xxx


Hikaye ve resimlerinizi bekliyorum!!!
hikayedengercek@gmail.com

Tuesday, May 29, 2012

Siktiğim Kadının Adını Sormayı Unutmuşum!

Siktiğim Kadının Adını Sormayı Unutmuşum! (Ercan 36 Y., Mainz / Almanya)

Almanya Mainz'dan selamlar, ismim Ercan, 36 yaşındayım. Ilık bir sonbahar günü Bauhaus Yapımarkete gelmiş, biraz dolanmış, birşey almadan çıkmıştım. Kahvaltısız evden çıktığım için, büfe bölümünde oturmuş, Croissant yeyip, kahvemi içiyordum. Büfe kalabalık olduğundan, pek oturacak yer yoktu. Elinde kahvesiyle, 30 yaşlarında tombulca bir bayan, masama oturmak için müsade istedi. Buyur ettim. Çok samimi biriydi, sanki 40 yıldır tanışıyormuş gibi oturduktan sonra konuşmaya başladı. Bir daire aldığını, tadilat edilmesi için ustalara başvurduğunu, nitekim birkaç eksik için burda olduğunu vs. vs. anlattıkça anlatıyordu. Arasıra ben de, bizim de zamanında ev alırken başımdan geçenlerden bahsediyordum. Bundan iyice cesaret alan kadın artık hiç susmak bilmiyordu...

Bir ara ne dediklerini duymuyor, sadece açılıp kapanan güzel dudaklarını izliyor, şimdi onlara yapışıp öpmek istiyordum. Nedense, ismini bile bilmediğim bu kadına karşı birden istek duymuştum. Eşimden güzelmiydi? Hayır! Eşimden zayıf mıydı? Hayır! Ama biz erkeklerin Genlerinde olan şu avlamak duygusu yok mu, işte o beni itekliyordu. Maksat, şimdiye kadar sahip olduğum kadınların sayısına bir tane daha katmaktı. Lafına girip, "Şu daireni merak ettim, görmek mümkün mü?" diye sordum. Biraz düşünüp, "Neden olmasın? Benim vaktim müsait!" dedi. Kahveleri yudumlayıp, o önden, ben de onu takip ederek, 10 dakika sonra, 3 semt ilerdeki Binaya vardık...

Daireye girdiğimizde, odaların harap olduğunu, evin boşaltıldığını, sadece salonda bir kanepe durduğunu gözlemlemiştim. Kadın önümde dolanıyor, oda oda beni gezdiriyordu. Ama benim gerçek ilgimi çeken odalardan ziyade, önümde dolaşan büyük kalçalardı. Birden önümde duraklayıp bana döndüğünde, öpecek kadar yakındım ona. Aramızda müthiş elektrik akımı olmuştu. Dudağımı dudaklarına götürdüm. Başını yana çevirdi. Yanağına öpücüğü hafifçe kondurdum. Amacımdan yılmadan, yavaş yavaş öperek boynuna indim. İki elini göğsüme yasladı, beni itmek istedi. Ama boynuna konan öpücüklere sonunda yenik düşüp, o da bana sarılmıştı. Kollarımda inlemeye başladı, artık kendini bırakmış, elimde oyuncağım olmuştu. Dudaklarımız nihayet buluşmuş birbirlerini emiyor, dilimi ağzına sokup diliyle oynaşıyordum. Yahutta dilimi içime çekip, onun dilinin ağzıma girmesini bekliyorken, o da aynısını uyguluyordu...

Uzun müddet böyle öpüşürken, ellerimiz de boş durmayıp, ben kazak altından onun memelerini okşarken, o da pantolonum üzerinden taşaklarımı avuçluyor, eli arada bir, biraz aşağı inip bacağımı okşuyordu. Daha bir saat öncesine kadar görmediğim bu kadın güzel karşılık veriyordu. Hem yaşıyor, hem yaşatıyordu. Bu arada onun kot pantolonunun önünü açmış, rahatlıkla arkadan elimi külotuna sokup, yumuşak kalçalarını avuçluyordum. Biraz böyle devam edip, kazağını ve südyenini çıkartıp, önümde kanepeye oturttum. Ne istediğimi çok iyi biliyordu, kemerimi çözüp, pantolonumun önünü açıp, dizime kadar sıyırdı...

Sol avucunda taşaklarımı tartıyor, sağ eliyle de sikimi kavramış, muayene eder gibi inceliyordu. Ardından göğsünü gerip sikimi yumuşacık memelerinin arasına gömdüğünde, sikim arasında kaybolmuştu. Şimdi göğüslerini yanlardan eliyle bastırıp, yukarı aşağı yarağımı memeleriyle masajlarken, sikimin başı görüntüye çıktığında hemen ağzıyla kapıyordu. Ben de ona sikişme hareketleriyle yardımcı oluyordum. Kadın yaklaşık 10 dakika sonra kalktı, kanapeye diz çöktü, arkasını bana dönüp, kalçasını önüme dayadı. Kabak gibi kocaman amı ve göt deliği bana davetiye çıkarmıştı. Hemen arkasında yerimi alıp, amının içine yarağımı dayadım bu meçhul kadının. Yerimi çok sevmiştim, sikimi zevkle çekip, şlap diye geri daldırıyordum. Ben yaklaştıkça, onun da götünü geriye itmesinin sikişmemizde katkısı büyüktü. İkimiz de müthiş zevk alıyorduk. Girip çıkarken amının dudaklarının sikimi kavraması ve suyunun sikimi kayganlaştırması muazzam bir görüntü yaratıyordu. Telefonuma uzanıp manzarayı kayıta aldım...

Daha fazlasını yaşamak istiyordum, amının vıcık vıcık akan sularını parmağıma bulaştırıp götünün deliğini yokladım. Burası da davetkardı. Birazdan tek, sonra ikinci parmağım götünün deliğinde kayboldu. Artık kadının iniltileri çığlığa dönmüş, Extrasını ister gibiydi. Benim de zaten canıma minnet, sikimi amından çıkarıp götüne dayadım. Başını yavaşca soktuktan sonra engel kalmamış, gerisi de içine dalmıştı. Alıştıkça tempomu artırıp, amına soktuğum hızda götünü de pompalarken, götünün yanaklarına çarpmak ayrı zevk veriyordu...

"Finali ağzına yapmak istiyorum!" dediğimde, zaten bir seks kölesine dönmüş olan kadın, hiç itiraz etmeden yine önümde yer alıp, sikimi boğazına kadar sokmasıyla, benim de boşalmam bir olmuştu. İnleyerek ağzına fışkırttım döllerimi. Biraz böyle kalıp, inmekte olan sikimi ağzından çıkartıp yanına oturdum. Gözgöze geldik, ikimiz de olanlara inanamıyorduk, ama müthiş şeyler yaşamıştık. Birazdan temizlenip vedalaştık. Kadının evinden ayrıldım.

Sokakta yürürken, birşey unuttuğumu düşünüyordum, ki 5 dakika sonra aklıma geldi: Kadının ismini sormayı unutmuştum ;)

Maceralarınız bol olsun. Selamlar.

[Ercan]

Babamın Asker Arkadaşına Siktirdim Kendimi!

Babamın Asker Arkadaşına Siktirdim Kendimi! (Esra 18 Y., İstanbul / Türkiye)

Merhaba arkadaşlar, ben Esra, 18 yaşındayım, 1.65 boy ve 65 kiloda biriyim. Anlatacağım olay 2 sene öncesine dayanıyor, o zamanlar 16 yaşında bir kızdım. Yaşadığım, bana göre güzel olan anımı paylaşmak istiyorum. Bir gün babam sevinçli bir şekilde, "Ahmet geliyor bugün!" dedi. Ahmet amca babamın asker arkadaşıydı ve her bulunduğumuz şehre geldiğinde bizde kalırdı. Babam o geldiğinde içki masasını kurar, sabaha kadar içerler, askerlik hatıralarını anlatırlardı...

Yine babam hazırlık yapıyordu, içkileri mezeleri almış, Ahmet amcayı beklemeye başlamıştı. O sırada telefon çaldı. Babam telefonu açtığında, köydeki akrabalar halamın rahatsızlandığını ve babamın hemen gelmesini istemişler. Babam telefonu kapattığında, telaşla anneme, "Hadi hazırlan, gidiyoruz, ablam rahatsızlanmış!" dedi. Annem, "Eee Ahmet ne olacak?" dedi. Babam da, "Esra kalsın, ilgilensin onla!" dedi. Halamı çok sevdiğim için ben de gitmek istiyordum, ama babam, "Sen kal kızım, Ahmet amcana ayıp olur! Ben ona telefon eder durumu anlatırım!" dedi ve hazırlanıp gittiler. Ben de içeri girdim, hemen memlekete telefon açtım, halamın durumunu sordum. İyi olduğunu, ama halamın babamı görmek istediği için çağırdıklarını söylediler. İçim biraz rahatlamıştı. Yemek falan hazırlayıp yedim.

Hava kararmıştı, Ahmet amcanın ne zaman geleceğini bilmediğim için, evden de çıkamıyordum. Evde tek başıma kaldığım zaman hep yaptığım şeyi yaptım, odama geçip, internette porno sitelerinde dolanmaya, seks hikayeleri okumaya başladım. Birkaç güzel sikiş hikayesi okuduktan sonra iyice azdım ve porno film seyretmeye başladım. Filmde adam kadını domaltmış sikiyordu. Benim de elim amıma gitmiş, şortumun üzerinden amımı okşuyordum. Daha sonra elimi şortumun içine sokup amımı okşamaya devam ettim. Tam Orgazm olup boşalmak üzereyken, kapı zilinin çalmasıyla irkildim. Hemen toparlanıp kapıyı açtım, gelen Ahmet amcaydı. Bu arada Ahmet amca 45 yaşında, ama oldukça sağlıklı ve sportif birisi, kaslı bir vücudu vardı. Ahmet amca benim nefes nefese olduğumu görünce, "Ne oldu Esracığım?" dedi. Kendimi toparlayıp, "Yok birşey Ahmet amca..." dedim ve içeri buyur ettim...

"Baban bana halanın durumunu anlattı, gitmek zorunda kalmışlar, umarım birşeyi yoktur!" dedi ve içeri geçtik. Benim üzerimde kısa dar ve hemen kalçalarımda biten bir şort, üzerimde de bir badi, o da göğüslerimi anca kapatıyor, yani göğüsleriminin arası gözüküyordu. Ahmet amcayla salona oturmuş hal hatır soruşurken, Ahmet amcanın beni süzdüğünü farkettim. Başta biraz bozuldum, ama sonradan amımın ıslaklığı aklıma geldi. Neyse, yemek faslında Ahmet amca beni gözleriyle sikmeye devam etti. Sonra salona geçip televizyonu açtık ve bir film bulup seyretmeye başladık, ama Ahmet amca film seyretmiyor, beni seyrediyordu. Önüne göz ucuyla baktığımda, yarrağının kalktığı görünüyordu. Eğer bakire olmasaydım, kendimi o anda ona siktirebilirdim. Öylesine yanıyordu amım yarak diye. Ama lanet olsun, bakireydim işte...

Daha sonra Ahmet amca, "Yoldan geldim, ben bir duş alayım Esracığım!" dedi. "Tabi!" diyerek banyoyu hazırladım. Banyoya girdi. Çok iyi biliyordum ki, banyoya boşalmak için girmişti. Hemen anahtar deliğinden baktığımda, yarrağı elinde 31 çekiyordu. Ama öylesine bir yarrak değildi, aynı pornolardakiler gibi büyük ve oldukça kalın bir yarraktı. Anahtar deliğinden de olsa, ilk defa bu kadar yakından gerçek bir yarrak görüyordum. Elimi şortumun içine soktum ve amımı okşamaya başladım. Ahmet amca boşalmış, duşunu alıyor, ama sağa sola döndükçe kocaman yarrağı sallanıyor ve içimi bir hoş ediyordu. Yine ben tam Orgazm olup boşalmak üzereyken, Ahmet amca suyu kapatıp havluyu eline aldı. Hemen toparlanıp salona gittim...

Ahmet amcaya babamın eşofmanlarından hazırladığımı söyledim. Ahmet amca öbür odada giyinirken, kendimi zor tutuyordum, içeri gidip, (Ahmet amca beni sik!) dememek için. Neyse, Ahmet amca eşofmanı giyip, yanıma gelip oturdu. Bacağı bacağıma değince içim bir tuhaf oldu. O anda aklıma şeytanlık geldi, kendimi siktirmeden de biraz cinsel zevk ve heyecan yaşayabileceğimi düşünerek, "Ahmet amca içki içsem bana kızarmısın?" dedim. O da, "Niye kızayım Esracığım, getir de beraber içelim!" dedi. Hemen babamın aldığı Rakıdan birer duble doldurdum, biraz da meze getirdim. Ben ilk dubleyi daha yeni bitirmiştim, ama Ahmet amca ikinci dubleyi içiyordu. Ben, "Öfff yaa..." falan demeye başladım. Ahmet amca, "Ne oldu Esracığım?" dedi. "Başım döndü!" dedim. "İçki çarpmıştır, yat kucağıma!" dedi. "Alışık değilim içmeye, ondan oldu heralde." dedim ve dizlerine yattım. Ama, ahlayıp oflayıp duruyordum. Ahmet amca saçlarımı okşuyor, "Geçer şimdi Esracığım..." falan diyordu.

Bu arada başım tam sikinin yakınında olduğu için, kabardığını görebiliyordum. Bir müddet sonra Ahmet amca sırtımı falan okşamaya başlayınca, ben uyumuş numarası yaptım. Ahmet amca başta, "Esracığım uyudun mu?" falan dedi, baktı benden ses çıkmıyor ellerini yavaşça göğüslerimin üstüne koydu. Biraz öyle üzerinden okşadıktan sonra ellerini badimin içine sokup göğüslerimi okşamaya başladı. Bu arada eşofmanının içinde yarrağı kütük gibi olmuş, burnuma değmeye başlamıştı. Bir müddet sonra ben elimi onun bacaklarının üstüne koyunca, Ahmet amca hemen elini çekti göğüslerimden. Biraz bekledi sonra tekrar elini göğüslerime sokup okşamaya devam etti. Ben de zor duruyordum, amım sırılsıklam olmuştu. Dayanamadım, birden elimi Ahmet amcanın yarrağına atıp, eşofmanın üzerinden kavradım. Ahmet amca şaşırmış ve irkilmişti. Kafamı kaldırıp gülümseyerek, "Sen de bunu istemiyormuydun?" dedim. Hiçbirşey diyememişti...

Uzandığım yerden kalkıp, kucağına oturdum ve dudaklarına yapıştım. Ahmet amca şaşkın bir şekilde öpüşmeye çalışıyordu. Elimi bu sefer eşofmanın içine sokup, yarrağını kavradım. Aman Tanrım, elime sığmıyordu, kendimi siktirmek istesem bile, içime nasıl alacaktım bunu diye düşündüm, bir an gözüm korkmuştu. Bu arada Ahmet amca da kendine gelmiş, dudaklarımı öyle bir öpüyordu ki anlatamam. Daha sonra üstümdeki badiyi sıyırıp çıkardı, sütyenimi çözdü ve göğüslerimi öpmeye, yalamaya ve emmeye başladı. Ben dahada zevklenmiştim ve Ahmet amcanın yarrağını sıkabildiğim kadar sıkıp okşuyordum. Daha sonra kucağından inip, yere önünde diz çöktüm, eşofmanını sıyırıp çıkardım. İşte Ahmet amcanın kocaman yarrağı karşımdaydı...

