xxx


Hikaye ve resimlerinizi bekliyorum!!!
hikayedengercek@gmail.com

Wednesday, May 30, 2012

Üvey Kızımı Arabada Siktim!

Üvey Kızımı Arabada Siktim! (Turgay 38 Y., Antalya / Türkiye)



Eşim ve üvey kızımla birlikte Antalya'da yaşıyoruz. Eşim Bahar sarışın, balıketli ve oldukça güzeldir. Eşim rahat bir aile ortamında yetişmiş, giyimine özen gösteren, bakımlı seksi bir kadındır. Topuklu ayakkabıları ile mini eteğinin altında bacakları muhteşem görünür. Likralı daracık beyaz taytını giyip çıktığında kalçalarının güzelliği ortaya daha çok çıkıyor.



Üvey kızım Selin ise henüz 16 yaşında ve Liseye gidiyor ve. Eşimin tek çocuğu olan Selin tam bir Çıtır Çerez diyebilirim. Selin Liseye başladıktan sonra Lolita havasına girip serpildi. Sıcak Antalya havasında rahat giyinmeyi seven Selin, evde bu rahatlığı abartır, minicik şortlar, etekler giyer. Denizde giydiği bikiniler de oldukça cüretkârdır.



Ehliyet almanın zorlaşacağı haberlerinin çıktığı günlerdi. Ben de eşimi ehliyet alması için teşvik ediyordum. Çünkü eşimin ehliyeti yoktu ve araba kullanmayı da bilmiyordu. Birkaç defa arabamı kullanması için çalıştırdım, fakat her seferinde beceremedi. Eşime, "Eğer sen araba kullan ve ehliyet al, sana araba alacağım!" dedim. Eşim bu sözümden sonra ikna oldu ve ehliyet kursuna gitti. Gittiği kursta yazılı sınavını kazanmış, direksiyon dersi alıyordu.



Antalya'nın meşhur sıcaklarının başladığı yaz ayları gelmişti. Hem mangal yakalım, hem de serinleyelim diye, eşofmanları giyip, ormanlık alana pikniğe gitmiştik. Piknik alanına varıp yerleştik, şöyle etrafı bir dolaştım. Piknik alanının bitiminden sonra ormanın içine doğru giden gayet geniş ve güzel bir yol vardı. Eşimin yanına dönüp, "Araba kullanmaya uygun yol var, gel seni biraz çalıştırayım!" dedim. Eşim ise, "Hayır, senin yanında heyecanlanıyorum ben kursta öğreniyorum!" dedi. Ona, "Sen kursta yine öğren, ben sana araba kullanmanın inceliklerini öğreteyim!" dediysem de kabul etmedi. Kızı Selin de annesini ikna etmeye çalıştı, ama eşim Nuh dedi peygamber demedi. Eşim Seline, "Çok istiyorsan git kendin öğren, ben şu ağacın altında mis gibi yatıp dinlencem!" dedi. Selin öfkeli bir şekilde annesine, "Öğrenirim, ne var!" dedi, bana dönüp, "Baba bana öğretir misin?" dedi. "Öğretirim, ama önce annenin öğrenmesi lazım, sınava girecek!" dedim. Eşim yere sermek için götürdüğümüz örtülerden birinin üstüne uzanıp, "Sonra öğrenirim, acelesi ne?" dedi. Selin bir hışımla kolumdan çekip, "Baba bana öğret!" dedi. "Pekâlâ, gel bir tur atıp gelelim!" dedim.



Arabaya bindik, piknik alanının sonundaki yola doğru gidiyorduk. Selin araba hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Hevesini kırmak istemiyordum, ama nereden başlasam bilemiyordum. Kucağıma otursun, biraz gittik mi, (Tamam, yeter artık...) derim diye düşündüm. Orman yoluna girip kenara çektim. Selin arabadan indi, benim kapıyı açtı bekliyordu. Koltuğu arkaya itip, direksiyonu yukarı kaldırdım ve "Gel bakalım, biraz direksiyon tutmayı öğren!" deyip, Selini kucağıma oturttum. Birinci vitese taktım yürüdük. Gaz, fren ve vites, yani arabanın kumandası tamamen bendeydi. Selin birinci viteste giderken direksiyon tutuyordu sadece. Ama sanki arabayı o kullanıyormuş gibi heyecanlı ve sevinçliydi...



Bu arada Selinin altındaki aletim uyanmış, Selinin kalçalarına dayanmıştı. Küçük bir hareketle aletimi eşofmanın içinde düzelttim. Selin araba kullanmanın heyecanını yaşarken, ben de büyük zevk alıyordum. Tarif etme bahanesiyle, ileri geri küçük hareketlerle, bacak arasında gidip geliyordum. Kucağımdaki Selinin saçları yüzüme değiyordu. Başımı öne yaklaştırıp boynuna öpücük kondurdum ve "Aferin iyi gidiyorsun kızım!" dedim. Selin seviniyor, "İyi kullanıyor muyum baba?" diye soruyordu. "Gayet güzel gidiyorsun kızım, tabi ki bu bir seferde olacak birşey değil, çok çalışmamız lazım!" dedim. "Tamam, çok çalışalım baba, her gün çalışalım ki, hemen öğreneyim!" dedi. "Olur kızım, olur çalışırız!" dedim. "Bak baba, annemden önce öğrenmeliyim, ona göre!" dedi. "Tamam kızım, annen her gün kursa gittiğinde, biz de çalışmaya çıkarız, annene sürpriz olur!" dedim. Selin kucağımda sevincinden yerinde hoplayıp zıplarken aletim daha fazla dayanamadı ve küloduma boşaldım. Hemen arabayı durdurup, "Hadi in bakalım!" dedim. "Biraz daha kullansaydım?" dedi. "Tuvaletim geldi kızım..." diyerek Selini indirdim. Külodum ıslanmıştı, eşofmanımın ıslanmasını istemiyordum. Ağaçların arkasına gidip, külotumu çıkartıp attım. Döndüğümde Seline, "Bu günlük bu kadar, sonra devam ederiz kızım!" dedim. Eşimin yanına döndük ve güzel bir piknik oldu.



Eve döndüğümüzde Seline daha rahat nerede araba kullandırabilirim diye düşünürken, aklıma araba pazarı geldi. Çok geniş bir alandı, aynı zamanda dikkat çekmez ve gözden uzaktı. Kızımın kalçaları şimdiden heyecanlandırıyordu beni.



Sonraki gün eşim sürücü kursuna gitmek için evden çıkınca, Selin hemen, "Hadi baba, biz de gidelim!" dedi. Üzerimizde birer şort ve tişört vardı. Cüzdanı ve arabanın anahtarını alırken, (ne olur ne olmaz diyerek) yanıma yedek bir şort aldım. Araba pazarına varınca yine koltuk ve direksiyonu ayarlayıp, Selini kucağıma aldım. Dizlerimi birleştirdim, böylece Selin bacaklarının birini sağa diğerini sola salladı. Hareket ettikten sonra dizlerimi açıp kapayarak, Selinin bacak arasını rahatça açıyordum. Her ileri geri hareketimde, Selinin amına götüne 'Şortlu' badana yapıyordum. Çaktırmadan elimi bacağına koyup okşuyordum, "Aferin kızım, iyi gidiyorsun!" diye boynuna ve kulak memesine öpücükler konduruyordum. Selin de altındaki sertliğin farkındaydı ve kıçını sikime bastırıyor, ara sıra hafif hareketlerle kıçını sağa sola oynatarak benimle oynuyordu. Böyle bir süre devam ettikten sonra daha fazla dayanamadım ve yine boşaldım. Seline, "Çok terledim kızım, tuvalete gitmem gerek!" diyerek, pazarın içinde bulunan tuvalete gidip, şortumu değiştirdim geldim. Seline, "Bugünlük bukadar yeter kızım, yarın devam ederiz!" dedim. Selinin, "Ama Babaaa, çok zevkliydi!" diye mızmızlanmaları arasında eve döndük. Geldi dizime oturdu, boynuma sarıldı, az çalışmamızdan şikâyetçiydi. "Tamam söz, yarın daha çok çalışırız!" diyerek gönlünü yaptım.



Eşim döndüğünde ona çalışmamızdan hiç bahsetmedik. Ertesi günü iple çekiyordum. Eşim kursa gidince, Selin yine, "Hadi baba çıkalım, ben hazırım!" dedi. Selinin busefer minicik bir etek giymişti. Ona baktığımı görünce, "Dün çok terlemiştin baba, onun için..." dedi. Ben de kenarından aletimi çıkarabileceğim geniş bir şort giydim. Pazar yerine varınca tüm ayarlamaları yeniden yapıp, "Gel bakalım kızım!" dedim. Zaten minicik olan eteğin uçlarını kaldırarak kucağıma oturmasını sağladım. Selinin delikleri ile aletimin arasında artık sadece tanga külodu ve benim şortum vardı. İnce dantelli bir tanga külot giyen Selin sanki hazırlıklı gelmişti. Ondan aldığım bu cesaretle şortumun içindeki sikimi çıkarmaya karar verdim. Birleştirdiğim dizlerimden sağa sola ayrılan bacaklarını, "Şuraya koy, buraya koy..." derken, Selini belinden tutup hafif kaldırım ve sikimi çıkardım, Selini tekrar kucağıma oturttum. Tenine temas eden sikimin farkındaydı, ama bozuntuya vermedi...



Arabayla hareket edip pazar yerinde turlamaya başladık. Seline, "Evet kızım, sen bu işi öğreneceksin!" diyerek, saçlarını okşuyor, boynunu öpüyordum. Selin ara ara kalkıp otururken sikim bacaklarına, kalçalarına sürtüyordu. Türlü bahanelerle ileri geri yaparak, bacak arasına ve külotuna vargel yapıyordum. Kalktığı bir anında külotunu yana sıyırdım. Oturduğunda deliklerine dayanan sikim zevkten dört köşe idi. Amının dudaklarını hissedebiliyordum. Sikim zevkten çırpınırken, Selinin boynunu ve kulak memelerini öpmeyi bırakmıştım, artık resmen yalıyordum. Selin de araba sürmekten aldığı zevkin yanısıra, altındaki zevki de eklemiş, sikimin üstünde kıvranıyordu. Sikime sürtünerek Orgazm olan Selinin amından akan suları sikimi iyice kayganlaştırmıştı. Kalktığı bir anında onu alttan kalçasından havada tutup, sikimi göt deliğine dayadım. Sıcaktan ve zevkten vıcık vıcık terlemiş olan göt deliğine girmeye hazır bir alet vardı, herşey ona bağlıydı, isterse oturur, sikimi götüne alır, istemezse oturmaz, kenara çekerdi. Heyecanla ve nefes almadan hareketsiz bekliyordum. Selin yavaşça götünü sikime bastırdı, başını götüne alınca, ben de alttan bastırdım ve sikimin kalanını da ben soktum götüne. İnanılmaz bir şeydi. Daha git gel yapamadan, o saniye beline sarılıp içine volkan gibi patladım.



Herkese iyi 31'ler!



[Turgay]

Kocamın Çocukluk Arkadaşı Yatıya Kalınca!

Kocamın Çocukluk Arkadaşı Yatıya Kalınca! (Fikriye 37 Y., Gelsenkirchen / Almanya)



Slm, ben Almanya Gelsenkirchen'den Fikriye. Evli, 2 çocuk annesi, 37 yaşındayım. Kocam Rıfatla aramız gayet iyi, hayatımızı bir düzene sığdırmış, iyi kötü geçiniyoruz. Kocamın maaşı iyi, ben de ara ara çalışarak eve katkıda bulunuyorum. Böylelikle aldığımız dairenin taksitlerini rahat rahat ödeyip hayatımızı sürdürüyoruz. Çocuklarımız da artık 11 ve 13 yaşlarında olarak çocukluktan çıkmış, kendi ayakları üstünde durabiliyorlardı. Kocamla cinsel hayatımız, normal sayılır, haftada bir veya iki sefer, ya o veya ben insiyatifi ele alıp sevişiriz, genelde ikimiz de tatmin oluruz. Anlayacağınız bu konudada herhangi bir şikayet yok.



Bir yaz günü, çocuklar Annemde, kocam dışardan arayıp, tesadüfen çocukluk arkadaşı Sameti gördüğünü, alışveriş yaptığını ve akşama onu misafir getirceğini söylemişti. Ben de birkac hazırlık yapıp, onlar geldiğinde kocamın getirdiklerini pişirip, masaya oturduk. Samet kocamın çocukluk arkadaşıymış, evlendikten sonra Hamburg'a taşınmış, malesef geçimsizlikten dolayı karısından ayrılmış. Buraya akrabalarına ziyarete gelmiş, kocamı da görünce ısrarına dayanamayıp, şimdi afiyetle pişirdiklerimi yeyip Rakılarını yudumluyorlardı.



Samet, efendi birine benzese de, her fırsatta beni süzdüğünü hissediyordum. İltifatlarını da benden esirgemiyordu, "Ellerinize sağlık yengeciğim, yemekler çok leziz, çok beceriklisin yengeciğim!" falan filan gibi. Yanından geçerken tesadüf gibi bana dokunmalar da başlamıştı. Rakının da gevşetmesiyle, kocama çaktırmadan, gözleri benimle milim milim sevişiyorlardı. Bu gelişmelerden nekadar gerilsem de, aynı zamanda hoşuma da gidiyordu. Erkeklerin bakışlarına alışık olmuştum artık. Normal ölçülerde, fena sayılmaz, güzel bir kadınım. Herkesin bir şeker tarafı olduğu gibi, benim de bacaklarım uzun ve ödül kazanacak kadar muntazam olduklarından, dışarda gezerken çoğu zaman erkeklerin bakışlarını üzerime çekerim.



Yine de Samet beye umut vermemek için bakışlarımı kaçırıyordum. Zaten erkekler mevzularını eskilere taşımış, şunu hatırlarmısın, bu aklına geliyor mu, diye maziyi canlandırıyorlardı. Ben de yarı onları dinleyip, tek gözümle de TV'ye takılıyordum. Neyse, saat 12 gibi artık yatalım denildi. Ben masayı toplamış, Samete misafir odasına yer yatağı sermiştim. Kocam Samete, "Umarım sabah sesimizle rahatsız edip uykunu bölmeyiz arkadaşım!" dedi. Samet te, "Gayet rahat olun, ben uyurken yanımda top patlasa duymam, uykum çok ağırdır!" diye cevapladı.

Ben de misafirimize, "İyi geceler!" deyip ayrılmak isterken, tekrar teşekkürleri üzerime yağdı, tokalaştı, nerdeyse kendisine çekip sarılacak gibiydi.



Neyse, kocamla nihayet odamıza gelmiş, sarı civciv renkli mini geceliğimi giyip uzanmıştım. Kocam bana iyigeceler öpücügü verip, başını yastığına götürürken, yastığa 5 kala uykuya dalmıştı bile. Ben de gecelambasını kapatıp uykuya dalmıştım. Aradan nekadar zaman geçti bilmiyorum, uyandım. Nefis bir erotik rüya görmüşüm, ama kiminle, nerede seviştiğimi hatırlamıyordum. Muhteşem bir şekilde tahrik olmuştum ve amım vıcık vıcık idi. Külotumun önü sırılsıklam olmuş, bedenim rüyanın tesiriyle titremekteydi. Islak külodumu sıyırıp yatağın yanına attım ve kocama sokuldum. Ama kocam içkinin tesiriyle derin uykudaydı. Elimi önüne attım, normalde çalışkan, becerikli ve sert siki, süzülmüş büzülmüş, nerdeyse içine cekilmiş, sadece çiş yapmaya kullanılır biçimdeydi. İçimi çektim ve iştahımı ertesi güne bırakmak niyetiyle mutfağa su içmek için kalktım...



Misafir odasının önünden geçtiğimde kapı hafif aralıktı, ay ışığı misafirimizin halini bana sergiliyordu. Sametin üstü açılmış, atlet külot yatıyor, külodunu siki şişirmişti. Biraz durdum seyrettim. Gördüğüm rüya beni çılgınlığa sürüklüyordu. Yavaşça iceri girdim. Ayağımla hafiften bacağına dokundum, dediği gibi ağır uykudaydı, hiç tepki gelmedi. Eğilip baldırını okşadım, halen tık yok. Cesaretlenip elimi külodunun üstüne attım. Korku, heyecan ve istek duygusu birarada beni kudurttu. Yukarıya doğru çıkıp yüzünün üstüne çömeldim. Bu arada yeniden vıcık vıcık olmuş amcığımı, çenesine, dudaklarına, burnunun ucuna sürtüyordum. İçimden de, akşam bana sürekli 'Yengeciğim yengeciğim' diyen Samete, (Yengen geldi işte, çok süzdün yengeni, hadi kokla arzuladığın yengenin amını!) diyordum...



