocamın?” :) deyince gülüştük. “Muhteşemdin kız, harikaydın valla!” dedi. Ben de, “Senin başının altından çıktı bu değil mi?” dedim. Güldü, “Evet, ama iyi oldu değil mi, güzel bir anı oldu!” dedi ve elini de kalçalarıma atıp avuçlayarak, “Oooo iyice yumuşamış bunlar!” :) dedi. Sinirlenmiştim, “Hooop kendine gel, ne oluyor?” dedim. O da, “Ulan orospu, 1000 kişinin ortasında sahnede elalemin adamına siktiriyorsun da, bana gelince mi noluyor diye soruyorsun? Ben de isterim, yoksa karışmam, elin adamıyla sikiştini bütün Almayaya yayarım kaltak!” demez mi. Bu eğlencenin bu boyutlara geleceğini hiç tahmin etmemiştim, şimdiden çok pişman olmuştum, ama çaresizdim, “Tamam ama şimdi değil, Almanyaya döndüğümüzde ilk fırsatta sana da vereceğim, ama bak kocam senle sikiştiğimi kesinlikle bilmeyecek!” dedim. Özcan kabul etti anlaştık...
500 Euroyu da aldım ve kocamın yanına gittik. Kocam hemen beni kucakladı, iyice kafayı bulmuş, “Muhteşemdin karıcığım!” diyerek beni öpüyordu. “İşte bak Özcan, benim karım bu!” diyerek beni Özcana met ediyordu. Discodan çıkarken Özcanın eli yine kalçalarımda idi, mıncıklıyordu ve kocamın haberi yoktu. Otele vardığımızda kocam sızmak üzere idi. Özcan şansını yeniden denedi, hemen oracıkta sikmek istiyordu beni, biliyordum. “Bak bu akşam halim kalmadı, ne olur başka bir zaman yapalım, olur mu?” dedim. Fakat Özcan bırakmak istemiyordu, “Şimdi vermezsen bir daha vermezsin sen!” dedi. “Bak şeref sözü, belki bilmiyorsun ama ben de senden hoşlanıyorum, bunu seni ilk gördüğümde anladım, uygun bir zamanda seninle öyle güzel sikişeceğiz ki bunu birdaha unutmayacaksın, ama bu akşam bana dokunma! Sözümü yerine getirmezsem istediğini yap!” dedim onu ateşli birşekilde dudaklarından öperek avansını verdim, ikna ettim.
Yalan değildi, gerçekten kafaya koymuştum, Özcana da verecektim, ama onunla sikişmem tam istediğim gibi olacaktı, zevk ala ala!
Şimdilik hoşçakalın!
[Aysel]
Rakı Power: Evli Alman Hatunu Pamukkalede Siktim!
Rakı Power: Evli Alman Hatunu Pamukkalede Siktim! (Vural 26 Y., Kuşadası / Türkiye)
Selam arkadaşlar, ismim Vural. Kuşadasında yaşıyorum ve Türkiyenin büyük bir seyehat acentasında Kokartlı Profosyonel Turist rehberi olarak çalışıyorum. Bu anlatacağım olayı geçen sene yaşadım. Kuşadasından bir yabancı turist kafilesiyle 2 günlük Pamukkale turuna çıkacaktım. Sabah kalkış saati geldi hareket ettik. Tur başlayınca ilk işim kendimi ve şöförü tanıtmak olur. Sonra da tur güzergahını ve 2 günlük proğramımızın detaylarını anlatırım. Tabii bu arada otobüsteki grubu tepeden tırnağa süzerim, aralarında Halı Kuyum Deri müşterisi var mı, sikilecek karı var mı diye. Hemen hemen her grupta mutlaka bir iki sikilecek karı çıkar. Kesinlikle bu bir abartma veya atma değildir !!!
O gün de grupta çoğu evli çift olmak üzere bir kaç tane de tek karı vardı. Tek karılar pek öyle ahım şahım güzel değillerdi. Otobüsteki en güzel ve sexy karı olan, 30’lu yaşlardaki Sylvia ise malesef tura kocası ve 2 küçük çocuğuyla katılmıştı. Hani kocası ve çocukları olmasaydı kesin sikmek isterdim ve sikerdim de. Başından beri o aileye, Halı alacak müşteri gözüyle baktım, o niyetle ilgilendim. Yorucu bir otobüs yolculuğundan sonra Pamukkaleyi ve Hierapolis antik kentini, antik tiyatro ve mezarlığı gezdikten sonra akşam otele giriş yaptık. Grubun anahtarlarını dağıttım, akşam yek saatini bildirdim ve otelin termal havuzunun gece 23:00’e kadar açık olduğunu, şifalı suda yüzebileceklerini söyledim. Grup odalarına dağıldı. Akşam yemek saatinde restorana indiler, grupça yemek yedik. Tüm gruba birer duble Rakı ısmarladım. Bunu herzaman yaparım, grubun neşesini ve memnuniyetini yükseltmek için. Genelde gruptaki yetişkin herkes ısmarladığım Rakıyı içer. Tadına bakıp da sevmeyen olursa, ona bir kadeh Şarap ısmarlarım. Yemekten sonra sadece bizim gruba özel dansöz çıktı. Dansözün şovundan sonra kalktık. Kimisi otelin barına, kimisi de termal havuza yüzmeye gitti. Ben de mayomu giydim havuza gittim.
Havuzda 4-5 tane yaşlı müşteri ve Sylvia yüzüyordu. Ben de girdim havuza, kendi halimde yüzüyordum. Sylviaya özellikle yanaşmıyordum ki, havuzn yanıbaşında çocuklarıyla oturan kocası kıl olmasın ve ertesi gün gireceğimiz mağazalardan alışveriş yapsınlar diye. Saat 22:00’ye kadar falan yüzdük. Bu arada ben kocasının yanından yüzerek geçerken adamla bazen bir iki kelime birşeyler konuşup geçiyorum, arayı ısıtmak için, güvenini sağlamak ve iyi satış yaptırmak için. Yüzerken Sylviayla karşılaştığımızda ve birbirimizin yanından yüzerek geçerken sadece tebessüm ediyorduk birbirimize. Derken havuzda yüzen o yaşlı müşteriler çıkıp yatmaya gidince, havuzda sadece Sylvia ve ben kalmıştık. Durum böyle olunca ben özellikle Sylvianın yüzdüğü yere yakın yüzmüyordum. Sonra kocası Sylviaya seslendi, çocukların uykusunun geldiğini ve sabah erken kalkılacağını söyleyerek havuzdan çıkmasını istedi. Fakat Sylvia kocasına, “Sen yatır çocukları, ben havuz kapanana kadar yüzeceğim!” dedi. Kocası da cevap vermeden çocukları aldı odaya gitti, ama Sylviaya sinirlenmişti.
Biz kaldık mı koskoca havuzda Sylvia ile başbaşa! Sylvia yüzerek yanıma yaklaştı ve bana turun ertesi günkü etabıyla ilgili sorular sormaya başladı. Havuzun kenarına tutunduk, suyun içinde tur hakkında konuşmaya başladık. Derken Sylvia pat diye damdan düşer gibi, “Rehberlerin çok çapkın olduğunu duymuştum, bana niye hiç asılmıyorsun? Kocamdan mı çekiniyorsun, yoksa beni yeterince çekici ve güzel bulmuyormusun?” dedi. Ben cevap vermek istemedim, sadece gülümsemekle yetindim. “Anladım, Evlisin!” dedi. Evli olmadığımı, bu meslekle evliliğin yürümediğini söyledim. O halde niye asılmadığımı tekrar sordu ve suyun içinde ayağını önüme uzattı ve sikime bastırmaya başladı. Resmen sikişmek istiyordu. Ben yine mesafeli davranıyordum, çünkü havuzun etrafında bir iki tane yavşak garson dolanıp duruyoru. Böyle şeylerin acentanın kulağına gitmesi pek hoş olmadığı için, garsonların veya diğer otel personelinin yanında müşterilerle bu tür yaklaşımlarda bulunmamaya çalışıyordum. Sylvia, “Kocamdan çekiniyorsan, çocukları odada yalnız bırakıp gelemez o!” dedi...
Ben de, “201 nolu odada kalıyorum, 5 dakika sonra odama gel o halde!” dedim ve Sylviayı havuzda bırakıp odama gittim. Az sonra kapıyı tıklattı, açtım. Sylvia içeri girdikten sonra kapıyı kapadım ve kapının arkasında öpüşmeye başladık. Ama nasıl öpüyor, resmen dudaklarımı kemiriyor, elini de mayomun içine sokmuş sikimi avuçlayarak. “Yavaş ol biraz yavrum, bu acelen ne?” desem de beni dinlemiyor, kıtlıktan çıkmış gibi saldırıyor. Dudaklarımı bırakıp önüme çömeldi, mayomu çıkarıp sikime saldırdı. Zaten kalkmış sikimi bir süre ağzına alıp sakso çekip iyice kıvama getirdikten sonra, bikinisinin altını üstünü fora edip, elimden tutarak yatağa sürükledi beni. Sırtüstü yatıp bacaklarını ayırdı. Elimi kıllı amına attım, okşamak, biraz yalamak istiyordum, “Bırak şimdi! Gel buraya!” diyerek beni üstüne çekti. Bacaklarını belime dolayarak tek hamlede sikimin tamamını amına vakumladı. Ben ağır ağır pompalamaya başladım, fakat Slyvia öyle bir acele ediyordu ve hızlı sikmemi istiyordu ki, sanki kaçan Uçağa yetişmek ister gibiydi.
Daha amına gireli 1 dakika olmadan bu sarsılmaya ve titremeye başladı ve orgazm oldu. Çok kadın siktim, ama bu kadar çabuk orgazm olan bir kadın daha görmemiştim. Kazık gibi sikimi amının içinde esir tutuyordu, bırakmıyordu ki ileri geri yapayım. Dudaklarını uzatarak dudaklarımı kaptı ve dudaklarımı kemirirken, amını gevşetti ve altımda kendisi hafif hafif ileri geri yapmaya başladı. Ben de bu hareketlerine katılıp amına girip çıkmaya başladım. Fakat bir türlü tam olarak ne istediğini anlayamıyordum, hızlanıyordum, sikimi amında kıstırarak beni yavaşlatıyordu. Amına yavaş yavaş girip çıkıyordum, bu sefer de belimden asılarak hızlanmamı istiyordu. Bir de sikişirken hiç konuşkan değildi, ne birşey söylüyordu, ne de herhangi bir inleme sesi çıkarıyordu. Doğrusu karıyı ne tarzda sikeceğimi bilemiyordum...
Neyse ki hatun, sikim amındayken beni yatağa devirdi ve yuvarlanarak üstüme çıktı ve insiyatifi eline aldı. Başladı kafasına göre üstümde zıplamaya. Bazen deli gibi hızlanıyor, bazen durma derecesinde yavaşlıyordu. Sonunda göğüslerini bana iyice yapıştırarak, kısa kısa gidip gelmelerle yeniden orgazm oldu. Ben daha boşalmamıştım, sikim kaygan amının içinde zonkluyordu ve hareket etmeme müsade etmiyordu. Kasılması ve titremesi bitince sordum, “Peki ben ne olacağım?” diye. Sikimin üstünden indi ve saksoya başladı. Taşaklarımı sıkarak sikimi 4-5 dakika emdikten sonra ağzına boşalttı, döllerimi direkt midesine indirdi. Sikimi yalayarak temizledikten sonra, benim şaşkın bakışlarım eşliğinde bikinisini giydi ve “Kusura bakma, sabaha kadar kalmak isterdim, fakat gitmem gerek, kocam sinirden kudurmuştur şimdi. Zaten kocamla aramız bozuktu, Türkiyeye tatile gelme sebebimiz çatırdayan evliliğimiz yeniden rayına oturtmak içindi...” dedi. Benden E-Mail adresimi alıp, dudağıma bir öpücük kondurup gitti.
Sabah, turun 2. ve dönüş gününde, Sylvianın da kocasının da suratları asıktı. Muhtemelen dün gece kavga etmişlerdi. Mağzaları ziyaret ettiğimizde ise ikisi de girmedi içeriye, yani o aileye Halı falan satamadım. Tur bitip Kuşadasına vardığımızda, tüm grup neşeliydi ve otobüsten inerlerken bana ve şöföre teşekkür edip, bahşiş vererek ön kapıdan indiler. Sylvia ve kocası ise arka kapıdan inip, bizle vedalaşmadan otellerine gittiler. Tatilleri boyunca birdaha da görüşmedik. Havaalanı transferlerine Transfermenler eşlik ediyor ve benim de o gün zaten turum vardı.
Herkese güzel sikişler diliyorum arkadaşlar!
[Vural] (Rakı Power)
Selam arkadaşlar, ismim Vural. Kuşadasında yaşıyorum ve Türkiyenin büyük bir seyehat acentasında Kokartlı Profosyonel Turist rehberi olarak çalışıyorum. Bu anlatacağım olayı geçen sene yaşadım. Kuşadasından bir yabancı turist kafilesiyle 2 günlük Pamukkale turuna çıkacaktım. Sabah kalkış saati geldi hareket ettik. Tur başlayınca ilk işim kendimi ve şöförü tanıtmak olur. Sonra da tur güzergahını ve 2 günlük proğramımızın detaylarını anlatırım. Tabii bu arada otobüsteki grubu tepeden tırnağa süzerim, aralarında Halı Kuyum Deri müşterisi var mı, sikilecek karı var mı diye. Hemen hemen her grupta mutlaka bir iki sikilecek karı çıkar. Kesinlikle bu bir abartma veya atma değildir !!!
O gün de grupta çoğu evli çift olmak üzere bir kaç tane de tek karı vardı. Tek karılar pek öyle ahım şahım güzel değillerdi. Otobüsteki en güzel ve sexy karı olan, 30’lu yaşlardaki Sylvia ise malesef tura kocası ve 2 küçük çocuğuyla katılmıştı. Hani kocası ve çocukları olmasaydı kesin sikmek isterdim ve sikerdim de. Başından beri o aileye, Halı alacak müşteri gözüyle baktım, o niyetle ilgilendim. Yorucu bir otobüs yolculuğundan sonra Pamukkaleyi ve Hierapolis antik kentini, antik tiyatro ve mezarlığı gezdikten sonra akşam otele giriş yaptık. Grubun anahtarlarını dağıttım, akşam yek saatini bildirdim ve otelin termal havuzunun gece 23:00’e kadar açık olduğunu, şifalı suda yüzebileceklerini söyledim. Grup odalarına dağıldı. Akşam yemek saatinde restorana indiler, grupça yemek yedik. Tüm gruba birer duble Rakı ısmarladım. Bunu herzaman yaparım, grubun neşesini ve memnuniyetini yükseltmek için. Genelde gruptaki yetişkin herkes ısmarladığım Rakıyı içer. Tadına bakıp da sevmeyen olursa, ona bir kadeh Şarap ısmarlarım. Yemekten sonra sadece bizim gruba özel dansöz çıktı. Dansözün şovundan sonra kalktık. Kimisi otelin barına, kimisi de termal havuza yüzmeye gitti. Ben de mayomu giydim havuza gittim.