Elime alıp biraz inceledikten sonra, ağzıma almaya başladım. Ahmet amca da saçlarımdan tutmuş, başımı yarrağına doğru bastırıyordu. Ama kafasını zor alıyordum ağzıma. Yarrağının kafasını ağzımdan çıkarıp, yarrağının gövdesini ve taşaklarını yalamaya başladım. Ahmet amca da kafasını geriye atmış inliyordu. Daha sonra beni kaldırıp, altımdaki şortu da indirdiğinde, ben de çırılçıplaktım karşısında. Hemen ayağa kalktı ve dudaklarıma yapıştı. O kocaman yarrağı ikimizin arasında sıkışmış, göbeğime baskı yapıyordu. Sonra beni koltuğun üzerine yatırdı, önümde diz çöküp bacaklarımı omzuna koydu ve "Ohhh kaymak gibi! Yerim amcığını!" diyerek, hiç sikilmemiş amımı yalamaya başladı. Ben artık çıldırmış gibi inliyordum. Klitorisimi öyle bir yalıyordu ki, ben artık akşamdan beri boşalamadığımın acısını çıkarıyor, üst üste Orgazm olup boşalıyordum...

Daha sonra beni kucağına alıp babamların yatak odasına götürdü. Yatak odasına giderken kendimi gelin gibi hissetmiştim. Yatağın üstüne beni bırakıp, üzerime uzandı ve tekrar dudaklarıma yapıştı. Ordan göğüslerime, ordanda tekrar amımı yalamaya başladı. Ben kuduruyordum, "Yeter artık sikeceksen sik beni Ahmet amca!" diye bağırdım. Ahmet amca tekrar yukarı vücudumu yalayarak geldi ve dudaklarımı öptükten sonra, "Hazırmısın?" dedi. "Evet, ama biraz yavaş ol, ben bakireyim daha, yavaş yavaş sok!" dedim. "Tamam güzelim!" diyerek bacaklarımı omzuna aldı ve yarrağının kafasını amıma dayadı. Ben heyecan ve zevkten ne yaptığımı bilmiyordum. Artık yarrağının kafasını soktuğunu ve yavaş yavaş amımda ilerlediğini hissediyordum...

Ama canım acımaya başlamıştı, "Ahmet amca acıyor!" dedim. O da, "Biraz sonra birşey kalmaz!" dedi ve içime birden yüklendi, yarrağının yarısından fazlası içimdeydi artık. Ama ben, "Çıkart lütfen, Ahmet amca çıkart!" diyordum. O ise umursamayıp amıma sokup çıkarmaya başlamıştı. Ben de acıdan neredeyse ağlamaklı olmuştum. Gittikçe biraz daha sokuyordu, ama bende de acının yerini zevk almaya başlamıştı. En sonunda taşaklarının götüme değdiğini hissettim, köküne kadar almıştım Ahmet amcanın yarrağını. Bir, "Oohhhh!" çektim. Ahmet amca durdu. Ne oldu diye yüzüne baktığımda gülümsüyordu sadece...

Daha sonra bacaklarımı omzundan kollarına düşürüp, dudaklarıma öpücük kondurdu, "Çıkartayım mı Esracığım?" dedi. "Hayır Ahmet amca, sik beni!" dedim. O anda öyle bir sokup çıkarmaya başladı ki anlatamam, köküne kadar sokup çıkarıyordu. Ben de zevkten neredeyse çarşafı parçalayacaktım. Ahmet amcanın yüzüne baktığımda şekilden şekile giriyordu. Bir müddet sonra öyle bir böğürmeye başladı ki, amımın içini dölle dolduruyordu. Böyle birşey olamazdı, sanki amıma hortum sokmuşlardı ve çeşmeyi açmışlardı. Üzerimde titredikçe titriyor, boşaldıkça boşalıyordu. En sonunda bacaklarımı bıraktı ve üzerime yığılıp kaldı. Yarrağı halen içimde duruyordu. Bir müdet üzerimde hareketsiz öylece yattı...

Merak edip, (Öldü mü yoksa?) diye düşünerek, "Ahmet amca hadi kalk üstümden!" dedim. Ahmet amca zorla kafasını kaldırıp, dudaklarıma öpücük kondurup, yanıma uzandı. Bir müddet ben de öylece yattım. Kafamı çevirip ahmet amcanın yarrağına baktığımda, yarı kalkık, halen kalp gibi atıyordu. Taşaklarına kadar heryeri kan ve döl içindeydi. Hemen elimi amıma attım, amımdan döller yatağa akıyordu. Birazını alıp baktım, kan ve döller birbirine karışmıştı. Hemen kalkıp banyoya koştum, duşun altına girdim. Amımı parmaklayıp içimdeki dölleri boşaltmaya çalıştım...

Temizlenip odaya döndüğümde, Ahmet amca halen öylece yatıyordu. Geri dönüp bir bezi ıslatıp geldim, yarrağını ve taşaklarını temizlemeye başladım. Ama ben temizlemeye çalıştıkça, yarrağı dikilmiş eski haline almıştı. Ahmet amcaya baktığımda gülümsüyordu. Dayanamayıp yarrağını yalamaya başladım. Az sonra üzerine çıkıp, yarrağını amıma yerleştirip oturdum ve oturup kalkmaya başladım. Ahmet amca da kendine gelmiş, alttan hızla sokup çıkarmaya başlamıştı. Bir müdet sonra beni üstünden indirip domalttı ve amımı öyle sikmeye başladı. Ben de yastığa sarılmış, zevkten ne yapacağını bilmeyerek sikiliyordum. Sonra üzerime öyle bir abandı ki, yüz üstü yatağa yapıştım. Ama Ahmet amca halen içimdeydi ve beni sikiyordu. Ben artık kendimi tanıyamıyor, üst üste boşalıyordum. Ahmet amca beni o pozisyonda 10 dakika kadar sikti, sonra içime tekrar bütün döllerini boşaltıp, yine üstüme yığıldı kaldı. Yarrağı amımdan küçülüp çıktı, ama Ahmet amca halen üstümde yatıyordu...

İttirerek, "Hadi kalk üstümden!" dedim. Yanıma zorla yattı. Yarrağına baktığımda kan yoktu, ama döl içindeydi. "Hadi Ahmet amca kalk bir duş al!" dedim. O da, "Hiç halim yok!" dedi. Ben de, "Ama beni sik desem, hemen sikersin!" dedim. "O başka!" dedi. "Tabi ya!" dedim gülümseyerek, kalkıp banyoya gittim, duşun altına girdim. Amımdaki dölleri temizlemeye çalışırken, içeri Ahmet amca girdi. Yanıma gelerek, "Canım benim, çok tatlısın!" dedi ve dudaklarıma yapıştı. Dudaklarımı çekip, "Duşumuzu alalım, yeter bugünlük!" dedim. "Tamam canım!" dedi. Önce o beni yıkadı, vücudumda elleri gezdikçe içim bir tuhaf oluyordu. Sonra da ben onu yıkamaya başladım. Ama ben ona dokundukça, yarrağı tekrar hareketlenmişti. Yüzüne baktığımda, bana, "Ben tamam desem de, o tamam demiyor!" dedi. Ben de gülümseyerek önünde çömelip yarrağını ağzıma aldım...

Yarrağı tekrar kütük gibi oldu. Beni kaldırıp duvara ellerimi dayadı, kalçamı hafif geriye çıkarttı ve arkadan yarrağını amıma geçirdi. Öyle bir sokup çıkarıyordu ki, zevkten ayakta duramıyordum, önünden nasıl kaçtım bilmiyorum. Ama beni hemen yakalayıp çamaşır makinasının üstüne oturttu, hemen bacaklarımın arasına girdi ve yarrağını amıma soktu, bacaklarımı da koltuk altlarından geçirdi, "Boynuma sarıl!" dedi ve ayakta beni sikmeye devam etti. Köküne kadar sokup çıkarıyor, git gide de hızlanıyordu. Bben de zevkten artık bitmiştim, "Ahmet amca yeter!" dedim, ama beni duymuyor, boyuna sokup çıkarıyordu. Artık zevkten bayılacaktım ki, yüzüne bir tokat vurdum. Ahmet amca kendine gelmiş, "Ne oldu?" diyordu. "Yeter Ahmet amca, bayıltacan şimdi beni!" dedim. Çamaşır makinesinin üstünden indirdi beni, "Bari elinle boşalt beni!" dedi. "Tamam!" diyerek önünde diz çöküp yarrağını sıvazlamaya, sıvazlarken de yalamaya başladım. 2 dakika kadar yaladıktan sonra öyle bir boşaldı ki, elim yüzüm hep döl oldu. Birazı da ağzıma girmiş, yutmuştum. Tadı hoşuma gitmişti. Ayağa kalkıp, "Ahmet amca tamam mı?" dedim. "Evet canım, tamam!" dedi. Ben de o arada yüzümden akan döllerini parmağımla toplayıp ağzıma sokuyordum. Duşumuzu aldıktan sonra çırılçıplak vaziyette annemlerin yatağında uyuyup kalmıştık.

Sabah uyandığımda Ahmet amca yanımda yoktu. Yatakta öyle yatıp, akşam kızlığımı 45 yaşında birine verdiğimi ve yaşadığım anlatılmaz zevki düşündüm ve amım tekrar sulanmıştı. Tam bu sırada evin dış kapısı açıldı. Hemen yataktan fırlayıp yatakodasının kapısında baktığımda, Ahmet amca ekmek alıp gelmişti. Bana, "Günaydın, iyi uyudun mu canım?" diyerek mutfağa geçti. Mutfağa gittiğimde, çayı demlemiş, kahvaltı sofrasını hazırlamıştı. İçeri gidip üzerime uzun bir tişört giydim ve geri geldim. Kahvaltımızı yaptıktan sonra, "Hadi bakalım dışarı çıkalım, biraz dolaşalım, hemde benim işimi halledelim!" dedi. "Ne işi?" dedim. Gülümseyerek, "Herhalde buraya seni sikmek için gelmedim, sen amortiden çıktın! Bankada az işim var, onu halletmeye geldim!" dedi.

Kalkıp giyindim ve çıktık, arabaya binip gittik. Bankadaki işini halletti geri geldi, "Evet, nereye gidelim şimdi?" dedi. "Bilmem, eve gidip sikişsek olmaz mı?" dedim. O da, "İlla eve gitmemize gerek yok, dışarda da sikişebiliriz!" dedi ve arabayı sürdü. Ormanlık bir alana girdik. Etrafta kimseler yoktu. Arabadan indik. "Niye geldik buraya? Burada ne yapacağız? dedim. "Sikişeceğiz!" dedi. Ben suratına şaşkınlıkla bakarken, yanıma gelip, "Babanla burda az mı karı kız sikmedik! Hele senin gibi, 16-17 yaşındaki kızları!" dedi. "Ne yani, burda babamla kızları mı sikiyordunuz? Vay zampara babama bak!" dedim. "Sana birşey söyleyim mi, babanın yarrağı benimkinden daha kalın ve daha uzundur, kızlar babanın yarrağını gördüğünde kaçmaya çalışırlar! Şimdi baban, seni burda sikeceğimi bilse kimbilir ne yapardı?" dedi.

"Boşver şimdi babamı, sen beni burda sik, başka birşey düşünme!" diyerek dudaklarına yapıştım. Öpüşürken elimi yarrağının üstüne koydum ve okşamaya başladım. Ama yarrağı çoktan dikilmiş, gireceği deliği bekliyordu. Ahmet amcayı arabaya yaslayıp, pantolonunu dizlerine kadar indirdim, önünde diz çöküp yarrağını ağzıma aldım. O da saçlarımdan tutmuş, başımı yarrağına doğru bastırıyordu. Zorlaya zorlaya yarrağını gırtlağıma dayadı. Boğulacaktım, zorla ağzımdan çıkarıp, "Ne yapıyorsun sen!" dedim. Gülümsedi ve beni ayağa kaldırıp, sırtımı arabaya dayadı ve badimi sıyırıp göğüslerimi yalamaya, ısırmaya başladı. Isırdıkça canım yanıyor, ama aynı zamanda zevk de alıyordum. Altımdaki kot pantolonu dizlerime kadar sıyırıp, amıma başını gömdüğünde, titreyerek ağzına boşalmıştım...

Daha sonra beni arabanın kaportasına yatırdı, bacaklarımı havaya kaldırıp amımı yalamaya öyle devam etti. Sonra doğruldu, yarrağını amıma yerleştirip, yavaş yavaş sokmaya başladı. Yarısına kadar geldikten sonra, tekrar kafasına kadar çıkardı ve beklemeye başladı. Ne oldu diye gözlerimi açıp baktığımda, birden yarrağını köküne kadar soktu amıma. O anda avazım çıktığı kadar bağırmışım. Yarrağını kafasına kadar çıkarıp, sertçe amıma köklüyordu ve giderek hızlanıyordu. Ben ise zevk ve acıdan arabanın kaportasını yumruklamaya başlamıştım. Daha sonra beni indirdi, ellerimi arabanın üstüne dayadı, beni domaltıp, hızla amımı sikmeye devam etti. Artık son vuruşlarını yaptıktan sonra içimden çıktı ve beni diz çöktürüp ağzıma yarrağını soktu...

Belli ki ağzıma boşalmak istiyordu. Yarrağını yalamaya başladım. Birden başımı yarrağına doğru bastırıp, gırtlağıma kadar soktu ve boşalmaya başladı. Dölleri gırtlağıma çarparak mideme akıyordu, ama ben nefessiz kalmıştım, zorla elinden kurtulup, ağzımdan yarrağını çıkardım. Ama yarrağından halen döller fışkırıyor, yüzüme çarpıyor, ordan süzülüp üzerime akıyordu. Tekrar yarrağını elime aldım ve ağzıma soktum, ama sadece kafasını yalıyordum. Boşalması bittikten sonra ikimiz de nefes nefeseydik. Üzerimi temizleyip, toparlandık, eve gittik...

Acıkmıştık, birşeyler atıştırdıktan sonra telefon çaldı. Arayan babamdı, "Biz yarın sabah geliyoruz!" dedi. Tabi bende bir moral bozukluğu olmuştu. Telefonu kapatınca, Ahmet amca sordu, "Ne oldu?" diye. "Babamlar yarın sabah geliyorlarmış!" deyince, Ahmet amca da bozulmuştu ve bana, "O zaman bu gece hiç uyumak yok, seni sabaha kadar sikecem, başka çaresi yok!" dedi. Bu beni neşelendirmeye yetmişti, "Hadi ozaman vakit kaybetmeden başlayalım!" diyerek elinden tutup yatak odasına götürdüm. Ve o gün beni sabaha kadar sikti. Halen düşünüyorum da, Ahmet amca bu yaşta, bu enerjiyi nerden buluyordu?

