xxx


Hikaye ve resimlerinizi bekliyorum!!!
hikayedengercek@gmail.com

Sunday, June 17, 2012

Kocamla Olmuyordu Jinekoloğum Sikince Hamile Kaldım!

Kocamla Olmuyordu Jinekoloğum Sikince Hamile Kaldım! (Bahar 32 Y., İstanbul / Türkiye)

Merhabalar, adım Bahar. İstanbulda yaşıyorum. 1.69 boyunda, 68 kg ağırlığındayım. Kocamla evleneli 10 yıl oldu, ama halen çocuğumuz olmadı. Çok doktora gittim ama tedaviler cevap vermedi. Komşuların çocuklarını severek geçti zamanlarım. Sorun bende olduğundan kocam rahattı. Ama kocamla seks hayatımız her geçen yıl bozuldu, yatakta beni sikerken hemen boşalıyor ve beni yarım bırakıyordu. Benim gibi çocuğu olmayan bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine yeni bir Jinekoloğa gitmeye başladım. Yeni Jinekoloğum Umut bey oldukça yakışıklı ve uzun boylu bir doktordu. Muayenede bana çok iyi davranır, “Bu tedaviden sonra çocuğunuz olacak!” der, hep moral verirdi bana. Sonraları ondan etkilendiğimi hisseder oldum.

Her muayene öncesi olduğu gibi, bundan 5 ay önce de muayeneye gitmeden önce amımı iyice yıkayıp traş ettim. Nedense o gün içim heyecan doluydu. Doktorun yazıhanesine gittim, yardımcı kız beni muayene odasına aldı, hazırlanmamı söyleyerek çıktı. Ben alt kısmımı soyunup muayene koltuğuna uzandım. 5 dakika sonra doktorum Umut bey ve yardımcı kız geldi. Önceleri çok utanırdım, ama zamanla alttan bakılmaya iyice alışmıştım. Sonra yardımcı kız dışarı çıktı, kapıyı da kapattı. Doktor biraz muayene etti ve ekrandan baktı. Bir ara ayağa kalktığında önündeki kabarıklık ilk kez dikkatimi çekti. Tüm sağlıkçıkların giydiği gibi mavi bir pantolon giymişti, pijamaya benziyordu...

Gözümü doktorun kabarık önünden alamıyordum. Yarağı oldukça iri olmalıydı. Birden içim gitti. Doktor önüne baktığımın farkında olmadan, yanımda durmuş ekrandaki görüntüleri inceliyordu. Bir ara yarağı karnıma hafiften temas edince iyice huylandım. Tekrar eğildi ve amıma uzun bir aparat soktu. Elimde olmadan, “Offf!” dedim. Doktor hemen, “Birşey mi oldu?” dedi. Utandım, “Yok...” dedim. Doktor amıma soktuğu aparatı yavaş yavaş sokup çıkarıyor, içimde sağa sola çeviriyordu. Koltukta bacaklarım ayrık, gözlerim kapalı yatıyordum Doktor amımı kurcalarken ben birden kasıldım, resmen orgazm olmak üzereydim. Doktorum da bunu anladı ve “Devam etmemi istermisin?” diye sordu. Gözlerimi açmadan, “Hı hı!” diye inledim.

Doktor amıma soktuğu aparatı çıkarıp, amımı okşamaya, bızırımla oynamaya, uzun uzun amımı yalamaya, parmaklamaya başladı. Ben artık kendimi iyice saldım ve inleyerek titreyerek orgazm oldum. Gözlerimi açtığımda doktor ayağa kalkmış, pantolonunu indiriyordu. Yarağını sıvazlayarak başucuma geldi. Dokundum ona bir süre, sonra ağzıma aldım. Tadı muthişti, gittikçe de büyüyordu. Sonra çekti yarağını ağzımdan, özür diledi, beni çok begendiğini ve yardımcı olmak istediğini söyledi. Ama ben azmıştım, “Lütfen devam edelim!” dedim...