Amcığımın dudakları Sametin ağzına yüzüne değdikçe tir tir titriyordum ve artık daha fazlasını istiyordum. İyice çığrımdan çıkmıştım. Gizliliğin getirmiş olduğu heyecanla herşeyi yaşamak istiyordum. Tekrar aşağıya dönüp, Sametin külodunu sıyırdım. İri yumurta gibi taşaklarını kokladım, öptüm, yalamaya başladım. Aslında onları tamamen ağzıma alıp, sündüre sündüre emip, ısırmak istiyordum. Tabi uyanmasından korktum yapmadım. Sikini aşağıdan yukarıya yalamaya başladım. Siki artık iyice büyümüştü. Ağzımı geniş açıp, sikinin başını aldım ağzıma, dilimle sikinin mantar gibi kafasının çevresinde dans ediyordum...



Artık kıvama gelmiş bu siki amıma almanın zamanı gelmişti. Ata biner gibi üstüne çömeldim, elimle sikini tutup başını amıma soktum, biraz durdum ve hafifçe oturmaya başladım. Tamamen içimdeydi artık, istediğim gibi kalkıp iniyordum, rejisörlük senaryo bende, istediğim ritimde gidip geliyordum. İnanılmaz bir zevk alıyordum, içimde fırtınalar kopuyor, şimşekler çakıyor, depremler bedenimi sarsıyordu. Dilediğim gibi zincirleme Orgazmlar yaşıyordum. Artık gücüm kalmamıştı, muhteşem tatmin olmuştum. Yavaşça üstünden kalktım, külodunu kalkık sikinin üstüne çektim. Tam o sırada biraz kıpırdadı ve küloduna boşaldı. Ama halen derin uykudaydı. Odadan ayrıldım, suyumu içip yatağıma uzanıp, kocama sokuldum, uyudum.



Sabah 9 gibi uyandığımda, kocam kalkmış odada dolaşıyordu. Banyodan su sesleri geliyordu. Kocama, "Günaydın! Banyo meşgul galiba?" dediğimde, "Günaydın aşkım. Samet banyoyu kullanmak için müsade istedi, duş alıyor." dedi. Ben tabi Sametin neden duş alması gerektiğini bildiğim için, kıs kıs içten içe gülüyordum : ))



[Fikriye]

Yengemin Götü Yaraksız Kalınca Kaşınıyormuş!

Yengemin Götü Yaraksız Kalınca Kaşınıyormuş! (Iraz 20 Y., Kayseri / Türkiye)



Slm arkadaşlar ben Iraz. (Dayıoğlunun karısı) yengem 25 yaşında, 1.67 boylarında, sarışın biri. İnanılmaz seksi bir vücudu var. Ben en çok o pantolonunun içinde top gibi duran götünü sikmek için deli oluyordum. Ama kendisine birşey diyemiyordum, sadece hayallerimi süslüyordu. Bir sabah bizim kapıyı çaldı, "Iraz, bizim salonun avizesi yanmıyor, gelip şuna bir bakarmısın?" dedi. Herhalde yeni uyanmıştı, altında pijaması ve üstünde bir tişört vardı. Bizim karşı dairede oturuyorlar. Hemen gereken malzemeleri alıp hemen evlerine gittim. Evde tekti. Ben Dayıoğlunu sordum, işe gittiğini söyleyip, bana çalışmayan avizeyi gösterdi. Ben merdiveni kurup, avizeyi sökerken, o da mutfaktan çay getirmeye gitti. Elinde iki bardak çay ile dönmüştü hemen. Ben merdivenin üzerinde avizeyi tamir ediyordum ki, merdiven sarsıldı. "Yenge şu merdiveni tutarmısın, düşmeyeyim!" dedim ve o da tuttu.



Sağlam tutuyor mu diye, aşağıya baktığımda, merdiveni tutarken tişörtünun üst kısmından görünen o koca göğüsleri sütyenden taşacak gibi duruyordu. Tabi benim sikim hemen çadırı kurmuştu. Bir süre daha avize ile uğraştıktan sonra tekrar yengeme baktım ki, yengem pür dikkat benim çadır kurmuş olan ve tam da göz hizasındaki sikime bakıyordu. Dalmıştı. "Hoşuna gitti mi yenge?" dediğimde, yengem hiç bozuntuya vermeden, "Ne?" dedi. Ben de, "Baktığın yer yenge!" dedim. Yengem gülerek, "Güzel görünüyor!" deyince çok şaşırdım ve bir şekilde olaya girmem gerektiğini düşündüm. Merdivenden aşağı inip, "Seninkiler de güzel görünüyor yenge!" deyip, hemen yengemin göğüslerini avuçlayarak, dudağına yapıştım. Beni itti, "Ne yapıyorsun sen?" dedi. Ben de, "Seni istiyorum yenge! Nezamandır seni arzuluyorum! Beni çıldırtıyorsun!" deyip, yeniden dudaklarına yapıştım. Yengem birkaç saniye tepkisiz kaldıktan sonra dayanamadı ve karşılık verdi ve benimle deli gibi öpüşmeye başladı. Demek ki o da benimle sikişmek istiyordu...



Bir çırpıda yengemin tişörtünu ve sütyenini çıkarttım. Göğüsleri devasa birşeydi, çok büyük ve dimdiktiler. Hemen yalamaya, uçlarını emmeye başladım. Yengem inlemeye başlamıştı bile, "Yatakodasına geçelim Iraz!" dedi. "Olur aşkım!" deyip, yatakodasına gittik. Yengemi yatağa attım, ben de bir çırpıda soyundum. Yengem sikimi görünce gözleri faltaşı gibi açıldı, "Çok büyük ve kalın!" dedi. Yengem korkmuştu açıkçası, ama kaçışı yoktu, bugün yiyecekti bu yarrağı. Ağzına almasını söyledim. Ağzına almaya çalışırken bile zorlanıyordu, sikimin ucu bile zorla giriyordu ağzına. Yalamaya başladı. Öyle bir yalıyordu ve emiyordu ki, iliğimi kuruturcasına. Çok geçmeden ağzına boşaldım. Orospu, "Mmmhhh! Tadı güzelmiş!" diyerek döllerimi yalayıp yuttuktan sonra, "Sıra bende!" deyip, yengemin pijamasını ve külotunu çıkarttım. Amının suları akıyordu oruspunun. Ama çok güzel ve prüzsüz bir amı vardı, sanki daha önce sikilmemiş gibi. Ben amını yaladıkça yengem, "Mmmhhh, güzel, devam et!" diyerek inliyordu. Okadar zevk alıyordu ki, kesin 2 defa Orgazm oldu...



Saçlarımı asılıp, "Artık sok şu sikini amıma!" diyordu. Ama benimkisi piçlik işte, amını yalamaya devam edip daha çok azdırıyordum onu. Yengemi yalayarak birkez daha orgazm etikten sonra yukarı kaydım ve sikimin kafasını amının üstünde, klitorisinde gezdiriyordum. Yengem kuduruyor, "Sok artık lan, sik beni!" diye bağırıyordu. Mahalleyi başımıza toplayacak diye korktum ve birden kökledim sikimi o güzel prüzsüz amına. Yengem nefessiz kaldı, gözleri kocaman açıldı, "Ağıhhh, yavaşşş!" dedi. Ama dinleyen kim, hızlı hızlı gidip gelmeye başladım. Az sonra yengem zevk çığlıkları atıyordu. Yengemi 10-15 dakika böyle siktikten sonra, ikimiz de aynı anda boşaldık...



Biraz dinlendikten sonra birbirimize sarıldık, öpüşüp elleşmeye başladık yeniden. Yengem tekrar sikimi yaladı ve kaldırdı. Sikim hazır kıta haline geçmişti. "Yenge senin o güzel götünü sikecem şimdi!" dedim. Yengemi dörtayak domaltmaya çalışırken, "Hayır olmaz, şimdiye kadar kimse beni ordan sikmedi! Hem çok acıyormuş!" dedi. Ben de, "Acımaz! Acırsa çıkartırım, söz!" dedim. Yengem, "Bak acıtırsan sıçarım ağzına!" diyerek kabul etti ve önümde domaldı. Masanın üstünde duran elkremini alarak, ilk kendi sikimi, sonra da onun götünü iyice kremledim. Parmağım bile zor giriyordu götüne, ama sikecektim o götü, hiç kurtuluşu yoktu. Sikimi götüne sokmaya çalıştım, ama girmiyordu. Birkaç denemeden sonra, birden bastırınca kafası girmişti, ama yengem anında, "Çıkarrr şunu!" diye bağırmaya başlamıştı. Çıkarmadım, biraz öyle bekledim. Ardından yavaş yavaş ileri geri yaparak götünün deliğini genişletim. Az daha soktum. Az daha, az daha derken sikimde bir sıcaklık hissettim. Büzüğü yırtılmıştı, kanıyordu. Sikimi çıkarsam bir daha yapamayacağımı bildiğim için, hiç sesimi çıkartmadan pompalamaya devam ettim...



Ama birşey dikkatimi çekti, yengemin hiç sesi çıkmıyordu, altımda ruh gibi öylece yatıyordu. "Yenge? Yenge?" diye seslendiğimde yengemden cevap gelmedi. Bayılmıştı acıdan. Yengem baygın halde iken, boşalana kadar götünü siktim ve götüne boşaldım. Sikimi götünden çıkardığımda, büzüğünde kanla karışık döllerim kabarcıklar oluşturuyordu. Hemen gittim mutfaktan kağıt havlu getirdim, yengemin amını götünü sildim, temizledim. Pijamasını, sütyenini ve tişörtünü giydirdim, yatağa uzandırdım, üstünü örttüm. Ben de giyinip eve gittim.



Kocası akşam geldiğinde, hasta olduğunu, ondan dolayı yattığını söylemiş. Beni gördüğünde ise ilk söylediği şey, "Götümün üstüne oturamıyorum ağzına sıçtığımın piçi! Birdaha rüyanda sikersin beni!" dedi. Öyle dedi ama, 2 hafta sonra kendisi çağırdı, "Aşkım çok özledim seni, sabah kocam işe gidince gel!" diye. Artık her fırsatta yengemi sikiyordum. Şimdilerde ise götten sikmemi kendisi istiyor oruspu. Götten sikişmek artık çok hoşuna gidiyor. Götü yaraksız kalınca tatlı tatlı kaşınıyormuş :))



[Iraz]

Türbanlı Kaynanam Karımdan Daha ��yi Sikişiyor!

Türbanlı Kaynanam Karımdan Daha İyi Sikişiyor! (Hasan 44 Y., İstanbul / Türkiye)



Selam ben Hasan. Sizlerle bir anımı ve halen yaşadığım olayı paylaşacağım. Sene 1999, Mamara Üniverstesi Eczacılık bölümünü okumak için İstanbulda idim. Ailemin maddi durumu iyi olduğu için bana İstanbuldan bir ev aldılar ve "Yurt köşelerinde rezillik çekme, okul bitince de evi ister satarsın, ister kiraya verirsin!" dediler. Okulda İzmitli bir kızarkadaşım oldu. Kız arkadaşımın ismi Sibel ve ailesinin maddi durumu iyi değildi, babası hasta yatalaktı, annesi de günlüğe gidip Sibeli okutmaya çalışıyordu. Sibel de okuldan 3 kız arkadaşıyla birlikte ev tutmuşlardı.



Birgün okula geldiğimde Sibeli ağlarken gördüm, "Hayırdır Sibel?" dedim. Babasının öldüğü haberini aldığını, İzmite gitmesi gerektiğini, fakat yol harçlığının olmadığını söyledi. Sibeli çok severdim, o da bana ilgi duyardı. "Yol parasını düşünme, hadi beraber gidelim!" dedim ve arabama atlayarak, tuttuk İzmitin yolunu. Eve geldik babasının cenazesi Sibeli bekliyordu. Cenezeyi kaldırdık ve 2 gün orada kalmaya karar verdik. Sibelin annesiyle, yani ilerde kaynanam olacak kadınla da orada tanıştık. Eve başsağlığına gelen giden derken, 1 hafta okulu astık ve orda kaldık. Bu arada müstakbel kaynanam 37 yaşında, türbanlı ama alımlı ve sexi bir bayandı. Devamlı ağlıyordu. Sibelle teselli etsekte, nafile susmuyordu, "Yalnız kaldım, ne yapacam buralarda!" deyip ağlıyordu. Sibel tek çocukları olduğu için çok düşünüyordu. Ben Sibele, "İstersen anneni de İstanbula alalım." deyince, "Ben burada kirayı veremiyorum, orada ne yapacağım?" dedi ve benim bilmediğim hususların olduğunu söyleyip, onun için bu işe karışmamamı istedi.



Neyse, Sibelle İstanbula döndük. Okuldu, dersti falan derken, bir akşam kapım çalındı. Açtım ki, Sibel elinde valizi kapıda ağlıyor. "Ne oldu?" dedim. "Kirayı veremediğim için arkadaşlar beni evden kovdular, tek sevdiğim sensin, elime geçtiği kadarıyla kirana yardım etsem beni yanına alırmısın?" dedi. "Bana kira vermene gerek yok Sibel, bu ev benim, rahatça okulun bitene kadar kalabilirsin, senden mutfak masrafı da istemiyorum. Bir kadın evine ne yapıyorsa sen de yap, yeter!" dedim ve yan odayı verdim. Sabah kalktım, Sibel müthiş bir kahvaltı hazırlamış. Yedik içtik okula gittik. Artık hergün birlikte eve geliyor, birlikte okula gidiyorduk, ama evde ayrı odalarda yatıyorduk, aramızda cinsellik seks yoktu.



Günler böyle geçerken, Sibel bir akşam benimle konuşmak istediğini söyleyerek, annesinin evde yalnız başına korktuğunu anlattı. Ben de, "Hallederiz..." dedim geçiştirdim. Akşam yemeğinden sonra erken yatmıştım. Nekadar uyuduğumu hatırlamıyorum, sikimde bir el hissettim ve uyandım. Sibel çırılçıplak soyunmuş, yatağıma girmiş, elini küloduma sokmuş sikimle oynuyordu. "Dur, neyapıyorsun?" dedim, ama nafile. Sibel ben yattıktan sonra, evde misafirlere ikram etmek için bulundurduğum yarım şişe Viskiyi içmiş, körkütük sarhoştu. O anda benim durumumda hangi erkek olsa siki kalkardı. Sibel koca götlü, iri memeli ve 1.60 boylarında bir afetti. Ben de artık dayanamayıp dudağından yapıştım, deliler gibi öpüşüyor, sevişiyorduk. Yarağımı ağzına alıp yaladıktan sonra, "Boz beni, senin kadının olmak istiyorum! Sik beni, karın yap beni!" deyince, altıma aldım bunu, birden amına kökledim ve Sibeli bozdum. Ateşli bir 15-20 dakika sikişmeden sonra da Sibelin içine boşaldım...



Kalktık duş alıp geldik, tekrar yatağa girdik. Ve Sibel yarağımla tekrar oynamaya ve yalamaya başladı. Yarrağım zaten hiç inmiyor, devamlı dik kalıyordu. Sabaha kadar Sibele 7-8 posta bastım ve döllerimi içine akıttım. Ertesi gün de ayık kafayla evlilik kararı aldık ve kimseye haber vermeden, 2 hafta içerisinde evlendik. Sibel artık resmen karım olmuştu. Evlenmemizin üzerinden 1,5 yıl geçmişti, bir çocuğumuz oldu, fakat fazla yaşamadı ve öldü. Bir çocuk daha yapmak istiyorduk, ama doktorlar karımın hasta olduğunu ve çocuk doğurmamasının gerektiğini söylediler. Sibel Rahim kanserine yakalanmıştı ve okulu bıramak zorunda kaldı. Durumu gittikçe kötüye giderken, artık annesine durumu anlatıp, annesini yanımıza almaya karar verdik...



İzmite gittim, kaynanamın borçlarını ve birikmiş kiralarını ödedim, İstanbula geldik. Kaynanam çok sevinmişti. Evde kaynanama bir oda tahsis ettik. Bu arada karımın hastalığı hat safayı aşmıştı, cinsel isteklerime karşılık veremiyor ve üzülüyordu. Ancak bazen kendini iyi hissettiği zamanlarda sikimi yalayıp boşaltabiliyor, bazen de bana, "Amıma alamadığım için özür dilerim erkeğim, seni dünyanın en tatlı şeyinden mahrum ettim!" diyerek, onun yerine götünü sikmemi istiyordu...