Sabah Ahmet amcayı gönderdikten sonra ayakta duramıyordum. Daha sonra babamlar gelmiş, ama ben yerimden kalkamamıştım. Artık Ahmet amca birdaha nezaman gelecek ve beni sikecek diye bekler olmuştum.

Eee, naparsın, insan yarrak yemeye alışınca, kudurmuştan beter oluyor!

[Esra]

Fatoş Yengenin Banyo Penceresinden Röntgen!

Fatoş Yengenin Banyo Penceresinden Röntgen! (Selçuk 27 Y., İstanbul / Türkiye)

Herkese selam 31 severler. Ben başımdan 4 yıl önce geçen inanılmaz bir olayı size anlatmak istiyorum. Aslında ben bu işi (Röntgen işini) kendi içimde, kimseye zarar vermeden yaşıyordum. Ama bakın neler oldu, neler...

Herşey bundan tam 4 yıl önce başladı. Bizim karşı dairemize yeni evlenen bir çift taşındı. Adamın adı Ali, 25 yaşındaydı, kadının adı Fatoş, 23 yaşındaydı. Hatta eve ilk girişleri gelinlik ve damatlıkla olmuştu. Ben farkettim ki bunların yatak odası tam benim yattığım odanın bitişiği. O günden sonra gecelerim uykusuz geçmeye başladı. Yeni evli olmalarından dolayı şiddetli sikişmeleri beni çıldırtıyordu. Birde karşı dairenin banyo penceresi ile bizim banyo penceresi aynı havalandırmaya baktığından, klozetin üzerine çıkıp bakınca karşı banyonun içi ve yatak odasının bir kısmı gözüküyordu. Ben bu karı kocanın çoğu sikişmelerini izledim. Özellikle kadının banyo yapmalarını. Bazen kadını mastürbasyon yaparken bile izledim. Benim bir de küçük el kameram vardı, bunların bazı sikişmelerini ve kadının banyo yaptığını, mastürbasyon yaptığını görüntülerini bile kaydetmiştim. Ama inanın kadına acıdım, adamın siki benimkinin nerdeyse yarısıydı. Ben kendi sikimi pek büyük bulmazken, böyle taş gibi bir kadına yazık oluyordu.

Zamanla karşı komşu olma durumuyla, annemle karşıdaki kadın arasında samimiyet ilerlemişti. Fakat ben pek karşısına çıkmak istemiyordum, demiştim ya kendi içimde yaşıyordum ben herşeyi diye. Fakat bir gün annem, "Oğlum Fatoş yengen bilgisayar almış, bir bak, ayarları falan yapılacakmış!" dedi. İçimden (Nereden yengem oluyor amına koyduğumun karısı?) dedim. Daha önce hiç evlerine gitmemiştim onların. Neyse, biraz parfüm sürüp, saçımı düzelttim, zaten her zaman temizimdir, her gün mutlaka banyo yaparım. Gittim zillerini çaldım. Kapı açıldı. Tanrım! O anda dizlerimin titrediğini hissettim, bu ne güzellik. Hiç bu kadar yakın olmamıştım ben bu kadına. Memeler dolgun, saçlar omuzunda saman sarısı, gözler mavi yeşil arası, dolgun kalçalar. Giydiği tişörtten memelerinin dolgunluğu nasıl da belli oluyordu. "Hoş geldiniz, beyefendi!" dedi, hafif alaycı bir ses tonuyla, "Gel bakalım, sen üniversiteye gidiyormuşsun, bilgisayardan anlarsın herhalde?" dedi. Ben de mühendislik okuyorum (Ne mühendisi olduğumu söylemek istemiyorum, böyle bir hikayenin içinde geçmesin ve meslektaşlarıma ayıp olmasın diye!). "Evet, son sınıftayım." dedim. "Ama çok genç duruyorsun!" dedi. "Zaten gencim, 23 yaşındayım ben!" dedim. "Yok yok, 19-20 gibi duruyorsun!" dedi. "İyi işte, yaşlanınca da genç gösteririm!" dedim. Hafif gülümsedi, "Erkeğin geç yaşlananı makbüldür!" dedi.

Neyse, bilgisayarını gösterdi. Dizüstü Bilgisayar almışlar. "İyi yapmışsınız, gittiğiniz yere taşıyabilirsiniz." dedim. Bilgisayara Fare'yi taktım, "Bunu kullanın, rahat edersiniz." dedim. Fakat utanır gibi oldu. Kullanmayı bilmediğini söyledi. Elini Farenin üstüne koymasını söyledim. Elimi onu elinin üstüne koymamla aramızda bir elektrik oldu. Ben ona nasıl kullanacağını öğretiyordum. "İnternetiniz yok, şimdilik müzik dinlersiniz, oyun oynarsınız, film izlersiniz..." dedim. "Hee, ben film izlemeyi çok severim!" dedi. "Ozaman evden benim Extern Hard-Disk'i getireyim, birkaç film kopyalayayım size!" dedim, çok sevindi. Gittim Hard-Disk'i getirdim, 3 tane film kopyaladım, nasıl izleyeceğini gösterdim. "Bunları seyredin, daha isterseniz, benim Hard-Disk'ten veririm size!" dedim. Kadın zekiydi, anlattıklarımın hepsini anlıyordu, bayağı öğrenmişti. Kalkıp eve geldim, doğruca odama gidip, daha önce onun kocasıyla sikiştiği görüntüleri izleyerek 31 çektim. Öyle bir boşaldım ki, her yer battı, yatak, halı, dolap hep döl oldu. Hemen temizledim odayı ve fantaziler içinde uyumuşum.

Sabah kalktım, banyo yapıp okula gittim. Akşamüstü eve geldim, odama girince benim Hard-Disk'imin olmadığını gördüm. "Anne burdan birşey aldın mı?" dedim. "Şey oğlum, Fatoş yengen geldi, dün ona film vermişsin birşeyin içinden, ben bilemedim, girip kendisinin bakmasını söyledim, odana girdi aldı o şeyi götürdü! Sen söylemişsin, yine veririm diye, o yüzden verdim." dedi. Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. O Hard-Disk'te porno filmler, benim bir kızla sikişme kaydım, daha önemlisi Fatoşun kendi sikişme kayıtları, banyo ve mastürbasyon kayıtları vardı. Hemen banyoya girdim, onların banyo penceresinden içeri baktım. Ne göreyim, Fatoş yatak odasına getirmiş Laptopu, çırılçıplak oturmuş, birşeyler izleyerek mastürbasyon yapıyordu. Demek ki bulmuştu benim hazineleri...

Hemen toparlandım kapılarına gittim, zili çaldım. Önce kapı açılmadı. Sonra kapının dürbünü karardı, herhalde kim geldi diye baktı. Sonra kapıyı açtı, elini uzattı ve beni içeri çekti. İte ite yatak odasına kadar götürdü. Yatağa itti, üstüme çıktı ve "Demek beni izliyorsun ha? Söyle, beni sikmek istiyormusun?" dedi. Ben üzerimdeki şaşkınlığı attım, "Hemde nasıl!" dedim. Zaten çıplaktı, yumuldum memelerine. Ne kadar yumuşak, güzel kokulu, dipdiri memeleri vardı. Isırdım, yaladım, emdim, mosmor oldu memeleri. O da sikimi çıkarttı pantolondan ve "İşte bu!" dedi, başladı sikimi yalamaya. "O kızı siktiğin gibi sik beni!" dedi. Benim kızla sikişmemi izlemiş orospu. Hemen çevirdim Fatoş yengeyi yüzüstü, arkasında yerimi aldım. Sikimi amına sürtmeye başladım ve bir anda amına kökledim. Bu bir Ahhladı ki, bizim evde annem duymuştur herhalde. Ben amından çıktım, ses gitmesin diye hemem odanın kapısını kapadım ve bir daha kökledim amına, deli gibi sokmaya başladım. Fatoş yenge Ahhlar, Ohhhhlar derken kemikleri kırılmış gibi kaldı ve orgazm olmaya başladı. Ben de çok geçmeden içine oluk oluk boşalmaya başladım. Ama öyle şiddetli boşalıyordum ki, canım sikimde atıyordu resmen.

Sonra sırtüstü çevirdim Fatoş yengeyi. Bana, "Sikin kocamınkinden büyük, tam oturdu içime!" diyordu. Ben bu arada amını yalamaya başladım. Kafamı bastırıyordu amına. Ben doğruldum ve sikimi tüm haşmetiyle gözünün önüne serdim. Gözleri büyüdü, "Kocam birde erkeğim diye dolaşıyor!" dedi. Benim sikimle kocasının siki arasında büyük fark vardı. Ben amına hizaladım sikimi ve yine bir seferde kökledim buna. Birbirimize tamamen kenetli, fakat sadece bellerimiz işler şekilde birbirimizin oluyorduk. Fatoş yenge o kadar zevke geldi ki, benim boynumu falan ısırdı, kalçamı tırmık içinde bıraktı. Ben de onun memelerini, baldırlarını, kalçasını sıktıra sıktıra kıpkırmızı etmiştim. Sikim içinde büyüdükçe büyüyüp, sikimin ucu sanki içerde bir yere değiyormuş gibi olunca, Fatoş yenge çıldırmaya başladı zevkten...

10 dakikaya yakın sokup çıkardım amına. Fatoş yenge birden derin derinden Ohhlamaya başladı. Herhalde orgazm olacaktı. Ben de biraz daha hızlanıp, yine boşalmaya başladım. İkimiz de çıldırmışcasına boşalıyorduk ve yatakta kıvranıyorduk. Sikim içinde küçülmeye başlayınca dışarı çıkarttım. Hemen banyoya gidip temizlendim. Yakalanmak istemiyordum. Fatoş yenge, "Nereye gidiyorsun?" dedi. "Kocana yakalanmayalım!" dedim. Gülerek, "O çalışıyor, gece vardiyasında!" dedi. Öyle deyince ben oturdum yatağın kenarına. Sarıldı bana, "Söyle bakalım, ne zamandır sikmek istiyorsun beni?" dedi. "İlk buraya geldiğinizde, gece ilk sikişme seslerinizi duyduğumdan beri!" dedim. Yatak odalarının benim odamın hemen yanı olduğunu ve banyodan onların banyosunun ve yatak odalarının gözüktüğünü söyledim. Sonra onları izleyip, bilmem kaç defa sikiştik sabaha kadar.

Sabah yorgunluktan bitap şekilde gittim evime. Anahtarla açtım kapıyı ve odama gittim yattım. Annem bir hışımla girdi odaya, "Neredesin sen?" dedi. "Arkadaşımdaydım!" dedim. Anlamıştı birşeyler karıştırdığımı, ama karşı dairedeki 'Fatoş yenge' ile sabaha kadar sikiştiğimi bilmiyordu tabii. Zaten benim de o gece ilk ve son oldu, birdaha Fatoş yengenin yanına gitmedim. Türlü bahanelerle anneme çağırttığında bile gitmedim. Derken, Fatoş yengenin kocasıyla arası bir anda bozuldu, ayrılmanın eşiğine geldiler. Odamdan kavgalarını duyuyordum. Fatoş yengenin, kocasına, "Beni doğru dürüst sikemiyorsun bile!" dediğini duydum bir keresinde. Ve sonunda boşandılar ve taşınıp gittiler.

Geçenlerde (Bundan 2 hafta önce), akşam işten gelirken tesadüfen gördüm Fatoş yengeyi. Hemen bana seslendi. Ayaküstü biraz sohbet ettik. Bir mağazada satışta çalışıyormuş. Kocasıyla arasının, benimle seviştikten sonra bozulduğunu söyledi. O gece onun evine gidip harika bir gece yaşadık. Sabah ikimiz de işlerimize gittik. Birbirimize bağlı değiliz, 2 gün önce yine beraber olduk, ama aşk falan yok aramızda, sadece sikişiyoruz. Böylesi gerçekten en güzeli!

[Selçuk]

(4) Dul Kiracımla Kızı Yarak Hastası Çıktılar!

Dul Kiracımla Kızı Yarak Hastası Çıktılar! (4) (Kemal 55 Y., Konya / Türkiye)

Fatmayla ilişkimiz mükemmelin de ötesinde devam etmekteydi. Bir gün Fatmaya, "Aşkım, artık ayrı evlerde yaşamanın bir anlamı yok, ya siz benim daireye taşının, ya da ben size taşınayım!" dedim. Fatma da, "Aşkım sen artık benim kocamsın, erkeğimsin, senden başkası bana elini süremez!" dedi. "Teşekkür ederim kadınım, ben de senden başka bir kadını asla düşünmeyeceğim!" dedim. Fatma, "Aramızda resmi bir nikah olsun istemiyorum, senin malın mülkün oldukça fazla, onlar için seninle evlenmek istediğim gibi bir görüntü ortaya çıksın istemem, senin benim için neler yaptığını ve neler yapabileceğini biliyorum, o nedenle, bana nikahlı eşin gibi davranabilirsin aşkım, kocacığım!" dedi. Fatmamın dudaklarına yumuldum, dakikalarca öptüm kadınımı.

Bu arada Fatmanın cep telefonu çaldı. Fatma telefonda konuştuktan sonra, "Hayatım Babamı hastaneye kaldırmışlar, benim çok acele gitmem gerekiyor!" dedi. "Tamam aşkım telaşlanma hemen, ben seni götürürüm!" dedim. Hazırlandı ve arabamla yola çıktık, iki saat sonra hastaneye vardık. Babası kalp krizi geçirmiş, doktorlar müdahaleden sonra ameliyat olması gerektiğini söylemişler. Annesi başındaydı. Geçmiş olsun dileyip, ellerinden öptüm. Annesiyle Fatma dışarı çıktılar. Biz de biraz sohbet ettik. Sonra Fatma geldi, "Kemal bey, benim kalmam gerekiyor, Esra da yalnız kaldı, siz dönün, ona göz kulak olun!" dedi. "Tamam, birşeye ihtiyacın olursa mutlaka ara!" dedim ve vedalaşarak ayrıldım.

Konyaya döndükten sonra, saat 15:30 gibi Esranın okulunun önüne arabamla gittim. Esra çıkınca çağırdım, arabaya bindi ve "Kemal amca birşey mi oldu? Niye geldin?" dedi. Ben de durumu anlattım. Hemen telefon etti annesiyle ve dedesiyle konuştu, biraz rahatlamıştı. Bunu güzel bir restorana götürdüm. Yemeğimizi yedik, arabayla biraz dolaştık ve eve döndük. Onların dairesindeydik. Esra duş almak için banyoya girdi. Ben de salonda televizyon seyrediyordum. Banyodan çıktıktan sonra bornozuyla yanıma geldi, "Nihayet baş başa kaldık Kemal amca!" diyerek yanıma oturdu. "Ne demek şimdi bu?" dedim.