Bacaklarım zaten koltukta sonuna kadar ayrık ve amım fırın ağzı gibi açıktı. Doktorum bacak arama yanaşıp yavaşça yarağını amıma dayadı. Aman Tanrım yanıyordu. Yavaşça girdi çıktı, sonra tekrar girdi ve sikmeye başladı. Yarağının taa rahmime değdiğini hissediyordum, ama çok zevkliydi. Jinekolog koltuğunda 20 dakika sikti Umut bey beni ve birkaç kez orgazm etti. Derken o da geldi ve içime fışkırdı, 3-4 dakika boşaldı amıma. Spermleri resmen bardak bardak aktı rahmime. Sonra toparlandık, önce doktor çıktı muayene odasından, ben de 5 dakika sonra çıktım, eve gittim...

Birdahaki muayeneye gittiğimde hamile olduğumu öğrendim. Kocama söylediğimde çok sevindi. Ama çocuk Umut doktorumdandı. Artık doğurup büyüteceğiz!

[Bahar]

Sevgilimle Balkonda Sikiştik!

Sevgilimle Balkonda Sikiştik! (Pınar 18 Y., Konya / Türkiye)

Selam ben Pınar. 18 yaşındayım, açık tenli, kızıl saçlı, 1.67 boyundayım, vücut hatlarım 91-64-95. Anlatacağım hikaye geçen yaz tatlilde tanıştığım erkek arkadaşımla yaşandı. Bu aynı zamanda hayatımdaki ilk ilişki. Erkek arkadaşım 1.78 boyunda, kumral, gayet bakımlı ve yakışıklı. Onunla sevgili omuştuk ve günlerdir gezip dolaşıyorduk. Ramazandaydı, onu iftar vaktinde bize yemek yemeğe çağırmıştım. Babannem akrabalarımıza iftara gitmişti, evde kızkardeşim, ben ve kuzenim kalmıştık. Sevgilim de kızkardeşimin sevgilisiyle geldi. İkisi aynı mahallede büyümüşler. Herneyse biz yemekleri yaptık, onlar geldiler, sofrayı falan kurduk...

Herkes yemeğini bitirdikten sonra kızkardeşim ve sevgilisi ayrı odaya geçmişti. Ben evin büyük kızı olduğum için bütün iş bana kalmıştı. Bulaşıkları çalkalayıp makineye yerleştirirken ister istemez domalmıştım, sevgilim de geldi bana arkadan sarıldı. Yanaklarımı ve boynumu öpüyordu. İşimin bitmesini bekledi ve biz yazlığın en üst katına çıktık. Bizim yazlık biraz büyüktür, odadan balkona çıkmak için bir merdiven var. Neyse biz balkona yerleştik, sigaralarımızı içtik ve öpüşmeye başladık. Ama ne öpüşme, dil atıyordu resmen, dudakları yakıyordu dudaklarımı. Oturarak duvara yaslandık. O beni kendine çekiyor, vücudu göğüslerime baskı yapıyor, bu da beni azdırıyordu. Ben ona yaklaştıkça beni geri itiyordu, ne olduğunu anlayamadım, meğer beni yere yatırmak istiyormuş...

Yattım ve bacaklarımı araladı. Üstümde koyu mavi bir elbise vardı, diz üstüne kadar geliyordu. Hırka da giymiştim, dantel işlemeli. Altımda dantel desenli pembe sütyen ve ona uyan dantel desenli bir külot vardı. Neyse, biz öpüşmeye devam ediyorduk, göğüslerime doğru inmeye başladı, dekoltemi yalayıp elbisemi sıyırıyordu ve bir çırpıda belime kadar indirdi elbisemi, sütyenimi çıkarmadan yalamaya başladı. Sonra sütyenimi yukarıya sıyırdı. Ben çok utanıyor, her fırsatta göğüslerimi kapatmaya çalışıyordum, aynı zamanda o kadar istiyordum ki onun devam etmesini...