Havuzda 4-5 tane yaşlı müşteri ve Sylvia yüzüyordu. Ben de girdim havuza, kendi halimde yüzüyordum. Sylviaya özellikle yanaşmıyordum ki, havuzn yanıbaşında çocuklarıyla oturan kocası kıl olmasın ve ertesi gün gireceğimiz mağazalardan alışveriş yapsınlar diye. Saat 22:00’ye kadar falan yüzdük. Bu arada ben kocasının yanından yüzerek geçerken adamla bazen bir iki kelime birşeyler konuşup geçiyorum, arayı ısıtmak için, güvenini sağlamak ve iyi satış yaptırmak için. Yüzerken Sylviayla karşılaştığımızda ve birbirimizin yanından yüzerek geçerken sadece tebessüm ediyorduk birbirimize. Derken havuzda yüzen o yaşlı müşteriler çıkıp yatmaya gidince, havuzda sadece Sylvia ve ben kalmıştık. Durum böyle olunca ben özellikle Sylvianın yüzdüğü yere yakın yüzmüyordum. Sonra kocası Sylviaya seslendi, çocukların uykusunun geldiğini ve sabah erken kalkılacağını söyleyerek havuzdan çıkmasını istedi. Fakat Sylvia kocasına, “Sen yatır çocukları, ben havuz kapanana kadar yüzeceğim!” dedi. Kocası da cevap vermeden çocukları aldı odaya gitti, ama Sylviaya sinirlenmişti.
Biz kaldık mı koskoca havuzda Sylvia ile başbaşa! Sylvia yüzerek yanıma yaklaştı ve bana turun ertesi günkü etabıyla ilgili sorular sormaya başladı. Havuzun kenarına tutunduk, suyun içinde tur hakkında konuşmaya başladık. Derken Sylvia pat diye damdan düşer gibi, “Rehberlerin çok çapkın olduğunu duymuştum, bana niye hiç asılmıyorsun? Kocamdan mı çekiniyorsun, yoksa beni yeterince çekici ve güzel bulmuyormusun?” dedi. Ben cevap vermek istemedim, sadece gülümsemekle yetindim. “Anladım, Evlisin!” dedi. Evli olmadığımı, bu meslekle evliliğin yürümediğini söyledim. O halde niye asılmadığımı tekrar sordu ve suyun içinde ayağını önüme uzattı ve sikime bastırmaya başladı. Resmen sikişmek istiyordu. Ben yine mesafeli davranıyordum, çünkü havuzun etrafında bir iki tane yavşak garson dolanıp duruyoru. Böyle şeylerin acentanın kulağına gitmesi pek hoş olmadığı için, garsonların veya diğer otel personelinin yanında müşterilerle bu tür yaklaşımlarda bulunmamaya çalışıyordum. Sylvia, “Kocamdan çekiniyorsan, çocukları odada yalnız bırakıp gelemez o!” dedi...
Ben de, “201 nolu odada kalıyorum, 5 dakika sonra odama gel o halde!” dedim ve Sylviayı havuzda bırakıp odama gittim. Az sonra kapıyı tıklattı, açtım. Sylvia içeri girdikten sonra kapıyı kapadım ve kapının arkasında öpüşmeye başladık. Ama nasıl öpüyor, resmen dudaklarımı kemiriyor, elini de mayomun içine sokmuş sikimi avuçlayarak. “Yavaş ol biraz yavrum, bu acelen ne?” desem de beni dinlemiyor, kıtlıktan çıkmış gibi saldırıyor. Dudaklarımı bırakıp önüme çömeldi, mayomu çıkarıp sikime saldırdı. Zaten kalkmış sikimi bir süre ağzına alıp sakso çekip iyice kıvama getirdikten sonra, bikinisinin altını üstünü fora edip, elimden tutarak yatağa sürükledi beni. Sırtüstü yatıp bacaklarını ayırdı. Elimi kıllı amına attım, okşamak, biraz yalamak istiyordum, “Bırak şimdi! Gel buraya!” diyerek beni üstüne çekti. Bacaklarını belime dolayarak tek hamlede sikimin tamamını amına vakumladı. Ben ağır ağır pompalamaya başladım, fakat Slyvia öyle bir acele ediyordu ve hızlı sikmemi istiyordu ki, sanki kaçan Uçağa yetişmek ister gibiydi.
Daha amına gireli 1 dakika olmadan bu sarsılmaya ve titremeye başladı ve orgazm oldu. Çok kadın siktim, ama bu kadar çabuk orgazm olan bir kadın daha görmemiştim. Kazık gibi sikimi amının içinde esir tutuyordu, bırakmıyordu ki ileri geri yapayım. Dudaklarını uzatarak dudaklarımı kaptı ve dudaklarımı kemirirken, amını gevşetti ve altımda kendisi hafif hafif ileri geri yapmaya başladı. Ben de bu hareketlerine katılıp amına girip çıkmaya başladım. Fakat bir türlü tam olarak ne istediğini anlayamıyordum, hızlanıyordum, sikimi amında kıstırarak beni yavaşlatıyordu. Amına yavaş yavaş girip çıkıyordum, bu sefer de belimden asılarak hızlanmamı istiyordu. Bir de sikişirken hiç konuşkan değildi, ne birşey söylüyordu, ne de herhangi bir inleme sesi çıkarıyordu. Doğrusu karıyı ne tarzda sikeceğimi bilemiyordum...
Neyse ki hatun, sikim amındayken beni yatağa devirdi ve yuvarlanarak üstüme çıktı ve insiyatifi eline aldı. Başladı kafasına göre üstümde zıplamaya. Bazen deli gibi hızlanıyor, bazen durma derecesinde yavaşlıyordu. Sonunda göğüslerini bana iyice yapıştırarak, kısa kısa gidip gelmelerle yeniden orgazm oldu. Ben daha boşalmamıştım, sikim kaygan amının içinde zonkluyordu ve hareket etmeme müsade etmiyordu. Kasılması ve titremesi bitince sordum, “Peki ben ne olacağım?” diye. Sikimin üstünden indi ve saksoya başladı. Taşaklarımı sıkarak sikimi 4-5 dakika emdikten sonra ağzına boşalttı, döllerimi direkt midesine indirdi. Sikimi yalayarak temizledikten sonra, benim şaşkın bakışlarım eşliğinde bikinisini giydi ve “Kusura bakma, sabaha kadar kalmak isterdim, fakat gitmem gerek, kocam sinirden kudurmuştur şimdi. Zaten kocamla aramız bozuktu, Türkiyeye tatile gelme sebebimiz çatırdayan evliliğimiz yeniden rayına oturtmak içindi...” dedi. Benden E-Mail adresimi alıp, dudağıma bir öpücük kondurup gitti.
Sabah, turun 2. ve dönüş gününde, Sylvianın da kocasının da suratları asıktı. Muhtemelen dün gece kavga etmişlerdi. Mağzaları ziyaret ettiğimizde ise ikisi de girmedi içeriye, yani o aileye Halı falan satamadım. Tur bitip Kuşadasına vardığımızda, tüm grup neşeliydi ve otobüsten inerlerken bana ve şöföre teşekkür edip, bahşiş vererek ön kapıdan indiler. Sylvia ve kocası ise arka kapıdan inip, bizle vedalaşmadan otellerine gittiler. Tatilleri boyunca birdaha da görüşmedik. Havaalanı transferlerine Transfermenler eşlik ediyor ve benim de o gün zaten turum vardı.
Herkese güzel sikişler diliyorum arkadaşlar!
[Vural] (Rakı Power)
Baldızımın O Beni Azdıran Götünü Siktim!
Baldızım Nilayın O Beni Azdıran Götünü Siktim! (Selahattin 47 Y., İstanbul / Türkiye)
Kayınpederlere yatılı gittiğimizde baldızım Nilayın o beni azdıran götünü gördükten sonra birdaha unutamaz olmuştum. Nezaman aklıma gelse sikim kalkıyor ve baldızımın götünü sikme fantazileri kuruyordum. Evet, ne yapıp edip baldızın götünü mutlaka sikmem lazımdı. Fakat aradığım fırsat birtürlü elime geçmiyordu. Baldızıma Üniversitede derslerinde çok başarılı olduğu için Fransadan özel bir kuruluşun bursunu teklif etmişler. Baldız da kayınpederlerle konuştuktan sonra kabul etmiş. Akademik kariyerini yükseltmek için okuluna Fransada devam edecekti. Bize geldiğinde karımla bu konu hakkında konuşuyorlardı, pasaport işlemleri için Ankaraya gitmesi lazımdı. Karımla öyle konuşurlarken, Nilayı belki Ankarada sikerim düşüncesiyle, karıma, “Ben götürürüm Nilayı Ankaraya, zaten Ankarada görüşeceğim bir firma var, epeydir erteliyordum!” dedim. Karar almıştık, Ankaraya Nilayla birlikte gidecektik.
Gideceğmiz gün arbamla erkenden yola koyulduk. Nilay sıkı kumaş bir pantolon giymiş, üstünde beyaz bir bluz, bir de siyah yelek vardı ve göğüsleri yine fora olmuştu. Bir süre yol katettikten sonra Nilaydın da bana karşı bir zaafı olduğunu anladım, hep derin derin gözlerime bakıyor, arada bir bakışları sikime kayıyordu. Baldızım Nilay çok muzur, neşeli ve espirili bir kızdı, durmadan açık saçık fıkralar anlatıyor ve bana da anlattırıyordu. Ben anlatınca, “Çok komiksin be enişte!” :) deyip, bacağıma elini koyuyor, kasıklarıma dokunuyordu. Benim sikte kalkmaya başladı tabi. Nilay kalkan sikime bakarak, “Enişte tuvaletin geldiyse bir yerde durda git istersen!” :) dedi. Ben utandım o an, “Yok Nilaycığım...” dedim. Sonradan düşündüm de, Üniversiteye giden bir kız sikin kalkmasıyla tuvalete gitmenin bir alakasının olmadığını bilmez mi? Bilir tabi, baldız bunu muzurluk olsun diye söylediğini adım gibi biliyorum. Bence sikimin kalktığının farkında olduğunu hissettirmek için söyledi bunu...
Neyse bu şekil espirilerle Ankaraya vardık, Nilayın pasaport işlerini hallettik, ben de iş yaptığımız bir firmayla kısa bir görüşmede bulundum ve Ankarada yapılacak işler bitmiş oldu. Normalde hemen İstanbula dönmemiz gerekiyordu, fakat Nilay, “Enişte yol çok yorucu, bu gece otelde kalalım, yarın döneriz!” dedi. Benim de canıma minnet tabii, belki otelde bir fırsat bulur sikerim düşüncesiyle hemen, “Tamam kalalım!” dedim. Bakanlıklarda biraz gezdikten sonra bildiğim güzel bir otele gittik. Resepsiyona vardık 2 tane oda tutcaktım, Nilay beni kenara çekti ve “İki odaya gerek yok enişte, aynı odada kalırız, yabancımıyız?” dedi. “Kızım ablan duyarsa ikimizi de öldürür valla!” dedim. “Yok yaa, aynı odada kaldığımızı söylemeyiz ki enişte!” :) diye sısrar edince, ben de tek oda tuttum ve çıktık odamıza...
Odaya ve banyoya falan şöyle bir baktık, eşyalarımızı koyduk. Önce ben bir duş aldım ve külodumla bornozu giyip çıktım banyodan, tabi aynı gün döneceğimiz için ikimiz de pijama falan almamıştık yanımıza. Benden sonra da baldızım duş aldı ve o da bornozla çıktı. Ben yatakta uzanmış TV seyrediyordum, baldız geldi yanıma uzandı. İkimiz de bornozlayız. Baldız pis pis sırıtarak, bornozumun üst kısmından elini soktu ve göğüslerimin kıllarıyla oynamaya başladı. Ben birşey olmamış gibi TV seyrediyorum, Nilay uyuz oldu ve “Enişte bana baksana bir!” dedi. Yüzümü baldıza çevirince dudaklarıma yapıştı ve uzunca öptü, “Nasıl, hoşuna gitti mi enişte? Seni arzuluyorum!” dedi. “Valla Nilay ne diyeyim, sizde kaldığımız o gün, o tangalı götünü gördükten sonra benimde sana karşı zaafım başladı!” diyerek ben de baldızı öptüm ve ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık...
Baldız, “Ablamın sana artık yetmediğini biliyorum enişte!” dedi. Ben de, “Ablanın laçkalaşmış amını sikmekten sıkıldım, zevk vermiyor artık ve ablana sikim kalkmıyor! Ama o gece sizdeyken seni o halde görünce kalktı ve seni düşünerek siktim ablanı!” dedim. Baldız sırıtarak, “O gece ablamı çığlık çığlığa nasıl inlettiğini duydum enişte!” :) dedi ve bornozumun önünü iyice açarak elini külodumdan içeri soktu, kalkmış sikimi okşamaya başladı. Ben de onun bornozunu açtım ve pembe sütyeninden aşan göğüslerini kurtarıp yalamaya başladım. Taş gibi sert göğüsleri vardı, uçları fındık gibi sertleşmişti. Nilay göğüs uçlarını ağzıma bastırıyor, “Em enişte, ohhhhh! Ye onları!” diyordu. Nilayın bir göğüslerine bir dudaklarına yapışıyordum. Nilay da, “Evet enişte, ohhhh!” diyerek sikimi külodumdan çıkarmış 31 çeker gibi asılıyordu...
Bir süre sonra doğrulduk, ikimiz de bornozları tamamen çıkarıp kenara attık. Baldızı boynundan öpmeye başladım, bir yandan da tangasının ipi arasına girmiş götünü elliyordum. Nilay beni sırtüstü yatırıp külodumu tamamen çıkardı, üzerime eğilerek sikmi eline aldı ve yavaşca yalamaya başaldı. İyice zevke gelmiştim, baldız yaladıkça sikim gittikçe sertleşiyor ve büyüyordu. “Woowww enişte, sikinde süpermiş!” diyerek yalamaya devam etti. Pembe rujlu dudaklarıyla sikmi emerken bir yandan da taşaklarımı avuçladıkça ben kendimden geçiyordum resmen. Memnuniyetimi, “Sen de az değilmişsin baldız, ne hünerlerin varmış öyle!” dedim. Nilay sikimi yalamayı bırakıp tangasını çıkardı, yatağa sırtüstü uzanarak bacaklarını ayırdı ve “Hadi enişte, biraz da sen yala!” dedi. Gözümü baldızın yeni traşlı kaymak gibi amından alamıyordum. Tabii ablasının laçkalaşmış amı nerde, tazecik genç kız amı nerde! Üstelik bildiğim kadarıyla da bakireydi henüz...
“Sana şimdi ince ayar çekeceğim baldız!” :) diyerek hemen yumuldum baldızın amına ve yalamaya başaldım. Klitorisini emiyor, amının dudaklarını yiyordum resmen. Am dudaklarını parmaklarımla aralayıp dilimi soktuğumda, baldız kıvranmaya başladı. O kadar küçük ve dar am deliği vardı ki, dilimi bile tümden sokamıyordum, kesin bakire olmalıydı. “Kız bu ne böyle, amın hiç açılmamış, kimseyle sikişmedin mi daha?” :) dedim. “Yok enişte, bakireyim daha, ama götümü çok deldiler!” :) dedi. Amını yalarken götünü de parmaklamaya başlayınca, Nilay titremeye ve o ince sesiyle inlemeye, küçük küçük çığlıklar atmaya başladı ve sonunda orgazm olarak ağzıma akıttı sularını. Amının sularını da yalayıp yuttuktan sonra Nilayı yüzükoyun çevirip göt deliğini yalamaya koyuldum. İki elimle götünün yanaklarını ayırıp, gömlek düğmesi gibi küçük büzüğünü dilliyordum. Bir yandan da, bunu götten nasıl siktiler acaba, götü sanki hiç sikilmemiş gibi duruyor diye düşünüyordum...