Sibel birgün bana, "Ben fazla yaşamam, ben ölürsem anneme sahip çık, gerekirse onla evlen, o benim öz annem değil!" deyince inanamadım, yalan söylüyor sandım. Fakat kimliklerini kontrol edince gerçeği söylediğini öğrendim. 2,5 ay sonra sibelim öldü. Ölünce kaynanamla yalnız kalmıştık. Sibelin bana vasiyetini kaynanama anlattım. Kaynanam itiraz etmedi ve evlendik. Kaynanamı ilk gece sabaha kadar siktim, ama doymak bilmiyordu kadın. Sibel ateşli sikişirdi, ama kaynanam ondan daha ateşliydi, her gece pilim bitene kadar siktiriyordu kendini bana. Yalan yok, kaynanam türbanlı falandı, ama Sibelden daha iyi sikişiyordu, bilmediği sikiş tekniği, pozisyon yoktu. Kaynanam 44 yaşında ilk çocuğumuza hamile kaldı. Ve şuanda da 3 çocuğumuz var, birinin adı Sibel.



[Hasan]

Amcamla Yengemi Uyutup Kızları Nazlıyı Siktim!

Amcamla Yengemi Uyutup Kızları Nazlıyı Siktim! (Hakan 24 Y., Antalya / Türkiye)



Mrb. arkadaşlar, adım Hakan, 24 yaşındayım, bekarım. Antalyada ailemle yaşıyorum, aslen de Antalyalıyız. Bilgisayar teknik servisiyim. Hikayem amcamın kızı Nazlı ile geçen senenin yazında geçmişti. Amcamın kızı Nazlı 19 yaşında ve çok güzel vücudu olan birisidir. Hep 31 çekerken onu düşünürdüm. Onlara gittiğim zaman, her fırsatta arkasından geçerken götüne sürterdim hep. Nazlı hep sikmek istediğim birisiydi.



Üvey Kızımla Kızarkadaşını Doğumgününde Siktim!

Üvey Kızımla Kızarkadaşını Doğumgününde Siktim! (Fatih 38 Y., Aydın / Türkiye)



Selamlar. Öncelikle buraya birbirinden güzel hikaye yazıp yollayan arkadaşlara şükranlarımı bir borç bilirim. Yaklaşık olarak 1 yıldır bu siteyi takip ediyorum, sitedeki hikayeleri okudukça heyecanlanıyorum. Ben de sizlerle bir hikayemi paylaşmak istiyorum.



Adım Fatih, Özel bir okulda Kimya öğretmeniyim 38 yaşındayım, ama yaşımı katiyen göstermeyen, kendime bakan, vücut gelişimi sporuyla uğraşan biriyim. Etrafında sevilen, saygı duyulan biriyim. Başımdan geçen olay bundan 4 sene önce gerçekleşti. Ogün okulda mesaim bittikten sonra spor yaptığım salona gittim. Yaklaşık yarım saat sonra salona bir bayan girdi. İlk defa bu salonda görüyordum bu kadını, ama bir yerden tanıyacak gibiydim. Bir süre daha çalıştıktan sonra o bayanla tanışmak için yanına gittim. Tesadüf bu ya, Özlem, benim İzmirde aynı apartmanda oturduğumuz Gülseren teyzenin kızı çıktı. Ben 14 yaşındayken Aydına babamın görevi nedeniyle taşınınca onlarla da ayrılmıştık. Neyse, Özlemi spor salonun cafesine davet ettim. O da benimle karşılaştığına çok sevinmişti...



Sohbet o kadar koyulaşmıştı ki, laf lafı açmış, 2,5 saat konuşmuşuz. Bu konuşma sırasında, Özlemin 17 yaşındayken sevdiği oğlana kaçarak evlendiğini ve ondan Rabia isminde bir kızı olduğunu, evliliklerinin yürümediğini, boşandıklarını, burata taşındığını, burda bir Firmada çalıştığını, kızının şimdi kolejde okuduğunu öğrendim. O gün ikimiz de, "Mutlaka görüşelim!" diyerek ayrıldık. Neredeyse her gün Özlemle görüşüyor, kızıyla ve kendisiyle zaman geçiriyordum. O yaşıma kadar hiç evlenmemiştim ve şimdiye kadar hiçbir kadından bu denli hoşlanmamıştım. Artık açılma vakti gelmiş, Özleme evlenme teklifi etmişim. Kendisine çok iyi bir eş, kızına da baba olamasam da iyi bir ağabey olacağımı söyledim. Özlemin de bana karşı boş olmaması, evlenme teklifimi sevinerek kabul etmesi beni çok sevindirmişti. Bizim evlenme kararımıza kızı Rabia da çok sevinmişti. Hemen düğün hazırlıklarına başladık ve sömestre tatilinde evlendik. 1 haftalığına Uludağa balayına gittik. Çok mutluyduk, evimizde bir neşe vardı.



Artık bahar gelmişti, İzmirin engüzel zamanıydı, haftasonları onları gezmeye götürüyor, güzel bir haftasonu geçiriyorduk. Bu arada Özlem büyük bir şirkette bölüm şefi olarak görev yapmaktaydı. İşi gereği Almanyaya 3 haftalık bir seyahat yapması gerekince, bu haber çok moralimi bozmuştu. Ama yapacak birşey yoktu, Mayısın başında Özlemi Almanyaya gönderdik. Evde üvey kızım Rabia ile kalmıştık. Rabia 1.75 boyunda, 58 kg ağırlığında, kumral, yeşil gözlü bir afetti. Özlemin Almanyaya gidişinin ilk haftası sona ermişti. Kızı Rabia ilk defa annesinden ayrı doğum gününü kutlayacağı için üzüntülüydü. 9 mayıs günü gelmiş, Rabianın doğum günü için herşey hazırdı. Bütün organizasyonu ben yapmıştım. Üvey kızımın birazda olsa annesinin yokluğunu gidermeye çalıştım. Rabianın doğumgünü partisi bizim evde yapılacaktı. Yavaş yavaş arkadaşları eve gelmeye başlamışlardı. Arkadaşlarının hepsi birbirinden şıktı...



Parti curcunalı bir şekilde ilerlerken, gençler de kendilerinden geçmeye başlamıştı. Partiye gelen erkekler yanlarında getirdikleri içkileri el altından kızlara ikram ediyorlardı. Gözüm bir ara Rabianın arkadaşı Bahara takıldı. Çok güzel bir kızdı, uzun bacakları, iri ve dik göğüsleri vardı. Kendisine baktığımı fark etti ve o andan itibaren sürekli bana bakarak seksi danslar etmeye başladı. Baharın kıvrak vücut hareketleri ve baygın baygın bakışı beni müthiş tahrik etmişti. Bana parmağıyla 'Gel!' işareti yaparak, "Dans edelim!" deyince, ben de bunu fırsat bilip Baharın yanına gidip ona eşlik ettim. Kalçalarını kıvırdıkça kısacık kırmızı mini eteğinin altından külodu görünüyordu. Biz dans ederken artık saatler ilerlemişti ve kız kollarımda resmen eriyordu. Bir şekilde Baharı yatağa atmam lazımdı. Baharı kendime yapıştırıp, kalkık sikimi göbeğine dokundurdum ve kulağına fısıldayarak, "Mutfağa gel!" dedim, mutfağa gittim...



Buzdolabından bir tane bira çıkardım, içiyordum ki, Bahar inanılmaz seksiliğiyle mutfağa girdi. Hiçbir şey söylemeden direkt gelip dudaklarıma yapıştı. Öyle ateşli bir şekilde öpüyordu ki beni, anlatamam. İkimizde de artık ipler kopmuştu. Yaklaşık yarım saat kadar mutfakta öpüştük koklaştık elleştik, artık onu yatakodama götürme zamanı gelmişti. Yatakodam hemen mutfağın yanındaydı, odaya girdiğimizde ikimiz de birbirimizin üstündekileri yırtarak çıkartıyorduk. Bahar daha 16 yaşında olmasına rağmen mükemmel bir vücudu vardı. Onun göğüslerini yalayarak yavaş yavaş amına kadar gelmiştim. Amı okadar güzel kokuyordu ki anlatamam. Artık benim yarak iyice şişmiş patlayacak duruma gelmişti. Bahar önce benimkini ağzına alarak profesyonelce yaladı. O an dayanamayarak Baharın ağzına boşaldım ve bacaklarımda derman kalmayarak yatağa uzandım...



Bu arada da Bahar döllerin hepsini yutmuş, benim kaslı vücuduma küçük küçük öpücükler konduruyordu. o arada salondan gelen Müzik sesi durmuştu, Rabia arkadaşlarını uğurluyordu. Hemen kalkıp yatakodamın kapısını kilitleyerek Rabianın içeriye girme ihtimalini engelledim. Az sonra Rabia tüm arkadaşlarını göndermiş olmalı ki, kapıyı çalarak, "Fatih abi uyuyormusun? Uyumuyorsan bana yardım edermisin?" diye seslendi. "Bir saniye geliyorum!" dedim. Bahara, "Hiç kımıldama ve sesini çıkarma!" deyip, yatağın arkasına sakladım. Aceleyle altıma sadece boxerimi giyip kapıyı açtım. Açmamla birlikte Rabia üzerime atlayarak boynuma sarıldı, dudaklarımı öpmeye başladı. O an şoka girmiştim, karşılık vermiyordum. Benim bu durumumu fark eden Rabia, "Sen burada Baharı becerirken, benim odamda yalnız uyumamı beklemeyeceksin değil mi?" dedi. Şok üzerine şok olmuştum, resmen neye uğradığımı şaşırdım. "Baharla niye ortadan kayboldunuz biliyorum, herşeyin fakındaydım, seni öyle kolay kolay Bahara yedirmem aşkım! 16 yaşıma girmemi şimdi yatakta 3 kişi kutlayacağız!" dedi ve yatağın arkasından Baharı kolundan tutarak çıkardı, yatağa attı...



Sonra kendisi de bir çırpıda üzerindekileri çıkararak, beni yatağa itti, kendi de geldi yatağa. İnanamıyordum, yatağımda iki tane 16'lık çıtır, biri yarağımı, diğeri ise dudağımı sömürüyordu. Artık dayanacak halim kalmamıştı, Baharı hemen önüme çekerek, taş gibi olan yarağımı amına dayadım, o anda Bahar, "Sakın amımdan girme, ben bakireyim! Ama götümden sikebilirsin!" diyerek arkasını döndü ve domaldı. Şaşırmıştım, kendi kendime, bu kadar güzel sevişen bir kız bakireliğini nasıl olmuşta daha vermemiş dedim. Tükürüğümle göt deliğini iyice ıslattım, yarağımı göt deliğine dayadım. İlk hamlemi yapıtğımda Baharın altımdan öyle bir kaçışı vardı ki, "İlk defa olacak, lütfen yavaş ol!" dedi. Bahara, "Tamam!" dedim ve Rabiadan çekmecedeki kremlerden birtanesini vermesini istedim...



Kremi Baharın götüne boca ettim, götü artık iyice kıvama gelmişti. Yarağımı Rabiaya güzelce yalatıp, Baharın götüne yavaşça girdim. Bahar ilk başlarda kısık kısık çığlıklar atsa da, bir süre sonra iyice zevke gelmişti. Artık ben Baharın götüne sokarken, o da götünü arkaya bastırıyordu. Ben bir yandan da Rabianın amını yalıyordum. Bu süre içerisinde Rabia 3 defa Orgazm oldu. Artık dayanacak gücüm kalmadı, boşalmak üzereydim, Baharın götünden çıkardığım yarağımı Rabianın ağzına verdim ve birden ağzına boşaldım. Rabia tüm döllerimi yuttuktan sonra, "Sikilme sırası bende, fakat amıma istiyorum, ilk erkeğim olmanı istiyorum, beni kadının yapacaksın!" dedi. "Kızım saçmalama, amından sikmem!" dedim. "Sikeceksin! Sikmezsen okuldaki çocuklardan birine siktiririm! Beni sikmek için hepsi de can atıyor! Beni onlardan birinin sikmesini istermisin? Korkma, anneme söylemem, başına da bela olmam! Gönüllü veriyorum, daha ne istiyorsun?" dedi...



Biran düşündüm haklıydı, "Tamam!" dedim ve hemen Bahara yarağımı yalatarak tekrardan kazık gibi olmasını sağladım. Rabianın amını güzelce yalayarak onu da kıvama getirdim. Artık o büyük an gelmişti, üvey kızımı kadın yapacaktım. Yarağımın ucunu amına dayadım ve hafifçe yüklendim. Rabia gözlerini kapattı, dudaklarını ısrıyordu. Birden sert bir şekilde yüklendim. O anda öyle bir çığlık attı ki anlatamam, kızlık zarını patlatmıştım, üvey kızım kadınım olmuştu. İçinde biraz sabit bir şekilde durdum, daha sonra gidip gelmeye başladım. Sıcacık ve dar bir amdı. Öyle tatlı sikiyordum ki, yarağımı amından çıkarmaya fırsat olmadan bütün döllerimi Rabianın içine boşalttım. Rabia benimle birlikte çığlıklar atarak boşalmıştı. Yatakta öylece yatakalmıştık. Biri bir omuzuma, diğeri ötekine, başlarını koyarak uzanmıştı kızlar...



Az öyle uzandıktan sonra, Bahar yataktan doğrularak, telefonuna uzandı ve annesini aradı, "Bu gece Rabialarda kalcağım, ona ortalığı düzelmekte yardım edeceğim!" diyerek izin aldı. Telefonu kapadıktan sonra yüzüme sinsice gülerek, "Hadi beni de kadının yap, vahşi erkeğim!" diyerek yarağıma yumuldu. Çok geçemeden yarağım taş gibi olmuştu. Baharın amını da dil darbeleri atarak güzelce yaladım. İtiraf edeyim ki, Baharın amının müthiş bir kokusu ve tadı vardı. Tamam, üvey kızımın amı da muteşem güzel ve tatlıydı, ama Baharınki nedense daha tatlıydı. Yarağımı Baharın amına dayamıştım, ona da Rabiaya uyguladığım tarifeyi uyguladım, birden amının yüklendim. Ondan da evi yıkacak bir çığlık geldi, onun da kızlığını almıştım. İnanılacak gibi değildi, bir gecede 2 kızın bakireliğini almıştım...



Bahar, "Hadi aşkım, daha hızlı, del amcığımı, bütün döllerini istiyorum, boşal içime!" diyerek beni azdırmaya çalışıyordu. Artık gücüm kalmamıştı, bütün kuvvetimle amına yüklendim ve son döllerimi de Baharın içine bırakarak yatağa yığıldım kaldım. Kızların da gücü kalmamıştı, üçümüz de yorgunluktan yatakta uyuyup kaldık. Ertesi gün uyandığımda yatakta yalnızdım ve saat 17:00'yi gösteriyordu. Şortumu giyip salona baktım, kızlar heryeri tertemiz toparlamışlar ve bahçede çay keyfi yapıyorlardı. İkisinin de yüzünde gülücükler vardı.



O günden sonra, sevgili karım Özlem Almanyadan gelinceye kadar, kızlarla sınırsızca 3'lü grup yaptık. Mükemmel bir 2 hafta geçirdim. Karım geldikten sonra Baharı biraz daha seyrek sikebildim. Ama her gece karımı sikiyordum, gündüz de Rabiayı. Şimdi Rabiayla Bahar İzmirde üniversitede okuyorlar ve aynı evde kalıyorlar. Düzenli olarak yanlarına gidiyorum ve üçümüz birlikte yatakta güzel zamanlar geçiriyoruz.



Sevgilerle.



[Fatih]

Türbanlı Karımı Orospu Diye Siktirdim!

Türbanlı Karımı Orospu Diye Siktirdim! (Ahmet 21 Y., Antalya / Türkiye)



Türbanlı karım Asiye ile yeni bir zevk keşfetmiştik. Sahile akşam karanlığında arabayla gidiyor ve arabayı denize dikine park edilen yerde park ederek manzarayı seyrediyorduk. Ve duvar dibindeki çaycı da bize çay getiriyordu. Orada herkes kendi âlemindeydi. Arabalarda resmen sevişiyorlardı. Karım Asiye ise başörtülü ve mantoluydu.



Asiyeye, "Kız görüyorsun, millet kimseye aldırmadan sikişiyor, biz uslu uslu manzara seyrediyoruz!" deyince, karım da, "İstiyorsan biz de sevişelim canım!" dedi. Ben de, "Yok biz farklı olmalıyız!" dedim. "Nasıl?" dedi. "Sen de mantonun içinde dekolte ol bakalım, çaycı fark edecek mi?" dedim. "Nasıl yaa?" dedi. "Nasılı var mı? Çaycıyı sevindir, garibim akşam karanlığında deli oluyordur, ondan birşeyler saklama!" dedim. O da, "Tamam, birdahaki gelişe ona göre giyineceğim! Ama şimdilik bir avans verebilirim!" dedi. "Nasıl?" dedim. "Sen dışarı çık, sonra çaycı buradayken gel!" dedi. Arabadan çıktım, tuvalete gittim. 5 dakika sonra geldim. Geldiğimde çaycı karımın oturduğu koltuğun camından içeri bakıp karımla konuşuyordu.