"Neden böyle davranıyorsun Kemal amca? Kendimi bildim bileli, annemin zevkten inleyişleriyle büyüdüm. Artık ben de o zevki tatmak istiyorum, ben de zevkten inlemek istiyorum, bunu benden neden esirgiyorsun? Etrafımda o kadar çok kişi var ki, beni kadın yapmak için can atan, ama ben seni seçtim. Biliyorum ki bana her şeyi öğretecek birisin, asla canımı yakmak istemezsin! Babam öldükten sonra annem farklı erkeklerle oldu, hiç birisine sana tutulduğu kadar tutulmadı! Sen onu tekrar normal hayata döndürdün. Annem seni çok seviyor, hatta sana tapıyor. Karı koca gibisiniz biliyorum, bana da babamdan bile iyi davranıyorsun. Ama bazen öyle çok azıyorum ki Kemal amca, her an birine her şeyimi verebilirim. Ben sana değer veriyorum ve benim heryerime ilk sen sahip ol istiyorum!" dedi ve iyice yanıma sokuldu.

"Esra kızım, tamam da, bunu annene nasıl açıklarız? Kadıncağız duyunca şok olur, ilişkimiz biter diye korkuyorum!" dedim. "Ya ne kadar sabırlı bir adamsın sen böyle, şimdi başkası olsaydı çoktan sikip kadın yapmıştı beni! Senden önce annemi siken adamlar, beni de sikmeye çalıştılar, ama onlardan nefret ediyordum. Seni ise ben istiyorum, hemde şimdi istiyorum!" dedi ve üzerindeki bornozu çıkarıp, çırılçıplak kucağıma oturdu. Artık benim de sabrım tükenmişti, dudaklarına yumuldum, dakilaraca somurdum dudaklarını. Ordan, henüz yeni tomurcuklanan gögüslerine indim, tamamını ağzıma alıp içime çekiyordum. O da benim üzerimdekileri çıkartmaya çalışıyordu. Ayağa kalktım, soyundum ve Esrayı kucağıma alıp, annesini siktiğim yatak odasına götürdüm...

Yavaşca yatağa bıraktım ve bacaklarını ayırıp, henüz yeni yeni tüylenmeye başlayan o tatlı amını yalamaya başladım. Esra kendini kasıyor, bırakıyor, "Ohhhh Kemal amca, çok zevkli!" diye inliyordu. Bir saat boyunca her yerini yaladım, amını, götünü, koltuk altlarını, kulak memelerini, boynunu, gögüslerini, kalçalarını, bacaklarını... Ayaklarını bile yaladım. Defalarca boşaldı, o boşaldıkça ben amını adeta yiyordum. "Sik beni Kemal amca, ne olursun sik, kadın yap beni, her yerimi sik!" diye çığlık atıyordu küçük Esram...

Artık onu sikişmekten alıkoyan bekaretini bozmaya sıra gelmişti. Yarağımı ağzına verdim yalattım. Belinin altına yastık koydum, bacaklarını ayırdım. Sikimi elime alıp amının dudaklarının arasına sürtmeye başladım. Esra altımda yılan gibi kıvranıyordu. "Hazırmısın kadın olmaya küçük kız?" dedim. İnleyerek, "Evet Kemal amca!" dedi. Yarağımın başını az sokunca, "Iııhhhhh!" demeye başladı. Öylece biraz bekledim. "Bak seni son kez uyarıyorum, bu yarağı yedikten sonra, birçok erkeğin mutlu edemiyeciği bir kadın olacaksın, ona göre!" dedim. "Ne olursa olsun, sik artık Kemal amcaaaaaaa!" diye bağırırken, amına kökledim...

O anda sesi kesildi, sanki nefes alamıyordu. Durdum yüzüne iki tokat vurdum, kendine geldi. "Ayyy Kemal amca, biran öldüm sandım!" dedi. Yarağım içinde hiç kıpırdamadan Esrayla konuşuyordum, rahatlamıştı biraz. "Hadi artık kalçalarını biraz hareket ettir de amın alışsın!" dedim. Yavaş yavaş hareket ediyordu. "Esracığım büyük acı geride kaldı. Şimdi birkaç dakika daha acı çekeceksin, sonunda istediğine kavuşacaksın! Tama mı küçük orospu?" dedim. Gülerek, "Tamam Kemal amca!" dedi. Bacaklarından tutup, yarağımı çekip hızlıca pompalamaya başladım. Altımda durmadan bağırıyor, "Aslı hiç böyle anlatmamıştı, ayyyyyy her yerim yırtıldı!" diye haykırıyordu...

Bir süre sonra amı iyece alışmış ve artık, "Oohhhh!" demeye başlamıştı. Ben de yavaşladım. Nazikce girip çıktıkça, "Evet, evet, harika, ohhhhh, sik Kemalim, sik, orospun yap beni!" diyerek boşaldı. Nerdeyse bir saatten fazla olmuştu, ben henüz boşalmamıştım. "Hadi şimdi git amını bir güzel yıka, temizle gel, en zorunu başardın, biraz da zevk alalım!" dedim. Esra banyoya gitti, ben de lavaboya gittim, sikimdeki kanları temizledim. Sonra salona geçip oturdum...

Esra geldi yine kucağıma oturdu. "Kemal amca çok acıdı, ama sonu harikaydı!" dedi. Üçlü koltuğa yatırdım, amını yalamaya başladım. Bu arada götünü de yalıyordum. Esra tekrar kıvama gelmişti. Koltuğa oturdum, Esrayı yüzü bana dönük olarak yarağımın üstüne oturttum. Yarağım amının içine yavaş yavaş kayıyordu. Sonuna kadar oturdu. Esra kalçalarını kıvırtıyor, ben de dudaklarını yiyordum. Avcumu bile doldurmayan tazecik gögüslerini kemiriyordum adeta. Kalçalarını tokatlaya tokatlaya sikiyordum küçük Esramı. Defalarca boşalmıştı küçük orospu. Artık ben de sona gelmiştim. Üzerimden indirdim ve yarağı ağzına verdim...

Başından sıkıca tutup, sikimin anca üçte birini ağzına sokup çıkartıyordum. Manzara müthişti, benim koca oğlan Esranın küçücük ağzında patlamak üzereydi ve sonunda fışkırdım. Bu güne kadar öyle boşaldığımı hatırlamıyorum. Esranın ağzına kahve fincanını dolduracak kadar boşalmıştım. Esra yarısını yuttu, bir kısmı da çenesinden süzülerek küçücük gögüslerini süsledi. "Evet Esra hanım, rahatladın mı yarağı yiyince?" dedim. "Hemde nasıl Kemal amca! Harikaydı!" dedi. "Beni de yoldan çıkardın sonunda! Yarın, senin o gömlek düğmesi gibi küçük deliğin varya arkanda, onu da delecem, tamam mı?" dedim. "Tamam Kemal amcam benim, artık senin küçük orospunum, her istediğini yap, istediğin deliğimi sik!" dedi.

Saat epeyce ilerlemişti, birlikte yatak odasına geçtik, çarşafı değiştirip, birbirimize sarılarak yattık...

[Kemal]

(3) Dul Kiracımla Kızı Yarak Hastası Çıktılar!

Dul Kiracımla Kızı Yarak Hastası Çıktılar! (3) (Kemal 55 Y., Konya / Türkiye)

Artık Fatmayla karı koca gibiydik, kızı okula gidince, ya ben onun evine gidiyordum, yada o bana geliyor, doyasıya sevişiyor, sikişiyorduk. Fatma o kadar mutluydu ki anlatamam. Tabiki ben de çok mutluydum. Onun daracık amından ve götünden artık vazgeçmem mümkün değildi. Fatma seksin en ince ayrıntılarını biliyor, sevişirken de bütün bunları uyguluyordu. Aradığım kadını bulmuştum. İlişkimiz başlayalı 3 ay olmuştu ki, Fatmanın anne ve babası geldi. Bir akşam Fatma beni yemeğe çağırdı. Anne ve babasıyla tanıştık. Gece geç saate kadar sohbet ettik. Fatmanın anne ve babası yarın gideceklerini ve Fatmanın bana emanet olduğunu, herhangi birşeye ihtiyacı olursa benim karşılamamı istediler. Ben de, "Elbette elimden geleni yaparım, siz merak etmeyin!" dedim. İyi geceler dileyerek ayrıldım.

Fatmayla (ailesi var diye) 1 haftadır sikişememiştik. Fatmayı özlemiştim. Onu düşünerek yattım. Öğleye kadar uyumuşum. Kalktıktan sonra arkadaşlarla şehir kulubüne gittim. Yemek yedik, biraz oyun felan derken akşamı ettim. Telefonum çaldı, baktım arayan Fatmaydı. Kulüpten ayrıldıktan sonra Fatmayı aradım, "Buyur aşkım?" dedim. "Kemalcığım bu akşam yemeği bizde yiyelim. Hem bizim kızın yarın matematikten sınavı varmış, onu da biraz çalıştırırsın!" dedi. "Tamam geliyorum!" dedim ve doğruca Fatmanın evine gittim. Fatma çoktan sofrayı hazırlamıştı. Oturup yemek yedikten sonra biz Esrayla onun odasına geçtik. Anlamadığı ve yapamadığı konularla ilgili çalıştırdım Esra'yı. "Kemal amca teşekkür ederim, sayende yarın iyi bir not alacağım!" dedi. "Hadi bakalım, umarım yardımcı olmuşumdur! Saat epey geç oldu, internete falan takılmadan yat uyu, tamam mı?" dedim. "Yaa Kemal amca, sen de annemden farksızsın, duyan da bilgisayarın başından hiç kalkmıyorum sanacak!" dedi. "Hem ne buluyorsun bu internette?" dedim. "Ne ararsan var Kemal amca!" dedi. "Sen daha küçüksün, bu işlerle fazla uğraşma, başına iş alırsın!" dedim. "Hiçte bile, sen git annemle ilgilen!" dedi ve güldü. Anladım ki annesini siktiğimin farkındaydı. "Hadi iyi geceler!" dedim ve odasından çıktım.

Fatma mutfakta uğraşıyordu, ona da, "İyi geceler Fatma, ben kaçıyorum!" dedim. "Kemal beni özlemedin mi? Ben seni özledim, bir hafta oldu. Rüyalarıma giriyor senin yarak, bu akşam benim yatak odamdayız, seni bırakmam!" dedi. "Bu gidişle Esraya yakalanacağız!" dedim. "Sanki bilmiyor mu seninle sikiştiğimi? Görürse görsün, umurumda değil! Geçen gün gecenin ikisinde lavaboya kalktığımda ışığı yanıyordu, anahtar deliğinden baktım, bilgisayarın başında çırılçıplak olmuş, kendini okşuyordu, içeri girdim bağırdım çağırdım, hatta iki de tokat attım, (Orospu mu olacaksın kahpe!) dedim. O da bana, (Sen sikişirken ben birşey diyormuyum sana!) dedi. Birşey diyemedim, kapıyı çarpıp çıktım. O günden beri konuşmuyorum zaten!" dedi. "Fatmacığım bunun bir çaresine bakmak lazım, böyle olmaz, kızın başına kötü birşey gelir! Hayır, adam gibi biriyle olsa hadi neyse, ibnenin biri kandırır, hem siker, hem de kaydeder, sonra da şantajla her istediğini yaptırır. Zaman kötü tatlım!" dedim. "Boşver Kemalim zaman her şeyin ilacıymış, su akar yolunu bulur, biz ne yapsak boş şimdi! Sen yatak odamıza geç soyun, ben geliyorum!" dedi.

Bu evde karımla yıllarca oturmuştuk, yatak odamızı özel yaptırmıştık, üç duvar ve tavan aynayla kaplı. Bu evin yatak odasında karımla sikişirken sanki grup yapıyormuş gibi hissederdik hep. Karım öldükten sonra bu evden yan tarafdaki daireye taşınmıştım. Çünkü o odada artık uyuyamıyordum, nereye baksam karımı çırılçıplak görüyordum. Neyse uzatmayayım, odaya geçip soyundum ve yatağa uzandım. Fatmam da geldi, o da soyundu, ikimiz de çırılçıplak olduk. Birbirimizi yaladık saatlerce, vücudunda dilimin değmediği nokta kalmamıştı. Fatma da benden aşağı kalmıyordu, her yerimi yalıyor, öpüyor okşuyordu. Ben yalarken Fatma iki defa boşalmıştı. Fatmayı yüzükoyun yatırdım, bacaklarını ayırıp üzerine uzandım, yarağım kalçalarının arasında, dudaklarım kulak memelerindeydi. Fatma inlemeye başladı, "Sik Kemalim, sok amıma götüme, ohhhh aşkım yanıyorum, hadi!" diyordu...

Yarağımı göt deliğine dayayıp bastırdım. Başı girince, "Ihhhhh!" diye inledi. Sonra birden kökledim. "Ayyyy!" diyerek çığlık attı. Ama ben başladım sokup çıkarmaya. Öyle hızlı sikiyordum ki götünü, Fatma yastığa dişlerini geçirmiş, çarşafı yırtarcasına tırmalıyordu. Sonra yavaşladım. "Fatmacığım, kadınım, götün öyle dar ki beni çıldırtıyor aşkım. Bu götü defalarca siktim, halen daracık, hiç sikelmemiş gibi, çok sert göt kasın var Fatmammm!" diyor, yarağımı götünden çıkartıp tekrar köklemeye devam ediyordum. Fatma da, "Sik erkeğim, sik, her yerimi sik, çok acıtıyorsun ama çokta zevk veriyorsun, ohhhhh, kökle dibine kadar, kökle Kemalim!" diye inleyerek tekrar boşaldı. Ben de sona gelmek üzereydim, yarağım Fatmamın götünde zonkluyordu, Fatma altımda götünü oynata oynata deliğini dölümle doldurttu. İkimiz de vıcık vıcık terlemiştik, biraz dinlenip banyoya gittik, duş alıp yattık.

Sabah saat 7:00 gibi uyandım, üzerimiz açılmış, ikimiz de çırılçıplağız. Şöyle dal taşak biraz yatak keyfi yapayım, sonra Fatmayı uyandırırım diye düşündüm. Yatakta sırtüstü uzanmışım, sabah sertliği ile kalmış yarağımı okşaya okşaya, yanımda uyuyan Fatmanın çıplak vücudunu seyrediyordum öylece. Bu arada yatak odasının kapısı yavaşca açılmaya başlayınca, hemen elimi yarağımdan çekip, kolumu yüzüme koydum, uyur gibi yaptım. Kolumun altından kapıyı görebiliyordum, gelen Esraydı. Ayaklarının ucunda yatağa yaklaştı ve bir süre kalkık yarağımı seyretti. Eli amındaydı, amını okşuyordu. Yeni uyanıyormuş gibi yapıp gözlerimi açınca, Esra hemen sus işareti yaptı ve sessizce kapıya gitti. Kapıdan çıkarken bana, 'Gel!' diye işaret etti, gitti. Kalktım ve şortumu giyip ardından gittim. Esra Lavabonun önünde beni bekliyordu...

Esra fısıltıyla, "Annemin bağırdığı kadar varmış, sikin ne kadar büyükmüş öyle!" dedi. "Utanmıyormusun, izin almadan annenin yatak odasına girmeye! Bundan böyle annen benim kadınım, tamam mı? Ona göre davranmanı istiyorum!" dedim. "Tamam, ama bir defa dokunmak istiyorum!" diyerek, elini şortumdan içeri sokup avuçladı yarağımı. Zaten kalkık olan yarağım, Esranın sıcacık elinin dokunmasıyla daha da büyümeye başladı. "Ayyy, bu ne yaa böyle? Kocaman oldu!" dedi. Elini tuttum şortumdan çıkardım ve "Tamam, bırak artık da okuluna git!" dedim. Ben öyle deyince bozuldu, "Amaan be, elletmezsen elletme! Senin sikin kadar büyük bir yarak buldum, ben de onu ellerim!" dedi ve çantasını alıp, bana tafra yaparak evden çıktı...