Parmaklayarak göt deliğini biraz alıştırdıktan sonra baldızı dörtayak üstüne getirip iyice domalttım ve arkasında yerimi aldım. Sikimi tükürükle ıslatıp, göt deliğine de bolca tükürdükten sonra, sikimin başını sokmaya çalıştım. Fakat bir türlü sokamadım, sikim zırt pırt aşağıya kayarak amını yokluyordu. Nilay korkuyla titrer vaziyette, “Enişte sakın önden girme, arkadan istediğin kadar yap!” diyordu. “Tamam hayatım, önden yapmayacam, fakat arkana da girmiyor!” dedim. “Dur enişte çekil, bana bırak!” dedi. Beni yatağa sırt üstü yatırdı ve kendisi bacaklarını ayırarak, yüzü bana dönük halde, ata binermiş gibi üstüme çıktı. Sikimi eliyle kavrayıp götünün deliğine denk getirip yavaşça sikime oturmaya başladı. Dudaklarını ısıra ısıra ve yüzünde buruk bir ifadeyle sikimin başını almıştı. Hafif hafif oturup kalka kalka sonunda hepsini aldığında gözlerini yumarak bir ohhh çekti...
Üstümde bir süre hareketsiz kaldıktan sonra inleyerek yavaş yavaş inip kalkmalara başladı. 3-5 dakika sonra artık resmen çığlıklar atarak zıplıyordu. Artık ben de alttan götüne hızlı hızlı pompalıyordum. Ben alttan bastıkça Nilayın çığlıkları bağırmalara dönüştü. Nilay artık kumandayı bana bırakmış, kendisi saçlarıyla oynuyordu. Arada bir, “Ohhh harikaaa! Bitirdin beni enişte!” diye inliyordu. Nilayın havada uçuşan göğüslerini sıkarak götünü bir süre bu pozisyonda siktikten sonra, bu sefer sırtını bana dönerek oturdu sikimin üstüne ve öne eğilerek ayak bileklerimden tutundu. Artık sikimin götüne giriş çıkışlarını daha net görebiliyordum. Bir süre sonra sikimi götünden çıkarmadan Nilayı dörtayak domalttım ve götünü sikmeye devam ettim. Hızlı hızlı götüne girip çıktıkça taşaklarım da amına çarpıyor ve makineli tüfek gibi ‘şap şap şap’ sesleri çıkıyor, Nilayın, “Of of enişte!” seslerine karışıyordu...
Yorulmuştum fakat boşalmama daha çok vardı, sikim götündeyken Nilayla birlikte yan yattık, 66 olduk, biraz soluklandık. Nilay, “Off enişte, götümü patlattın, okuldan o kadar genç erkek sikti bu götü, seninki gibi siklerini içimde dolu dolu hissetmedim!” dedi. Biraz dinlendikten sonra tekrar yavaş yavaş götüne girip çıkmalara devam ettim. Bu arada göğüslerini de yoğurmayı ihmal etmiyordum. Yeniden hızlanmaya başladığımda Nilayın çığlıkları da artmaya başlamıştı. “Nasıl baldız, o götünü sallayıp beni azdırmaya benziyor mu?” dedim. Baldız da, “Yok enişte, senin sikine helal olsun bu götüm!” diyordu. 66 pozisyonunda biraz daha siktikten sonra sırt üstü yatırdım ve am siker gibi götünü sikmeye devam ettim. Nilayın altımda gözleri kaymış, inleyerek dudaklarını ısırıyordu...
Götünü sikerken klitorisiyle de oynamaya başladım. Baldızın amından yine sular akarak orgazm olunca, “Baldız önden gireyim mi? Patlatayım mı?” dedim. Baldızın gözler birden kocaman açıldı ve “Yok enişte sakın ha! Annemler patlak olduğumu öğrenince biterim ben! Hem sonra evde kalırım, patlak bir kızla kim evlenir ki?” dedi. “Seni patlak halde almayacak adamın taa amına koyayım ben!” diyerek götünü hızlı hızlı sikmeye devam ettim. Artık ben de boşalmaya yaklaşmıştım sikimi götünden çıkarıp yukarı kaydım ve sikimi Nilaya uzattım. Nilay sikimi ağzına aldığı gibi saksoya başladı. “Nilay geliyorum!” deyince ağzından çıkardı ve eliyle 31 çektirmeye başladı. “Hadi hadi!” diyerek hem asılıyor, hemde sikimin başına öpücükler konduruyordu. Sonunda boşaldım. Döllerim yüzüne fışkırmış, ağzı yüzü döl içinde kalmıştı. Nilay gülerek, “Enişte yüzüme süt sağmış gibi oldum!” :) dedi. Sonra sikimi tekrar ağzına aldı yalayarak temizledi. Nilayın yüzünü çarşafla sildim ve birbirimize sarıldık uyuduk.
Sabah kalktık birlikte banyoya duş almaya girdik. Baldıza bir kez de banyoda sabunlu sabunlu götten kaydıktan sonra İstanbula hareket ettik.
[Selahattin]
Kayınpederlere yatılı gittiğimizde baldızım Nilayın o beni azdıran götünü gördükten sonra birdaha unutamaz olmuştum. Nezaman aklıma gelse sikim kalkıyor ve baldızımın götünü sikme fantazileri kuruyordum. Evet, ne yapıp edip baldızın götünü mutlaka sikmem lazımdı. Fakat aradığım fırsat birtürlü elime geçmiyordu. Baldızıma Üniversitede derslerinde çok başarılı olduğu için Fransadan özel bir kuruluşun bursunu teklif etmişler. Baldız da kayınpederlerle konuştuktan sonra kabul etmiş. Akademik kariyerini yükseltmek için okuluna Fransada devam edecekti. Bize geldiğinde karımla bu konu hakkında konuşuyorlardı, pasaport işlemleri için Ankaraya gitmesi lazımdı. Karımla öyle konuşurlarken, Nilayı belki Ankarada sikerim düşüncesiyle, karıma, “Ben götürürüm Nilayı Ankaraya, zaten Ankarada görüşeceğim bir firma var, epeydir erteliyordum!” dedim. Karar almıştık, Ankaraya Nilayla birlikte gidecektik.
Gideceğmiz gün arbamla erkenden yola koyulduk. Nilay sıkı kumaş bir pantolon giymiş, üstünde beyaz bir bluz, bir de siyah yelek vardı ve göğüsleri yine fora olmuştu. Bir süre yol katettikten sonra Nilaydın da bana karşı bir zaafı olduğunu anladım, hep derin derin gözlerime bakıyor, arada bir bakışları sikime kayıyordu. Baldızım Nilay çok muzur, neşeli ve espirili bir kızdı, durmadan açık saçık fıkralar anlatıyor ve bana da anlattırıyordu. Ben anlatınca, “Çok komiksin be enişte!” :) deyip, bacağıma elini koyuyor, kasıklarıma dokunuyordu. Benim sikte kalkmaya başladı tabi. Nilay kalkan sikime bakarak, “Enişte tuvaletin geldiyse bir yerde durda git istersen!” :) dedi. Ben utandım o an, “Yok Nilaycığım...” dedim. Sonradan düşündüm de, Üniversiteye giden bir kız sikin kalkmasıyla tuvalete gitmenin bir alakasının olmadığını bilmez mi? Bilir tabi, baldız bunu muzurluk olsun diye söylediğini adım gibi biliyorum. Bence sikimin kalktığının farkında olduğunu hissettirmek için söyledi bunu...
Neyse bu şekil espirilerle Ankaraya vardık, Nilayın pasaport işlerini hallettik, ben de iş yaptığımız bir firmayla kısa bir görüşmede bulundum ve Ankarada yapılacak işler bitmiş oldu. Normalde hemen İstanbula dönmemiz gerekiyordu, fakat Nilay, “Enişte yol çok yorucu, bu gece otelde kalalım, yarın döneriz!” dedi. Benim de canıma minnet tabii, belki otelde bir fırsat bulur sikerim düşüncesiyle hemen, “Tamam kalalım!” dedim. Bakanlıklarda biraz gezdikten sonra bildiğim güzel bir otele gittik. Resepsiyona vardık 2 tane oda tutcaktım, Nilay beni kenara çekti ve “İki odaya gerek yok enişte, aynı odada kalırız, yabancımıyız?” dedi. “Kızım ablan duyarsa ikimizi de öldürür valla!” dedim. “Yok yaa, aynı odada kaldığımızı söylemeyiz ki enişte!” :) diye sısrar edince, ben de tek oda tuttum ve çıktık odamıza...
Odaya ve banyoya falan şöyle bir baktık, eşyalarımızı koyduk. Önce ben bir duş aldım ve külodumla bornozu giyip çıktım banyodan, tabi aynı gün döneceğimiz için ikimiz de pijama falan almamıştık yanımıza. Benden sonra da baldızım duş aldı ve o da bornozla çıktı. Ben yatakta uzanmış TV seyrediyordum, baldız geldi yanıma uzandı. İkimiz de bornozlayız. Baldız pis pis sırıtarak, bornozumun üst kısmından elini soktu ve göğüslerimin kıllarıyla oynamaya başladı. Ben birşey olmamış gibi TV seyrediyorum, Nilay uyuz oldu ve “Enişte bana baksana bir!” dedi. Yüzümü baldıza çevirince dudaklarıma yapıştı ve uzunca öptü, “Nasıl, hoşuna gitti mi enişte? Seni arzuluyorum!” dedi. “Valla Nilay ne diyeyim, sizde kaldığımız o gün, o tangalı götünü gördükten sonra benimde sana karşı zaafım başladı!” diyerek ben de baldızı öptüm ve ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık...
Baldız, “Ablamın sana artık yetmediğini biliyorum enişte!” dedi. Ben de, “Ablanın laçkalaşmış amını sikmekten sıkıldım, zevk vermiyor artık ve ablana sikim kalkmıyor! Ama o gece sizdeyken seni o halde görünce kalktı ve seni düşünerek siktim ablanı!” dedim. Baldız sırıtarak, “O gece ablamı çığlık çığlığa nasıl inlettiğini duydum enişte!” :) dedi ve bornozumun önünü iyice açarak elini külodumdan içeri soktu, kalkmış sikimi okşamaya başladı. Ben de onun bornozunu açtım ve pembe sütyeninden aşan göğüslerini kurtarıp yalamaya başladım. Taş gibi sert göğüsleri vardı, uçları fındık gibi sertleşmişti. Nilay göğüs uçlarını ağzıma bastırıyor, “Em enişte, ohhhhh! Ye onları!” diyordu. Nilayın bir göğüslerine bir dudaklarına yapışıyordum. Nilay da, “Evet enişte, ohhhh!” diyerek sikimi külodumdan çıkarmış 31 çeker gibi asılıyordu...
Bir süre sonra doğrulduk, ikimiz de bornozları tamamen çıkarıp kenara attık. Baldızı boynundan öpmeye başladım, bir yandan da tangasının ipi arasına girmiş götünü elliyordum. Nilay beni sırtüstü yatırıp külodumu tamamen çıkardı, üzerime eğilerek sikmi eline aldı ve yavaşca yalamaya başaldı. İyice zevke gelmiştim, baldız yaladıkça sikim gittikçe sertleşiyor ve büyüyordu. “Woowww enişte, sikinde süpermiş!” diyerek yalamaya devam etti. Pembe rujlu dudaklarıyla sikmi emerken bir yandan da taşaklarımı avuçladıkça ben kendimden geçiyordum resmen. Memnuniyetimi, “Sen de az değilmişsin baldız, ne hünerlerin varmış öyle!” dedim. Nilay sikimi yalamayı bırakıp tangasını çıkardı, yatağa sırtüstü uzanarak bacaklarını ayırdı ve “Hadi enişte, biraz da sen yala!” dedi. Gözümü baldızın yeni traşlı kaymak gibi amından alamıyordum. Tabii ablasının laçkalaşmış amı nerde, tazecik genç kız amı nerde! Üstelik bildiğim kadarıyla da bakireydi henüz...
“Sana şimdi ince ayar çekeceğim baldız!” :) diyerek hemen yumuldum baldızın amına ve yalamaya başaldım. Klitorisini emiyor, amının dudaklarını yiyordum resmen. Am dudaklarını parmaklarımla aralayıp dilimi soktuğumda, baldız kıvranmaya başladı. O kadar küçük ve dar am deliği vardı ki, dilimi bile tümden sokamıyordum, kesin bakire olmalıydı. “Kız bu ne böyle, amın hiç açılmamış, kimseyle sikişmedin mi daha?” :) dedim. “Yok enişte, bakireyim daha, ama götümü çok deldiler!” :) dedi. Amını yalarken götünü de parmaklamaya başlayınca, Nilay titremeye ve o ince sesiyle inlemeye, küçük küçük çığlıklar atmaya başladı ve sonunda orgazm olarak ağzıma akıttı sularını. Amının sularını da yalayıp yuttuktan sonra Nilayı yüzükoyun çevirip göt deliğini yalamaya koyuldum. İki elimle götünün yanaklarını ayırıp, gömlek düğmesi gibi küçük büzüğünü dilliyordum. Bir yandan da, bunu götten nasıl siktiler acaba, götü sanki hiç sikilmemiş gibi duruyor diye düşünüyordum...
Parmaklayarak göt deliğini biraz alıştırdıktan sonra baldızı dörtayak üstüne getirip iyice domalttım ve arkasında yerimi aldım. Sikimi tükürükle ıslatıp, göt deliğine de bolca tükürdükten sonra, sikimin başını sokmaya çalıştım. Fakat bir türlü sokamadım, sikim zırt pırt aşağıya kayarak amını yokluyordu. Nilay korkuyla titrer vaziyette, “Enişte sakın önden girme, arkadan istediğin kadar yap!” diyordu. “Tamam hayatım, önden yapmayacam, fakat arkana da girmiyor!” dedim. “Dur enişte çekil, bana bırak!” dedi. Beni yatağa sırt üstü yatırdı ve kendisi bacaklarını ayırarak, yüzü bana dönük halde, ata binermiş gibi üstüme çıktı. Sikimi eliyle kavrayıp götünün deliğine denk getirip yavaşça sikime oturmaya başladı. Dudaklarını ısıra ısıra ve yüzünde buruk bir ifadeyle sikimin başını almıştı. Hafif hafif oturup kalka kalka sonunda hepsini aldığında gözlerini yumarak bir ohhh çekti...
Üstümde bir süre hareketsiz kaldıktan sonra inleyerek yavaş yavaş inip kalkmalara başladı. 3-5 dakika sonra artık resmen çığlıklar atarak zıplıyordu. Artık ben de alttan götüne hızlı hızlı pompalıyordum. Ben alttan bastıkça Nilayın çığlıkları bağırmalara dönüştü. Nilay artık kumandayı bana bırakmış, kendisi saçlarıyla oynuyordu. Arada bir, “Ohhh harikaaa! Bitirdin beni enişte!” diye inliyordu. Nilayın havada uçuşan göğüslerini sıkarak götünü bir süre bu pozisyonda siktikten sonra, bu sefer sırtını bana dönerek oturdu sikimin üstüne ve öne eğilerek ayak bileklerimden tutundu. Artık sikimin götüne giriş çıkışlarını daha net görebiliyordum. Bir süre sonra sikimi götünden çıkarmadan Nilayı dörtayak domalttım ve götünü sikmeye devam ettim. Hızlı hızlı götüne girip çıktıkça taşaklarım da amına çarpıyor ve makineli tüfek gibi ‘şap şap şap’ sesleri çıkıyor, Nilayın, “Of of enişte!” seslerine karışıyordu...