Bana rahat olmamı söyledi ve devam etti. Kalçalarımı okşamaya ve sıkmaya, külotumun üstünden fırça çekmeye başladı. Ben bundan çok hoşlanmıştım ve ben de ona uymaya başladım. Elbisemi çıkarmaya çalıştı, ama ben, “Burda olmaz!” dedim. Gerçi kimse görmüyordu bizi, çatı katındaki balkondaydık, ama ben yinede ses olur falan diye odaya inmek istedim. Merdivenleri öpüşerek odama indik ve beni yatağa attı. Üstüme çıktı ve artık delirmiş gibi öpüşüyorduk. Ben elbisemi çıkardım, o da sadece Boxeriyle kalmıştı. Tekrar külotumun üstünden fırça çekmeye başladı. Sütyenimi çıkarmaya uğraşınca ben ona yardımcı oldum. Sonra göğüslerime iyice yumulmuş, yalayıp ısırıklar atıyordu. Bu beni delirtiyordu, nefesim hızlanıyordu, inlemeye başladım. Yavaş yavaş aşağılara doğru yaklaşıyordu...

İyi ki de ağda yapmışım diye seviniyordum. Külotuma kadar indi, dilini külotumun içine sokacakmış gibi yapıp tekrar yukarılara çıkıyordu. Çok sabırsızdım. Elleriyle ve dişleriyle külotumu sıyırdı ve çıkardı. Ben çırılçıplak kalmıştım, onda ise halen Boxer vardı daha. Aşağıya iniyordu, ben amıma yumulmasını beklerken bacaklarıma indi. Sırıl sıklam olmuştum. Bir 5 dakkika bacaklarımı öpüp yaladı. Ben kendimi aşağı doğru ittiriyordum, anladı tabi artık dayanamayacağımı. Baldırlarımdan yalayarak amımı öpmeye başladı. Amımın dudaklarını yalıyordu ve diliyle araladı. Ben artık uçuyordum, ama daha bitmemiştim, dilini bir amıma sokup bir klitorisime değdiriyordu ve klitorisimi ısırmaya başladı. Ben artık titremeye ve bağırmaya başladım...

Sevgilim sessiz olmamı istedi, çünkü alt katta kızkardeşim vardı, kuzenimin ise nerde olduğunu bilmiyorduk. Ben titreyerek ve baya kasılarak boşalmıştım ve boşalırken aşkım parmaklarını soktu amıma. Çok acıdı, ama zevkten buna bile aldırmıyordum. Tekrar öpüşmeye başladık, sevgilimin dudaklarından amımın tadını almaya başladım...

Bu sefer yalama sırası bendeydi ve korkmaya başladım. Ama o beni mutlu etti, ben de onu etmeliydim. Boynundan boğazından yalayarak indim ve ben de aynı onun gibi çıkardım Boxerini. Lambayı açmamıştık, odam karanlıktı, birşey görmüyordum, ama çok büyük bir siki olduğunu hissedebiliyordum. Taşaklarından başladım ve ucuna kadar yaladım. Tekrar taşaklarına inip ağzıma aldım emmeye başladım. Çok hoşuma gidiyordu bunu yapmak. Aynı anda sikine yavaşça 31 çekmeye başladım. Ve sıra gelmişti o az sonra içime alacağım kocaman sikini yalamaya. Yavaştan başladım yalamaya, ama alıştıkça hızlanıyordum, hem 31 çekiyor, hemde deliler gibi yalıyordum. Bu 10-15 dakika böyle sürdü ve sonunda sevgilim, “Geliyorum!” diye inleyerek ağzıma boşaldı. Ben de spermlerini yutmaya çalıştım, ama hepsini yutamadım...

Külodumu alıp onunla yüzümü temizledikden sonra tekrar altına aldı beni. Öpüşüyorduk. Ben sikiyle oynuyordum, o da boynuma sıcak nefesini veriyordu, bu da beni tekrar azdırıyordu. Kulağıma, “Aşkım devam edelim mi?” dedi. Ben de çok azdığım için kendimde değildim, “Bitir beni birtanem, senin olmak istiyorum, sik beni, kadın yap beni!” dedim. O da tekrar kalkmış sikini amıma doğru bastırıp, klitorisime masaj yapmaya ve fırça çekmeye basladı. Sonra, “Hazır mısın aşkım?” diyerek içime girmeye çalıştı. Ama siki büyük olduğu için giremiyordu. Canım yanıyordu ve bırakmasını istiyordum. Ama o, “Aşkım öyle güzel amın var, daracık, tabii ki hemen girmez, rahatla biraz!” diyor ve halen boynumu yalıyordu. Sonra cesaretimi toplayıp gözlerimi kapattım o ve sikini sokmaya başladı. Sikinin ucu girdiğinde çok hoşuma gitmişti ve ben birden kendimi alttan ona doğru bastırınca tamamen girmesini sağladım. O an bağırmayım diye dudaklarımı öpmeye başladı ve artık içimdeydi. Canım çok yanıyordu.