Esra gittikten sonra ben de hemen yatakodasına geçip, Fatmanın amına yumuldum, yaladım, dilledim, somurdum. Ama aklımdan birtürlü Esrayı atamıyordum. Fatma amı yalanarak uyanınca, uyku sersemi, "Azgın erkeğim, ohhhh, harikasın!" diye inlemeye başladı. Amı iyice sulanınca üzerine çıktım ve yarağımla amının dudakları arasında aşağı yukarı gitgel yaptım. Amı daha da sulanınca geçirdim amına. Fatma inleyerek bacaklarını belime doladı, ben de piston gibi girip çıkmaya başladım. "Ohhh, sik beni Kemalim, sik, senin bu yarağının kulu kölesi olurum, ohhhhh!" diye diye, sarsıntılarla boşaldı. Yarağımı amından çıkartıp ağzına verdim. Gırtlağına kadar sokup çıkarttım ve sonunda ağzına tüm döllerimi fışkırttım. Ben yatağa uzanırken Fatma banyoya gitti. Duşunu alıp mutfağa geçti. Ben de duş alıp, birlikte kahvaltımızı yaptık...

Sonra bazı işlerimi halletmek için dışarı çıktım. Ama kafam hep Esradaydı. Esra aklımı çelmişti. Bakalım, ilerleyen günlerde neler yaşanacak...

[Kemal]

(2) Dul Kiracımla Kızı Yarak Hastası Çıktılar!

Dul Kiracımla Kızı Yarak Hastası Çıktılar! (2) (Kemal 55 Y., Konya / Türkiye)

O gün Fatma evine gittikten sonra, banyo yaptım ve çalışma odama geçtim. Bilgisayarımı açıp MSN'e girince, Fatmanın kızı Esra'nın MSN adresi bilgisayarımda kayıtlıydı. Ne olur ne olmaz diye, adresini kendi MSN'ime ekledim. Bu arada oğlumdan mesaj geldi, onunla MSN'de görüştüm. Sonra dışarı çıkıp arabamla biraz dolaştım ve eve gelip yattım.

Sabah saat 09:00 gibi kapı çaldı. Açtığımda karşımda Fatma vardı. "Buyur Fatma hanım!" dedim. İçeri geçti, "Sana kendi ellerimle bir kahvaltı hazırlamaya geldim. Haa bu arada, ev işlerini de ben yapıyorum, demi artık?" dedi. Ben de, "Tabii ki sen yapacaksın tatlım, senden başka bir kadın giremez artık bu eve!" dedim. Fatma güldü ve mutfağa geçerek kahvaltıyı hazırlamaya başladı. Ben de yatak odasındaki kirlileri banyoya attım. Fatmanın, "Kalvaltı hazır Kemal bey!" sesiyle mutfağa gittim. Gerçekten mükemmel bir sofra hazırlamıştı. "Her konuda marifetlisin Fatma, teşekkür ederim!" dedim. Fatma da, "Sende o yarak oldukça, daha ben sana neler neler hazırlarım!" dedi. Birlikte kahvaltı yaptık. Sonra ben alışveriş için dışarı çıktım...

Saat 15:00 gibi döndüğümde Fatma beni kapıda karşıldadı. Üzerinde eşimin seksi kıyafetlerinden biri vardı. Fatma banyo yapmış, saçları halen ıslak, mükemmel bir makyajla karşımda duruyordu. Dudaklarına bir öpücük kondurup, elimdeki poşetlerle mutfağa gittim. Giderken evin diğer bölümlerine de göz atıyordum. Ev gerçekten pırıl pırıl olmuş, mis gibi kokuyordu. "Fatma çok teşekkür ediyorum, harikalar yaratmışsın!" dedim. Bu defa dudaklarından uzunca öptüm. Birlikte aldıklarımı yerleştirdik. Bu arada Fatma ve kızı için de birşeyler almıştım. "Ya Kemal bey niye zahmet ettin, ne gerek vardı şimdi bunlara?" dedi. Ben de, "Zahmette neymiş Fatma, sen bu kadar şey yapıyorsun. Öyle düşünürsen üzülürüm!" diyince, Fatma geldi dudaklarıma yapıştı, bir yandanda yarağımı sıkmaya başladı...

Hemen oracıkta bunu tezgaha dayadım, kalçalarını zor örten elbisesini beline kadar sıyırdım. Altında külot yoktu. Diz çöküp, başladım amıyla götünü birlikte yalamaya. Fatma inlemeye başladı, "Kemal bu sefer eşini nasıl siktiysen öyle sik beni aşkım, erkeğim!" diyerek inliyordu. Fatma boşalıncaya kadar amını götünü yaladım. Sonra da onu diz çöktürüp yarağımı çıkarıp ağzına verdim. Hayatımda Fatma gibi yarak yalayan birini görmedim desem yalan olmaz. Bir eliyle sıvazlıyor, "Oohhhh harika sikin var kemal!" diyerek somuruyordu. Yarağımı ağzından çektim, domalttım Fatmayı önümde. Arkadan amına geçirdiğim anda çığlığı bastı, "Ayyy yırttın amımı Kemal, yavaş!" diye. Biraz bekledim amı yarağıma alışınca gidip gelmeye başladım. Belinden sıkıca kavrayıp, sokup çıkardıkça kıvranıyordu Fatma, "Sok Kemalim sokkkk, sik beni, ohhhhh!" diyerek sürekli orgazm oluyordu...

"Fatmam, kadınım, senin şu güzel götünü de sikecem!" diyordum, bir yandan yarağımı amına sokup çıkartırken, parmaklarımla da göt deliğini okşuyordum. Fatmaya, "Ellerini arkaya uzat, kalçalarından tut ve iki yana ayır!" dedim. Dediğimi yaptı. Yarağımı amından çıkardığım anda amından 'Fooşşş!' diye ses geldi. Hemen diz çöküp dilimi göt deliğine soktum. Dilimle iyice gevşettim deliğini, sonra sikimin başını tutup sıkarak göt deliğine yerleştirdim. Yarağımın başı 'Şlopp!' diye girince Fatma kaçmak istedi. Ona, "Dur aşkım, acı buraya kadardı, bundan sonrası zevk deryası olacak! Kendini rahat bırak, sıkma!" dedim. Öylece bekledik biraz. Elimi amına atıp okşadım, "Derin nefes al aşkım!" dedim. O nefes alınca ben kökledim. Çırpınmaya başladı. Buna, "Aşkım, Fatmam, Kadınım, işte şu anda seni eşimi siktiğim gibi sikiyorum!" dedim. Fatma da, "Ne olursun biraz bekle, dayanamıyorum!" dedi...

Öylece bekledim. Kalçalarını okşadım. Göğüslerini avuçladım, sıktım. Boynunu çevirip dudaklarına yumuldum. Bu arada Fatmanın göt alıştı, kendisi kalçalarını oynatmaya başladı. Ben de kalçalarımı ileri geri yapınca yarağım Fatmanın göte ritmik şekilde girip çıkmaya başladı. Fatma kısık bir sesle, "Iııhhhhh, Ooohhhh!" diyor, bir yandan da, "Hem çok acıyor, hemde çok zevkli Kemalim!" diye inliyordu önümde. Bende o rahatlıkla yarağımı sonuna kadar çekiyor, sonrada hızla köklüyordum Fatmanın daracık götüne. Sonra Fatmanın belinden tutup, mutfak halısının üstüne sırt üstü uzandım, yarağım hala götündeyken. Artık Fatma götünü kendi siktirmeye başladı. Kalkıp kalkıp oturdu sikime. Fatma çılgına dönmüştü, götünden sikilirken amından boşalıyordu. O anda ben de Fatmanın daracık göt deliğine bütün döllerimi doldurdum. Sikim götünde yumşayıncaya kadar bekledik. Fatma sikimden götünü çekince osura osura tüm döllerimi üzerime akıttı...

Bu arada saat akşam 18:00 olmuştu. Fatma duş alıp hemen evine gitti, çünkü kızı Esra çoktan okuldan gelmişti. Ben de kuveti doldurup içine uzandım. Tüm yorgunluğumu almıştı ılık su. Duş alıp kurulandım. Kendime birşeyler hazırlayıp, yemeğimi yedim. Ve çalışma odama geçtim. Saat 21:00 gibi MSN'i açınca, Esranın da MSN'de olduğunu gördüm. Ben buna, "Naber tatlı kız?" diye yazınca, "Nerden biliyorsun tatlı olduğumu?" dedi. Doğrusu şaşırmıştım, kız karşısındakinin kim olduğunu bile sormuyordu. Madem o sormadı, ben de kim olduğumu söylemedim ve "Bütün kızlar tatlıdır!" dedim. "Kameran var mı?" diye sordu. "Var!" deyince, "Bana şeyini gösterirmisin?" dedi. Bu duyduğum laf karşısında ben şok olmuştum. Yine de doğru anlayıp anlamadığımı öğrenmek için sordum, "Neyimi gösterirmiyim?" dedim. "Şeyini işte... Önündekini!" deyince içim bir tuhaf oldu ve kıza ne cevap yazacağımı bilemedim. Karmaşık duygular içerisindeydim, kafam allak bullak olmuştu...

Ben cevap yazmayınca, "Hadi aç, yüzünü göstermene gerek yok, sadece şeyini görmek istiyorum!" dedi. İşte o anda şeytan dürttü beni, kız zaten kim olduğumu bilmiyordu, kamera açsam bile yüzümü de göstermeyecektim. Buna sordum, "Peki, senin kameran varmı?" dedim. "Var, ama şimdi yanımda annem var, o uyumadan açamam!" dedi. "Tamam ozaman annen uyuyunca görüşelim!" dedim. "Yaa lütfen, ben çok merak ediyorum erkeklerinkini, şimdi gösterirmisin!" dedi. Elime düşmüştü artık, "Karşılıklı olmazsa yapmam!" dedim. "Tamam ama, ben şimdi soyunamam, annem var!" dedi ve bu arada kamerayı açtı, yüzü gözükmüyordu. Ben de kamerayı yüzüm gözükmeyecek şekilde ayarladım ve açtım. Biraz sohbetten sonra, "Hadi lütfen çıkart onu!" dedi. Ben bunu iyice azdırmak için, "Neyi?" dedim. "Önündekini!" dedi. "Onun adını bilmiyormusun?" dedim. "Yaa lütfen ama, yarak işte, hadi göster!" deyince pijamamı donumla birlikte indirdim...

"Waooouww! Ne kadar büyükmüş o öyle!" dedi. "Sen daha önce böylesini görmedin mi?" dedim. "Her gün kameradan gösteriyorlar, ama seninki kadarını hiç görmedim!" dedi. Ben de puştluğuna, "Annene sor, o görmüştür böylesini!" dedim. "Görmüşmüdür bilmiyorum, ama annem şimdilerde çok mutlu, sık sık yeni ev sahibimize gidiyor, sanırım sikişiyorlar!" dedi. "İnsan hiç annesi hakkında öyle konuşur mu?" dedim. "Ben annemi bilirim, sikişmeden duramaz o! Hem adam bekar, annem de dul, ikisi bir arada olunca sikişmeyip te başka ne yapacaklar ki?" dedi. Ben kendime gelmek ve duduklarımı hazmetmek için, "Neyse sonra görüşürüz, iyi akşamlar, hoşcakal!" dedim. "Tamam görüşürüz, annem yatınca ben yeniden açarım, ozaman karşında çırılçıplak olurum!" dedi, kapattı. Ben de kapattım.

Esra da enaz annesi kadar azgın. Yaşı bana göre biraz küçük olsa da, yine de tam sikilecek kıvamda. Olaylar nasıl gelişecek göreceğiz bakalım...

[Kemal]

(1) Dul Kiracımla Kızı Yarak Hastası Çıktılar!

Dul Kiracımla Kızı Yarak Hastası Çıktılar! (1) (Kemal 55 Y., Konya / Türkiye)

Emekli Matematik öğretmeniyim, ismim Kemal. İki yıl önce eşimi kaybetmiştim, oğlum da Üniversiteyi bitirip Antalya'da işe başlamıştı. Komşularımızla aram oldukça iyiydi. Yan tarafımdaki dairem boşalmış ve yeni kiracım gelmişti. Fatma hanım 35 yaşlarında, kumral, balık etli, uzun saçları olan, güzel bir kadındı. Bir de kızı vardı Liseye giden, Esra isminde. Onlar yerleştikten bir hafta sonra akşam Hoşgeldinize gittim. Tanıştık, biraz sohbetten sonra, Fatmanın dul olduğunu öğrendim. Kocasından kalan maaşla geçiniyordu. Birde köyde tarlaları varmış, onu kiraya veriyormuş, o şekilde geçinip gittiğini anlattı. Ben de kendimden bahsettim. Sonra herhangi birşeye ihtiyaçları olduğunda benden çekinmeden yardım isteyebileceklerini söyleyerek ayrıldım.

İki hafta sonra da onlar bana ziyarete geldiler. Fatma streç beyaz bir pantolon giymiş, üzerinde siyah bir bluz vardı. Fatmanın kalçaları bütün güzelliğiyle karşımdaydı, gözlerimi o yusyuvarlak kalçalarından alamıyordum. Kızı Esra, "Anne benim yarın yazılım var, çalışmam lazım!" dedi. Ben de, "Gel kızım, şu oda uygun, orda rahat rahat çalış!" diyerek onu kendi çalışma odama götürdüm ve salona döndüm. Fatma hanım ikili koltuğa oturmuş, sehpanın üzerindeki gazeteleri karıştıryordu. "Hanımefendi ben mutfağa geçiyorum, birşeyler hazırlayım!" deyince, "Olur mu kemal bey, beraber hazırlarız!" dedi ve o önde, ben arkada, mutfağa gittik. Ama o kalçalarını kıvırdıkça ben deliriyordum. Birlikte birşeyler hazırladık, çay yaptık. Bu arada bana, "Böyle yalnız zor olmuyor mu?" diye sordu. Ben de, "Zor, ama ne yapalım, idare ediyoruz işte. Haftanın iki günü bir bayan geliyor, evin temizliğini yapıyor, çamaşırları yıkıyor." dedim. "Bundan sonra istersen ben yapabilirim, hem bütçeme de biraz katkı olur!" dedi. Ben de, "Neden olmasın, siz istedikten sonra!" dedim.