Yorulmuştum fakat boşalmama daha çok vardı, sikim götündeyken Nilayla birlikte yan yattık, 66 olduk, biraz soluklandık. Nilay, “Off enişte, götümü patlattın, okuldan o kadar genç erkek sikti bu götü, seninki gibi siklerini içimde dolu dolu hissetmedim!” dedi. Biraz dinlendikten sonra tekrar yavaş yavaş götüne girip çıkmalara devam ettim. Bu arada göğüslerini de yoğurmayı ihmal etmiyordum. Yeniden hızlanmaya başladığımda Nilayın çığlıkları da artmaya başlamıştı. “Nasıl baldız, o götünü sallayıp beni azdırmaya benziyor mu?” dedim. Baldız da, “Yok enişte, senin sikine helal olsun bu götüm!” diyordu. 66 pozisyonunda biraz daha siktikten sonra sırt üstü yatırdım ve am siker gibi götünü sikmeye devam ettim. Nilayın altımda gözleri kaymış, inleyerek dudaklarını ısırıyordu...
Götünü sikerken klitorisiyle de oynamaya başladım. Baldızın amından yine sular akarak orgazm olunca, “Baldız önden gireyim mi? Patlatayım mı?” dedim. Baldızın gözler birden kocaman açıldı ve “Yok enişte sakın ha! Annemler patlak olduğumu öğrenince biterim ben! Hem sonra evde kalırım, patlak bir kızla kim evlenir ki?” dedi. “Seni patlak halde almayacak adamın taa amına koyayım ben!” diyerek götünü hızlı hızlı sikmeye devam ettim. Artık ben de boşalmaya yaklaşmıştım sikimi götünden çıkarıp yukarı kaydım ve sikimi Nilaya uzattım. Nilay sikimi ağzına aldığı gibi saksoya başladı. “Nilay geliyorum!” deyince ağzından çıkardı ve eliyle 31 çektirmeye başladı. “Hadi hadi!” diyerek hem asılıyor, hemde sikimin başına öpücükler konduruyordu. Sonunda boşaldım. Döllerim yüzüne fışkırmış, ağzı yüzü döl içinde kalmıştı. Nilay gülerek, “Enişte yüzüme süt sağmış gibi oldum!” :) dedi. Sonra sikimi tekrar ağzına aldı yalayarak temizledi. Nilayın yüzünü çarşafla sildim ve birbirimize sarıldık uyuduk.
Sabah kalktık birlikte banyoya duş almaya girdik. Baldıza bir kez de banyoda sabunlu sabunlu götten kaydıktan sonra İstanbula hareket ettik.
[Selahattin]
Karımın Bakire Arkadaşının Bekaretini Ben Bozdum!
Karımın Bakire Arkadaşının Kızlığını Ben Bozdum! (Sedat 46 Y., İstanbul / Türkiye)
Ben Sedat. 46 yaşındayım. Kumral uzun boylu yakışıklı biriyim. Eşimse 42 yaşında bembeyaz tenli harika vücutlu biri. İyi bir işim var, gelir düzeyim de oldukça yüksek. Oğlumuz ilköğretimi bitirince onu yurtdışında okutmaya karar verdik. Uzun arayışlardan sonra İngilterede bir okula yerleştirdik. Eşimle hiçbir sorunumuz yok. Birbirimizi de deliler gibi seviyoruz. Yatakta da sınır tanımayız. Her şeyi deneyebiliyoruz. Oğlum yurtdışına gittikten sonra evde yalnız olduğumuz için cinsel hayatımız daha da renklendi. Fakat eşimin çocukluk arkadaşı Sibelin tayini İstanbula çıkıp gelince hayatımız biraz değişti. Sibel kısa boylu, minyon tipli, çok hoş bir kız. Mimar olarak çalışıyor. Ona bize yakın bir ev tuttuk. Evini taşıdı, oldukça sempatik bir ev olmuştu. Eşimle de çok iyi anlaşıyorlardı. Sık sık bize geliyor, biz de ona gidiyorduk. Oldukça güzel bir kız olmasına rağmen daha evlenmemişti. Konuşmalarımızda hep ona evlenmesini falan tavsiye ediyorduk. O da, “Buldukta mı evlenmedik?” diye geçiştiriyordu. Aramızda teklif yoktu. Ama ben ona cinsel açıdan hiç bakmıyordum. Aslında buna da ihtiyacım yoktu. Çünkü harika bir karım vardı ve her türlü ilişkiyi deniyorduk.
Bir gece eşimle birlikte dışarıda yemekteydik. Ama eşim o gece çok farklıydı. Sanki vücudu elbisesinin dokunuşundan bile tahrik oluyordu. “Geç kalmayalım, eve gitmek istiyorum!” dedi. Saat 23 gibi kalktık. Daha yolda sarkmaya başlamıştı. Eve zor girdik, antrede öpüşmeye başladık, yatakta devam ettik. Harika olmuştu her zamanki gibi. Göğsümde yatarken konuşmaya başladık. İlk geceyi, gerdek gecemizi unutamadığını söyledi. Karım benimle evlenmeden önce hiç erkek arkadaşı olmamış, eline erkek eli değmemişti. Cinsel bilgisi sadece arkadaşlarının anlattığı kadarmış, düğün günü yaklaştıkça içindeki korku büyüyormuş. Düğün gecesinin heyecanı ve korku hepsi birbirine karışmış, ben hiç hissetmemiştim. Ama benim anlayışımla eşimin ilk gece korkularını yenmiş ve düşündüğünün aksine sexten zevk almış, nasıl girecek, nasıl patlayacak korkusunu atmıştı üzerinden.
Eşim gerçektende o gece çok heyecanlıydı. Düğün gecesi balayı otelimizdeki süitte ben sanki o gece gerdek gecesi değil de özel bir buluşmaymış gibi davranmıştım. Eşimi sikmek isteğimi belli etmemiştim. Konuştuk gülüştük, sonra yatağa girdik sarıldık, sabaha kadar öyle devam etti. Ertesi gün öğleden sonra bozmuştum eşimin kızlığını. O da kendi isteğiyle olmuştu ve bir nevi ben onu değilde, kendi bozmuştu kendini. Ben sırt üstü yatmıştım, o da üzerime oturup amını sikime sürtüyordu. Daha sonra sikimin başını amına yerleştirdi ve çok zevklendiği bir anda kendini bıraktı. Sikim önce kızlığına dayandı. Bir hamle daha yaparak tamamını içine aldı. Sikimin kenarından ince bir kan sızıntısı oldu. Ve sonrasında ilk orgazmını yaşadı.
Yıllar sonra bunun için tekrar teşekkür etti bana, ama benden o geceyi bir kez daha yaşatmamı istiyordu. Ben de, “Nasıl olacak?” dedim. “Ben planlarım, sen kendini bana bırak!” dedi. Yeniden sevişmeye başladık, ikimiz de daha coşkulu orgazm olduk. Ertesi gün eşim bir otelin balayı suitini tutmuş hafta sonu için. Anlatmaya başladı: “Çarşambadan itibaren bana dokunmayacaksın. Cumartesi günü ikimiz ayrı ayrı otele gideceğiz. Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağız. Ben odaya yerleşeceğim. Seninle havuzda karşılaşacağız, orada tanışacağız. Daha sonra neler olacağını sen halledeceksin. Beni ilk kez tanıştığın biriymiş gibi tavlayıp sevişmeye ikna edeceksin!” dedi. “Tamam!” dedim, ama Çarşambadan Cumartesiye dokunmamak hoşuma gitmemişti. Ne yapalım katlanacaktık. Salı gecesi harika bir seks yaşadık ve perhize başladık. Gerçekten Cuma gününe kadar gerekli olmadıkça konuşmadı benimle ve ayrı yattık.
Cuma günü işime gittim. Saat 13 gibi telefonum çaldı, arayan eşimdi. Annesi hastalanmış, gitmesi gerekiyormuş. Üzüldüm, ama bütün plan da bozulmuştu. Ve ben 3-4 gün daha perhize devam edecektim. Uçak biletini almış, Otelin rezervasyonunu gelecek haftaya ertelemiş. Uçağı saat 18 de kalkacakmış. Ne yapalım, tüm düşüncelerimiz haftaya kalmıştı. Saat 16 gibi işten çıktım, evden eşimi alıp hava alanına götürdüm. Yolcu ettim ve hava alanından çıktım. Evde yemek yoktu, dışarıda yemek yiyip eve gidip dinlenmek istedim. Yoldayken telefonum çaldı. Arayan Sibeldi. Eşimin ona telefonda annesinin hastalandığını söylediğini, geçmiş olsun dileklerini iletti. “Evde yemek yoktur şimdi, istersen bana gel, yemeğim var birlikte yeriz!” dedi. Ben de olur dedim. Evinin önüne gelinceye kadar saat 20 olmuştu. Güzel bir sofra hazırlamış, balık yapmış. Yemeğe başladık. “Balık Rakısız olmaz!” dedi, hadi Rakı ile devam ettik. Çok güzel geçiyordu...
Eşim aradı. Ulaşmış, annesinin ciddi bir şeyi yokmuş, ama yine de gittiği iyi olmuş. Ne yediğimi sordu. Ben de, “Sibelde Balık Rakı yapıyoruz!” dedim. “Sibeli verir misin?” dedi. Sibel telefonumun hoparlörünü açtı. Eşim, “Kız kocama iyi bak, aç bırakma, sana emanet, sakın çapkınlık falan yapmaya kalkmasın!” dedi, gülüştük. Telefonu kapattık. Yemek faslı bitince Sibel, “Ben sofrayı toplayayım!” dedi. Birlikte topladık. Masayı temizledik. Meyve getirdi, koltuklara geçtik. Birer duble daha Rakı koydu. Onu da bitirdik. Yeniden tazeledik. Çakır keyf olmuştuk ikimiz de. Bir ara mutfağa gitti, dönerken bileği burkuldu ve elindeki çerez tabağı yere düşüp kırıldı. Dizlerinin üzerine kapaklandı. Hemen fırladım kaldırdım, kanepeye yatırdım. Ayak bileğini ovuyordu. Sanırım zedelenmişti. Tabağı, dökülenleri topladım. “Hadi seni yatağına götüreyim!” dedim. Kolunu boynuma doladı belinden tutup götürdüm. Yatağa uzattım. Bileğine baktım, bir şeyi yok gibiydi, ama yine de ağrıdığını söyledi...
Ben biraz ovaladım iyi gelmişti. Banyoda ağrı kesici merhem olduğunu, onunla ovmamı istedi. “Tamam, ama geceliğini giy, taytla olmaz.” dedim. “Tamam.” dedi. Banyoya gittim Pomatı aldım biraz oyalandım, döndüğümde kapıyı tıklattım, “Giyindin mi?” dedim. “Evet, gelebilirisin!” dedi. Kapıyı açtım, aman Tanrım, kısacık bir gecelik ve içinde birşey yok, heryeri görünüyor, ama memeleri harika. Yinede aklıma kötü birşey getirmedim, çünkü onu yazlıkta da bikiniyle ve bir seferinde duşta çıplak görmüştüm. Yatağın kenarına oturdum ayağını avuçlarıma aldım, biraz okşadım. Tam elime Pomat sürecekken doğruldu, iki elimi tuttu, “Ayağımda birşey yok...” dedi ve ağlamaya başladı. Sonra da, “Sedat abi senle konuşmak istiyorum!” dedi. Şaşırmıştım, “Dinliyorum?” dedim. “Ben bu güne kadar evlenmedim ve elime erkek eli değmedi. Çıkan taliplerimi de bir erkeğin bana dokunmasından, kızlığımın bozulmasından korktuğum için reddettim. Şimdi bir erkek arkadaşım var ve benimle evlenmek istiyor. Ama ben korkudan yine red edeceğim. Kızlığımı değer verdiğim, güvendiğim birinin bozması ve bu korkumu yenmemi sağlamasını istiyorum. Bunu da ancak sen yaparsın, çünkü sana güveniyorum!” dediğinde daha da şaşırmıştım...
“Bak Sibel... Kızlığını sevdiğin adama vermelisin, bunda korkulacak birşey yok. Ayrıca sen eşimin arkadaşısın, bunu benimle yapman doğru değil. Ben eşime ihanet etmek istemiyorum.” dedim. “Hayır... hayır yapamıyorum. Bir erkeğin bana dokunması çıldırtıyor beni. Bunu ancak sen yapabilirsin. Bunu ihanet olarak görme lütfen, ben de arkadaşımın kocasını ayartan biri değilim. Bu işi sadece tıbbi bir işlem olarak yerine getir. Çünkü senden başka bir erkeğin bana dokunmasına dayanamıyorum!” dedi. Şok olmuştum. Kafam karmakarışıktı. Salona geçtim bir duble Rakı koydum kendime. Karanlıkta oturuyordum. Düşünüyordum. Nasıl yapardım böyle birşeyi, nasıl ihanet ederdim eşime, hem de en samimi arkadaşıyla. Yapmamalıydım, ama Sibel de zor durumdaydı. En iyisi burdan gitmek diye düşünürken Sibel geldi salona, kanepeye yanıma oturdu. Ağlıyordu. “Yapmak istemiyorsan yapma!” dedi ve bundan kesinlikle eşime bahsetmememi istedi. Bana yakındı, kolumu boynuna doladım, başını göğsüme koydu, titriyordu...
Parmağımın ucuyla kolunu okşamaya başladım, kasıldı. “Dur, sakin ol, bu sorununu çözelim birlikte.” dedim. Işığı yakmadan güzel bir müzik hazırladım ve onu dansa kaldırdım. Sarıldı boynuma dans ediyorduk. Sırtını okşamaya başladım, irkildi. Ben de 3 gündür sikişmemiştim ve kollarımın arasında dipdiri bir vücut vardı. İncecik geceliğin üzerine giydiği incecik sabahlık bir yerini örtmüyordu aslında, memelerinin ucunun sertleştiğini hissediyordum. Uzun süre dans ettik. Bir an sırtındaki sabahlığı çıkardım, önce direndi ama sonra vazgeçti. Sikim kalkmıştı. Göbeğine değiyordu. Geceliğini de sıyırdım. Şimdi kollarımda çırıl çıplaktı. Titriyordu kollarımda. Kulağına eğildim minicik bir öpücük kondurdum, “Hiç sik elledin mi?” dedim. Kalbi hızlı hızlı çarpıyordu, “Hayır, korkuyorum! Sadece bir kere seni yazlıkta duşta gördüm. Kocamandı.” dedi.