Ben şoför kapısını açıp içeri giriyordum ki, çaycı gitmek istedi. Karım çaycıya, "Dur bir dakika, bana bir şeker daha getir, birde kağıt mendil getir!" dedi. O arada ben karımın mantosunun önünün tamamen açık olduğunu ve gömleğinin üst düğmelerinin açık olduğundan iri memelerinin üst kısımlarının meydanda olduğunu gördüm. Bayıldım zevkten. Karım eteğini de beline sıyırmış, nefis bembeyaz bacakları sonuna kadar açıktaydı, nerdeyse külotu gözükecekti. Çaycı gidince, karım bana, "Nasıl başlangıç?" dedi. "Harikasın karıcığım!" dedim. "Daha açayım mı?" dedi. "Sonuna kadar hem de!" dedim. Memesinin birini çıkardı, bana, "Em şunu!" dedi. Ben emerken çaycı geliyordu. Karım, "Aldırma, devam et!" dedi. Çaycı yanımıza geldi, ben istifimi bozmadan karımın memesini emmeye devam ettim. Karım çaycıya sexy bir şekilde, "Teşekkürler canıımmm!" dedi. Çaycı vereceğini verip gitti, ama gözü arkadaydı.



Ertesi günü arabayı aynı yere park ettiğimizde karım daha bir rahattı. Beni yine bir ara dışarı gönderdi. Tekrar geldiğimde yine çaycı karımın başucundaydı. Karımın mantosu açıktı ve içinde bir şey yoktu, çırılçıplaktı. Ben arabaya binerken önünü bile kapatmadı. Çaycı resmen karımın amını görüyordu. Çaycı çay boşunu alırken, karım örtünmedi bile, memeleri açıkta, amı açıktaydı, sadece mantosu kenarlarını kapatıyordu. Çaycının siki pantolonunda dimdik olmuştu. Karım çaycıya, "Hayatım taze Salep var mı?" dedi. O da yutkunarak, "Hayır efendim, yok." dedi. Karım da, "Canım taze salep istedi, ne olur bul!" dedi. Çaycı, "Nerden bulayım abla?" derken, ben arabadan dışarı çıktım, elim arabanın tavanında, çaycıya, 'Geçir geçir!' işareti yaptım. Çaycı kafayı yiyecekti. Ben denize doğru giderken, çaycı koşa koşa yanıma geldi, "Abi yenge ille de Salep bul diyor, nerden bulayım?" dedi. Ben de, "Ne yengesi oğlum yaa, o karı bir orospu! Kaşınıyor işte, anlasana! O başka Salep istiyor, sen anlamadın meseleyi!" dedim. "Yok yaa! Abi müsade var mı?" dedi. "Tabii oğlum, veren amı sikerler daima!" dedim. Çaycı, "Sağol abi!" dedi.



Çaycıyla birlikte arabaya geri döndüğümüzde, çaycı karıma, "Abla, istediğin Salep çay tezgahının arkasında var, dışarıya vermiyoruz, gelirsen içiririm!" dedi. Karım da gülerek, "Taze mi?" dedi. Çaycı, "Evet, taze abla!" dedi. Karım da, "Peki ya şoförümle ne konuştunuz?" dedi. Çaycı da, "Hele bir gel anlarsın!" dedi. Karım önünü düğmelemeden mantosunu kapatarak ve belinden eliyle tutarak, çaycının dediği yere gitti. Ben 15-20 dakika denize seyrettim, gazete okudum. Karım geri geldiğinde gayet mutluydu, arbaya bindi ve "Hadi gidelim!" dedi. Ben heyecanla, "Ne oldu aşkım? Anlat!" dedim. "Yoo anlatmam! Yarın da getirirsen, ancak dönüşte anlatırım!" dedi. "İyi, peki!" dedim, arabayı çalıştırdım, eve gittik. Eve girince heyecanla karıma saldırdım, baktım memeleri morarmıştı, "İyi morartmış çaycı!" dedim. "Evet, iyi morarttılar canım!" dedi. "Anlamadım, çaycıdan başkası da mı vardı?" dedim. "Evet, ocakcı da geldi!" dedi. Ben daha da heycanlanmış ve zevke gelmiştim. Karımın amını öpmeye başladım, "İyi bari amcığın morarmamış!" dedim. "Amımı morartmaya fırsat bulamadılar ki, çok çabuk hallettiler!" dedi. Karımı zevkle ve heyecanla bir güzel siktim, sonra uyuduk.



Ertesi gün evden çıktım, İbo diye bir arkadaşım vardı, İbo ile birlikte sahile giderek, o çaycının yanına uğradık. Çaycı beni görünce, "Ooo hoş geldin abi, buyur, emrin nedir?" diye sordu. Ben de, "Maksat muhabbet olsun! Dünkü Salep hikayesini arkadaşa anlattım, ama devamını bilmediğim için, orospuya da soramadım ve sana geldim! Nasıl, zilliye Salep içirdin mi?" dedim. Çaycı gülerek, "Abi onu burada çay tezgahının arkasına almışım, hazır sota yer, hiç onu sadece Saleple bırakırmıyım?" dedi. Ben de, "Ooo helal olsun koçuma bee! Başka neler yaptınız peki?" dedim. Çaycı da şöyle bir gururla kasılarak, "Abi, orospunun zaten mantosunun içinde hiçbir şey yoktu, mantoyu arkadan yukarı kaldırdım, ellerini tezgaha dayandırıp, köpek duruşuna getirip, arkadan dibine kadar geçirdim. O arada bizim ocakçı geldi, o da nasibini aldı!" dedi. "Nasıl nasibini aldı?" dedim. "O da hazır domalmış ve Salep bekleyen bir karıyı görür de hiç sikmeden bırakır mı? Ben siktikten sonra o da kaydı karıya!" dedi.



"Wouww, desene şanslıymışsınız, bir karıyı iki kişi halletmişsiniz!" dedim. Çaycı, "Hee ya! Abi o orospuyu yine getirecen mi bee?" diye yalvaran gözlerle sordu. "Ne o hoşuna gitti galiba, ille de getireyim mi yani?" dedim. "Getir abi, getir! Burada hem biz işimizi görürüz, hem extradan iş de çıkar ona!" dedi. Ben şaşırarak, "Nasıl yani extra iş?" dedim. Çaycı da anlattı, "Abi öyle güzel bir orospu, hem de nasılsa çok az kullanılmış bir kadın, iyi para eder! Millet o orospuyu parayla sikmek için sıraya girer valla!" dedi. Ben de, "Ozaman senle şöyle bir anlaşma yapalım, burada akşamları onu sana vereyim, kazandığı parayı üçe bölelim, sen ben ve o paylaşırız!" dedim. Çaycı hemen, "Olur tabi! Bu akşam getir orospuyu abi!" dedi. Ordan ayrılınca, İbo da bana, "Yaa Ahmet, çaycının anlattığı kadar güzel orospuyu nerden düşürdün?" dedi. Ben de, "Kısmet oğlum! Eee nede olsa yakışıklıyız, orospu düşürdük mü affetmeyiz!" dedim. İbo da, "Ulan akşama ben de gelecem o orospuyu sikmeye!" dedi. "Geeell!" dedim...



Şimdi akşama şenlik var. Bakalım bu şenlikten kim karlı çıkacak:



1 - Çaycı mı?

Çaycı hem bedavaya am sikecek (yani karımı sikecek), hem para kazanacak.



2 – Ben mi?

Ben de, hem yeni fantazilerimde karımı orospu olarak göreceğim, hem para kazanacağım.



3 - Karım Asiye mi?

Karım Asiye de, hem bol bol yarrak yiyecek, hem kocasını (yani beni) boynuzlayacak, hem zevk yapacak, hem de para kazanacak.



4 – Karım Asiyeyi sikenler mi?

Karım Asiyeyi sikenler de, hem taze hem az kullanılmış bir am sikmiş olacaklar, zevk yapacaklar.



5 – Sitenin Editörü mü?

Sitenin Editörüne de, Edit'lik iş çıkmış olacak. (Bu arada Edit yaparken kolay gelsin Editör arkadaş!)



6 – Sitenin Webmasteri mi?

Sitenin Webmasteri de, yeni bir hikaye yayınlandığı için, sitenin ziyaretçi sayısını artıracak.



7 – Yoksa siz sayın okuyucular mı?

Siz sayın okuyucular da, yeni bir Seks Hikayesi okumuş olacaksınız. Siz bu hikayeyi okurken belki zevklenecek, belki de 31 çekeceksiniz. Kime 31 çekeceksiniz? Benim güzel, türbanlı ve orospu karıma. Karımın o muhteşem kaymak gibi amına tabi! Yoksa karımın götüne mi 31 çekmek isterdiniz? Kim bilir, belki o çaycının oraya takılıp karımı sikeceklerden biri siz olacaksınız. Eğer öyleyse, o zaman karımı siktiğinizi kimbilir ne biçim anlatacaksınız, değil mi?



Herneyse, ben zevkime bakarım, karım zevkine bakar, siz de bakın!



Saygılarımla!



[Ahmet]

Yengem Yaraksızlıktan Çıldırmıştı Sanki!

Yengem Yaraksızlıktan Çıldırmıştı Sanki! (Hüseyin 45 Y., Isparta / Türkiye)



Amcam Antalyalı bir kızla evlenmiş, Antalyaya yerleşmişti. Yengem 1.70 falan boylarında, sarışın, her şeyiyle çok güzel bir kadındı. Antalya o yıllarda çok bakir, bahçe içinde gecekondularla dolu bir şehirdi. Ev 2 odalı, Briketten örülmüş, tek katlı, bahçesinde mevsim sebzeleri ekilmiş, şirin bir gecekonduydu. Ben çok severdim yaz mevsimlerinde orada olmayı çocukluğumdan bu yana, akşamları gecekondunun önünde kilim üstünde sohbetler edilir, çaylar içilir, sonra uyku. Bazen o kilim üstünde, tentenin altında uyurdum, gökyüzünü seyrederek. Ve sabah güneşinin kavurucu sıcağıyla uyanırdım.



80'li yıllarda Amcam Arabistana çalışmaya gitti. Yengem 26 yaşındaydı, 1 yıldır çocuğuyla o gece konduda yalnızdı, ama Ailesi ve Ağabeyi de aynı mahallede oturduğundan, Amcam rahat bırakıp gitmişti onları. Yaz geldi ben 16 yaşıma gelmiştim. Lise 2 ye geçmiştim. Antalyaya gideyim dedim babamlara. Onlar, "Yalnız gitme, denize gidersin tek başına falan, biz korkarız!" dediler se de, onları ikna ettim ve Antalyaya Yengemin evine vardım. Yengeme, "1 Haftalığına kaçtım!" dedim. Yengem çok sevindi geldiğime. Akşam oldu, yemek yedik ve çayımızı içerek biraz sohbet ettik ve yattık. Ertesi gün kalktım kahvaltı ettik, Konyaaltı plajına ineceğimi söyledim. Yengem, "Biz de gelelim senle, yalnız denize gitmiyorum!" dedi. Olur dedim ve dolmuşa binerek Konyaaltı plajına geldik. Birkaç saat güneşlendik yüzdük falan. Denizde 4 yaşında olan yeğenimle oynadım. Yeğen kıyıda denizin köpükleriyle oynarken, yengemle yüzdüm. Yengem, "İlk gün çok yanma, uyuyamazsın!" dedi.



Eve döndük, ben yemek yedim ve yürüyerek yat limanına falan gittim ve eve döndüm. Akşam olmuştu. Yengem bahçeden topladığı patlıcanlarla güzel bir yemek yaptı. Yemeğimizi yedik, çay demledi, içerken sohbet etmeye başladık. Yengem nedense konuyu yalnızlığa ve cinselliğe getirdi, Aşktan falan bahsettik. Lisede sevdiğim kıza açılamamam falan konuşuldu. Yengem arada yan taraftaki gecekonduda kiracı olarak kalan 2 Üniversite öğrencisinden birinin kendine asıldığından sözetti. Yalnızlığın zor olduğunu, ama yüz vermediğini falan söyledi. Benim aklımdan (acaba gerçekten öyle mi davrandı) diye geçmeye başladı. Ama bir şey diyemedim. Neyse yengem çocuğu ile yatak odası olarak kullandıkları odaya, bana da salon ve oturma odası olarak kullandıkları diğer odaya yere yatak sererek uykuya çekildik...



Yer yatağında üstüm çıplak, altımda sadece bir şortla uykuya daldım. Sıcak dolayısıyla üstüme sadece bir çarşaf almıştım, onu da örtmedim. Gece tatlı bir hisle uykum bölündü, yengem gelmiş şortumdan çıkardığı sikimi yalıyordu. Sikim kazık gibi olmuştu. Hasretle somuruyor, dil darbeleri atarak, tadını çıkarıyor, ara sıra yüzüme bakıyordu. Bense gözlerimi açmaya cesaret edemiyor, hiç bitmesin istiyordum. Yengem sikimi somururken, aynı zamanda amını parmaklıyordu. Aslında uyanık olabileceğimi biliyor gibiydi, ama gözlerimi açmamam onu daha çok cesaretlendirdi herhalde ki, külotunu çıkardı ve sikimin üstüne oturdu, sürtünerek inip kalkmaya başladı. Çok geçmeden ben patladım ve amını döllerimle doldurdum. Bu yengemi daha çok şehvete getirdi ve daha hızlı oturup kalkarak, şiddetli bir orgazm yaşadı. Biraz üzerimde öylece kaldı, dudağıma bir öpücük kondurdu ve kalktı. Külotu ile benim sikimi ve kendi amını sildi, şortumu giydirdi, kalktı banyoya gitti, duş aldı ve yattı.



Sabah 10 gibi uyandım. Yengem, "Kalk tembel, gören de gece çalıştın sanacak!" dedi. "Yorulmuşum yenge dün yaa!" dedim, kalktım. Yengem, "Duş al istersen, kendine gelirsin!" dedi. Banyoya girdim, soğuk su dökünerek güzelce temizlendim ve yeni şortumla çıktım. Diğer şortu da yıkayarak astım. Sikimi sevdim biraz, dün gece aklımdan çıkmıyordu. Banyodan çıktım. Yengem de ise en ufak bir belirti kalmamıştı geceye ilişkin, sanki yaşanmamış gibi davranıyordu. Kahvaltı ettik, biraz oturduk, öğleden sonra tekrar denize gittim, biraz yüzdüm ve yaya eve döndüm. Attığım her adımda aklımda gece vardı, yaşanıp bitti mi, yoksa yengem bu gece de bana ilk kez tattığım o muhteşemliği yaşatacak mıydı. Eve geldim, yine rutin yemek ve çay faslından sonra çocuk uyudu ve yengemle baş başa kaldık. Ancak ne ben, nede yengem yakınlaşmaya cesaret edemedik. Yengem, "Uykun geldi ise uyu!" dedi. "Olur!" dedim, tekrar gelir umuduyla yine şortumla ve çıplak olarak yattım yer yatağına, gözlerimi kapadım, ay ışığının şavkında beklemeye başladım.



Yarım saat sonra falan, yengem sütyen ve külotu ile geldi bu kez. Yine yavaşça indirdi şortumu, demir gibi olmuş hazır bekleyen sikim şorttan kurtulup göbeğime vurdu ve kalktı. Yengem usulca sikime dokunarak ağzına aldı yeniden ve külotunun arasından amı ile oynamaya başladı. Bir anda usulca yengemin memelerini tutarak okşamaya başladım. Yengem kafasını kaldırdı ve yüzüme baktı, göz göze geldik. Yengemi koltuk altlarından tutarak yavaşça yukarıya çektim ve dudaklarımız birleşti. Çok deneyimsizdim, bütün kontrol yengemdeydi. Yavaşça altıma doğru yattı öpüşürken, kafamı iterek memelerine getirdi. Yengemin sütyenini çıkarttım yavaşça ve memesini ağzıma aldım, memelere dil darbeleri atmaya başladım. Ordan göbeğine indim. Yengemin itmeleriyle ve kalçasını kaldırarak biraz indirdiği külotunu ayaklarından kurtarmak bana düştü...