Birkaç saniye bekleyip yavaşça git gel yapmaya başladı. Acı ve zevk birada inlemeye başladım. Üstümde hiç durmadan köklüyordu, beni delip geçecek zannettim. Bunu öyle hızlı yapıyordu ki, 5 dakika sonra sikini amımdan çıkarıp göbeğime boşaldı. Çok güzeldi ama ikimiz de doymamıştık. Sigara molası vermek için balkona çıktık. Balkonu kimse göremediği için çıplak gezmemiz sorun olmuyordu. Busefer bolkonda başladık sevişmeye. Ben diz çöküp sikini tekrar yalamaya başladım. Kalkınca busefer o yattı ve beni üstüne aldı. Halen balkondaydık, ama o an zevkten başka birşey düşünmüyordum. Sikini amıma hizalayıp yavaş yavaş üstüne oturmaya başladım. Yine çok acıyordu. Bir anda belimden tutup kuvetle beni üstüne oturtup geçirdi ve zaman kaybetmeden zıplatmaya başladı. Zıplarken göğüslerim sallanıyordu...

O kadar çok zevk alıyordum ki, çok geçmeden ben tekrar boşaldım. Benim boşalmamla o da boşalacakmış gibi oldu, ama boşalmadı. Siki amımın içinde bir an durdu ve arkadan yapmak istediğini söyledi. Ben kabul etmedim ve inatlaştık. Çok korkuyordum, çünkü arkadan çok fazla acıdığını duymuştum. Arkadan başka bir zaman yapmasına izin vereceğime dair söz verdim. Buna sevindi ve bir bacağımı havaya kaldırıp amımı sikmeye devam etti. Sonra o da boşaldı ve hiçbirşey olmamış gibi milletin yanına indik. Sanırım sikiştiğimizi anladılar, ama kimse birşey demedi. Biz kızlarla hazırlanıp hep beraber sahile inmeye karar verdik. Herkes çıkınca ben ortalığı hemen toparlayıp yanlarına gittim. İnanın yürüyecek halim yoktu, hem canım yanıyordu, hemde yorgundum.

Sevgilimle nişanlanmayı düşünüyoruz :))

[Pınar]

Halamın Taze Evli Gelinini Siktim!

Halamın Taze Evli Gelinini Siktim! (Ahmet 25 Y., Elazığ / Türkiye)

Merhabalar, ben Elazığın bir köyünde oturuyorum. Halamın birtek oğlu var, onu da askere gitmeden halam everdi. Gelinleri Fadimeyi ilk defa düğün akşamı gördüm, ozaman içimde birşeyler uyanmıştı. Halam oğlu evlendikten sonra askere gitti. Bense evlerinin etrafında Fadimeyi göreyim diye dolanıyordum. Görüyordum da. Havadan sudan konuşuyorduk onunla, oturup sigara içiyorduk. Sürekli onun yanında olmak istiyordum, ondan hiç ayrılmak istemiyordum. Ama nasıl açılacağımı bilmiyordum sadece. Halamla gelini ise beni komşularının kızına asılmak için dolandığımı sanıyorlardı, oysa ben halamın gelini Fadime için gidiyordum...