“Gel o zaman!” dedim. Yatak odasına götürdüm onu. Gardrobundan iki ipek fular çıkardım, biriyle gözlerini bağladım. Yatağa sırt üstü yatırdım. Ben de soyundum, sikim taş gibi oluş, şaha kalkmıştı. Ama ne yazık ki bizim ürkek ceylanı sikmek kolay olmayacaktı. Beyaz ipek fuları alnında gözlerinde gezdiriyordum irkiliyordu. Yavaşça boynuna indim, kıpırdamaya başladı. Memelerinin etrafında dolaşmaya başladım, inliyordu. Sol ayağını sağ ayağının üzerine koydu ve amını bacak arasında sıkmaya başladı. Bir hayli gezdirdim fuları vücudunda. Derken göbeğine doğru indim, daha çok kasılmaya başladı, inliyordu. Kasıklarına indim. Külot çizgisinde dolaşıyordum. Bacaklarını sıkıyor, kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Birden ağlamaya başladı. Kasılıyordu. Kalçalarını vurmaya başladı yatağa, hıçkıra hıçkıra orgazm oluyordu. Memeleri daha dikilmiş, harika görünüyor, bacaklarını sıkıp bıraktıkça amından sular akıyordu. Titreyerek sarsılarak boşaldı.
Ben bir sigara yaktım. Sırt üstü yattım. Hep bu şekilde bacaklarını sıkarak masturbasyon yaptığını, bacağını açtığında kesinlikle boşalamadığını söyledi. Gözleri kapalıydı. “Şimdi sıra sende. Sen de benim vücudumu tanıyacaksın!” dedim. “İmkansız, dokunamam!” dedi. “Dene bir kere!” dedim. El yordamıyla fuları aramaya başladı. “Hayır, sen parmak uçlarınla gezeceksin!” dedim. Parmak uçlarını dudaklarıma götürdü, burnuma, kaşlarıma. Sadece yüzümde geziyordu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Hiç müdahale etmiyordum. Yüzümde oldukça oyalandı, nihayet boynuma indi, göğsümde geziyordu şimdi. Bir an bacağı sikime değdi, titredi, kasıldı. Devam etti, göbeğime geldi. Şimdi kolu sikime değiyordu, taş gibi dikilmişti sikim. Aşağı indi. Sikimin etrafında dolaştı uzun müddet. Bir türlü cesaret edip dokunamıyordu. Hiç acele etmiyordum, mutlaka merakı galip gelecekti. Yaklaşmaya başladı, artık sikime kaçamak dokunuyordu. Harika oluyordu, içim geçiyor, sikim hiç olmadığı kadar sertleşiyordu...
Bir an tamamını tuttu. Bir anda bırakıp gözlerini açmak istedi. Engelledim. “Hayır gözlerini açma, istemiyorsan dokunma!” dedim. “Çok büyük, korkuyorum!” dedi. Serbest bıraktım, ürkek ceylan yine çekingen, sikimin etrafında dolaşmaya başladı. Ama biraz daha cesaretliydi, parmağının birini sikimin ucunda dolaştırıyordu şimdi. Memelerinin ucu sertleşmiş, kasıklarıma değiyordu. Bir anda tüm eliyle kavradı, geri çekti elini, tekrar kavradı. Alışmıştı. Okşamaya başladı. Harikaydı, boşalmamak için zor tutuyordum kendimi. Sikimin ucuna bir minik öpücük kondurdu, açılmıştı artık. Biraz sonra ürkek öpücük yerini müthiş bir oral sexe bırakmıştı. Harika emiyor, sıvazlıyordu. Uffff nefisti... Artık zor tutuyordum kendimi, ama ağzına da boşalmak istemiyordum doğrusu. Kıpırdadım yerimden. Durdu. Onu sırt üstü yatırdım. Boynundan kulak memelerinden öpmeye başladım yeniden kıvranmaya başladı. Yavaşçacık dudaklara geldim, önce kaçırdı dudaklarını, sonra teslim etti. Hiç öpüşmemişti bu güne kadar, acemice öpüyordu. Sonra kendini bana bıraktı. Dudaklarını araladım. Dilim diliyle dans etmeye başladı. Artık ustalaşıyordu.
Yavaş yavaş boynundan aşağıya doğru indim. Kıvranıyordu. Memelere gelince yine kasıldı. Ama dilim memelerinin etrafında dolaştıkça aldığı zevk arttı. Meme uçlarına dil attım, üzüm gibi şişmişti. Yavaş yavaş göbeğine doğru indim, ayaklarını yine üst üste koydu amını sıkmaya başladı. Aşağı indim, bacaklarını hafifçe aralamak istedim. Kastı kendini. Anlaşılan açmayacaktı. Başka formül bulmalıydım. Yüzü koyun çevirdim. Ensesinden öpmeye başladım. Aşağıya doğru indikçe ürperiyor, kıvranıyordu. Bel çukurunda dilimle daireler çizdim. Kalçalarını kaldırmaya başladı, bacakları hala sımsıkı kapalıydı, sıkıp gevşetiyordu. Belinin iki yanından tutarak kalçalarını kaldırdım, başını yastığa gömdü, ama bacakları yine bitişikti. Arkadan harika görünüyordu. Amına dilimi gömdüm, emmeye başladım. Kalçaları daha çok dikildi. Emdikçe suları akıyordu. Dilimi sokup çıkarıyordum derinliklerine. Uzun süre devam ettim böyle. Sonra sikimi elime alıp amında gezdirmeye başladım. Fark etmemişti. Dilliyorum sanıyordu, ama bacaklarını da açmıyordu.
Bacaklarını bacaklarımın arasına aldım. Sikimi dayadım, kıvranıyor, memelerini yastığa sürtüyor, inliyordu şimdi. Hala dayadığım sikimi farketmemişti, dilliyorum sanıyordu. Biraz bastırdı kendini, başı girmişti. Kızlığına dayanmıştı. İnliyordu. Hafif hafif girip çıkıyordum, sel gibi suları akıyordu. Bir anda kalçalarını geriye verdi, sikim önce kızlığına takıldı sonra yağ gibi girdi yarıya kadar, iniltisi odayı dolduruyordu. Kıpırdamadım ben, kendisini ileri geri oynatarak gidip geliyordu. Biraz sonra birden bastırdım, şimdi köküne kadar içindeydi. “Ahhhh!” diye bir ses çıktı. Sikimin kenarından kan sızıyordu. Biraz durdu, ileri geri oynatmaya başladı. Artık kendimi tutamıyordum. Fışkırmalıydım amına... Bir anda patladım. Şaşırmıştı. Kasıldı. “Çok güzel emiyorsun, içime sıcak birşeyler akıyorrrr, harikaaaa!” diye hızlandı. O hala sikimin farkında değildi. Hızlandı, hızlandı ve kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı, yığıldı yatağa, ben de üzerine yığıldım...
İpek beyaz fularla sızan kanı sildim. Görmeyeceği yere koydum. Yana devrildim. İkimiz de soluk soluğaydık. Birer sigara yaktık. Çarşafı göğüslerine çekti. Çok farklı şeyler hissettiğni söyledi, “Çok güzel emdin beni, ama içime fışkıran o sıcak şey neydi?” dedi. Anlaşılan sikildiğinin, o çok korktuğu kızlığının bozulduğunun farkında değildi. Güldüm, dudaklarına bir öpücük kondurdum. Fuları aldım elime, “Artık sen kadınsın!” dedim. Şaşırdı. Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, “Ne yani, oldu mu şimdi?” dedi. “Evet... Bak bu kan senin kadınlığa geçişini simgeliyor!” dedim. Öptüm, kokladım, “Hadi şimdi banyoya gir!” dedim. Kalktı yataktan, müthiş vücuduyla banyonun yolunu tuttu. Ben de yatağa uzandım bir sigara yaktım. Hiç düşünmediğim şeyler yaşamıştım. Eşim bilse ayrılmaya bile kalkardı...
Biraz sonra banyodan bornozla geldi, yanakları pembe pembe idi. Yaramıştı ona. Kafam karmakarışıktı. Yataktan kalktım banyoya gittim. Sıcak su iyi gelmişti. Biraz kafamı toplamıştım. Niyetim duşumu alıp giyinip evimin yolunu tutmaktı. Banyodan çıktım, yatak odasına geldim, külodum pantolonum toplanmış asılmıştı. Ama Sibel yoktu. Gecenin saat 3’ü olmuştu. Seslendim. “Salondayım...” dedi. Belimde havluyla oraya yürüdüm. Siyah bir gecelik giymiş ve ortadaki sehpanın üzerini boşaltmış, üzerine çikolata meyve çerez tabaklarını yerleştirmiş, kristal bir kasenin içine kızlık kanını sildiğim bembeyaz ipek fuları yerleştirmiş ve buz kovasının için de bir şampanya şişesi. “Hayrola?” dedim. “Bunu kutlamalıyız!” dedi. “Tamam, giyinip geleyim.” dedim. “Yok... Giyinmene gerek yok, öyle gelebilirsin!” dedi. “Olmaz!” dedim. “O zaman sadece külodunu giy!” dedi. Giyip geldim. Beni oturttu. Şampanya şişesini aldı. Patlattı. İyiki fazla ses çıkmamıştı, yoksa apartmandakiler ayaklanabilirdi. Kadehlerimizi doldurdu. Yanağıma minicik bir öpücük kondurdu, “Teşekkür ederim! Beni büyük bir sorundan kurtardın!” dedi.
Ben de, “Bu işi arkadaşınla yapmalıydın!” dedim. “Yapamadım. Olmadı. Olamıyor. Hem arkadaşıma bakire olmadığımı söylemiştim!” dedi. Şampanyalarımızı yudumlamaya başladık. Yanıma oturdu. Sırtını kanepenin yanına dayadı. Ayaklarını kucağıma uzattı. Şeffaf geceliğin altında külot yoktu. Pırıl pırıl amı kadınlığının gururuyla gülümsüyordu sanki. Neden böyle bir korkusu olduğunu sordum. Ailesinin tek kızıymış. Çok iyi bir yaşantıları ve çok güzel bir annesi varmış. Küçükken annesinin odasından sesler geldiğini, annesinin inlemelerini, Ahhhh ve Offff’larını duydukça, başını yastığın altına sokup ağladığını, babasının annesine işkence yaptığını sandığını anlattı. Sibel biraz daha büyüdüğünde, bir gece sesler o kadar artmış ki, kalkıp mutfaktan bir bıçak almış, annesinin yatak odasının kapısına gelmiş, içeri dalmayı ve annesini kurtarmayı düşünmüş. Fakat bir anda aklına kapının anahtar deliğinden içeriye bakmak gelmiş. Eğilmiş bakmış...
Babası sırt üstü yatmış, annesini üzerine oturtmuş. Annesi de, “Ohhh, sik hadi, kökle!” diye zevkten ve mutluluktan kıvranıp duruyormuş. Sibel tabii şaşırmış. Bakmış ki annesi hiçte işkence görüyor gibi değil, geri odasının yolunu tutmuş. Biraz sonra annesi banyoya gitmiş. Banyodan çıktığında Sibel annesini kapıda karşılamış. Annesi, yüzünde güller açmış bir halde, Sibelin yanağını sıkmış, “Noldu kızım uyuyamadın mı? Hadi yat uyu!” demiş ve gülümsemiş, yatak odasına gitmiş. O geceden sonra Sibel babasının annesine yaptığı şeyin kötü birşey olmadığını düşünmüş ve onların her sevişmelerinde seslerini dinleyerek masturbasyon yapmış. Üniversiteyi kazandıktan sonra da birçok erkek arkadaşı olmuş, ama iş ilerleyince içindeki korku büyümüş. Dokundurtmamış kimseyi kendine. Birçok talibini de reddetmiş. Şimdi biriyle arkadaşmış. Onu da bu korkusundan dolayı reddetmek üzereyken aklına ben gelmişim. Bana karşı, diğer erkeklere duyduğu gibi korku duymadığını, beni yazlıkta duşta çıplak gördüğünde anlamış. Orada ilk kez bir erkeğin sikini okşamak istediğini düşünmüş. Ve benden yardım istemeye karar vermiş...
Şampanyalarımız bitmişti. Kalkıp yeniden doldurdu kadehlerimizi. Ayağını yeniden kucağıma uzattı. Etkilenmiştim. Ayak bileklerini okşamaya başladım. Ürperdi. Dizlerine kadar çıktım. Bu arada sikim de yeniden taş gibi olmuştu. Ayağının birini kaldırıp kanepenin sırtına koydum. Amı yine sulanmıştı. Yavaş yavaş yukarıya doğru hareketlendim. Açıldı iyice, parmağımı amının etrafında gezdirmeye başladım. İnliyordu, gözleri kapalıydı. Parmağımla klitorisine baskı yapmaya başladım. İyice ıslandı. Memelerini geceliğinin üzerinden sıkmaya başladım. Bir çırpıda geceliğini çıkardı, pırıl pırıl pürüzsüz tüysüz vücudu karşımdaydı. Gömdüm ağzımı amına, içime çeke çeke emmeye başladım. Çıldırmıştı. İnlemeye başlamıştı. Kaldırdım, sırtımı kanepeye yasladım, ata biner gibi üzerime aldım. Sikim tam amının ağzındaydı. Başını sürtüyordum şimdi. Suları akıyordu. Azıcık eğildi, memelerini dudaklarıma verdi. Sonra da bir anda kendini sikimin üzerine bıraktı. Köküne kadar içindeydi şimdi. Ağzından bir, Ahhhhh!” döküldü. Komşular duymadıysa iyi... Zıplamaya başladı üzerimde. Çığlık çığlığa boşalıyordu. Bende zor tutuyordum kendimi. Bir anda fışkırtmaya başladım. Kasıldı, o da geliyordu. Çılgın gibi inip kalkıyordu. Daha sonra üzerime yığılıp kaldı.
Kalktık yeniden duşa girdik birlikte, birbirimizi yıkadık, sonra yatak odasına geçip sarıldık birbirimize. Zaten gün ağarmış, sabah olmuştu. Sarıldık öylece uyuduk. Derin uyurken bir elin sikimle oynadığını hissettim uyandım, saat 11’i geçiyordu. Bizim ürkek ceylan sikimle oynuyordu, “Hayrola?” dedim. “Uyanmalı artık!” dedi, emmeye başladı. Amı sıcak ve ıslaktı yine. Sikim yine taş gibiydi, bu sefer ben de azmıştım. Birden döndürüp sırt üstü yatırdım, bacaklarını omzuma aldım, kökledim, gerçek sikilmeyi görmeliydi. Çıldırmıştı yine, kökledikçe inliyor, bağırıyordu. Kalçalarına vura vura siktim, yine biraz sonra çılgın gibi içine fışkırtım. O da boşalıyordu. Harikaydı. Bittik ikimiz de. Yığıldım kaldım üzerine. Kalktık banyoya girdik. Ben banyodan çıkıncaya kadar kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptık. Giyindim evden çıktım. En yakın eczaneye uğrayıp ‘Ertesi Günü’ haplarından aldım. Geri döndüm, ürkek ceylanıma içirdim. Ne olduğunu sordu. Söyledim, “Seni kocana açık göndereceğim, ama hamile göndermek istemem!” dedim, gülüştük. Dudaklarımdan öperek uğurladı.