Kafamı tutarak başımı amına gömdü. Yalamaya başladım. Biraz kalkarak döndü, ama kafamı amından çekmiyordum, yalamaya bayılmıştım. Yengem de benimkini aldı ağzına ve 69 olduk, artık o da benimkini hararetle yalıyordu. Dayanamadım, "Patlıyorum yenge!" dedim, daha çok somurmaya başladı ve ne varsa ağzına akıttım. Ama hepsini yuttu ve somurmaya devam etti. En ufak bir yumuşama belirtisi yoktu sikimde. Yengem yavaşça üstüne çekti beni ve sikim amına kaydı, girdi. Ben ileri geri pompalamaya başladım yengemin amını. Yengem altımda inliyordu. 30 dakikalık bir pompalama sonunda Orgazm oldu, kafasını çılgın gibi sallayarak ve inleyerek. İyi ki ev bahçe içindeydi, yoksa inlemelerini herkes duyacaktı...



Bana, "Banyoya gir ve bekle, geliyorum!" dedi. Devamı vardı anlaşılan. O sırada çocuk ağlamaya başladı. Yengem kalktı çocuğunu çiş yaptırdı, o halde bile çıplaktı, ay ışığında Afrodit gibiydi. Tekrar uyuttu çocuğu ve yanıma geldi, birlikte banyoya girdik, soğuk bir duş aldık beraber. Havlu ile kurulandık ve yatağa döndük yeniden. Tekrar birleşti dudaklarımız, 69 olduk yeniden ve yengem beni sırt üstü yatırarak, sikimin üstüne oturdu, yarış atındaki Jokey gibiydi. Zıplayarak çılgınca Orgazm oldu yine. Ama benim de boşalmam gerekiyordu, üstümden alktı ve 4 ayak üstüne geldi. Yengem Kısrak gibiydi, Jokeylik sırası bendeydi artık. Ve arkadan amına girdim, kalçalarına vura vura, pompaladım yengemin amına ve tüm gücümle patladım içine. Yan yana uzandık çırıl çıplak, birbirimizi koklayarak. Yengem, "Biraz daha kal!" dedi. "Olur... Ama hamile kalırsan?" dedim. "Yok, adetim yeni bitti, kalmam! Yarın çaresine bakacağım!" dedi. Sarılarak uyuduk, çırıl çıplak...



Sabah kapı çalmasıyla uyandık. Saat 9 gibi ben hemen şortumu alarak banyoya koştum. Yengem de üstüne bir gecelik geçirerek kapıyı açtı, gelen annesiydi. "Saat kaç kız?" diyerek içeri girdi. Yer yatağını gördü, yengeme, "Kim var?" dedi. Yengem de, dün benim geldiğimi, 2-3 hafta kalacağımı söyledi. "Yenge bana bir tişört verir misin?" dedim, yengem de verdi, şort ve tişörtle salona girdim. "Günaydın!" dedim. Yengem yatağı kaldırdı, kahvaltı ettik. Annesi gitti sonra. Yengem kahvaltıdan sonra duşa girdi, "İstersen gel bir daha yıkan!" dedi. Yengem doymuyordu. "Olur!" dedim ve kapıyı sürgüleyip banyoya daldım. Banyoda ayakta bir posta daha vuruştuk ve birbirimizi yıkayıp çıktık...



Yengem, "Ben doğum kontrol hapı almaya gidecem!" dedi, beraberce çıktık. Eczaneden hapı yengem aldı. Beraber biraz dolaştık eve geldik. Yattım uyudum biraz, nede olsa akşam mesaileri vardı. Akşam annesi ve abisigiller geldiler, çay içtik, gecekondunun önünde sohbet ettik. Ama yengemin ve benim aklımda (Gitseler!) vardı sadece. Onlar gider gitmez soluğu yatakta aldık...



O yaz yengem beni seks ustası etti. Seyrettiğim, Arzu Okay ve Zerrin Egeliler filmlerini yengemde uygulama olanağı buldum. Daha sonraki 15 tatilde de 3-4 gün kaçtım Antalyaya, yengemin doyurulması gerekiyordu çünkü. Ve Amcamın Arabistanda kaldığı 4 yıl boyunca, o boşluğu hep ben doldurdum. Amcam döndükten sonra birkaç kere daha birlikte olduk yengemle, sonra yaşananların üstüne bir set çektik. Sanki hiç yaşanmamış gibi. Şimdilerde ise yengemle, 2 dost gibi birbirimizi halen severiz. Ama yaşadığımız Anılar Anı olarak kaldı. Ben evliyim, karım ve çocuklarımla onlara gideriz bazen. Yengem ise artık torun sahibi. Ama halen çok güzel bir kadın yengem!



[Hüseyin]

Evli Öğrencim Seda İle Fantastik Seksimiz!

Evli Öğrencim Seda İle Fantastik Seksimiz! (Abdullah 26 Y., Denizli / Türkiye)



Herkese merhabalar. Bu müthiş azdırıcı siteyi epeydir takip ediyorum ve birbirinden güzel ve bir o kadar da fantastik hikayeler okuyorum. Bu zengin kaynağa ben de birşeyler katayım ve başımdan geçeni sizlerle paylaşayım istedim. Adım Abdullah, (Öğretmenim), işim gereği Denizli'de yaşıyorum. 26 yaşında, atletik vücutlu (1.74 boy, 72 kilo), bakımlı ve yakışıklı biriyim. Haftasonları Mesleki Açıköğretim Lisesi derslerimiz var. Benim de haftalık 10 saat Cumartesi günleri okulda 11. sınıflara dersim var. Sınıfım pek kalabalık değil. Meslek Lisesi olduğu için sadece bir tane kız öğrencim var, o da evli. Adı Seda, 23 yaşında, 1.60 boyunda ama bakımlı, çok güzel ve aynı zamanda da çok seksi birisi. Onu görebilmek için her haftasonunu iple çekmişimdir.



Seda ile ders dışında pek fazla münasebetimiz olmazdı. Ta ki, birinci dönem yaptığım sınavlarda onu baştan ayağa süzene kadar. O zaman ilk defa fark etmişti onu inceden süzdüğümü. Hem utanmıştı, hem de hoşuna gitmişti. Teneffüs aralarını haftasonları 20'şer dakika verdiğimizden, herkes çıkıp giderdi okul dışına; fakat Seda gitmezdi, otururdu Laboratuvarda. İlk sosyal anlamda konuşmalarımız o zamanlarda başlamıştı. Ona bakınca elim ayağım birbirine dolanıyordu, heyecan yapıyordum. Dersi anlatırken gayet rahatımdır, o da bunun farkına varmış olacak ki, hafif tebessümle artık yüzüme bakıyordu. "Hayrola, neden gülüyorsun?" diye sorduğumda, "Bu halini hiç görmedim, ondan gülüyorum!" dedi. "Aslında yırtık biriyimdir, ama nedense senin tam bir afet olmandan kaynaklı bir durum!" dedim, güldü.



Bendeki de fazla cesaret işte, neyime güvenip öyle bir laf ettiysem. Neyse artık gel zaman git zaman, haftasonları ders aralarında bakışmalarımız, konuşmalarımız daha da artmıştı, daha samimi olmuştuk. Bunu hissedebiliyordum. Hissimin yanlış çıkmamasını, Sedanın beni cebinden bir akşam vakti aradığında anladım. Evde bir yarışma izlediğini, orda sorulan bir sorunun cevabını bilip bilmediğimi sordu, evde tek başına olduğunu ve kocasının kahvede olduğunu söyledi. Sorusunu cevapladım. Evde tek sıkıldığından bahsetti ve beni çaya çağırdı. Teklifini kibar bir dille geri çevirdim. O kadar da cesur biri değilimdir! Haftaiçi Perşembe günü benim öğleden sonra dersim yoktur. O gün öğlen gibi Seda beni aradı. 100 TL borç istedi. Ben de, "Olur." dedim. Çaya çağırdım. Amacım uzun zamandır yapmaya çalıştığım şeyi yapmaktı. Aynı ortamda daha koyu sohbet etmek ona yakın olmaktı.



Saat 13:30'da kapı çaldı, gittim açtım ve karşımda öğrencim değil de sanki bir afet duruyordu. Konu komşu görmesin diye hemen içeri buyur ettim. Girdi ve gayri ihtiyari buna sarıldım, kokladım ve öptüm. "Beni görmeyeli topu topu 5 gün oldu, bu kadar özledin mi?" dedi. Hınzır bir bakışla "Özlemek ne demek canım, gözümde tütüyorsun!" dedim. Teni muhteşem kokuyordu sarıldığımda. Çay, pasta vs. hepsi hazırdı. İkram ettim. Çaylarımızı yudumlarken birbirimize ateşli bakışlarımızı atıyorduk. "Neden ben?" diye, kızların klasik sorusunu sordu. "Nedenini ben de inan bilmiyorum. Ama içimde sana karşı başından beri başa çıkamadığım bir duygu seli var!" dedim. Okuldaki konuşmalarından biliyordum zaten, kocasının A-Sosyal, kendi arkadaşlarının, akrabalarının evlerine misafirliğe dahi gitmek istemeyen, mal gibi birisi olduğunu ve onunla pek ilgilenmediğini. Evleneli 5 yıl olmuştu ve kocası ile artık resmiyet dışında hiçbir duygusal bağının kalmadığını sık sık tekrarlıyordu. Tekrardan açtım o konuyu ve herzamanki gibi dertliydi.



Konuyu pek de uzatmaya niyetim yoktu ve, "Herzamanki gibi güzelsin, fakat bugün bir başka güzelsin. Bir içim su olmuşsun canım!" dedim. Çok hoşuna gittiği mimiklerinden belli oluyordu. Bu bana daha da cesaret veriyordu ve iyice yanına sokuldum. Saçlarıyla oynuyordum, saçlarını topladım. Kafasını kaldırdım ve bana doğru bakmasını söyledim. Göz göze gelmiştik artık. O ateşli dudaklarına yapışıverdim. O denli sıcak dudakları vardı ki, beni somururken dudaklarım adeta alev alev yanıyordu. Kaldırıp benim odaya götürdüm orada yatağıma uzandık ve öpüşmeye orada devam ettik. Yaklaşık 10 dakika öpüştük, elleştik, seviştik. Yalaşırken bir yandan o benim üstümü, ben de onunkini soyuyordum. Bir tek altımda boxerım kalmıştı. Önce benim boxerı, ardından da onun dantelli külodunu çıkardım. Artık ten tene değiyordu. Sikim Şahap füzesi gibi olmuştu adeta!



Dudaklarını somurduktan sonra, boynunu, omzunu ve o hayranlıkla ellediğim, ara sıra da ısırdığım göğüslerini yaladım bitirdim. Göbeğinden, klitorisine, oradan da o güzelim amcığına indim. Zaten ıslanan bal kutusunu, hem içten hem de dıştan, dil darbeleriyle iyice ıslattım. Seda iyice gevşemişti ve artık kıvama gelmişti. Bir ten ancak bu kadar beyaz olabilir. Bir vücut ancak bu kadar bakımlı olabilir. O kadar am siktim, böylesini gerçekten de görmedim. Bacakları sütun gibi, göğüsler beş yıldır evli olan birine göre dip diri diyebilirim. Kalçalarını da söylemeden geçemeyeceğim. Onlar da Latin güzellerin kalçalarını aratmaz. Belli ki, dün tüm vücuduna ağdasını yapmış, sonra da hocasına gelmiş! Ayak bileklerine kadar öptüm, yaladım. Sonra da 69 pozisyonuna geçtik.



Yarrağımı öyle bir yalıyordu ki benim küçük oruspum, bu işin ehli olduğu her halinden belliydi. Tabi o arada ben de boş durmuyordum. Ufak dil darbeleriyle o güzelim kuyudan birkaç kez epeyce su çıkarttım. Teninin her santimetrekaresi muazzam kokuyordu. Bu koku ve ağzında benim yarrağı emişi artık kaçınılmaz sonu getirdi. Öyle şiddetli boşaldım ki ağzına, eminim döllerim bademciğine kadar ulaşmıştır. Daha sonradan onları peçeteye tükürdükten sonra, gidip bir bardak su içip tekrardan geldi yanıma. 5-10 dakika yine seviştik. Eee tabi öyle bir afet varken benim sikim hiç iner mi? Bana, "Sen nasıl bir Playboysun! Ağzımı doldurdun, ama bakıyorum da halen kazık gibi!" dedi. "Ben öyle kolay kolay tükenmem, yanımda sen varken!" dedim. Ben sırtüstü uzanırken gelip benim matkabın üstüne oturdu. Önce yavaştan inip kalktı, sonra da üstüme çektim kendisini. Kalçalarından kavrayıp alttan inip kalktım, amına sert gidiş gelişler yapıyordum. Üstümde inim inim inlemeye başladı adeta. "Aşkım benim, birtanem, sik beni, içime boşal!" diye haykırıyordu.



Ben de daha fazla dayanamayıp içine oluk oluk akıttım menilerimi. Hareketsiz birkaç dakika altlı üstlü kaldık öylece. Sohbet ettik ve seksten ilk defa bu denli tad aldığını söyledi ve bunu her hafta tekrarlamak istediğini kulağıma fısıldadı. Doğal olarak çok hoşuma gitmişti beğenilmek ve bu kadar güzel ve alımlı hem de genç birini sikmek. Banyoya girdik beraber banyo yaptık. Tam çıkmak üzereydik ki, fikrimi değiştirdim ve o iç çamaşırını giymek üzereyken arkadan sarıldım sıkıca. Onu tekrardan yalamaya başladım. Kulaklarını, ensesini, sırtını, aşağılara inip o şahane kalçalarını hepsini yaladım, dilimle ıslattım. Tekrar ayağa kalktım, bir ayağını elimle kaldırıp duvara yasladım. Bir yandan deli gibi öpüşürken bir yandan da benim Süper Mario'yu tekrardan Seda'nın bal kutusuna soktum...



Benim Süper Mario tekrar büyümüştü! Aman Tanrım! Yok böyle bir adrenalin. Ayakta pompaladıkça Sedacığımın gözleri de yavaş yavaş kayıyordu ve zevkten boşaldığı aşikardı. O boşaldıkça amının etrafı ve sikim kayganlaştığı için gitgellerim daha da hızlanıyordu. 3. ve son volkanik patlamamı büyük bir hazla gerçekleştirdim. O an herhalde dünyanın en mutlu ve en rahat erkeği bendim. Kendimi kuş gibi hafif hissediyordum. Yorulmuştum belki ama, tatlı bir yorgunluktu benimkisi.



Seda artık her Perşembe bana geliyor ve her seferinde farklı fantaziler yaşıyoruz. O da ağzının tadını biliyor, ben de. İkimiz de çok memnunuz halimizden. Seda ile ileride deneyeceğimiz farklı fantazilerimizi yine sizinle paylaşmak isterim!



Herkese donsuz geceler!



[Abdullah]

Kocamın Kumar Borcunu Sikişerek Ödüyorum!

Kocamın Kumar Borcunu Sikişerek Ödüyorum! (Hale 43 Y., Isparta / Türkiye)



Selam arkadaşlar, adım Hale, 43 yaşındayım ve evliyim. Ispartada yaşıyorum. Kocamın kumar borcunu nasıl ödediğimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ben balıik etli, esmer, yaşıma rağmen etrafımdaki erkeklerin ilgisini çeken bir bayanım. Çok mutlu bir evliliğimiz vardı, taki kocamın kumar nedeniyle batması ve senet imzalaması sebebiyle borçlarımızı ödeyememize kadar. Kocam son zamanlarda hep sıkıntılı ve farklı bir adam olmaya başlamıştı, sürekli sinirli, bağıran ve kaba bir adam oldu. Çok üzülüyordum ve mutsuzdum.



Birgün kocam evde yokken, 2 adam geldi ve kocamı sordular. Ben kocamın evde olmadığını söyleyince, bir adres bırakıp, "Mutlaka bize uğrasın!" dediler gittiler. Akşam kocama olanları anlattım, kocam da, "Tamam ben hallederim!" dedi ve yattı. Aradan 2 hafta gecmişti ki, adamlar yine geldiler, "Bakın hanımefendi, kocanıza söyleyin gelsin, yoksa kötü olacak!" dediler. Ben de meraktan sordum, "Sorun ne?" diye, fakat söylemediler. Akşama kocama tekrar söyledim ve hergün sormaya başladım. 3 gün gecmişti fakat kocam bana elle tutulur bir cevap veremiyordu. Ben de sabah erkenden hazırlandım giyindim ve çıkıp adamların adresine gitmeye karar verdim.