Gülerek, "O bayan başka şeyler de yapıyor mu?" dedi. Ben de anlamamazlıkten gelerek, "Başka yapılacak iş yok ki..." dedim. "Nasıl ya? Yoksa herşey bitik mi Kemal bey?" diyerek kahkaha atmaya başladı. O anda arkasından sarıldım ve göğüslerini avuçladım. Yarağımı kalçalarında hissedince, "Ooo Kemal bey, sende daha çok iş var! Şu kıza bir bakayım..." diyerek, çay ve pasta tabağını aldı ve gitti. İçerden sesi geliyordu. Kızına, "Hani sen ders çalışacaktın? Açmışsın bilgisayarı Chatt yapıyorsun, bıkmadın şundan!" diyerek azarlıyordu kızını. Ben de gittim, "Fatma hanım lütfen kızmayın, olur böyle şeyler, onlar genç nede olsa!" dedim. Biraz yumşadı, "Ne halin varsa gör!" dedi ve beraber tekrar mutfağa geçtik. Çaylarımızı doldurduk sohbet etmeye devam ettik...

"Fatma hanım çok güzelsiniz, harika bir vücudunuz var, çokta seksisiniz, neden evlenmediniz?" diye sordum. "Kocam öldükten sonra çok isteyen oldu, ama ben istemedim. Hergün aynı adamla seks yapmaktansa, farklı şeyler daha çok hoşuma gidiyor. Evlenmeyi asla düşünmüyorum! Sen karından bıkmamışmıydın, aynı deliğe her gün girip çıkmak sana zevk veriyor muydu?" dedi. "Eşim beni çok mutlu ediyordu. Ondan sonra hiçbir kadında o zevki alamadım. Kimisi çok acıtıyorsun diyor, kimisi ordan olmaz, şunu yapmam, bunu yapmam diyor... Kısaca, sadece boşalmak için seks istiyorlar. Onu da sadece kendi istedikleri şekilde olsun istiyorlar!" dedim. "Bende eşinden fazlasını bulursun Kemal!" dedi ve elini sikime attı, pantolonumun üstünden okşamaya başladı. "Ooo seninki çok büyük galiba?" diyerek, fermuarı açıp dışarı çıkarınca, gözleri fal taşı gibi açıldı, "Bu nasıl bir yarak böyle Kemal? Eşek siki gibi!" dedi.

Ben ayağa kalktım sikimi elime alıp, sikimle yüzünü okşamaya başladım. Dudaklarına sürtüyor, boynunu, kulaklarını, yüzünün her yerini sikimle okşuyordum. "Nasıl, beğendin mi Fatma?" dedim. "Beğenmek ne kelime Kemal, ben filimlerde bile böyle yarak görmedim! Bunun kulu kölesi olurum, ohhh!" diye inledi. "Bak Fatma, benimle sikişmeyi göze aldığında herşeye hazır olman lazım, bütün deliklerini doldurmadan bırakmam seni!" dedim. "Amımı, ağzımı, götümü her yerimi sik Kemalim! İyi ki tutmuşum senin evi, aradığımı buldum, asla bırakmam seni! Her işini yaparım, yeterki bu yarağı benden esirgeme, erkeğim!" dedi. Öyle somuruyordu ki anlatamam. Başını yalıyor, emiyor, yarağımın başındaki deliğe dilini sokuyor, kuduruyordu. "Fatma kıza yakalanmayalım daha ilk günde!" dedim. "Aklımı başımdan aldın Kemal, valla kızı unutmuştum!" dedi ve toparlandı, gitti. Kızına, "Esracığım biz Kemal beyle dışarı çıkacağız, hadi sen de eve çık, orda devam edersin!" dedi, kızını eve gönderdi ve tekrar yanıma geldi...

Elinden tutup yatak odasına götürdüm. Anında ikimiz de çırılçıplak olmuştuk. Onu yatırdım, bacaklarının arasına girip amını götünü yalamaya başladım. Şarıl şarıl akıyordu amı. "Sik beni Kemal, ne olursun sik!" diye yalvarıyordu. Yarağımı tutup amının yarığını fırçaladım. Başını yerleştirip kökleyince, tırnaklarını sırtıma geçirmişti. Biraz bekledim öylece, sonra amı gevşedi, başladım sokup çıkarmaya. Çıldırıyordu. "Bu nasıl zevk böyle yaa, ohhhhh, sik beni Kemalimmm!" diye bağırıyordu. Yarım saat siktim Fatmanın amını. Fatma defalarca boşalmıştı. Ben de boşalacağım zaman, amından çıkarıp yarağımı ağzına verdim ve boşaldım. Tüm döllerimi yutturdum. Fatma yarağımı bırakmadı, kazık gibi yapıncaya kadar yaladı, emdi, somurdu. Sonra beni sırtüstü yatırdı tam aynanın karşısında. Yüzü aynaya gelecek şekilde yarağımın üstüne oturdu. "Nasıl da yarıyor amımı Kemal yarağın, ohhhh erkeğim harikasın!" diyerek oturup kalkmaya başladı. "Amımın içinde değmediği yer kalmadı yarağıyın, offffff, mideme dokunuyor sanki aşkımmmm!" diye inleyerek siktiriyordu amını.

Amı çeşme olmuş akıyordu sanki, yatak göl olmuştu. Yarağın üstünde titriyordu durmadan. Öyle kasıldı ki, "İşte buuuu! Zevk buuuu! Oohhh!" diyerek yığıldı kaldı üstümde. Altından kalktım bacaklarını araladım, sulu amı kabarmış, kocaman olmuştu. Yumuldum amına somurdum. "Öldüreceksin Kemal beni! Ohhh aşkımmm!" diye inliyordu. Fatmanın bacaklarını omzuma aldım, bunu ikiye katladım, amına kökledim. Öyle sert sikiyordum ki, "Ayyy parçaladın, yırttın amımı Kemallll!" diye bağırıyordu altımda. Artık ben de sona yaklaşmıştım. Yarağımı amından yavaşca çekiyor, hızla gömüyordum. İyice kilitlendim Fatmaya ve böğürerek boşaldım amına. Öylece yarım saat kadar kaldık. Sonra kalktık banyo yaptık ve Fatmayı dudaklarından uzunca öperek evine gönderdim...

[Kemal]

Kim Demiş Lezbiyenler Siktirmez Diye?

Kim Demiş Lezbiyenler Siktirmez Diye? (Ercan 36 Y., Mainz / Almanya)

Günlerden Cuma, işten gelip dinlendikden sonra, hava almak icin bisiklete atladım, 6 km. ilerdeki merkeze geze geze gittim. Günlerdir yağan yağmur ara vermişti, bundan faydalanmak için meydandaki Cafe'ye oturdum. Garsona içeceğimi söyledikten sonra etrafta olan biteni seyrediyordum. 4-5 metre ilerdeki çapraz masada iki kadın oturuyordu. Birbirlerine sarılacak kadar yakın oturmaları, bunların Lezbiyen olabileceklerini aklıma getirmişti. Fazla sürmeden tahminim doğrulandı, birbirlerinin gözlerinin içine baka baka dudaktan öpüştüler. Almanyada eşcinsellik yıllardır yasal olduğundan, Mainz şehrinde de bunlara alışmıştık artık. Yollarda elele dolaşanlar, sokakta öpüşen eşcinseller, toplumun bir parçası olmuş, bizler de bunları şaşırmadan varsayıyorduk.

Yalnız bu Homo'larda birşeyin farkına varmıştım, çiftlerden biri zayıf (narin), diğeri güçlü, sanki erkek gibi, görünüşleri farklı olurdu. Nitekim bu ikilinin de biri bakımsız, biraz erkek tipli, altında bol bir Jeans pantolon, üstünde 3 numara büyük Sweatshirt'ün içinde, çekici bir kadından başka herbirşeye benziyordu. Aslında yüz hatları olsun, zayıf fiziği olsun, bakımlı olsa, güzel kadın denilebilirdi. Ama diğeri, şeker gibi tatlı ve çıtıpıtı idi. Mavi mini elbise üstünde, altına kalın siyah çorap giymiş, dizkapağının üstüne kadar varan yüksek topuklu deri çizmesi, çok seksi Görünüm yaratmıştı. Saçları enseden biraz aşağıda, kıvırcık ve vahşi şekilde, kocaman güneş gözlüğü ve uçuk renge boyanmış dolgun dudakları da genel görünümü tamamlıyordu. İnsanın içinden, "Kalk kız gidip nikahlanalım!" diyesi geliyordu. Birde ara ara sağa sola başını savururken parmaklarıyla saçlarını taraması, bazı şimarık mimikleri, çizdiği genel tablonun tuzu biberi oluyordu. Bu ikili etrafı hiç umursamadan sohbetlerine ve öpüşmelerine devam ediyorlardı. Çirkin olanı, güzelden gözünü ayırmıyor, hatta onu zorla sahiplenmek ister gibi bir tutum sergiliyordu.

2. içeceğim geldiğinde bütün cesaretimi toplayıp masalarına gittim. "Merhaba adım Ercan, müsade ederseniz sizlerle sohbet etmek istiyorum." dedim. Çirkin olanı (Gisela) daha karşı gelemeden, çıtır olanı (Juliet), "Buyur otur!" dedi ve kendilerini tanıştırdı. Gisela bundan memnun kalmasa da, Julieti kıramıyordu. Havadan sudan konuştuktan sonra, asıl beni ilgilendiren soruyu, neden, Lezbiyenliği seçtiklerini sordum. Gisela sert tavırla, Erkeklerin kadınlarını anlamadıklarını, kadınlarının isteklerini hiçe sayıp, sadece kendi zevklerini düşündüklerini, ellerinden gelse tüm kadınlarla beraber olmak istediklerini, eşlerini saymadıklarını anlatıyor ve anlattıkça da harareti yükseliyordu. Belli ki, bir erkek tarafından ihanete uğramıştı.

Juliet ise, küçük yaşta üvey babası tarafından sekse zorlandığını, 17 yaşındayken de bir arkadaşı bunu içki ve hapla uyuşturup kullandığını ve şimdi Gisela sayesinde yavaş yavaş sekse karşı yeni yeni ilgi duyduğunu anlattı. Yaşadıklarına üzüldüğümü, tercihlerine saygı duyduğumu, ama yinede herkes eşcinsel olursa insanların neslinin tükeneceğini dile getirdim. Sohbet oldukça ilerlemiş, meşrubat yerini kokteyller ve biralar almıştı. Hava kararmış, Cafe de artık boşaldığından, sahibi kapatmak istediğinde, Juliet, sohbetimizin güzel olduğunu, istersem evlerinde devam edebileceğimizi söyleyince, ertesi günü işim olmadığından teklifi kabul ettim. Herkes kendi hesabını ödedikten sonra, yakın olan dairelerine vardık...

Daire Stüdyo Penthouse biçiminde büyük tek oda, mutfak odaya dahil, modern döşenmiş, kocaman bir yatak ortada, üstünde tüylü battaniye, birkaç şişme koltuk ve yemek bölümünden mevcuttu. Loş bir ışığın eşliğinde mumlar yakıldı, üstüne kokulu sıvı tabağı koyuldu, ardından köpüklü şarap açıldı. Ben koltukta yer almıştım, bunlar yatak üzerine rahatça yerleştiler, biraz sohbet ettik. Gisela, bana soğuk davranmasının sebebini, erkeklerin onlara hep 'Sizi sevişirken seyretmek istiyorum!' gibi sapık tekliflerde bulunduklarından kaynaklandığını söyledi ve benim öyle olmadığımı, gayet doğal olduğumu belirtti. Aslında eve erkek almadıklarını da ekledi. Ben de teşekkür ettim. Böylelikle Giselayla da aramız biraz yumuşamıştı.

Daha sonra bunlar gittikçe rahatlaşıp, mumların ışığı ve kokusunun yarattığı muazzam erotik ortamda öpüşüp, yalaşmaya başlamışlardı. İtinayla sevişmeleri, birbirlerini yeni keşfetmiş gibi okşamaları, tek tek üzerlerindekileri çıkartırken çıplak kalan yerlerini özenle emip koklamaları, için için iniltileri, beni müthiş tahrik ediyor, sikim pantolonumu patlatacak şekilde baskı yapıyordu. Piyangoda büyük ikramiye bana vurmuş, bunları canlı canlı yaşıyordum. Kendime de, (Aman oğlum Ercan dikkat et, herhangi bir yanlış hareketin, lafın, bu rüyayı bozar, kendini dışarda bulursun!) diyordum...

Benim kahramanlarım artık tamamen çıplak kalmışlardı. Gisela ufak memeli, ama rahat 2 santim (!) uzunluğunda meme uçlarına sahipti. Bunlar Julietin ağzında dimdik olmuşlardı. Simsiyah kıllı amının yırtmacı bile gözükmüyordu. Bana adeta show yapıyorlardı. Juliet giyinik ayrı güzel, çıplak apayrı bir güzeldi. Hafif esmer, balık etli, tek kelimeyle harikaydı. Avuç dolusu memeler, dolgun kalçası, harika bacakları vardı ve amının kıllarını temizlemiş, sadece üstünde kalp modeli bırakmıştı. Kudurmak üzereydim. Gisela sırtüstü yatan Julietin bacak arasına yerleşmiş, amını yalıyor, arasıra da dimdik olan meme uçlarını içine çekiyor veya dudaklarını etrafında gezdiriyordu. Julietin bundan müthiş zevk aldığı iniltisinden, derin derin 'Ohhhh!' çekmesinden bellli oluyordu...

Bir ara Juliet Giselayı yukarı çekti, kulağına birşeyler fısıldadı, o da başını sallayarak onaylayınca, bana dönüp, "Aramıza gel!" diye emir verdiler. Guiness Rekorlar kitabına girecek rekor zamanda üstümdekilereden kurtulmuş, keserin sapı gibi dimdik yarağımla aralarında yer alıp, iki Lezbiyenin ortasındaydım. Üçümüz de diz üstü oturuyorduk, kadınlarımın sırtlarını okşuyor, ordan aşağı inip kalçalarını avuçlayıp, arkadan vıcık vıcık am dudaklarını parmaklarken, Julietin muhteşem ağzına yapışmış, dudaklarını emiyordum. Gisela da sikimi kavramış, sikime 31 çeker gibi boyunu ölçüyordu. Gisela Julieti ensesinden kavrayıp, "Senin ne istediğini biliyorum!" dedi ve Julietin başını sikime doğru götürüp, sikimi ağzına soktu. Juliet yarağımı yarısına kadar kapmış, dilini mantarımın etrafında gezdirip, ufak ufak gelip giderken, arasıra başını eğip bana bakıyor, benim mutlu ifademden cesaret toplayıp dahada güzel emiyordu.

Acaba önce hangisinin amına soksam diye düşünürken, Juliet sikimi yalamayı bırakıp, önüme yatıp, bacaklarını ayırdı ve "Lezbiyenlik güzel olsa da, şimdi sikilmek istiyorum!" dediğinde, borumu amcığına dayamış, yaydan çıkmış ok gibi içine döşemiştim. Derinden ohlaması Giselayı kıskandırmış olmalı ki, bir hamleyle Julietin ağzına oturup, kıllı amını ağzına dayadı. Galiba bu da Piyango biletimin extrası olsa gerek, yumuşak amı dipleyerek sikerken, birde karşımda domalmış göt duruyordu. Julietin çığlık sesleri Giselanın amında kaybolurken, Gisela titreyerek orgazmlar yaşıyordu. Julieti sert hamlelerle pompaladıkça, sanki nefesi kesiliyor, üst üste orgazm olmaktan bitkinleşiyordu. Bu sefer Giselanın belini iki elimle kavrayıp kendime doğru çekip, Julietin amından çıktığım gibi Giselanın önümde hazır domalmış kıllı amına, "Sen de sikimden nasibini al!" diyerek, dibine kadar geçirdim. "Mein Gott!" diyerek çığlığı bastı. Bu daracık kıllı amcığa ancak sadece 3-4 kere gidip gelebildim, hayvan gibi bağırarak derinlerine döllerimi fışkırttım. Nefes nefese böyle biraz kaldıkdan sonra, Gisela dönüp bana, "Manyaksın sen!" dediğinde, yüzünü güzel bir tebessüm kaplamıştı.