Evime gittim. Yatağı yatılmış gibi bozdum. Akşam eşim gelecekti. Hava alanından alacaktım onu. Sanki kahvaltı yapmışım gibi çay demledim. Kahvaltı sofrası hazırladım. Her şey eşimin şüphelenmeyeceği şekildeydi artık. Biraz uzanıp dinlendim. Ve akşam 19 da hava alanının yolunu tuttum. Gelmişti fıstığım. Eve geldik, yemek hazırladık, birlikte yedik. Biraz sonra Sibel telefon açtı, “Hoş geldin!” dedi. Eşim de, “Kız kocama iyi baktın mı? Aç falan bırakmadın değil mi?” dedi. Sibel de, “Yok yok, çok iyi baktım. Balık Rakının üzerine kaymaklı kadayıfta yedirdim!” :) dedi. Gülüştüler. Ben birşey anlamamıştım, ama meğerse iş başkaymış...
[Sedat]
Ben Sedat. 46 yaşındayım. Kumral uzun boylu yakışıklı biriyim. Eşimse 42 yaşında bembeyaz tenli harika vücutlu biri. İyi bir işim var, gelir düzeyim de oldukça yüksek. Oğlumuz ilköğretimi bitirince onu yurtdışında okutmaya karar verdik. Uzun arayışlardan sonra İngilterede bir okula yerleştirdik. Eşimle hiçbir sorunumuz yok. Birbirimizi de deliler gibi seviyoruz. Yatakta da sınır tanımayız. Her şeyi deneyebiliyoruz. Oğlum yurtdışına gittikten sonra evde yalnız olduğumuz için cinsel hayatımız daha da renklendi. Fakat eşimin çocukluk arkadaşı Sibelin tayini İstanbula çıkıp gelince hayatımız biraz değişti. Sibel kısa boylu, minyon tipli, çok hoş bir kız. Mimar olarak çalışıyor. Ona bize yakın bir ev tuttuk. Evini taşıdı, oldukça sempatik bir ev olmuştu. Eşimle de çok iyi anlaşıyorlardı. Sık sık bize geliyor, biz de ona gidiyorduk. Oldukça güzel bir kız olmasına rağmen daha evlenmemişti. Konuşmalarımızda hep ona evlenmesini falan tavsiye ediyorduk. O da, “Buldukta mı evlenmedik?” diye geçiştiriyordu. Aramızda teklif yoktu. Ama ben ona cinsel açıdan hiç bakmıyordum. Aslında buna da ihtiyacım yoktu. Çünkü harika bir karım vardı ve her türlü ilişkiyi deniyorduk.
Bir gece eşimle birlikte dışarıda yemekteydik. Ama eşim o gece çok farklıydı. Sanki vücudu elbisesinin dokunuşundan bile tahrik oluyordu. “Geç kalmayalım, eve gitmek istiyorum!” dedi. Saat 23 gibi kalktık. Daha yolda sarkmaya başlamıştı. Eve zor girdik, antrede öpüşmeye başladık, yatakta devam ettik. Harika olmuştu her zamanki gibi. Göğsümde yatarken konuşmaya başladık. İlk geceyi, gerdek gecemizi unutamadığını söyledi. Karım benimle evlenmeden önce hiç erkek arkadaşı olmamış, eline erkek eli değmemişti. Cinsel bilgisi sadece arkadaşlarının anlattığı kadarmış, düğün günü yaklaştıkça içindeki korku büyüyormuş. Düğün gecesinin heyecanı ve korku hepsi birbirine karışmış, ben hiç hissetmemiştim. Ama benim anlayışımla eşimin ilk gece korkularını yenmiş ve düşündüğünün aksine sexten zevk almış, nasıl girecek, nasıl patlayacak korkusunu atmıştı üzerinden.
Eşim gerçektende o gece çok heyecanlıydı. Düğün gecesi balayı otelimizdeki süitte ben sanki o gece gerdek gecesi değil de özel bir buluşmaymış gibi davranmıştım. Eşimi sikmek isteğimi belli etmemiştim. Konuştuk gülüştük, sonra yatağa girdik sarıldık, sabaha kadar öyle devam etti. Ertesi gün öğleden sonra bozmuştum eşimin kızlığını. O da kendi isteğiyle olmuştu ve bir nevi ben onu değilde, kendi bozmuştu kendini. Ben sırt üstü yatmıştım, o da üzerime oturup amını sikime sürtüyordu. Daha sonra sikimin başını amına yerleştirdi ve çok zevklendiği bir anda kendini bıraktı. Sikim önce kızlığına dayandı. Bir hamle daha yaparak tamamını içine aldı. Sikimin kenarından ince bir kan sızıntısı oldu. Ve sonrasında ilk orgazmını yaşadı.
Yıllar sonra bunun için tekrar teşekkür etti bana, ama benden o geceyi bir kez daha yaşatmamı istiyordu. Ben de, “Nasıl olacak?” dedim. “Ben planlarım, sen kendini bana bırak!” dedi. Yeniden sevişmeye başladık, ikimiz de daha coşkulu orgazm olduk. Ertesi gün eşim bir otelin balayı suitini tutmuş hafta sonu için. Anlatmaya başladı: “Çarşambadan itibaren bana dokunmayacaksın. Cumartesi günü ikimiz ayrı ayrı otele gideceğiz. Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağız. Ben odaya yerleşeceğim. Seninle havuzda karşılaşacağız, orada tanışacağız. Daha sonra neler olacağını sen halledeceksin. Beni ilk kez tanıştığın biriymiş gibi tavlayıp sevişmeye ikna edeceksin!” dedi. “Tamam!” dedim, ama Çarşambadan Cumartesiye dokunmamak hoşuma gitmemişti. Ne yapalım katlanacaktık. Salı gecesi harika bir seks yaşadık ve perhize başladık. Gerçekten Cuma gününe kadar gerekli olmadıkça konuşmadı benimle ve ayrı yattık.
Cuma günü işime gittim. Saat 13 gibi telefonum çaldı, arayan eşimdi. Annesi hastalanmış, gitmesi gerekiyormuş. Üzüldüm, ama bütün plan da bozulmuştu. Ve ben 3-4 gün daha perhize devam edecektim. Uçak biletini almış, Otelin rezervasyonunu gelecek haftaya ertelemiş. Uçağı saat 18 de kalkacakmış. Ne yapalım, tüm düşüncelerimiz haftaya kalmıştı. Saat 16 gibi işten çıktım, evden eşimi alıp hava alanına götürdüm. Yolcu ettim ve hava alanından çıktım. Evde yemek yoktu, dışarıda yemek yiyip eve gidip dinlenmek istedim. Yoldayken telefonum çaldı. Arayan Sibeldi. Eşimin ona telefonda annesinin hastalandığını söylediğini, geçmiş olsun dileklerini iletti. “Evde yemek yoktur şimdi, istersen bana gel, yemeğim var birlikte yeriz!” dedi. Ben de olur dedim. Evinin önüne gelinceye kadar saat 20 olmuştu. Güzel bir sofra hazırlamış, balık yapmış. Yemeğe başladık. “Balık Rakısız olmaz!” dedi, hadi Rakı ile devam ettik. Çok güzel geçiyordu...
Eşim aradı. Ulaşmış, annesinin ciddi bir şeyi yokmuş, ama yine de gittiği iyi olmuş. Ne yediğimi sordu. Ben de, “Sibelde Balık Rakı yapıyoruz!” dedim. “Sibeli verir misin?” dedi. Sibel telefonumun hoparlörünü açtı. Eşim, “Kız kocama iyi bak, aç bırakma, sana emanet, sakın çapkınlık falan yapmaya kalkmasın!” dedi, gülüştük. Telefonu kapattık. Yemek faslı bitince Sibel, “Ben sofrayı toplayayım!” dedi. Birlikte topladık. Masayı temizledik. Meyve getirdi, koltuklara geçtik. Birer duble daha Rakı koydu. Onu da bitirdik. Yeniden tazeledik. Çakır keyf olmuştuk ikimiz de. Bir ara mutfağa gitti, dönerken bileği burkuldu ve elindeki çerez tabağı yere düşüp kırıldı. Dizlerinin üzerine kapaklandı. Hemen fırladım kaldırdım, kanepeye yatırdım. Ayak bileğini ovuyordu. Sanırım zedelenmişti. Tabağı, dökülenleri topladım. “Hadi seni yatağına götüreyim!” dedim. Kolunu boynuma doladı belinden tutup götürdüm. Yatağa uzattım. Bileğine baktım, bir şeyi yok gibiydi, ama yine de ağrıdığını söyledi...
Ben biraz ovaladım iyi gelmişti. Banyoda ağrı kesici merhem olduğunu, onunla ovmamı istedi. “Tamam, ama geceliğini giy, taytla olmaz.” dedim. “Tamam.” dedi. Banyoya gittim Pomatı aldım biraz oyalandım, döndüğümde kapıyı tıklattım, “Giyindin mi?” dedim. “Evet, gelebilirisin!” dedi. Kapıyı açtım, aman Tanrım, kısacık bir gecelik ve içinde birşey yok, heryeri görünüyor, ama memeleri harika. Yinede aklıma kötü birşey getirmedim, çünkü onu yazlıkta da bikiniyle ve bir seferinde duşta çıplak görmüştüm. Yatağın kenarına oturdum ayağını avuçlarıma aldım, biraz okşadım. Tam elime Pomat sürecekken doğruldu, iki elimi tuttu, “Ayağımda birşey yok...” dedi ve ağlamaya başladı. Sonra da, “Sedat abi senle konuşmak istiyorum!” dedi. Şaşırmıştım, “Dinliyorum?” dedim. “Ben bu güne kadar evlenmedim ve elime erkek eli değmedi. Çıkan taliplerimi de bir erkeğin bana dokunmasından, kızlığımın bozulmasından korktuğum için reddettim. Şimdi bir erkek arkadaşım var ve benimle evlenmek istiyor. Ama ben korkudan yine red edeceğim. Kızlığımı değer verdiğim, güvendiğim birinin bozması ve bu korkumu yenmemi sağlamasını istiyorum. Bunu da ancak sen yaparsın, çünkü sana güveniyorum!” dediğinde daha da şaşırmıştım...
“Bak Sibel... Kızlığını sevdiğin adama vermelisin, bunda korkulacak birşey yok. Ayrıca sen eşimin arkadaşısın, bunu benimle yapman doğru değil. Ben eşime ihanet etmek istemiyorum.” dedim. “Hayır... hayır yapamıyorum. Bir erkeğin bana dokunması çıldırtıyor beni. Bunu ancak sen yapabilirsin. Bunu ihanet olarak görme lütfen, ben de arkadaşımın kocasını ayartan biri değilim. Bu işi sadece tıbbi bir işlem olarak yerine getir. Çünkü senden başka bir erkeğin bana dokunmasına dayanamıyorum!” dedi. Şok olmuştum. Kafam karmakarışıktı. Salona geçtim bir duble Rakı koydum kendime. Karanlıkta oturuyordum. Düşünüyordum. Nasıl yapardım böyle birşeyi, nasıl ihanet ederdim eşime, hem de en samimi arkadaşıyla. Yapmamalıydım, ama Sibel de zor durumdaydı. En iyisi burdan gitmek diye düşünürken Sibel geldi salona, kanepeye yanıma oturdu. Ağlıyordu. “Yapmak istemiyorsan yapma!” dedi ve bundan kesinlikle eşime bahsetmememi istedi. Bana yakındı, kolumu boynuna doladım, başını göğsüme koydu, titriyordu...
Parmağımın ucuyla kolunu okşamaya başladım, kasıldı. “Dur, sakin ol, bu sorununu çözelim birlikte.” dedim. Işığı yakmadan güzel bir müzik hazırladım ve onu dansa kaldırdım. Sarıldı boynuma dans ediyorduk. Sırtını okşamaya başladım, irkildi. Ben de 3 gündür sikişmemiştim ve kollarımın arasında dipdiri bir vücut vardı. İncecik geceliğin üzerine giydiği incecik sabahlık bir yerini örtmüyordu aslında, memelerinin ucunun sertleştiğini hissediyordum. Uzun süre dans ettik. Bir an sırtındaki sabahlığı çıkardım, önce direndi ama sonra vazgeçti. Sikim kalkmıştı. Göbeğine değiyordu. Geceliğini de sıyırdım. Şimdi kollarımda çırıl çıplaktı. Titriyordu kollarımda. Kulağına eğildim minicik bir öpücük kondurdum, “Hiç sik elledin mi?” dedim. Kalbi hızlı hızlı çarpıyordu, “Hayır, korkuyorum! Sadece bir kere seni yazlıkta duşta gördüm. Kocamandı.” dedi.
“Gel o zaman!” dedim. Yatak odasına götürdüm onu. Gardrobundan iki ipek fular çıkardım, biriyle gözlerini bağladım. Yatağa sırt üstü yatırdım. Ben de soyundum, sikim taş gibi oluş, şaha kalkmıştı. Ama ne yazık ki bizim ürkek ceylanı sikmek kolay olmayacaktı. Beyaz ipek fuları alnında gözlerinde gezdiriyordum irkiliyordu. Yavaşça boynuna indim, kıpırdamaya başladı. Memelerinin etrafında dolaşmaya başladım, inliyordu. Sol ayağını sağ ayağının üzerine koydu ve amını bacak arasında sıkmaya başladı. Bir hayli gezdirdim fuları vücudunda. Derken göbeğine doğru indim, daha çok kasılmaya başladı, inliyordu. Kasıklarına indim. Külot çizgisinde dolaşıyordum. Bacaklarını sıkıyor, kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Birden ağlamaya başladı. Kasılıyordu. Kalçalarını vurmaya başladı yatağa, hıçkıra hıçkıra orgazm oluyordu. Memeleri daha dikilmiş, harika görünüyor, bacaklarını sıkıp bıraktıkça amından sular akıyordu. Titreyerek sarsılarak boşaldı.
Ben bir sigara yaktım. Sırt üstü yattım. Hep bu şekilde bacaklarını sıkarak masturbasyon yaptığını, bacağını açtığında kesinlikle boşalamadığını söyledi. Gözleri kapalıydı. “Şimdi sıra sende. Sen de benim vücudumu tanıyacaksın!” dedim. “İmkansız, dokunamam!” dedi. “Dene bir kere!” dedim. El yordamıyla fuları aramaya başladı. “Hayır, sen parmak uçlarınla gezeceksin!” dedim. Parmak uçlarını dudaklarıma götürdü, burnuma, kaşlarıma. Sadece yüzümde geziyordu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Hiç müdahale etmiyordum. Yüzümde oldukça oyalandı, nihayet boynuma indi, göğsümde geziyordu şimdi. Bir an bacağı sikime değdi, titredi, kasıldı. Devam etti, göbeğime geldi. Şimdi kolu sikime değiyordu, taş gibi dikilmişti sikim. Aşağı indi. Sikimin etrafında dolaştı uzun müddet. Bir türlü cesaret edip dokunamıyordu. Hiç acele etmiyordum, mutlaka merakı galip gelecekti. Yaklaşmaya başladı, artık sikime kaçamak dokunuyordu. Harika oluyordu, içim geçiyor, sikim hiç olmadığı kadar sertleşiyordu...