Öğlene doğru adrese ulaştım. Kapıda 2 adam vardı. Onlara, buraya geldiğimden kocamın haberi olmadığını, sadece konuyu öğrenip gideceğimi söyledim. Beni patronlarına götürdüler. Patronları Alper bey ve ortağı Ersin bey beni kabul ettiler ve konuyu bana anlattılar. Kocamın 50.000 TL borcu olduğunu ve senet imzaladığını, senetlerin zamanı gelmiş olmasına rağmen halen ödemediğini, ödemezse istenmeyen olayların olacağını falan anlattılar. Gerçekten ikisi de çok nazik ve kibar adamlardı. Ben birşeyler yapıp kocamın borcunu ödemek istediğimi söyledim. Adamlar, "Hanımefendi bizi yanlış anladınız, biz kimsein namusuna göz dikmeyiz!" dediler. Ben de, "Asıl siz beni yanlış anladınız, ben bunu kastetmemiştim! Belki bana göre bir işiniz falan vardır, çalışır öderim diye düşünmüştüm!" dedim.



Ortada gerçekten bir yanlış anlaşılma olmuştu ve birbirimizden özür diledik. Ama o andan itibaren adamların hareketleri değişmeye başladı. Alper birden edepsizce, "Ersin lan bir laf vardır Ispartalılar için, bilirsin ya! Isparta Burdur!" dedi. Ve gülüşmeye başladılar. Ben anlamıştım, güya (Isparta Burdur, amı götü boldur!) demek istedi. Adamların tiplerinden belliydi, abaza ve sikici tiplerdi. Ben tam kalkmaya hazırlanırken, Alper bana, "Hale hanım, borcunuzun taksitlerini ödemek isterseniz yardımcı olalım!" dedi. Ben de sevindim, "Nasıl olacak? Ne iş yapacağım?" dedim. "Güzel bir hatunsun, sen bildiğin gibi öde kocanın taksitlerini!" dedi. Anlamamıştım, "Nasıl bildiğim gibi?" dedim. O da, "Taksit başına bizi memnun et, senedin birini al git!" dedi. Ben birşey demeden ordan ayrıldım...



Kocamı çok seviyordum ve ona yardımcı olmak istiyordum. Önceleri kabul etmesem de, 2 hafta sonrasına kadar adamların baskıları ve tahrikleri arttıkça, tekliflerini kabul ettim. O gün içime siyah dantelli bir külot sütyen takım giymiştim, üzerimde etek ve askılı bir bluz vardı. Kuaföre de gitmiştim, makyaj yaptırmış ve fön çektirmiştim, gerçekten de çok güzel görünüyordum. Adamların ofisine gittim. Ne yaptığını bilen bir kadın havasıyla, onları memnun etmek istediğimi belli ettim. Beni görünce gözleri parladı. Hemen bana viski verdiler. Hafiften yudumlayıp sohbete başladık. Arada sırada frikikler verip, onların ilgisini çekmeye çalışıyordum. Ersin müzik açtı, karşılarında dans etmemi ve striptiz yapmamı istedi, her dediklerini yapmam gerektiğimi, borcu ancak böyle ödeyebileceğimi söylediler...



Ayağa kalkıp masanın üzerine çıktım, dans etmeye başladım. Önlerinde domalıyor, kendimi okşuyor ve yavaşca soyunuyordum. İkisi de ağzı açık, elleri siklerinde beni izleyip viskilerini yudumluyorlardı. İç çamaşırlarımla kaldığımda beni masadan indirip aralarına aldılar ve her yerimi okşamaya ve avuçlamaya başladılar. Gerçekten de çok sert yapıyorlardı ve canım yanıyordu. Göğüslerim çok büyük olduğundan ikisi birden yalamaya başladılar. Sonra Alper sikini çıkarıp ağzıma verdi. Siki çok büyüktü, tadı da bir hoştu. Hayatımda kocamınkinden başka ilk defa gerçek bir sik görüyordum. Siki yaladıkça büyüdü ve ağzıma sığmamaya başladı. Ersin de çıkardı sikini, onunki ise anca kocamın siki kadardı, ama kalınlığı kolum kadar vardı. Korku sardı beni birden, ben bunları nasıl alacam diye düşünmeye başladım. Ama kocama olan sevgim yüzünden birşey demedim ve ikisininkini aynı anda yalamaya başladım. Bir Alperinki, bir Ersininki ağzıma girip çıkıyordu. Deliler gibi sömürüyordum siklerini, kocamın senedini alabaşlmek için onları mutlu etmem lazımdı. Taşaklarını bile yalıyor emiyor ve bazen siklerinin kafalarını dişliyordum. Kendi aralarında konuşuyorlardı, "Oğlum bak karı işini biliyor valla, kocası olacak pezevenk çok şanslı, ama doyuramıyor galiba bu azgın karıyı!" diyorlardı.



Alper beni domaltarak arkadam amımı götümü yalamaya başladı. Küçücük küloduma sığmayan amcığım kabardıkça külodumun yanlarından dışarı taşmaya başladı. Kalçalarımı tokatlıyor, benim çığlıklarım arttıkça, o da tokatların şiddetini arttırıyordu. Külodumu sıyırıp tek hamlede kökledi devasa sikini amıma. Ben bastım çığlığı. Daracık amım kocaman siki birkerede almıştı, ama mideme kadar baskı yapıyordu. Ersin de ağzıma tekrar vermiş, yalattırıyordu sikini. 15 dakika sonra Alper bögürmeye başladı ve içime boşaldı. Amımdan taşan dölleri bacaklarımdan akmaya başladı. Hemen lavaboya gidip temizlendim. Lavabodan döner dönmez direkt Ersinin önünde domalarak, Alperin sikini ağzıma alıp tekrardan kaldırmaya çalıştım. Alperin siki 20 dakikada ancak kalktı ve bu zaman zarfında Ersin deliler gibi sikti beni, 1 dakika bile dinlenmeden ve hız kesmeden. Sonra yer değiştirdiler, Ersin ağzıma boşaldı...



Alper girdi amıma, birkaç git gel yapıp, amımdan çıkartıp götüme doğru fırça yapıyordu. Sonra sikinin kafasını götüme bastırmaya başladı, yavaş yavaş giriyordu, ama benim de götüm parçalanıyordu sanki. Alıştıra alıştıra sonunda girdi götüme. Ersin koltukta oturmuş seyrediyordu, bana işaret edince sikini emerek kaldırdım. Bu sefer Alper beni kucağına alıp amıma soktu ve kanepeye uzandı, Ersin de arkama geçip götüme soktu. Beni tost yaptılar ve sikmeye başladılar. İtiraf etmeliyim ki, inanılmaz bir zevkti, çığlıklar içinde boşaldım. Ama ne boşalma, sesim kalınlaşmış, bir inek gibi böğürüyordum ve zangır zangır titriyordum. İkisi de gururlanmış, benim gibi bir karıyı ne hale getirdiklerini görmeleri onları mest etmişti. Bu beni dahada hırslandırdı ve kocamın borcunu ödeyebilmenin sıkıntısıyla daha fazla çığlık atmaya başladım ve dahada hızlandım. Artık onlar beni değil de, sanki ben onları sikiyormuşum gibi, tempoyu ben tutuyordum. Müthiş te zevk alıyordum...



Alper amımdan çıktı ve sikini yalamam için tekrar ağzıma verdi. Nasıl emiyordum ama, siki dudaklarım arasına hapsolmuş, ağzıma sığdığı kadarını almaya çalışıyordum. Çok hoşuna gitti bu ve o da kafamdan bastırıyor ve dahada zorluyordu. O devasa sik artık ağzımda kayboluyordu, soluk borumu sikmeye başlamıştı artık ve öyle bir boşaldı ki, dölleri direk mideme indi. Ağzımda kalanların da tek damlasını bile ziyan etmedim, hepsini yuttum. Ersin ise götümü biraz daha siktikten sonra tüm suratımı dölleriyle doldurdu. İkisi de koltuğa yığıldı. Ben de bitmiştim, aralarına girip oturdum. Birer sigara yaktılar ve viskilerini yudumlamaya başladılar. Biraz dinlendikten sonra birer posta daha siktiler beni. Ve o gün sonunda tam 3 senedi bana verdiler.



Toplamda 25 senet varmış! Kocam bilmiyor ve ben halen senetleri ödemeye devam ediyorum. Kocamı çok sevsem de, hayatımda seksten hiç bu kadar zevk almamıştım. Bazen kendimi orospu gibi hissediyorum, ama sikilirken aldığım zevk inanılmaz. Galiba senetler bitse de onlarla sikişmekten vazgeçemiyeceğim.



Herkese bol sikişli günler!



[Hale]

Ohh Be Sonunda Götümü Siktirdim Ya!

Ohh Be Sonunda Götümü Siktirdim Ya! (Albüke 18 Y., İstanbul / Türkiye)



Slm arkadaşlar, adım Albüke, 18 yaşındayım. İstanbul Sarıyer'de oturuyorum. Uzun boyluyum. Vücut ölçülerim ise 99-62-93 ve kızıl saçlıyım. Oldukça sex düşkünü bir kızım. Sex delisiyim de diyebilirim. Fırsat buldukça (hemen hemen her gün) mastürbasyon yapıp boşalıyorum. Sexe meraklı olduğum gibi, sikilmeye de bir hayli meraklıydım. Biriyle ilişkiye girip, o zevki yaşamak istiyordum. Yaşadım da. Ben Lise 2'ye giderken sınıftan arkadaşım Samet bana mesaj attı bir gün. Samet oldukça yakısıklı biridir, çok tatlı şerefsizzz. Normal havadan sudan konuşuyorduk, ama inanın konunun sekse gelmesi için elimden gelen herşeyi yaptım, ki zaten ben Sameti tanıdığımdan beri arzuluyordum. Konuştukça anladım ki, onun da bana karşı hisleri varmış.



Sametle aynı sınıfta olduğumuzdan dolayı onu görünce utanıyordum, arkadaşlarımın da öğrenmesinden de korkuyordum. Ama sadece telefonda konuşmuştuk bu konuları ve faaliyete geçmemiştik. Bana ders esnasında sürekli bakıyordu ve baştan aşağı süzüyordu. Bunun farkındaydım ve ben de orospuluk yapıp sürekli ellerimi göğüslerimde dolaştırıp ona bakardım, dudaklarımı ısırırdım. Gömleğimin ilk 3 düğmesi hep açık olurdu, bilerek eğilirdim, göğüslerimi görsün diye. Övünmek için demiyorum, ama oldukça dik ve büyük göğüslere sahibim. Bu konuda oldukça şanslıyım. Tabi Samet te bunu fırsat bilir, bakmamazlık etmezdi. Orospuluğum tutmuştu birkere, mutlaka kendimi samete siktirecektim. Ama hiç (ilişkiye girelim) diye birşey demedim, ondan bekledim. O da dayanamadı ve mesaj attı. Mesajda, "Okul çıkışı sınıfta ol!" diyordu. Kızarkadaşım Duyguyu eve yolladım ve ben Sameti beklemeye başladım...



Geldi. O kadar güzel kokan parfümü vardı ki anlatamam. Kokuyu aldığım an, 'Tanrım sana geliyorum!' dedim içten içe. O nasıl kokudur, muhteşemdi, beni benden aldı. Ben kokusundan sarhoş olmuşken, çok güzel olduğumu söyledi ve dudaklarıma yapıştı. Sınıfta deliler gibi öpüşüyorduk. İçeriye birinin girmesi an meselesiydi. Ama hiçbir şey umrumuzda değildi. Okulda olduğumuzdan dolayı sadece öpüşmekle yetindik tabi. Ama isteseydi okulda bile verirdim, o derece azmıştım.



Aradan baya bir zaman geçti, biz sürekli kaçamak yapıp buluşuyorduk. Ama sadece öpüşüyorduk. Adamda tık yok abi, ilerisine gitmiyor. Ben de, "Ben sikilmek istiyorum!" da diyemiyorum. Neyse, biz Lise 3'e geçtik, bu sürede aramız oldukça açılmıştı. Ben sikilmenin derdinde yanıyordum, ama Samet beni hiç umursamıyordu. Taki biz arkadaşım Duyguyla okuldan çıkmış eve giderken, arkadaşı Selimle önüzümü kesene kadar. Samet benim koluma girdi, Selim de Duygunun koluna. Samet, bu sefer gerçekten beraber olmak istediğini, onların evinin bugün boş olduğunu, gidip gidemeyeceğimi sordu. Bende azgınlık tavan yapmış zaten, bu fırsatı kaçırırmıyım? Direkt kabul ettim ve eve koşa koşa gittim. Bir güzel duş aldım, güzel iç çamaşırlarımı, jartiyerimi giydim. Boy aynasında kendime bakarken, 'Tam sikilmeliksin haa!' dedim kendi kendime :))



Neyse ben Sametin evinin adresini mesajla öğrendim ve yola koyuldum. Ama öyle bir heyecan basmış ki beni, anlatılacak gibi değil. Geldim evlerine, hiç abartmıyorum parfümünün kokusunu apartmanın ilk girişinde aldım. Ben yine kendimden geçtim tabii. Zar zor toparladım kendimi, girdim içeri. Önce oturduk, biraz konuştuk. Bu arada sınıftaki tüm erkeklerin beni sikmek istediklerini öğrendim. Bu duruma çok şaşırmamıştım, çünkü her erkeğin sikmek isteyeceği güzel bir kızım. Samet te beni çok kıskandığını falan söylemişti. Gerçi ben de onu kıskanıyordum, başka bir kızın yanında görmeye tahammül bile edemiyordum. Hangi kızla konuşursa, gidip o kızın gözünü oyasım gelirdi...



Neyse, bu bana yaklaşmaya başladı. Ben birden yapıştım dudaklarına, öyle sömürüyordu ki dudaklarımı, acemi olmadığı belliydi. Dudaklarım morardı hatta. Ben Sameti, o da beni bir güzel soyduk ve bu benim boynumdan aşağı gögüslerime inmeye başladı. Öyle bir zevk alıyordum ki, anlatamam. Amıma geldi, yalamaya başladı, dilini öyle güzel kullanıyordu ki, diliyle bile sikti amımı. Amımın içini dışını heryerini emdi. Tabi ben hafiften inliyordum, zaten kokusu beni iyice tahrik etmişti, uçuyordum havalarda. Daha fazla dayanamayıp, sarsıla sarsıla boşaldım ağzına. Artık sıra bendeydi. Aldım sikini ağzıma ve yalamaya başladım. Sik yalamakda üstüme yoktur diyebilirim, ki bunu Sametten de anlamıştım, çocuk zevkten yerinde duramıyordu. O da fazla dayanamayıp ağzıma boşaldı...



Bakire olduğumu bildiği için götten girmek istedi. Zaten ben de götten istiyordum. Götten sikilmenin tadını yaşaycaktım birazdan, dileğim gerçekleşecekti. Hazırlıklıydım, ben önce onun sikini kremledim, o da benim götümü. Domaldım, arkama geçti, sikini götüme dayadı. Derken birden yüklendi. Götüm o kadar dar olmasına rağmen sikinin başı kolayca girdi, ama yaşadığım acıyı anlatamam. Bir çığlık attım, sanırım evin her köşesinde yankılandı sesim, gözyaşlarım akmaya başladı. Baktı, acıya daha fazla dayanamadım, çıkardı. Çıkardığı gibi ağzıma aldım, boşalttım onu. Götten sikmeyi de birdakine bıraktı. Ben ona okadar, "Devam et!" dememe rağmen, acı çekmeme dayanamadı. Bu arada, Sametin yarrağı öyle çok büyük değil, ama oldukça kalındır.



Biz böyle 7-8 kere buluşmuşuzdur, ama ilk kez uzun süreli olarak ve tam anlamıyla götten sikişmeyi amcamların evinde yaptık. Yapalı da ardan bir gün geçti, hemen sizlere anlatmak istedim. Çünkü zevkten 4 köşe değil 4.000 köşe olmuştum, o derece yani. Neyse, Sametlerin ev boşalmıyor bir türlü, bizimkisi boş oluyor, ama ona da ben cesaret edemiyorum. Benim annemle babam hastanede çalışırlar, babam doktor, annem hemşiredir, haftada 4 gün ev boş olur. Bir erkek kardeşim var, o da PC'nin başından kalkmaz zaten. Her neyse, benim yine kaltaklığım tutmuş, ille de siktirecem kendimi diye yanıyorum. Sürekli porno porno sıkıldım ve sonunda canıma tak etti, karar verdim, Sameti ben eve atacaktım bu sefer. Şanstan amcamlar da İzmire gitmişleridi. Onların ev bizim hemen alt katımız. Samete haber verdim, seve seve kabul etti. Arkadaşım Duyguyu da ayarladım, gözcülük yapacak, birileri gelirse bize haber verecekti. Ben yine hazırlandım, amcamların evinde bekliyoruz Duyguyla. Samet geldi, biz direkt yatakodasına geçtik, salonda bekleyen Duyguyu da tembihledim, "Birşey olursa mutlaka haber ver!" diye.