Yaklaşık yarım saat sonra Lezbiyen kahramanlarımı terk edip, bisiklete atladığımda müthis bir yaz yağmuru koptu. Bana ne!!! Tenha caddede bisikletin direksiyonunu sağ sol yaparak, "I'm singing in the Rain!" şarkısını söylüyordum :))

Saygılarımla.

[Ercan]

Yengelerimin Sikişmek İçin Katakullileri!

Yengelerimin Sikişmek İçin Katakullileri! (Tarkan 27 Y., İstanbul / Türkiye)

Selam 31'ci arkadaşlar. Dayımın 18 yaşındaki çıtır karısını nasıl siktiğimi paylaşmak istiyorum. Dayım geçen sene evlendi. Evlendiği kız, yani küçük yengem Kezban, sarışın, mavi gözlü, memeleri ve kalçası taş gibi biri. Dayıma bu kızı bir köyden bulup evlendirdiler. Kız köyde büyüdüğünden, hem saf, güzel hem, de harika fizikliydi. Bu arada dayım 35 yaşında, sarışın pek yakışıklı olmayan bir adamdır. Neyse, geçen sene bu kızla evlendiklerinde, ben içimden, (Bu kız nasıl vardı bu adama?) diye düşünmeden edemedim. Kız gerçekten çok güzeldi ve ben çok etkilenmiştim. Kız benden neredeyse 10 yaş küçüktü. Ama benim sikim kalkmıştı bir kere bu kıza. Yanlış bir şey olsun da istemiyordum. Bu yüzden düğünden sonra sadece bir bayram hariç, hiç yüz yüze gelmemiştim kızla.

Geçen ay dayım beni aradı, "Oğlum, niye bize gelmiyorsun hiç?" dedi ve biraz da sitem etti. Dayım anneannemle beraber yaşardı ve evlenmeden önce biz çok beraber zaman geçirirdik. Fakat evlendikten sonra, ben kıza dayanamam bir şey yaparım diye hiç gitmedim evlerine. Dayımın ısrarlarına dayanamadım ve Pazartesi günü geleceğimi söyledim. Hem anneannemi de görecektim, 2-3 gün de kalacaktım.

Neyse Pazartesi günü, ben öğlen saat 1 gibi dayımın evine gittim. Anneannem evde sanıyordum. Apartmanın dış kapısı açıktı, yukarı çıktım, en üst katta oturuyorlardı. Evin bir de terası vardı, ama ne güzel, çevre binaların hepsinden yüksekte. Ben daire kapısının önüne gelince, tam zili çalacaktım ki, içeriden sesler geliyordu. Şeytan dürttü, içimden (Dinle biraz bakalım ne konuşuluyor içeride?) dedim.

Evin içinde biri telefonla konuşuyordu, herhalde Kezbandı konuşan. Telefondakine, "Evet, bu gün gelecek... Bir evlendiğimde, bir de bayramda gördüm... Evet, çok yakışıklı..." dedi. Sonra bir gülüşme oldu. Ardından, "Üstüne atlamazsam iyidir!" dedi. Biraz daha gülüştüler ve "Hadi görüşürüz Fatma abla." dedi kapandı telefon. Fatma abla dediği de, büyük dayımın karısıydı, yani büyük yengem. Kulaklarıma inanamadım, yengemler benim hakkımda neler konuşuyorlardı. İçimden, (Ne yapsam, girmesem mi eve?) dedim, kapıda bekledim biraz, sonra bastım zile. Kapı direk açıldı. Karşıma Kezban yengem bir afet gibi çıktı. Saçlar hafif ıslak, yeni banyo yapmış gibi, memeler tişörtü neredeyse patlatacak, altında bir tayt, am göt kabak gibi çıkmış...

Ama o da beni görünce gözleri parladı, "Hoşgeldin!" dedi. "Hoşbulduk!" dedim. Kezban bana bir sarıldı, memelerini göğsüme yapıştırdı, sıcacık meme uçlarını bile hissettim. Bacağının biri benim bacak arama gelecek şekilde, amını da sürttü bana ve "Ev hali, kusura bakma." dedi. Ben anneannemi soracaktım ki, "Annem Fatma ablamlara gitti." dedi. İçimden, (Ne alaka, benim geleceğimi biliyordu, niye gitti ki?) dedim. Ben dayımı aradım hemen, "Dayı ben geldim, ama anneannem yok?" dedim. Dayım da, "Biliyorum, abimin karısı biraz hastaymış, sabah ona bakmaya gitti, sen keyfine bak, Kezban evde, akşam görüşürüz!" dedi, kapattı telefonu.

Bir Katakulli vardı bu işte. "Kezban ben üstümü değiştirmek istiyorum." dedim. Bana bir oda gösterdi, oraya geçtim. Benim ardımdan bu hemen sarıldı telefona. Beni de şeytan dürttü, paralel telefonu da gördüm odada, sessizce kaldırdım ahizeyi. Kezban, Fatma yengemle konuşuyordu. "Abla, geldi!" dedi. Fatma yengem de, "Hadi iyisin, ben de annemi ikna ettim, burada kalacak bu akşam!" dedi. "Abla kendimi zor tutuyorum, üzerine atlayacağım!" diyordu. Fatma yengem de, "Canın çektiyse siktir kendini, ama dikkat et çok düzgün çocuktur, ben yıllardır neler yaptım da, yan gözle bile bakmadı bana. Ama sen çok gençsin, güzelsin de, belki sana dayanamaz!" dedi. "Ben şimdi halı yıkamaya başlayacağım, tahrik ederim herhalde, odun değil ya, nihayetinde o da bir erkek, hem de tam istediğim gibi bir erkek." dedi, gülüştüler, sonra kapadı telefonu.

İçimden, (Sizi orospular, dayılarımın aldığı karılara bak be, bunların ikisi de orospunun önde gideni!) dedim. Üzerime alt eşofman ve bir tişört giyip çıktım odadan. Kezban hemen telefondaki gibi, "Tarkan sen keyfine bak, ben şu halıyı yıkayayım terasta, hava çok güzel." dedi. Ben "Tamam." dedim. Ne yapacak orospu diye beklemeye başladım. Kezbam halıyı aldı, hortumu çekti terasa, odaya gitti üzerine kısa bir tayt, bir de memeleri gözüken bol bir tişört giydi geldi. Ben TV'yi açtım, kanepeye uzandım, Kezban da tam çaprazımda, terasın kapısı açık, bana memelerini gösterecek şekilde başladı halıyı yıkamaya...

Orospu halı mı yıkıyor, yoksa karşımda erotik duş mu yapıyor anlamadım. Suyu halıya tutarken, biraz da üstüne başına tutuyordu. Üzeri ıslandı hemen, Kezbanın memeleri, amı götü belli oluyordu. Dikkat edince sütyen takmadığı ve altına tanga giydiğini de görmüştüm. O manzarayı görünce benim sikim aynen kalktı tabii, altımda da eşofman olduğundan, dimdik oldu. Çaktırmadan baktım, Kezban göz ucuyla benim sikime bakıyor. Ben de iyice görsün diye, eşofmanın önünü elimle düzelttim, tam bir çadır kurdum. Birden seslendi, "Tarkan, bir yardım et, şu halıyı kaldıralım." dedi. Ama gözü benim sikimde...

"Tamam." dedim, ayağa kalktım, sikim önümde çadır gibi, gittim yanına. Kezban öne eğilmiş, memelerinin yarısı dışarıda, halıyı hafif kaldırmış bekliyor. Arkasına geçtim halıya yardım bahanesiyle dayadım sikimi ıslak taytından götünün yarığına. Halı da ıslanınca bayağı ağırlaşmış. Yan yapalım, dik yapalım derken, ben yarağımı bunun götüne aşağı yukarı zorlamaya başladım. Kezban birden halıyı bıraktı yere, "Böyle olmaz, ben halıyı kucağıma alayım, sen arkadan destekle, kollarımın yanından kaldır, terasın duvarına asalım!" dedi. Aslında ben halıyı tek başıma asarım, ama ibneliğine, "Tamam." dedim. Kezban benim yardımımla kucağına aldı halıyı, yukarı kaldırırken halıyı, ben kollarına alttan yardım bahanesiyle memelerini alttan bastırmaya başladım. Ben numaradan gücüm yetmiyormuş gibi yapıp, arkadan yarağımı dayıyor, önden memelerini sıkıştırıyordum. Sanki ayakta sevişiyorduk.

Birden Kezban halıyı bırakıp sikimi eşofmanın üzerinden yakaladı. Bende de film koptu, bunu kendime çevirdiğim gibi yapıştım dudaklarına. Memelerini tamamen açığa çıkarttım, nasıl emip yalıyorum ama. Kezban da benim yarağımı nasıl sıktıra sıktıra 31 çektiriyor, "Dayında keşke bunun yarısı olsa..." diyerek. Bunun taytını tangasıyla birlikte sıyırıp, amına indim, o nasıl bir am öyle, ince bir çizgi. Dilimle am dudaklarını ayırınca, am deliğinin neredeyse yok denilecek kadar küçük olduğunu gördüm. Mis gibi kokuyordu. Dilimle amının deliğine girmeye çalıştım. Kezban birden titremeye, kafamı amına bastırmaya başladı. Şiddetli bir şekilde orgazm oluyordu. Ben de neredeyse boşalacaktım...

Kezbanın önünde doğruldum ve sikimin tamamını gösterince başladı kemirmeye. Benim sikim kızın elinde kürek sapı gibi duruyordu, iki eliyle bana 31 çektiriyordu. Ağzına sokmaya falan çalışırken, ben "Boşalacağım!" dedim ve tazyikle fışkırtmaya başladım. Kızın ağzı, yüzü, saçları, memeleri, halı, teras duvarı hep döl oldu. Ama, boşalmam bitmiyordu. Kezban hayretle sikime bakıyordu, "Bu ne bee? Terkos suyu mu bu?" dedi. Açık havada da sevişmek ayrı güzel oluyormuş. Nasıl olsa bizi kimse göremezdi, hem bina yüksek, hem de terasın duvarları yüksekti.

Ben boşalmama rağmen sikim kazık gibi duruyordu. Ben bunu terastaki koltuğun üzerine yüzüstü yatırdım, arkasına geçip sikimi dayadım amının deliğine. Amının heryeri vıcık vıcık olmasına rağmen, ittirdim sikimi ama kafası bile girmedi. Kezban da çığlık atar gibi olunca, ben yarağı buna sokana kadar bütün mahalleyi toplar başımıza diye korktum. Kezbanı kucağıma aldığım gibi içeri götürdüm. Kapıyı pencereyi kapatıp, bunu önüme dört ayak domalttım, arkadan amına tekrar zorladım. Bu sefer yarağımın kafası girdi, ama Kezban nasıl bağırıyor. Tekrar itince dibini buldum bu sefer. Ama Kezban altımda kıvranarak, önünde duran koltuğun minderini ısırdı ve ayı gibi böğürdü...

Başladım ben yavaş yavaş pompalamaya. Ama ben soktukça Kezban altımda çılgınlar gibi kıvranıyordu. Amı yarağımın çapına alışınca başladı, "Hızlı... Daha hızlı sok!" demeye. Ben de, "Bak hele orospuya, içine zor aldı, bir de hızlı istiyor!" diyerek hızlanınca, 1 dakika geçmeden bu yine başladı titremeye, kıvranmaya. Orgazm oluyordu yine. Boşalması bitince bunu kendime çevirdim, öpmeye, yalamaya başladım. Bir yandan da yavaş yavaş amına sokmaya başladım yine. Birbirimize sarılarak, öpüşerek sikişiyorduk. Ama ben nasıl sokuyorum buna. 4-5 dakika sonra Kezban yine orgazm olmaya başlayınca, ben de aynı anda içine öyle bir fışkırmaya başladım ki, sanki biraz önce musluk gibi boşalan ben değilim. Öylece birbirimize sarılarak yığılıp kaldık. Ter içinde kalmıştık ikimiz de.

Sonra konuşmaya başladık. Kezbana dayımın fotoğrafını ilk gösterdiklerinde, ben de varmışım o fotoğrafta ve damadın ben olduğumu sanmış, çok sevinmiş. Ama sonra dayıma istediklerini anlayınca içi burkulmuş. İstanbula gelmek te tesellisi olmuş. Ben birşey demeden banyoya gittim ve yıkanıp çıktım, giyindiğim odaya girdim. Kezban yine telefona sarılmıştı hemen. Ben yine paralel telefonu kaldırdım. Tahmin ettiğim gibi Fatma yengemle konuşuyordu, "Abla, yaptık." dedi. Fatma yengem de, "Ne çabuk kız? Hele anlat!" dedi. "Abla dayanamadım, halıyı bırakıp sikini tuttum. Ama o da en az benim kadar istekliydi. Abla inanırmısın muhteşem sikiyor! Sikmeden önce amımı bile yaladı!" dedi...

Fatma yengem de, "Kız birşey soracağım, yarağı nasıl? Büyük mü?" dedi. "Abla hani bizde hamur açtığımız küçük merdane var ya, onun gibi kalın, boyu da el bileğimden neredeyse dirseğime kadar valla!" dedi. Fatma yengem, "Deme yaa! Ah keşke beni de sikse, benim de amım şöyle bir bayram yapsa! Bana bak, kız sen nasıl aldın o daracık amına?" dedi. "Bir de bana sor abla, bozuntuya vermedim, ama neredeyse bayılacaktım ilk girerken!" dedi. Fatma yengem, "Dayısına söyleyeceğim, bize çağırsın onu, bu sefer de ben siktirecem kendimi!" dedi. Kezban, "Mutlaka tadına bak abla!" dedi. Fatma yengem, "Nerede şimdi senin sikici?" dedi. "Öbür odada giyiniyor abla." dedi. Fatma yengem, "Aman dikkat et, kocan anlamasın, gerçi kocan akşam gelene kadar daha çok vakit var, daha sikişirsiniz siz!" dedi. "Bırakırmıyım abla, gelsin hemen atlayacağım kucağına!" dedi. Fatma yengem, "Hadi kapa telefonu, anlamasın konuştuğumuzu. Haa, dikkat et yırtmasın amını!" dedi. Gülüştüler ve telefonu kapattılar.