Bir an tamamını tuttu. Bir anda bırakıp gözlerini açmak istedi. Engelledim. “Hayır gözlerini açma, istemiyorsan dokunma!” dedim. “Çok büyük, korkuyorum!” dedi. Serbest bıraktım, ürkek ceylan yine çekingen, sikimin etrafında dolaşmaya başladı. Ama biraz daha cesaretliydi, parmağının birini sikimin ucunda dolaştırıyordu şimdi. Memelerinin ucu sertleşmiş, kasıklarıma değiyordu. Bir anda tüm eliyle kavradı, geri çekti elini, tekrar kavradı. Alışmıştı. Okşamaya başladı. Harikaydı, boşalmamak için zor tutuyordum kendimi. Sikimin ucuna bir minik öpücük kondurdu, açılmıştı artık. Biraz sonra ürkek öpücük yerini müthiş bir oral sexe bırakmıştı. Harika emiyor, sıvazlıyordu. Uffff nefisti... Artık zor tutuyordum kendimi, ama ağzına da boşalmak istemiyordum doğrusu. Kıpırdadım yerimden. Durdu. Onu sırt üstü yatırdım. Boynundan kulak memelerinden öpmeye başladım yeniden kıvranmaya başladı. Yavaşçacık dudaklara geldim, önce kaçırdı dudaklarını, sonra teslim etti. Hiç öpüşmemişti bu güne kadar, acemice öpüyordu. Sonra kendini bana bıraktı. Dudaklarını araladım. Dilim diliyle dans etmeye başladı. Artık ustalaşıyordu.
Yavaş yavaş boynundan aşağıya doğru indim. Kıvranıyordu. Memelere gelince yine kasıldı. Ama dilim memelerinin etrafında dolaştıkça aldığı zevk arttı. Meme uçlarına dil attım, üzüm gibi şişmişti. Yavaş yavaş göbeğine doğru indim, ayaklarını yine üst üste koydu amını sıkmaya başladı. Aşağı indim, bacaklarını hafifçe aralamak istedim. Kastı kendini. Anlaşılan açmayacaktı. Başka formül bulmalıydım. Yüzü koyun çevirdim. Ensesinden öpmeye başladım. Aşağıya doğru indikçe ürperiyor, kıvranıyordu. Bel çukurunda dilimle daireler çizdim. Kalçalarını kaldırmaya başladı, bacakları hala sımsıkı kapalıydı, sıkıp gevşetiyordu. Belinin iki yanından tutarak kalçalarını kaldırdım, başını yastığa gömdü, ama bacakları yine bitişikti. Arkadan harika görünüyordu. Amına dilimi gömdüm, emmeye başladım. Kalçaları daha çok dikildi. Emdikçe suları akıyordu. Dilimi sokup çıkarıyordum derinliklerine. Uzun süre devam ettim böyle. Sonra sikimi elime alıp amında gezdirmeye başladım. Fark etmemişti. Dilliyorum sanıyordu, ama bacaklarını da açmıyordu.
Bacaklarını bacaklarımın arasına aldım. Sikimi dayadım, kıvranıyor, memelerini yastığa sürtüyor, inliyordu şimdi. Hala dayadığım sikimi farketmemişti, dilliyorum sanıyordu. Biraz bastırdı kendini, başı girmişti. Kızlığına dayanmıştı. İnliyordu. Hafif hafif girip çıkıyordum, sel gibi suları akıyordu. Bir anda kalçalarını geriye verdi, sikim önce kızlığına takıldı sonra yağ gibi girdi yarıya kadar, iniltisi odayı dolduruyordu. Kıpırdamadım ben, kendisini ileri geri oynatarak gidip geliyordu. Biraz sonra birden bastırdım, şimdi köküne kadar içindeydi. “Ahhhh!” diye bir ses çıktı. Sikimin kenarından kan sızıyordu. Biraz durdu, ileri geri oynatmaya başladı. Artık kendimi tutamıyordum. Fışkırmalıydım amına... Bir anda patladım. Şaşırmıştı. Kasıldı. “Çok güzel emiyorsun, içime sıcak birşeyler akıyorrrr, harikaaaa!” diye hızlandı. O hala sikimin farkında değildi. Hızlandı, hızlandı ve kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı, yığıldı yatağa, ben de üzerine yığıldım...
İpek beyaz fularla sızan kanı sildim. Görmeyeceği yere koydum. Yana devrildim. İkimiz de soluk soluğaydık. Birer sigara yaktık. Çarşafı göğüslerine çekti. Çok farklı şeyler hissettiğni söyledi, “Çok güzel emdin beni, ama içime fışkıran o sıcak şey neydi?” dedi. Anlaşılan sikildiğinin, o çok korktuğu kızlığının bozulduğunun farkında değildi. Güldüm, dudaklarına bir öpücük kondurdum. Fuları aldım elime, “Artık sen kadınsın!” dedim. Şaşırdı. Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, “Ne yani, oldu mu şimdi?” dedi. “Evet... Bak bu kan senin kadınlığa geçişini simgeliyor!” dedim. Öptüm, kokladım, “Hadi şimdi banyoya gir!” dedim. Kalktı yataktan, müthiş vücuduyla banyonun yolunu tuttu. Ben de yatağa uzandım bir sigara yaktım. Hiç düşünmediğim şeyler yaşamıştım. Eşim bilse ayrılmaya bile kalkardı...
Biraz sonra banyodan bornozla geldi, yanakları pembe pembe idi. Yaramıştı ona. Kafam karmakarışıktı. Yataktan kalktım banyoya gittim. Sıcak su iyi gelmişti. Biraz kafamı toplamıştım. Niyetim duşumu alıp giyinip evimin yolunu tutmaktı. Banyodan çıktım, yatak odasına geldim, külodum pantolonum toplanmış asılmıştı. Ama Sibel yoktu. Gecenin saat 3’ü olmuştu. Seslendim. “Salondayım...” dedi. Belimde havluyla oraya yürüdüm. Siyah bir gecelik giymiş ve ortadaki sehpanın üzerini boşaltmış, üzerine çikolata meyve çerez tabaklarını yerleştirmiş, kristal bir kasenin içine kızlık kanını sildiğim bembeyaz ipek fuları yerleştirmiş ve buz kovasının için de bir şampanya şişesi. “Hayrola?” dedim. “Bunu kutlamalıyız!” dedi. “Tamam, giyinip geleyim.” dedim. “Yok... Giyinmene gerek yok, öyle gelebilirsin!” dedi. “Olmaz!” dedim. “O zaman sadece külodunu giy!” dedi. Giyip geldim. Beni oturttu. Şampanya şişesini aldı. Patlattı. İyiki fazla ses çıkmamıştı, yoksa apartmandakiler ayaklanabilirdi. Kadehlerimizi doldurdu. Yanağıma minicik bir öpücük kondurdu, “Teşekkür ederim! Beni büyük bir sorundan kurtardın!” dedi.
Ben de, “Bu işi arkadaşınla yapmalıydın!” dedim. “Yapamadım. Olmadı. Olamıyor. Hem arkadaşıma bakire olmadığımı söylemiştim!” dedi. Şampanyalarımızı yudumlamaya başladık. Yanıma oturdu. Sırtını kanepenin yanına dayadı. Ayaklarını kucağıma uzattı. Şeffaf geceliğin altında külot yoktu. Pırıl pırıl amı kadınlığının gururuyla gülümsüyordu sanki. Neden böyle bir korkusu olduğunu sordum. Ailesinin tek kızıymış. Çok iyi bir yaşantıları ve çok güzel bir annesi varmış. Küçükken annesinin odasından sesler geldiğini, annesinin inlemelerini, Ahhhh ve Offff’larını duydukça, başını yastığın altına sokup ağladığını, babasının annesine işkence yaptığını sandığını anlattı. Sibel biraz daha büyüdüğünde, bir gece sesler o kadar artmış ki, kalkıp mutfaktan bir bıçak almış, annesinin yatak odasının kapısına gelmiş, içeri dalmayı ve annesini kurtarmayı düşünmüş. Fakat bir anda aklına kapının anahtar deliğinden içeriye bakmak gelmiş. Eğilmiş bakmış...
Babası sırt üstü yatmış, annesini üzerine oturtmuş. Annesi de, “Ohhh, sik hadi, kökle!” diye zevkten ve mutluluktan kıvranıp duruyormuş. Sibel tabii şaşırmış. Bakmış ki annesi hiçte işkence görüyor gibi değil, geri odasının yolunu tutmuş. Biraz sonra annesi banyoya gitmiş. Banyodan çıktığında Sibel annesini kapıda karşılamış. Annesi, yüzünde güller açmış bir halde, Sibelin yanağını sıkmış, “Noldu kızım uyuyamadın mı? Hadi yat uyu!” demiş ve gülümsemiş, yatak odasına gitmiş. O geceden sonra Sibel babasının annesine yaptığı şeyin kötü birşey olmadığını düşünmüş ve onların her sevişmelerinde seslerini dinleyerek masturbasyon yapmış. Üniversiteyi kazandıktan sonra da birçok erkek arkadaşı olmuş, ama iş ilerleyince içindeki korku büyümüş. Dokundurtmamış kimseyi kendine. Birçok talibini de reddetmiş. Şimdi biriyle arkadaşmış. Onu da bu korkusundan dolayı reddetmek üzereyken aklına ben gelmişim. Bana karşı, diğer erkeklere duyduğu gibi korku duymadığını, beni yazlıkta duşta çıplak gördüğünde anlamış. Orada ilk kez bir erkeğin sikini okşamak istediğini düşünmüş. Ve benden yardım istemeye karar vermiş...
Şampanyalarımız bitmişti. Kalkıp yeniden doldurdu kadehlerimizi. Ayağını yeniden kucağıma uzattı. Etkilenmiştim. Ayak bileklerini okşamaya başladım. Ürperdi. Dizlerine kadar çıktım. Bu arada sikim de yeniden taş gibi olmuştu. Ayağının birini kaldırıp kanepenin sırtına koydum. Amı yine sulanmıştı. Yavaş yavaş yukarıya doğru hareketlendim. Açıldı iyice, parmağımı amının etrafında gezdirmeye başladım. İnliyordu, gözleri kapalıydı. Parmağımla klitorisine baskı yapmaya başladım. İyice ıslandı. Memelerini geceliğinin üzerinden sıkmaya başladım. Bir çırpıda geceliğini çıkardı, pırıl pırıl pürüzsüz tüysüz vücudu karşımdaydı. Gömdüm ağzımı amına, içime çeke çeke emmeye başladım. Çıldırmıştı. İnlemeye başlamıştı. Kaldırdım, sırtımı kanepeye yasladım, ata biner gibi üzerime aldım. Sikim tam amının ağzındaydı. Başını sürtüyordum şimdi. Suları akıyordu. Azıcık eğildi, memelerini dudaklarıma verdi. Sonra da bir anda kendini sikimin üzerine bıraktı. Köküne kadar içindeydi şimdi. Ağzından bir, Ahhhhh!” döküldü. Komşular duymadıysa iyi... Zıplamaya başladı üzerimde. Çığlık çığlığa boşalıyordu. Bende zor tutuyordum kendimi. Bir anda fışkırtmaya başladım. Kasıldı, o da geliyordu. Çılgın gibi inip kalkıyordu. Daha sonra üzerime yığılıp kaldı.
Kalktık yeniden duşa girdik birlikte, birbirimizi yıkadık, sonra yatak odasına geçip sarıldık birbirimize. Zaten gün ağarmış, sabah olmuştu. Sarıldık öylece uyuduk. Derin uyurken bir elin sikimle oynadığını hissettim uyandım, saat 11’i geçiyordu. Bizim ürkek ceylan sikimle oynuyordu, “Hayrola?” dedim. “Uyanmalı artık!” dedi, emmeye başladı. Amı sıcak ve ıslaktı yine. Sikim yine taş gibiydi, bu sefer ben de azmıştım. Birden döndürüp sırt üstü yatırdım, bacaklarını omzuma aldım, kökledim, gerçek sikilmeyi görmeliydi. Çıldırmıştı yine, kökledikçe inliyor, bağırıyordu. Kalçalarına vura vura siktim, yine biraz sonra çılgın gibi içine fışkırtım. O da boşalıyordu. Harikaydı. Bittik ikimiz de. Yığıldım kaldım üzerine. Kalktık banyoya girdik. Ben banyodan çıkıncaya kadar kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptık. Giyindim evden çıktım. En yakın eczaneye uğrayıp ‘Ertesi Günü’ haplarından aldım. Geri döndüm, ürkek ceylanıma içirdim. Ne olduğunu sordu. Söyledim, “Seni kocana açık göndereceğim, ama hamile göndermek istemem!” dedim, gülüştük. Dudaklarımdan öperek uğurladı.
Evime gittim. Yatağı yatılmış gibi bozdum. Akşam eşim gelecekti. Hava alanından alacaktım onu. Sanki kahvaltı yapmışım gibi çay demledim. Kahvaltı sofrası hazırladım. Her şey eşimin şüphelenmeyeceği şekildeydi artık. Biraz uzanıp dinlendim. Ve akşam 19 da hava alanının yolunu tuttum. Gelmişti fıstığım. Eve geldik, yemek hazırladık, birlikte yedik. Biraz sonra Sibel telefon açtı, “Hoş geldin!” dedi. Eşim de, “Kız kocama iyi baktın mı? Aç falan bırakmadın değil mi?” dedi. Sibel de, “Yok yok, çok iyi baktım. Balık Rakının üzerine kaymaklı kadayıfta yedirdim!” :) dedi. Gülüştüler. Ben birşey anlamamıştım, ama meğerse iş başkaymış...
[Sedat]
Etiketler:
Evli Hikayeleri,
Otel Hikayeleri,
Türkçe Hikayeler
Kayınçomun Yarak Hastası Karısını Siktim!
Kayınçomun Yarak Hastası Karısını Siktim! (Selahattin 47 Y., İstanbul / Türkiye)
Merhabalar. Baldızım Nilayı pasaport işlemleri için Ankaraya götürdüğümde, otelde o süper götünü sikmiştim. İstanbula döndüğümüzde baldızım bizde bir süre daha kaldı ve her fırsatta baldızın götünü sikmeye devam ettim. Baldız memlekete ailesinin yanına gideceğinde otobüsle göndermek olmazdı, arabamla ben götürdüm. Kayınvalidemlerin evine vardığımızda orda kayınçom ve karısı Emel de vardı. Kayınçom karısını beceremeyen tam bir salak, 3 yıldır doktora gidiyor, erken boşalma problemi var ve siki çoğu zamanda sertleşmiyordu. Doktora gitmesi için biz destek oluyorduk. Karısı Emel ise tam bir yarak hastası, azgın mı azgın bir hatun. Ağzı da çok pistir, küfürlü konuşmayı sever ve patavatsızdır. Yatakta kocasıyla olan biten herşeyi detayına kadar karıma anlatır. Karım da tüm bunları bana aktarıyor ve kardeşinin bu haline üzüldüğünü söylüyordu. Emel o gün Leopar desenli stretch kumaştan ince bir pantolon giymiş, bırakın tangasının belli olmasını, götünün deliğinden tutun da amının yarığına kadar belli oluyordu, bu halde gelmiş kaynanamlara...
Bu arada şunu da anlatmak istiyorum, bir ara Emel kocasını terk edip eski çalıştığı yerin patronuna karılık yapmaya gitti. Eski patronu bunu 5-6 ay siktikten sonra başından attı, Emel de karnında eski patronunun piçiyle kocasına geri döndü. Kocası da buna rağmen Emeli yine kabul etti. Çocuğu aldırmaya, kayınço, karım ve ben birlikte gitmiştik.