Biz içeri geçer geçmez hemen beni soymaya başladı. Soyarken bana, "4 haftadır boşalmıyorum!" dedi. "Dalga mı geçiyon yawru sen, nasıl dayandın?" deyince, "Sana sakladım aşkım!" dedi. Hemen yapıştım kenetlendim dudaklarına. Tamamen soymuşuz birbirimizi. Önce amımı yalamaya başladı, tabi ben yine uçuyorum havalarda. Sonra ben onunki yaladım 69 pozisyonunu da da denedikten sonra. Ve büyük an geldi. Duygudan krem istedim, getirdi kapıdan verdi. Tabi Duygu bizi görmüyor, ama olacaklardan haberi vardı. Hatta bir ara Samete, "Grup istersen yaparız, hazır Duygu da var!" dedim, gülüştük bir an :))



Kremi ben Sametin sikine bir güzel sürdüm, o da benim götüme sürdü, yedirdi. Önce parmağını soktu götüme, götümü biraz parmakladı. Sonra sikini dayadı göt deliğime ve yüklendi. Başı girene kadar acı çektim, hemde çok, ama inanın bana, tatlı bir acıydı. Acıdan ölsem de umurumda değildi. Bendeki bu sikilmek merakı kimsede yoktur eminim. Neyse, birden sikini kökledi götüme, taa taşaklarına kadar soktu. Gözlerimi kapadım, çarşafı yırttım resmen, o nasıl acıdır, o nasıl zevktir! Bildiğiniz uçuyorum havada. "Devam et erkeğim, süpersinnnn!" diye inliyordum. Samet sikini başına kadar yavaşça çıkarıyor, sonra birden sertçe köklüyordu. "Daha hızlı, daha hızlı!" dememle, artık hızlı hızlı pompalamaya başladı. Kasıkları popoma hızlı hızlı çarptıkça Şap şup, şap şup sesler çıkarıyordu. Samet götümü sikerken ben de amımla oynayıp mastürbasyon yapıyordum. Kaç defa Orgazm oldum hatırlamıyorum. Çok pozisyonda denedik, her defasında daha değişik zevk aldım. Ve sonunda götümün derinliklerine boşaldı, Sametim aşkım...



Amcamların evini de cenabet ettik, ama olsun, aldığım zevke değer. Sonunda tam anlamıyla götten sikiştim ya, artık fırsat bulduğumuz her an sikişeceğiz. Samet seni çok seviyorum! Sikkk beni erkeğim! Sadece götten de olsa seninim :))



Benim götten sikilme hikayem de bu arkadaşlar, umarım zevkle okumuşsunuzdur! Hepinizi öpüyorum!



[Albüke]

Üvey Babam Annemi De Götten Sikiyormuş!

Üvey Babam Annemi De Götten Sikiyormuş! (Zeynep 18 Y., İstanbul / Türkiye)

Herkese slm, ismim Zeynep. İstanbulda dar gelirli bir ailenin yanına evlatlık olarak verilmişim. Bunu sonradan öğrendim, ama yapacak birşeyim ve gidecek bir yerim olmadığından sesimi çıkaramadım, sustum ve onlarla yaşamaya devam ettim. Aslına bakarsanız şikayetim de yoktu, çünkü üvey annem de, üvey babam da bana karşı iyi davranıyorlardı. Taa ki üvey babamın bana sulandığını anlayana kadar...

Ben şu anda 18 yaşındayım, 1.76 boyunda, zayıf, hoş, alımlı, türbanlı bir kızım. Üvey annem 40, üvey babam ise 45 yaşında. Çocukları olmadığından beni evlatlık almışlar. Bunu bir gece su içmeye kalktığımda, onlar konuşurken duydum. Sonra kendilerine sordum, onlar da herşeyi anlattılar. Ben ozaman 16 yaşındaydım. Üvey babam her gece devamlı içerdi, sonra annemi döverdi, yada odalarına giderlerdi ve acayip acayip sesler, bağırtılar gelirdi. Günler böyle geçerken, birgün duştan çıktığımda, banyo kapısının önünde üvey babamı gördüm. Utanmıştım, çünkü üzerimde sadece havlu vardı, o da küçük olduğundan vücudumun heryerini kapatmıyordu. Tedirgin olmuştum, tek kelime etmeden koşar adımlarla odama geçtim. Ama o görüntü aklıma saplandı, çünkü üvey babam yüzüme bile bakmadan direkt bacaklarıma ve göğüslerime bakmıştı. Halen şoktaydım, üvey babam banyonun önünde ne arıyordu? Ne yapıyordu? Böyle düşüncelerle üzerimi giydim, türbanımı taktım, salona geçtim...

Ama babam halen bana tuhaf tuhaf bakıyordu. "Baba birşey mi oldu?" dedim. "Yok canım kızım, ne olsun?" diyerek güldü. Ben iyice huylandım. O sırada üvey annem geldi, "Zeynep gel kızım sofra kurmama yardım et!" dedi, mutfağa geçtik yemek hazırlamaya. Sonra sofraya oturduk. Yemekler yendi bitti. Babam tabi yine içmeye başladı. Üvey anneme seslenerek, "Gel lan karı, bana bir masaj yap!" dedi. Annem ise evlere temizliğe gittiğinden, "Çok yorgunum, Zeynep yapsın!" dedi. Ben o anda çok tedirgin oldum, ama mecburen korka korka da olsa yanına gittim. Leş gibi alkol kokuyordu. "Sırtıma, sırtıma!" diye emretti. Ben başladım sıtını ovmaya. "Kazağımı çıkart kız!" dedi, çıkardım. Çıplak sırtını ovuyordum...

Aradan 10 dakika geçti, "Önümü dönecem!" dedi, döndü. Sonra isteği üzere karnına ve bağrına masaj yapmaya başladım. Ama dikkatimi çeken şey, eşofmanının önü iyice dikleşiyordu. O sırada herşeyi anladım, üvey babam banyoda beni izlemişti demek ki. Şimdi de benim ona dokunmamdan zevk alıyordu şerefsiz adam. Ben biraz masaj yapıp, "Yoruldum baba!" deyip kalkmak istedim. O sırada kolumdan tutup, "Biraz daha yap!" dedi. Mecburen devam ettim. Ama önü gittikçe kabardı, eşofmandan aşırı belli oluyordu. Ben iyice korkmaya başladım. O sırada annem seslenip, "Ben duşa giriyorum!" deyince, beni iyice korku sardı. Hemen bitirip kalkmak istiyordum. Derken üvey babamın siyah eşofmanının önü ıp ıslak oldu. Boşaldı galiba hayvan herif. Yüzüme bakarak gülüyordu. "Sağol kızım, yeter!" dedi. Ben de hemen kalktım, odama geçtim. İnanamıyordum, bana masaj yaptırırken boşalmıştı adi herif!

O günden sonra üvey babamdan iğrendim ve evde onunla yalnız kalmamaya gayret ettim. Ama adam beni sikmeyi kafasına koymuştu, ve ben kaçamamıştım bundan. Ne zaman evde dolaşsam, hep arkamda idi. Ben de türbanlı olduğum için, öyle açık giyinen biri değilimdir, sadece dar kot, yada diz hizamda etekler giyerdim. Ama ister istemez oturduğumda eteklerim biraz açılırdı. Hele yemek masasında bilerek aşağıya çatal kaşık düşürüp, bacaklarıma bakardı şerefsiz adam. Günler böyle geçerken, annem sabahları yine işe gidiyor tabii. Üvey babam da memur oldugundan, akşam saat 6 dan önce gelmezdi. Yani anlayacağınız evde beni yalnız yakalayamıyordu. Sonra bir sabah annem, "Benim bugün işim yok, hem annem de rahatsızmış, köye annemin yanına gidecem!" dedi. Ben hemen atıldım, "Ben de geleyim anne!" dedim. Çünkü bu adamla aynı evde kalamazdım. Annem de, "Sen ne yapacaksın kızım? Ben 2 gün kalıp gelecem!" diyerek sesimi kestirdi. Üvey babam da anneme, "Ben seni bırakırım!" dedi. O anda içimden 'Ohhh be!' dedim, evde yalnız kalmak daha iyiydi...

Ve evden çıktılar. Ben de odama gidip türbanımı çıkarıp, üzerime bir tayt giyip, TV izlemeye başladım. Aradan daha yarım saat geçmeden üvey babam eve geldi. Şaşırmıştım. Beni şöyleeee bir süzdü. "Ne oldu baba? Neden geldin hemen?" dedim. "Ne olacak, garaja bıraktım geldim zilliyi! Birde köye kadar mı götürecektim?" diyerek güldü ve odasına gitti, altına bir şort giyip salona geldi. Ben de üzerimi değiştirmek üzere odama gitmek için kalktım. O sırada bana seslenerek, "Zeynep kızım, bir bardak su getir!" dedi. Suyunu getirdim verdim. "Geç şuraya otur bakayım...!" dedi. Amacı beni süzmekti, bundan emindim. Ben de salak gibi geçtim oturdum karşısına. Eteğimi ne kadar kapatsam da, bakıyordu her yerime. İçime doğuyordu, bugün hiç iyi şeyler olmayacaktı. "Evet baba, söyle?" dedim. "Bak kızım, 2 gün yalnız kalacağız, yemek içmek hususunda bana iyi bakacaksın!" dedi. Ne derse, "Tamam baba!" diyordum. Konuşması bitince kalktım odama geçtim, hemen uzun bir etek giydim, türbanımı taktım...

O sırada seslendi, "Kızım gel yanıma, biraz masaj yap!" dedi. Bundan iğreniyordum, hiç içimden gelmiyordu, ama, "Tamam baba!" dedim. Bu kez üzerinde şort olduğundan, önü dahada belirgindi. Sırtını biraz ovdurduktan sonra önünü döndüğünde, siki öyle bir kalkmıştı ki, sanki şortu delecekti. Bakmamaya çalışıyordum, ama çok kabarmıştı, ister istemez gözüm kayıyordu. Birden elini önüne attı ve sikini sıvazladı. Bana baktı. Ama ben oralı bile değildim. "Kızım ne güzel masaj yapıyorsun!" dedi. Ben birşey demedim. Biraz sonra, "Yat, ben de sana yapayım kızım!" dedi. Ben hemen, "Yok baba, gerek yok!" dedim. "Yat kız, nazlanma!" dedi ve hemen ayağa kalktı, kolumdan tutarak, beni dizlerinin üstüne yüzükoyun yatırdı. Ama korkudan kalbim duracaktı. Başladı sırtımı ovalamaya, ensemi falan derken, belime indi. Elini popomda hissetiğimde sıçradım, kalkmak istedim. Elini popomdam hemen çekti, tekrar sırtıma dokundu. "Baba yeter!" dedim. "Tamam kızım, az kaldı!" diyerek ayaklarımı ellemeye başladı. Sonra bileklerimi derken, eteğimi sıyırdı...

Korkarak, "Baba ne yapıyorsun?" dedim. "Kızım dur, etekten olmuyor!" dedi ve devam etti, eteğimi tam bacaklarıma kadar sıyırdı. Bacaklarımı ovalarken, elleri nerdeyse küloduma kadar geliyordu ve benim de ister istemez içim geçiyordu, gözlerim kayıyordu, elimde olmadan zevk alıyordum, sanki titreme geliyordu bana. Kendimi ne kadar tutsam da, ağzımdan küçük bir, "Ohhh!" çıktı. Bunu duyan babam dahada isteklenerek, eteğimi iyice belime kadar topladı, elini popoma attı. "Babaaaa!" dememe rağmen, sesini çıkarmadan popomu ovalamaya devam etti. Külodumu popomun arasına çekip, popomun yanaklarını okşamaya ve yoğurmaya başladığında ben artık mayışmıştım, benden sadece kesik kesik, "Ihhh ıhhh!" inleme sesleri çıkıyordu. "Nasıl kızım? Hoşuna gidiyor mu?" dedi. Ben sadece kafamı sallayabildim (Evet anlamında), çünkü elimde olmadan hoşuma gidiyordu, kendimi ne kadar sıksam da olmuyordu. Babamın dizlerinde yatmaktan göğüslerim ağrımıştı, sırtüstü dönmek istedim. Dizinden kalkmamla babamın bacağındaki ıslaklığı görmesi ve "Kızım bu ne?" demesi bir oldu. "Babaaa!" diyebildim ve aynen geri yattım. İnanmıyordum, amımdan akan sular babamın bacağını ıslatmıştı. Utancımdan kıpkırmızı oldum...

Bunu gören babam, popomu okşarken, başparmağını da götümün deliği etrafında gezdirmeye başladı. Ve o anda bende Filim tamamen koptu, iyice kendimden geçtim, resmen zevk inlemeleri çıkıyordu ağzımdan. Babam diğer elini de alttan ıslak amıma attı, amıma baskı yapıyordu. Kısık bir sesle, "Baba yapma..." diyebildim. O sadece, "Kızım durrrr!" diyordu. Yalan yok, içimden devam etmesini arzu ediyordum. Sonra beni yan çevirip, ellerimi tutup, sikini şorttan çıkarmasıyla, yarrağı elime bir çarptı, korkudan yutkundum, "Baba bu neeee yaaa???" dedim. Çok büyük bir şeydi, ilk defa canlı bir yarak görüyordum. "Kızım bu senin ilacın, artık bu senin vazgeçilmezin olacak! Yala onu hadi kızım!" diyerek ensemden çekti, yüzümü sikine yanaştırdı, "Hadi yala!" dedi. Artık sanki Robot olmuştum, ne derse yapıyordum ve yaptıklarıma da inanamıyordum. Hemen ağzıma aldım ve yalamaya başladım, ama ağzıma sığmıyordu...

Bir anda oturduğu kanepede sırtüstü uzandı ve beni de üzerine ters gelecek şekilde çevirdi. Ben onun yarağını yalarken, o da benim külodumu yana çekmiş, şapur şupur amımı ve götümü yalamakla meşguldü. Ben artık kendimi iyice salmıştım, çünkü inanılmaz zevk alıyordum ve ne inlemelerime, ne de akan amımın sularına söz geçirebiliyordum. Orgazm denen şey bu olsa gerek. Aldığım zevk, amımdan başlayıp tüm vücuduma dalga dalga yayılıyordu. Babam dilini amıma ve götümün deliğine soktukça, ben de onun yarağını daha bir iştahla somuruyordum...

Sonra sırılsıklam olmuş külotumu çıkardı ve beni doğrulttu, kendi de doğruldu ve "Kucağıma otur kızım hadi!" dedi. "Ne yapacaksın baba?" dedim. "Otur otur sen!" dedi. Ben korkudan dizlerim titreyerek arkamı döndüm ve tam kucağına otururken, bir eliyle götümün yanaklarını ayırıp, diğer eliyle yarağını götümün deliğine dayayıp, "Şimdi otur!" dedi. Ben hemen sıçradım, "Neyyy? Bunu bana mı sokacaksın? Baba sen çıldırdın mı? Nasıl girecek o kocaman şey bana?" dedim. Ama dinleyen kim? Sikini tükürükle ıslatıp, belimden çekerek, götüme zorlamaya başladı. Bir iki denemeden sonra, "Kızım bu böyle olmayacak!" diyerek, beni domalttı, arkama geçip kollarımı tuttu, götümün deliğine tükürüp, sonra başladı sikini götüme zorlamaya. Yine girmiyordu ve ben terlemiştim, "Baba dur şu üstümü çıkarayım!" dedim. "Hayır kızım, ne çıkarması, böyle çok sexysin!" dedi. "Baba en azından türbanımı çıkarayım?" dedim. "Asıl türbanını asla çıkarma! dedi. Merakımdan, "Neden ki baba?" dedim...

Beni kucakladı ve yataodasına götürdü, yatağa oturttu, dolaptan bir çift yüksek topuklu ayakkabı çıkardı, "Giy şu ananın ayakkabılarını!" dedi. Ben hiç anlam veremiyordum, ama giydim ayakkabıları. Beni ayağa kaldırıp boy aynasının önüne götürdü ve "Şimdi aynaya bak, nasılsın?" dedi. Aynaya baktığımda, TV'de türban takıp podyuma çıkan mankenler geldi gözümün önüne, topuklu ayakkabılarla nasıl çıkmış kalçalarım, türbanım ise çok sexy duruyordu. "Şimdi anladın mı beni kızım?" dedi ve kalçama şaplağı vurdu. Ayağımda o ayakkabılarla, babam artık iyice çileden çıkmıştı. Bir koşu mutfaktan zeytinyağını kaptı geldi. Onunla ne yapacağını merak ediyordum ki, yarrağına sürdüğünü gördüm. "Dön arkanı!" dedi, ayakta hafif eğilmemi istedi...