Ben odadan çıktım, Kezban telefonda Fatma yengeme dediği gibi atladı üstüme. Akşam dayım gelene kadar çatır çatır siktim Kezbanı. Akşam dayım gelince, sohbet muhabbet derken, dayım demesin mi, "Abimle konuştuk bugün, senin geldiğini söyledim, abim de Fatma yengem de seni çok özlemişler, yarın birgün onlara da bir uğra, uğramazsan ayıp olur oğlum!" dedi. İçimden, (Fatma yengemin neyi özlediğini çok iyi biliyorum, o orospu da azmış!) dedim. "Tamam dayı, bu hafta onlara da bir uğrarım!" dedim. Ertesi sabah dayımla beraber evden çıktım ve o günden beri gitmedim onlara birdaha.

Fatma yengem dayıma aratıp duruyor, ziyaretlerine gideyim diye. Fatma yengem de 33 yaşında, türbanlı falan, ama tam bir afet. 2 gün sonra onlara gideceğim. Ve Fatma yengemi ağlatana kadar sikmezsem adam değilim!!!

[Tarkan]

Karım Dahil Hiçbir Kadın Yaraksız Yapamaz!

Karım Dahil Hiçbir Kadın Yaraksızlığa Dayanamaz! (Behçet 41 Y., Hamburg / Almanya)

Selam Kaymakgibi 31 okurları. Adım Behçet, 41 yaşındayım. Karım Sema, deyim yerindeyse, sülün gibi bir kadındır. Biz Türkiye'de evlendirildiğimizde, ben 18, Sema ise 16 yaşında idi. Ailelerimizin isteği ve baskısı ile evlendik ve ben Semayı Almanyaya getirdim. Sema sade bir evkadını idi. Birbirimize çabuk alışmıştık. Evliliğimizin ilk senesinde bir kızımız (Derya) oldu. Deryadan sonra uzun süre çocuk yapmadık, daha sonra, biri kız biri erkek olmak üzere, ikizimiz oldu. Sema yorgun olmadığında her gece sikişirdik. Ama Sema bunu bir karılık vazifesi gibi görür, sanki sikişmekten bir zevk almazdı. Yani sikişmelerimiz genelde gece karanlıkta ve ön sevişmesiz olurdu. Ben biraz başka şeyler istesem, "Ya sapıkmısın? Sikeceksen sik! Benim uykum var!" der, bana kızardı.

Türkiye'den tatil dönüşüydü, Avusturya'da otobanın park yerinde tartıştığım adamın biri ile kavgaya tutuştuk. Adamı bıçak ile yaralayınca, beni tutukladılar, 4 sene ceza verdiler. Bunun 2 sene 8 ayını içeride geçirdim, sonra beni Alman vatandaşı plduğum için Almanya'ya sürdüler. Hapishanede ilk zamanlar kendi kendimi yiyiyordum, acaba karım ve çocuklarım ne yapıyor diye. Abazalığım da tavan yapmıştı, günde en az iki kere 31 çekiyordum ve fantazilerimde hep karım vardı. Merak ediyordum, acaba ben burdayken, karım kendini başka birine siktiriyormuydu. Kendimi bu fikre öyle inandırmıştım ki, karım kesin kendini başkalarına siktiriyordur diyordum. Ve acaba çevremizde hangi erkeğe kendini siktiriyor diye düşünür, o zaman sikim kalkar ve 31 çekerdim. Bu artık bende takıntı haline gelmişti, karımı tanıdık kişilerle sikişirken düşünür, değişik fantaziler kurardım.

Karım beni ceza evindeyken 3 defa ziyarete geldi. Ben gelmelerini istemiyordum, ama geldiğinde kılık ve kıyafetinin değişmediğini gördüm. Yani karım tesettürde değildi, ama hep kapalı geyinir, etek boyu devamlı dizlerinden aşağıda olur. Onu öyle görünce de, (Yapmamıştır, yapmamıştır!) diye kendimi teselli ediyordum. Dediğim gibi, cezamın büyük bölümünü çektikten sonra beni uçak ile Almanya'ya sürdüler. Havaalanından eve telefon açtığımda kimse çıkmadı. Ben bir firmanın 3 ortağından biri olduğum için orasını aradım, telefona ortağım Bekir çıktı. Ona, Havaalanında olduğumu, evde kimsenin olmadığını söyleyerek, "Beni birisi buradan alsın!" dedim. O da, "Yenge burada, Kemal ile hesapları düzenliyorlar, hemen birisini gönderir aldırırım!" dedi. (Kemal kardeşim olur).

Ardan 45 dakika geçmişti ki, Kemal, karım ve büyük kızım Derya beni almaya geldiler. Hep beraber sarılışıp, biraz ağlaştık, sonra eve gittik. Evde çay sohbet derken, Kemal, "Abi ben çocukları (İkizleri) alıp bize gideyim, senin yengem ile konuşacakların vardır!" diyerek çocukları alıp gitti. Daha saat 14:00'ü gösteriyordu. Karıma, "Ben bir duş alayım!" dedim. Karım da, "Önce ben alayım, sonra ben yemek hazırlarken sen de yıkanırsın." dedi. Önce o ykandı, sonra ben duşa girdim. Suyu açıp, kirli çamaşırların içinde birşeyler aradım, acaba ben hapisteyken birisini eve aldı mı, kendisini başka birine siktirdi mi diye. Kafamda hep bu sorular vardı. Ben bunları düşünürken feci haz alıyordum ve sikim kazık kesiliyordu. Ama hiç bir işaret bulamadım...

Yıkandıktan sonra hafiçe birşeyler atıştırıp, biraz havadan sudan sohbetten sonra, kendisini özlediğimi ve geceye kadar beklemek istemediğimi söyledim. Karım hemen gelip kucağıma oturdu ve öpüşmeye başladık. Aman tanrım, o nebiçim öpüşme! Aklımdan ilk geçen şey, (Bu karı kesin başkasına vermiş!) oldu, çünkü daha önce böyle öpüşmezdi. Ama öyle abazaydım ki, şimdi bu karıyı önce sikeyim, o meseleyi daha sonra konuşuruz diye düşündüm. Karımı kucakladığım gibi yatak odasına götürdüm. Birbirimizi soyduk ve karım bana daha önce hiç yapmadığı şeyi yapıp, sikimi ağzına aldı, yalamaya, emmeye başladı. Öyle güzel yapıyordu ki, bu işte oldukça tecrübe kazandığı belli oluyordu. Fazla dayanamayıp ağzına boşaldım. Üstelik hepsini yuttu...

Karım sonra sırtüstü yatıp, "Sen de beni yalasana!" diyerek, tangasını çıkartınca gördügüme inanamadım. Amının kıllarını Brezilya traşı yaptırmış! Yani amının üstünde kalan kılları üçgen şeklinde bırakmış, (Almayada bazı kuaförlerin amlara Brezilya traşı yaptığını duymuştum, karımın amının da profesyonelce traşlanmış olduğu hemen belli oluyordu) şahane duruyordu. Bilmiyorum kaç dakika yaladım, ama uzun bir süre karımın amını yalayıp, onu defalarca Orgazm'a ulaştırdım. Sonra da halen kazık gibi olan sikimi amına sokup, karımı sikmeye başladım. Evelden gıkı çıkmayan karım, şimdi altımda inliyordu. Hem de ne inleme, neredeyse komşuların duyacğı kadar bağırıyordu. Yaklaşık 20 dakika karımın amını pompaladım ve içine boşaldım...

Ben yatağa uzandım, terlemiştim, susamıştım. Karım kalkıp bana soğuk su getirdi, yeniden yanıma uzandı. Konuşmuyorduk, sadece birbirimiz okşayıp, öpüşüyorduk. Bir müddet sonra sikimi yeniden ağzına alıp tekrar kaldırdı. Biraz bacak omuza pozisyonunda siktim, biraz da domaltıp arkadan amına girerk sikmeye başladım. Arkadan amını sikerken, "Birde götünü sikeyim!" dedim, sikimi amından çıkartıp tükürükleyip götüne dayadım. Hic itiraz etmedi. Bir yüklenişte sikimi kökledim götüne. Karımdan sadece kısa bir "Ihhh!" çıktı, hepsi okadar. Evelden götüne elletmezdi bile, "Günah!" derdi, "Acıyor!" derdi, siktirmezdi. Demek elin oğlu dinlememiş, karımın sırf amını değil, götünü de dağıtmıştı. 10 dakika da götünü siktikten sonra, götünün içine boşaldım...

Yarım saat hiç konuşmadan yatakta oturduk. Sonra karıma, "Sema, bana birşeyleri izah etmek istermisin?" diye sordum. Karım cevap vermeden ağlamaya başladı. Onu kendime çekip öptüm ve "Ağlama, sadece olup bitenleri öğrenmek istiyorum, korkma sana birşey yapmam, sadece olayları öğreneyim, sonra gereği neyse düşünürüz, bir karar vermek için çok erken!" dedim. Karım da anlatmaya başladı. Ben cezaevine girdikten sonra kardeşim Kemal, "Gel yenge bizim büroda çalış, hem evde sıkılmazsın, hem de hesapları falan kontrol edersin, abimin yokluğunda bize de yardımcı olursun!" demiş. Ama almancası yetersiz olduğu için özel bir dil kursuna yazılmış. İlk zamanlar anlam veremesede, hep fena şekilde azıyormuş, ama ne yapacağını bilemiyormuş. Kursta sınıf arkadaşı bir Afrikalı ile yakınlaşmış. Aklından ona vermek gibi birşey geçmese de, bir gün kursu asıp, bu genç ile biraz gezmişler, dolaşmışlar ve genç bunu evine götürüp sikmiş. "Aslında aklım yanlış diyordu, ama vücudum yanıyordu!" diye anlattı.

Bu genç ile kurs boyu beraber olmuşlar, 6 ay sonra genç memleketine geri dönmüş. Tam onu unuttum derken, büyük kızım Deryayı erkek arkadaşı Klaus ile evimizde sikişirken yakalamış. Deryayı, "Seni babana söyleyecem!" diye tehdit edeyim derken, Derya da, "Söyle! O zaman ben de seni kurstaki Afrikalı arkadaşınla sarmaş dolaş öpüşürken gördüm, onu söylerim!" deyince, karımın yelkenler suya inmiş. Derya karıma, "Gel anlaşalım, ikimiz de susalım, istersen kendine bir erkek arkadaş bul, yada bulmana yardımcı olayım!" demiş, geçici olarak olay kapanmış. Daha sonra Derya karımı, erkek arkadaşı Klaus'un doğum gününe götürmüş. Karım orada delikanlının babası Mannfred ile tanışmış. O akşam adam karımla çok ilgilenmiş, içki falan ikram etmiş. Ama karım içmemiş (hiç alkollü içki kullanmaz). Gecenin geç saatlerinde herkes evlerine gidince, Derya da Klaus ile (sikişmek için) bir odaya çekilmiş. Dolayısıyla karım Mannfred ile yalnız kalmış ve bunlar da sikişmişler. Karım o akşamdan itibaren Mannfred ile beraber olmaya baslamış. Adamın kuaför dükkanı varmış (ben bunu duyunca anladım, amındaki Brezilya traşının nerden çıktığını). Karım haftada bir iki kez, "Saçlarımı yaptıracam!" bahanesi ile gidip kendisini Mannfred'e siktiriyormuş...

Karım bunları anlatırken, benden sert bir tepki gelmeyince, cesaretlenip daha ince detaylarına giriyordu. Ve o anlattıkça sikim kazık kesiliyordu. Karım bunun farkına varmış, bir eliyle sikimi okşayarak bana herşeyi anlatıyordu. Kendisine, "Ortağım Bekir yada kardeşim Kemal ile sikiştin mi?" dediğimde, Kemalin sadece birkaç kere imali bir şekilde, "Birşey lazım mı yenge?" dediğini anlattı. Bekirle de ofiste yalnız kalınca, Bekir sikini kaşıyarak, "Her zaman emrindeyim yenge!" demiş. Karım da Bekire fırça atmış, "Ulan şerefsiz sen git karını sik, bu hareketi bana birdaha yaparsan o sikini kökünden kestirir götüne soktururum!" demiş. Ondan sonra Bekir birdaha pot kırmamış. "Peki ya çevrede başka tanıdık kişilerle sikiştin mi?" dediğimde, "Hayır, onlar beni işten eve, evden işine giden biri biliyor!" dedi...

Konuşmamız bitince, karımla birkere daha sikiştikten sonra yatıp uyuduk. Sabah uyandığımda karım telefonda kızım Derya ile konuşuyordu. Deryaya, "Babana herşeyi anlattım, ama herşeyi!" dedi. İki saat sonra Derya erkek arkadaşı Klaus ile geldi. Derya yanıma oturup yanağımdan öptü, "Benim anlayışlı babam!" dedi. Beni Klaus ile tanıştırdı. Klaus hoş bir çocuktu, babasının yanında kuaförlük yapıyormuş. Klaus bana, "Akşama mahsuru yoksa babam da gelmek ve sizinle tanışmak istiyor!" dedi. Ben de, "Gelsin tanışalım!" deyince, karım gülümsedi.

Akşama, Manfred büyük bir çicek yaptırmış, bir şişe de şarap almış, geldi. Onunla da tanıştık, oturup sohbet muhabbet derken vakit geç oldu. İkizler zaten Kemalde kalmışlardı. Derya Klaus ile odasına çekildi. Ardana 10 dakika geçmedi, Deryanın odasından sikiş sesleri geliyordu. Mutfağa birşey almak için gider gibi yapıp, Deryanın kapısının anahtar deliğinden içeri baktım, Klaus Deryayı bacak omuza yapmış sikiyordu. Sanki mutfakta aradığımı bulamamış gibi yapıp, karımı yanıma çağırdım. Karım yanıma gelince, "Anahtar deliğinden bak, Klaus Deryayı nasıl sikiyor!" dedim. Karım bakıp yanıma geldi, pantolonumun üstünden kalkık sikimi avuçlayarak, dudaklarımız birbirine kenetlendi. Mutfakta biraz öpüştükten sonra karıma sordum, "Mannfred ile sikişmek istiyormusun? İstiyorsan yapabilirsin!" dedim. Karım yüzüme baktı, "İstiyorum, ama ikinizle birden! Derya ile Klaus birazdan Discoya gidecekler zaten!" dedi. "Tamam olur!" dedim, içeri geçtik...

Az sonra Derya ile Klaus sikişlerini bitirmişler, "Biz dışarı çıkıyoruz!" dediler ve gittiler. Onlar çıkınca karım gelip kucağıma oturdu, ben de eteklerini yukarı sıyırıp bacaklarını okşamaya başladım. Karım çağırınca Mannfred de yanımıza geldi, karımın bacaklarını ayırıp amını yalamaya başladı. Sonra kalkıp yatak odasına geçtik, orada Mannfred ile birlikte sabaha kadar karımı siktik. Karım da, biz de haşat olduk.

Bundan sonra haftada bir kere buluşup, böyle sikişme kararı aldık. Bu arada da karım bana sikmem için tanıdığı birkaç karı getirdi. Bunlardan birisi de kardeşim Kemalin karısı Hülya idi. Hülya da, "Kardeşin iyi sikemiyor, ben de ara sıra başkasına veriyorum!" diyordu. Sizin anlayacağınız, bir karı yaraksız kaldı mı, çaresini bulur siktirir kendini!

Sağlıcakla kalın!

[Behçet]