Her neyse, o gün kaynanamlarda Emelin o kıyafetin içinde bıldır bıldır sallanan kalçalarını görünce, ben iyice azdım. Akşam yemek yiyecektik, Emel ellerini yıkamaya Lavaboya gidince, ben de onun ardından gittim. Emel ellerini yıkarken dayanamadım ve götünü avuçladım. Tabi Emel birden irkildi ve döndü. Götünü elleyenin benim olduğumu görünce güldü ve “Selahattin noldu, karın vermiyor mu artık? 4. çocuğu yaparsan vermez tabi!” :) dedi. Ben de, “Boşver karımı! Karım verse de vermese de ben senin götüne hastayım! Seni bir kere sikmek isterdim, ne dersin?” diye sordum. Orda öyle konuşurken, “Olur valla, ben de epeydir yarak diye yanıyorum zaten, nerdeyse sokaktan geçene verecek durumdayım, ama burda olmaz! Yarın için bir yer ayarla gidelim!” dedi, sözleştik. O ellerini yıkadıktan sonra ben de yıkadım masaya geçtim...
Hep birlikte yemek yedikten sonra onlar evlerine gitti. Ben de kaynanamlara, “Bu akşam İstanbula döneceğim!” dedim. Kaynanam da, “Çok sağol oğlum, senin de bu kadar işin varken Nilayın işi için uğraştın! Kızıma selam söyle!” diyerek beni uğurladılar. Kaynanamın evinden çıktım doğruca bir otele gittim yatmaya. Ertesi gün Emel beni saat 14:00 gibi aradı ve çarşıda bir yer tarif edip beni orda beklediğini, gidip almamı söyledi. Ben zaten hazır bekliyordum, hemen arabama atladım o söylediği yere gittim. Emel yine o Leopar desenli pantolunu giymiş çok sexy görünüyordu. Kapıyı açtı arabaya bindi, çarşıdan uzaklaştık. Biraz ilerde sakin bir yere çektim arabayı ve arabanın içinde öpüşmeye başladık. Yiyordum resmen Emelin dudaklarını, o da sanki ilk kez öpüşür gibi öpüyordu. Biraz öpüştükten sonra Emele, “Noldu, hala tık yok mu kocandan?” dedim. “Yok be, 1-2 dakika içinde boşalıyor yine, ondan sonra da siki kalkmıyor birdaha. Amımı parmaklamaktan bıktım, hadi nereye gideceksek gidelim de, bir an önce becer beni!” dedi.
Kaldığım otele sürdüm arabayı hemen. Odama girer girmez yine dudaklarına yapıştım. Öpüşürken amını elliyordum, Emel daha pantolonunun üstünden ellerken inleyerek boşalmıştı. Emele, “Kız elim ıslandı, daha dokunmamla boşaldın sen, sikerken ne yapcan?” dedim. Emel de, “Eee bizim heriften iş çıkmıyor, olacak o kadar! Hadi vakit kaybetmeyelim, soyun!” dedi. İkimiz de yıldırım hızıyla soyunduk. Emel sikime yapıştı, koparcak gibiydi, tükürükleyerek yalıyordu, mmmhhh mmmhhh sesler geliyordu yalarken. Ben de “Oh süpersin Emelim, orospum!” diyordum. Emel hiç dikkatini dağıtmadan sikimi ağızına sonuna kadar sokarak yalıyor, emiyordu. Okadar ateşli yapıyordu ki bunu, dayanamadım ve inleyerek kasılarak Emelin ağzına boşaldım. Emel de hepsini yuttu ve “Ohh bee! Yarrak dediğin işte budur bee!” dedi. Banyoya gidip o ağzını yüzünü, ben de sikimi yıkayıp geldik, yatağa uzandık, baya bir elleştik öpüştük...
Emelin göğüslerini yalayarak aşağılara indim ve amına yapıştım. Amının üstüne üçgen biçiminde kıllar bırakmış. O kıllarla oynayarak amını yalıyordum. Çok geçmeden Emel yine su gibi boşaldı. Ben amının sularını yalarken, “Ohhh, yala, yut, bitir beni, kocam olacak o orospu çocuğuna inat!” diye çığlıklar atıyor, dilim amına değdikçe inliyordu. Bu arada benim yarrak ta yeniden kalkmıştı, Emel bunu farkedince tekrar sikimi ağzına aldı ve saksoya başladı. Bir iki dakika yaladıktan sonra, “Hadi aşkım sok, parçala, bitir, patlat amımı!” diyordu. Ben de kocasına küfürler ediyordum, “Ulan bu am sikilmez mi hiç, amına koduğumun pezevengi! Bak nasıl parçalıyacam senin o orospu avradının amını! Boynuzların büyüsün yavşak!” diyordum. Sikime bu sefer geciktirici jeli sürdüm. Emelin bacaklarını havaya kaldırdım ve iyice yanaştım, sikimi amına dayadım ve yüklenmeye başladım. Hepsini köklediğimde Emel altımda, “Yavaş! Nolursun yavaş sik!” diye inliyordu. “Noldu kız orospu, çok mu acıdı?” deyip amına seri bir şekilde gidip gelmeye başladım...
Emel çığlık çığlığa inledikçe daha sert ve hızlı basıyordum, pat, pat, pat sesler geliyordu. Amını sikerken göğüslerini yalamaya ve ısırmaya başladım. Emelden derin bir, “Uhhhhh!” çıkınca, “Noldu kız?” dedim. “Ne olacak, boşaldım amına koyum, bunca yılın acısı çıkıyor!” :) dedi. Hemen pozisyon değiştirip yüz üstü yatırdım Emeli, arkadan amına sokarken sırtına öpücükler konduruyordum. Emel de, “Süpersin bee! Karının 4. çocuğu yapmasını şimdi anlıyorum, bu sike 4 değil 14 çocuk yapılır!” diyordu. Yatakta yuvarlandık ve Emeli üste aldım, sikimin üstüne oturttum. Emel deli gibi zıplarken, “Ooof, parçala amımı, yırt!” diye inliyordu. O zıpladıkça ben de hoplayan göğüslerini avuçluyordum. Sikimin üstünde inip kalkarken Emel amını okşuyordu ve bir kez daha boşaldı. Ben de boşalacaktım artık, “Kalk kız orospu, in üstümden, ağzına boşalacam!” dedim. Emel indi ve sikimi ağzına aldı, yalamaya, vakumlamaya başladı. Öyle bir patladım ki ağzına, sanki yarım litre döl akacaktı. O da hepsini bir güzel yuttu, sikime bir öpücük kondurup, “Aylardır özlem duyduğum yarak bu işte!” dedi.
Emeli duştada bir güzel yaladım yuttum. Emel, “Geç kalmayım, pezevenk kocam şüphelenmesin!” deyince giyinip çıktık otelden. Arabamla onu aldığım yere bırakmadan önce, arabayı sakin bir yere parkedip, arabanın içinde son bir kez öpüşüp sakso çektirdim ve öyle gönderdim kocasına.
[Selahattin]
Merhabalar. Baldızım Nilayı pasaport işlemleri için Ankaraya götürdüğümde, otelde o süper götünü sikmiştim. İstanbula döndüğümüzde baldızım bizde bir süre daha kaldı ve her fırsatta baldızın götünü sikmeye devam ettim. Baldız memlekete ailesinin yanına gideceğinde otobüsle göndermek olmazdı, arabamla ben götürdüm. Kayınvalidemlerin evine vardığımızda orda kayınçom ve karısı Emel de vardı. Kayınçom karısını beceremeyen tam bir salak, 3 yıldır doktora gidiyor, erken boşalma problemi var ve siki çoğu zamanda sertleşmiyordu. Doktora gitmesi için biz destek oluyorduk. Karısı Emel ise tam bir yarak hastası, azgın mı azgın bir hatun. Ağzı da çok pistir, küfürlü konuşmayı sever ve patavatsızdır. Yatakta kocasıyla olan biten herşeyi detayına kadar karıma anlatır. Karım da tüm bunları bana aktarıyor ve kardeşinin bu haline üzüldüğünü söylüyordu. Emel o gün Leopar desenli stretch kumaştan ince bir pantolon giymiş, bırakın tangasının belli olmasını, götünün deliğinden tutun da amının yarığına kadar belli oluyordu, bu halde gelmiş kaynanamlara...
Bu arada şunu da anlatmak istiyorum, bir ara Emel kocasını terk edip eski çalıştığı yerin patronuna karılık yapmaya gitti. Eski patronu bunu 5-6 ay siktikten sonra başından attı, Emel de karnında eski patronunun piçiyle kocasına geri döndü. Kocası da buna rağmen Emeli yine kabul etti. Çocuğu aldırmaya, kayınço, karım ve ben birlikte gitmiştik.
Her neyse, o gün kaynanamlarda Emelin o kıyafetin içinde bıldır bıldır sallanan kalçalarını görünce, ben iyice azdım. Akşam yemek yiyecektik, Emel ellerini yıkamaya Lavaboya gidince, ben de onun ardından gittim. Emel ellerini yıkarken dayanamadım ve götünü avuçladım. Tabi Emel birden irkildi ve döndü. Götünü elleyenin benim olduğumu görünce güldü ve “Selahattin noldu, karın vermiyor mu artık? 4. çocuğu yaparsan vermez tabi!” :) dedi. Ben de, “Boşver karımı! Karım verse de vermese de ben senin götüne hastayım! Seni bir kere sikmek isterdim, ne dersin?” diye sordum. Orda öyle konuşurken, “Olur valla, ben de epeydir yarak diye yanıyorum zaten, nerdeyse sokaktan geçene verecek durumdayım, ama burda olmaz! Yarın için bir yer ayarla gidelim!” dedi, sözleştik. O ellerini yıkadıktan sonra ben de yıkadım masaya geçtim...
Hep birlikte yemek yedikten sonra onlar evlerine gitti. Ben de kaynanamlara, “Bu akşam İstanbula döneceğim!” dedim. Kaynanam da, “Çok sağol oğlum, senin de bu kadar işin varken Nilayın işi için uğraştın! Kızıma selam söyle!” diyerek beni uğurladılar. Kaynanamın evinden çıktım doğruca bir otele gittim yatmaya. Ertesi gün Emel beni saat 14:00 gibi aradı ve çarşıda bir yer tarif edip beni orda beklediğini, gidip almamı söyledi. Ben zaten hazır bekliyordum, hemen arabama atladım o söylediği yere gittim. Emel yine o Leopar desenli pantolunu giymiş çok sexy görünüyordu. Kapıyı açtı arabaya bindi, çarşıdan uzaklaştık. Biraz ilerde sakin bir yere çektim arabayı ve arabanın içinde öpüşmeye başladık. Yiyordum resmen Emelin dudaklarını, o da sanki ilk kez öpüşür gibi öpüyordu. Biraz öpüştükten sonra Emele, “Noldu, hala tık yok mu kocandan?” dedim. “Yok be, 1-2 dakika içinde boşalıyor yine, ondan sonra da siki kalkmıyor birdaha. Amımı parmaklamaktan bıktım, hadi nereye gideceksek gidelim de, bir an önce becer beni!” dedi.
Kaldığım otele sürdüm arabayı hemen. Odama girer girmez yine dudaklarına yapıştım. Öpüşürken amını elliyordum, Emel daha pantolonunun üstünden ellerken inleyerek boşalmıştı. Emele, “Kız elim ıslandı, daha dokunmamla boşaldın sen, sikerken ne yapcan?” dedim. Emel de, “Eee bizim heriften iş çıkmıyor, olacak o kadar! Hadi vakit kaybetmeyelim, soyun!” dedi. İkimiz de yıldırım hızıyla soyunduk. Emel sikime yapıştı, koparcak gibiydi, tükürükleyerek yalıyordu, mmmhhh mmmhhh sesler geliyordu yalarken. Ben de “Oh süpersin Emelim, orospum!” diyordum. Emel hiç dikkatini dağıtmadan sikimi ağızına sonuna kadar sokarak yalıyor, emiyordu. Okadar ateşli yapıyordu ki bunu, dayanamadım ve inleyerek kasılarak Emelin ağzına boşaldım. Emel de hepsini yuttu ve “Ohh bee! Yarrak dediğin işte budur bee!” dedi. Banyoya gidip o ağzını yüzünü, ben de sikimi yıkayıp geldik, yatağa uzandık, baya bir elleştik öpüştük...
Emelin göğüslerini yalayarak aşağılara indim ve amına yapıştım. Amının üstüne üçgen biçiminde kıllar bırakmış. O kıllarla oynayarak amını yalıyordum. Çok geçmeden Emel yine su gibi boşaldı. Ben amının sularını yalarken, “Ohhh, yala, yut, bitir beni, kocam olacak o orospu çocuğuna inat!” diye çığlıklar atıyor, dilim amına değdikçe inliyordu. Bu arada benim yarrak ta yeniden kalkmıştı, Emel bunu farkedince tekrar sikimi ağzına aldı ve saksoya başladı. Bir iki dakika yaladıktan sonra, “Hadi aşkım sok, parçala, bitir, patlat amımı!” diyordu. Ben de kocasına küfürler ediyordum, “Ulan bu am sikilmez mi hiç, amına koduğumun pezevengi! Bak nasıl parçalıyacam senin o orospu avradının amını! Boynuzların büyüsün yavşak!” diyordum. Sikime bu sefer geciktirici jeli sürdüm. Emelin bacaklarını havaya kaldırdım ve iyice yanaştım, sikimi amına dayadım ve yüklenmeye başladım. Hepsini köklediğimde Emel altımda, “Yavaş! Nolursun yavaş sik!” diye inliyordu. “Noldu kız orospu, çok mu acıdı?” deyip amına seri bir şekilde gidip gelmeye başladım...
Emel çığlık çığlığa inledikçe daha sert ve hızlı basıyordum, pat, pat, pat sesler geliyordu. Amını sikerken göğüslerini yalamaya ve ısırmaya başladım. Emelden derin bir, “Uhhhhh!” çıkınca, “Noldu kız?” dedim. “Ne olacak, boşaldım amına koyum, bunca yılın acısı çıkıyor!” :) dedi. Hemen pozisyon değiştirip yüz üstü yatırdım Emeli, arkadan amına sokarken sırtına öpücükler konduruyordum. Emel de, “Süpersin bee! Karının 4. çocuğu yapmasını şimdi anlıyorum, bu sike 4 değil 14 çocuk yapılır!” diyordu. Yatakta yuvarlandık ve Emeli üste aldım, sikimin üstüne oturttum. Emel deli gibi zıplarken, “Ooof, parçala amımı, yırt!” diye inliyordu. O zıpladıkça ben de hoplayan göğüslerini avuçluyordum. Sikimin üstünde inip kalkarken Emel amını okşuyordu ve bir kez daha boşaldı. Ben de boşalacaktım artık, “Kalk kız orospu, in üstümden, ağzına boşalacam!” dedim. Emel indi ve sikimi ağzına aldı, yalamaya, vakumlamaya başladı. Öyle bir patladım ki ağzına, sanki yarım litre döl akacaktı. O da hepsini bir güzel yuttu, sikime bir öpücük kondurup, “Aylardır özlem duyduğum yarak bu işte!” dedi.
Emeli duştada bir güzel yaladım yuttum. Emel, “Geç kalmayım, pezevenk kocam şüphelenmesin!” deyince giyinip çıktık otelden. Arabamla onu aldığım yere bırakmadan önce, arabayı sakin bir yere parkedip, arabanın içinde son bir kez öpüşüp sakso çektirdim ve öyle gönderdim kocasına.
[Selahattin]
Subscribe to:
Posts (Atom)