Arkamı dönüp eğildiğimde, yağlı yarrağını götümde hissetim. Hafif zorlamayla yarrağının kafası götüme girdi, ama ben çığlığı bastım, "Çıkar babaaaaaaaa, yandım, bu ne yaaaaa, mahvettin beni!" dedim. Ama o da o sırada durdu, agzımı kapattı ve "Dur kız, binayı başımıza toplayacaksın!" dedi. Elini ağzımdan çektiğinde, "Korkma baba, annemden alışkın onlar, kadını her gece feryat ettiriyorsun!" dedim. Hemen güldü, "Anan olacak zilli de senin gibi götten yerken dayanamıyor, bas bas bağırıyor orospu!" dedi ve başladı götüme yüklenmeye. O kocaman yarak götüme köküne kadar girerken, bende birşeylerin koptuğu belliydi, elini tekrar ağzıma kapasa da, avazım çıktığı kadar bağırıyordum. "Bağır kızım, bağır rahatlarsın! Hem Bağırmanla beni dahada azdırıyorsun!" diyerek, götüme sokup çıkarmaya başladı...

Ben bağırdıkça, o dahada hızlı sokup çıkarıyordu. 15 dakika sonra artık yorulmuştum, dizlerimde derman kalmamıştı, ayakta duramıyordum. "Babaaaa yoruldum!" dedim. O sırada dahada hızlandı. Ben artık ağlamaya ve yalvarmaya başladım, "Yandım babaaaaaa, çıkar artık ne olur, yalvarrım çıkar baba, yırttın, mahvettin beni, yeter!" diye. Babam ise çıldırmış gibiydi, "Bu nasıl bir göt yavrum, nasıl bir göt bu yaaa, nerde büyüttün bunu aşkım, bittimmmm aşkım, bittimmm kızım, sık dişini geliyorummmm!" demesiyle, sikini götümden çıkarıp, belime öyle bir boşaldı ki, dölleri taa enseme, türbanıma kadar gelmiştir...

Dönüp babama baktığımda, gözleri kaymış, olduğu yere çökmüştü. Ben de ayakta zor duruyordum, gözümün önü karardı ve bir adım atamadan babamın kuacağına yığılıp kaldım, bayılacaktım. Biraz kendime gelir gibi olunca beni kaldırdı ve "Hadi banyoya!" dedi. Beni banyoya götürüp, çırılçıplak soydu ve duşun altına soktu, kendi de soyunup duşun altına girdi. Beni yıkarken, sabunlu elleri halen götümde geziyordu. Ben, "Artık yeter baba!" dedim. "Dur kızım, ne yetmesi? Annen gelene kadar durmak yok! Ayrıca senin o götüne duşta da kaymazsam ölürüm! Hatta mutfakta, odanda, salonda... İki gün boyunca karımsın artık!" diyerek, beni duşun altında da götten sikti. Ve dahası da geldi...

[Zeynep]

Kimbilir Belki Amımın Bekaretini De Veriririm!

Kimbilir Belki Amımın Bekaretini De Veriririm! (Bilge 18 Y., İstanbul / Türkiye)

Selamlar. Ben Bilge. 18 yaşındayım, oldukça güzel bir kızım. Size sevgilimle seksimi anlatmak istiyorum. Ben muhafazakar bir ailede büyüdüm. Seks hakkında en ufak fikrim yoktu, ta ki liseye geçinceye kadar. Lisede artık konuşmalardan falan birşeyler kapmaya başlamıştım ve ilgimi çekmeye başlamıştı. Özellikle bir arkadaşım vardı Ece diye. Çok ilgiliydi bu konularda, hatta sevgilisiyle yaptıklarını bile anlatırdı. İlk başlarda utansamda, ilgimi çekiyordu artık. Ama benim ilişkilerim sadece flörtten öteye gidemiyordu. Seks halen bana tabu gibi geliyordu. Arkadaşlarım bana güzelliğimin farkında olmadığımı söyleyip dursalar da, ben halimden memnun olduğumu söylüyordum.

Okullar yaz tatiline girmişti. Tabi yaz mevsiminden dolayı açılıp saçılıyordum, kısacık etekler, daracık şortlar. Sokaktan laf atanlar bile oluyordu. O dönem tanıştım sevgilimle. Adı Eren idi, 1.95 boylarında, kalıplı, esmer ve yakışıklıydı. Ece tanıştırdı bizi. İlk başlarda çıkıp geziyorduk, sonra bana çıkma teklifi etti. Çıkmaya başladıktan bir ay sonra beni sinemada öptü, inanın o gece uyuyamadım heyecandan. Gün geçtikçe ona daha çok bağlanıyordum. O da beni çok seviyordu. Ben utangaçlığımı atmış, yavaş yavaş sinemalarda, parklarda, kuytu köşelerde sevişmeye başlamıştım Erenle. Hatta bir kere park bekçisi kovdu bizi, düşünün. İnanılmaz zevk alıyordum onunla yiyişirken, resmen yanıyordum. Ama halen seks yapmaya yemiyordu. Ece'yle konuştuğumuzda bana, "Bekaretini verme, ama arkadan deneyebilirsin!" demişti. Sahiden olur muydu? Daracık deliğe, Eren'in siki girer miydi? Arada sırada duşta, denemek için götümü parmaklıyordum, ama onun acısı bile beni caydırıyordu. İncecik parmaklarım girmiyordu götüme, bir erkeğin yarağı nasıl girerdi?

O gün gene çok sıcaktı. Sevgilimle geziyorduk caddede. Bir süre sonra sıkılmıştık. Eren, "Hadi bize gidelim!" dedi. "Ne yapacağız ki sizde?" diyince, "Ya daha rahat oluruz, istediğimiz gibi takılırız evde!" demişti. Ben kabul ettim, eve doğru yürümeye başladık. Fıkır fıkırdım, acaba ne yapacaktık evde? Sevgilime güveniyordum, ama tırsıyordum da. Kapıyı açtık, içeri girer girmez dudaklarıma yapıştı.

Önce ittirdim onu. "Merak etme, sinemada nasıl sevişiyorsak, burda da öyle sevişeceğiz, tek fark yatakta olacak!" demesiyle rahatladım. Kanepede sevişmeye başladık. Deli gibi öpüşüyor, dudaklarımız birbiriyle buluşuyordu. Sonra beni koca cüssesiyle kucakladığı gibi yatağa attı. Eren üstümde, ağırlığını vermeden öpüşüyorduk, şimdi boynumu emmeye başlamıştı. Öyle güzel emiyordu ki boynumu... Herzamanki gibi ufak ısırıklar beni benden alıyor, daha çok azdırıyordu. Body'imi sıyırıp sütyenimin üstünden memelerimi okşamaya başladı. Hiç bu kadar ileri gitmemiştik, kafasını ittirdim. Gözlerime baktı, "Uçurmak istiyorum seni aşkım!" deyip memelerimi çıkardı sütyenden. Bebek gibi emiyordu uçlarını. Gerçekten içim bir hoş olmaya başlamıştı. Amımda ıslaklık hissediyordum. Şimdi iki mememi birden emiyordu. Nasıl da kızarmış ve şişmişti uçları... Kafasını bastırıyor, onu memelerimle bütünleştiriyordum.

Terden vıcık vıcık olmuştum, Eren tüm vücudumu yalıyordu. Şortumdan bacaklarımı okşuyordu, hemen sonra aşağıya inip bacaklarımı yalamaya başladı. Ben gözlerimi kapatıp yalanmanın zevkini yaşıyordum. Her yerimi yalıyordu, müthiş bir erkekti. Veya ilk ve tek erkeğim o olduğu için bana öyle geliyordu. Bacaklarımdan yukarıya doğru yalayarak geliyordu, yavaş yavaş kasıklarımı yalamaya başladı. Gözlerimin içine baktı, "İster misin?" diye sordu. Neyi olduğunu anlamamıştım, "Neyi?" diye sorunca, elini kot şortumun düğmelerine attı. "A-aa! Orası olmaz!" desemde, yavaşça çözdü. Nefesimi tutmuştum. Üçüncü düğmeyi çözüp, siyah külodumla karşı karşıya geldi. Önce uzun uzun kokladı, "Müthiş kokuyor!" deyip bir külodumun üstünden amcığıma öpücük koydu. Öpücüğü koyunca kendimi aniden geri çektim, içim bir tuhaf olmuştu. Şortumu indirdi, külodumla kalmıştım. Elime kapatıyordum külodumu. Utanıyordum da. Elimi hafifçe çekti, külodumu indirdi. Çok hafif tüylü, (kendi elim dışında) el değmemiş amcığımla karşısındaydım şimdi. Utançtan yerin dibine giriyordum. "Müthiş amcığın var sevgilim!" deyip dilini amcığımla bütünleştirdi...

Deliler gibi emiyordu, o çizgiyi içine dil darbeleri atarak yalıyordu. Eliyle amımın dudaklarını ayırmasına izin vermiştim, klitorisime uzun uzun diliyle darbeler atarak yaladı amcığımı. Deli gibi titriyordum, yatakta kendimi sağa sola atıyordum. İlk kez biri bana oral seks yapıyordu. Elimle tutmuşum Eren'in saçlarını, çekiyordum. Akıl almaz bir zevkti bu! Çok geçmeden tüm sıvılarımı Eren'in ağzına bırakmıştım. Boşalırken kasılıyor, inliyor, çığlıklar atıyordum. Boşalmam bitince Eren doğruldu ve boxerından sikini çıkardı. Kılsız, çok güzel bir siki vardı. Ece'nin bana izlettiği pornolardaki yaraklardan daha güzeldi, bir an ağzıma almak istedim. Kızlar hep der ya, "Ben ağzıma almam, midem bulanır!" diye. Ben de öyle düşünürdüm, ama sevgilinizin sikini görünce daha fazla istiyorsunuz...

Onu yatırdım, şimdi onu azdırma sırası bendeydi. Beni uçuran sevgilime deli gibi sakso çekmeye başladım. Dondurma yalar gibi yalıyordum sikini. Ece'nin bana anlattığı gibi, bol bol tükürüyor, kayganlaştırıyordum. Elimle sıvazlıyor, tamamını ağzıma alıyor, yukarı aşağı yalayıp, ucuna dil darbeleri atıyordum. Elimde tuttuğum yarak beni dahada azdırıyordu, ama boşaltıp bitirmeliydim. Çünkü bunun ilerisi seksti ve ben bekaretimi vermeye hazır değildim henüz. Bana, "Ağzına boşalmak istiyorum aşkım!" deyince, ağzımdan çıkardım ve elime boşalmasını sağladım. Eren de titriyordu, korkmuştum biraz. Yanına yığıldım ve dudağına bir öpücük konudurup, "Seni seviyorum aşkım!" dedim.

İnanılmaz zevk almıştım, Ece anlattıklarında haklıydı! O zilli işini çok iyi biliyordu. Eren'in yere fırlattığı külodumu ve sütyenimi giydim. Eren halen çıplaktı. Kalkıp tuvalete gittim. Tuvalette aynada kendime bakarken Eren de sikini sallaya sallaya geldi, arkamdan sarıldı. "Müthişsin, biliyorsun değil mi!" deyip boynuma öpücükler atmaya başladı. Şimdi tuvalette sevişmeye başlamıştık. Arkamda kalkık sikini hissediyordum. Külodumu bir hamlede aşağı indirdi ve şimdi aramızda hiçbir şey yoktu. Kalçamda sikini hissediyordum, ucundaki sıvı içimi bir hoş ediyordu. Elimle götümün yanaklarını ayırıp sikini arasına hapsettim. Çünkü sürtünürken falan yanlışlıkla amıma girmesini istemiyordum. Öylece sevişiyorduk, ayaktaydık. Beni omuzlarımdan tutarak hafif öne eğdi. Neler olacağını çok merak ediyordum. Sıvı sabunu aldı, biraz sikine sürdü. "Şimdi karım olacaksın!" deyip, sikini götümün yanakları arasına sürmeye başladı. İçim çok tuhaf oluyordu, bir yandan korkuyordum, "Arkamdan gireceksin, öyle değil mi?" deyince, "Evet meleğim, ama sakın korkma! Çok zevk alacağız ikimiz de!" deyip beni sakinleştiriyordu. Şimdi ucunu götümün deliğine dayamıştı. Hafifçe ittiriyordu, ama daracık deliğim onun yarağını içeri almıyordu. Ona yardımcı olmak için iyice domaldım, ve götümün yanaklarını iki elimle iyice ayırdım. Götüme girmesini istiyordum!

Şimdi ucu gene götümün deliğindeydi ve ittiriyordu. Başı girdi içime, biraz bekledi. Canım hafif yanıyordu. Gövdesini de ilerletmeye başlayınca benim öyle bir canım yandı ki, anlatamam. "Tamam çıkar! İstemiyorum, çıkar!" dedikçe, "Sakin ol aşkım, girdi bak, çok zevk alacaksın!" deyip beni motive ediyordu. Uğraşa uğarşa, sonunda taşaklarını amımda hissettim. Sevdiğim erkeğin siki tamamen götümdeydi artık. Biraz içimde hareketsiz bekledi, bekledikçe alışıyordum, ama elimde olmadan götümün kasını kasıyordum. "Kasma kendini, rahat ol!" deyince biraz daha rahat bıraktım kendimi. Şimdi ileri geri yapmaya başlamıştı. Önceleri yavaş yavaş pompalıyor, beni iyice alıştırıyordu. Yaklaşık 1 dakika sonra içimde garip bir his oluşmaya başladı, hafif bir sızıyla karışık garip bir haz alıyordum. Belimden tutmuş, artık tam anlamıyla sikiyordu götümü. Götümü dağıtarak sikiyordu erkeğim...

Aynadan baktıkça, gözlerinin kaydığını görebiliyordum. Götüme bir şaplak attı, bu beni garip bir şekilde zevke getirmişti, "Hadi yatakta devam edelim!" dedim. Götümden çıktı ve yatağa geçtik. Yatakta beni sırtüstü yatırıp, bacaklarımı yukarı kaldırıp götüme soktu ve iki bacağımı ayırıp öyle sikmeye başladı götümü. Sütyenimden memelerimi tekrar çıkardı, hem onları emiyor, hem götümü sikiyordu, arada dudaklarımı da öpüyordu. Keyfimce altında inliyordum, artık en ufak acı yoktu. Sevdiğim erkek götümü sikerken, amımla oynuyordu. Bir kez daha inleyerek boşaldım. Artık çok yorulmuştum, ama Eren aynı hızda pompalıyordu. Derken ufaktan ufaktan o da inliyor ve "Ahh! Ahh!" diye bağırıyordu. En sonunda sikini götümden çıkardı ve sıvazlayarak memelerimin üstüne boşaldı.

Sikinden çıkan son dölleri de göbeğime damlattıktan sonra yanıma yığıldı. İkimiz de çırılçıplak yatıyorduk. Bikaç saniye sonra Eren'imin kocaman siki büzülmüş, inmişti. Bir süre öyle yattık. Saate baktım, aşağı yukarı 3 saattir sevişiyorduk. Ben götümün bekaretini kaybetmiştim ve tabularımdan birini yıkmıştım. Eren'in dölleri memelerimin üzerinde kurumaya başlamıştı, kalktım duşa girdim. Eren de içeri girdi, bana temiz havluyu bıraktı ve "Müthiş görünüyorsun!" deyip elini sikine attı yine. Eren'e, "Bugünlük yeter, ne olursun, başka bir gün devam ederiz!" deyince çıktı. Duşumu aldım, havluyu belime sardım, memelerim açık çıktım. Ipıslak külodumu giydim, sütyenimi taktım. Salona bu halde gittim. Eren boxerıyla oturuyordu. Yanına oturdum ve "İstediğini aldın, beni bırakmazsın değil mi?" diye yanına kıvrıldım. Dudağıma bir öpücük kondurdu, "Tabi ki hayır aşkım, ben seni çok seviyorum ve seni kullanmadım ben!" deyince içim biraz olsun rahatlamıştı. Body'imi ve şortumu giydim, Eren de üstünü giyip, evden çıktık. Arkadaşlarımızla buluştuk. Akşam da Eren beni eve bıraktı...

Eren'le halen çıkıyoruz. Fırsat bulduğumuz her zaman evde seks yaptık. Artık sinemalarda öpüşüp sevişmiyoruz. Çünkü her sevişmemiz mutlaka götümü sikmesiyle bitiyor. Eren'i çok seviyorum, kim bilir, belki amımın bekaretini de Eren alacak?

Herkese iyi sevişmeler :))

[Bilge]