Birgün canım sıkıldı halamlara gittim. Evde halam yoktu ve Fadime evde tekbaşına iş görüyordu. Fadime, “Hoş geldin Ahmet, komşu kızını mı görmeye geldin? Gel buyur!” dedi. “Hayır ben başka birini seviyorum, ama ulaşması biraz zor!” dedim. “Neden zor ki?” dedi. “Sevdiğim evli!” deyince, Fadime şaşırdı ve bana, “Akıllı ol, köy yerinde adın çıkar!” dedi. Bense, “Hiçbir şey umurumda değil!” dedim. “Yaa öyle mi, kim bu şanslı kadın?” diye sordu. Ben isim veremedim, “Sonra söylerim!” diyerek konuyu kocası Murata getirdim, “Onu özledin mi?” diye sordum. “Özlemez olurmuyum, tam 3 ay oldu gideli, bugünlerde dağıtıma gelecek, Muratı çok seviyorum!” dedi. Ben de, “Nasıl özledin?” deyine, gülerek içeri kaçtı. Anladı tabii benim ne demek istediğimi.

Birkaç gün sonra Murat izine gelmişti. Bu durum benim zoruma gidiyordu, çünkü Fadimeyi sikiyordu. Bense Fadimenin kalçalarını hayal ederek 31 çekiyordum. Murat dağıtıma gitti ve Fadime yine bana kalmıştı. Bir ay geçmişti ki ben İstanbula gittim geldim. Geldiğimde ilk işim halamlara gitmek oldu. Fadime beni görünce sevindi, “Hoşgeldin Ahmet, nerelerdesin?” dedi. “İşim vardı.” dedim. Halam bize gitti gezmeye, ben balkonda oturdum sigaramı yaktım. Fadime geldi yanıma oturdu, bir sigara da ona verdim. Fadime bana, “Eee sevgilinle aran nasıl?” dedi. “Onun haberi yok, ben onu seviyorum, ama söyleyemiyorum! Neyse boşver, sen anlat, Murat telofon açıyor mu, görüşüyormusunuz?” dedim. “Ahhh ahh, 6 ay oldu gideli, birkaç kere telefon açabildi, onda da kısa konuşabildik!” dedi. “Şimdi daha çok özlemişsindir! Birşey lazım olursa bana söyle!” dedim. O da, “Tamam olur Ahmet bey!” diye güldü...

Birden aklıma şeytanlık geldi. İstanbuldan seks dergisi almıştım, ceketimin cebindeydi. Bir cesaret çıkarıp dergiyi dürdüm ve uzattım ve “Al şunu sakla hemen, sonra okursun, canın sıkılmaz!” diyerek verdim. O da bakmadan alıp koynuna koydu. Ben biraz daha oturup ordan ayrıldım. İki gün sonra tekrar gittim halamlara. Halam da tam bahçeye gitmek üzere evden çıkıyordu. Halam gidince Fadime gülerek yanıma geldi, “Sen manyakmısın, onlar neydi öyle?” dedi. “Yaa ne yapalım, biz de böyle tatmin oluyoruz!” dedim. Fadime gülerek, “Hani senin evli bayan arkadaşın vardı, ona git ateşini söndürsün!” dedi. Ben de gülümseyerek, “O sensin!” deyiverdim. Fadimenin şaşkınlığı geçince, “Ne diyorsun sen yaa, olamaz böyle birşey, çabuk burdan git, birdaha da gelme!” diye bağırdı. “Tamam Fadime, ama birsefer öpeyim, daha gelmem!” dedim. “Hayır!” diyerek yatak odasına kaçtı, ben de peşinden girdim. “Ne olur git burdan!” diye yalvarıyordu. “Gidecem, ama bir defa öpeyim!” dedim. “Tamam ama sadece bir defa!” dedi. Ben hemen dudaklarına yapıştım, tam bir saat öpüştük...

Güya onu bir defa öpüp daha görüşmeyecektik, ama öpüşmelerimiz tam 4 ay sürdü. Her fırsatta gizli saklı öpüşüyorduk, ama ileri gidemiyorduk. Öpüşürken kalkan yarağımla eve gidip 31 çekip rahatlıyordum. Yine halamın bahçeye gittiği bir gün Fadimenin yanına gittim. Beni içeri alınca hemen boynuma sarılarak, “Özledim seni!” dedi. Hemen Fadimeyi yataklara dayadım ve öpüşmeye başladık. Yarağım yine kalkmıştı. Öpüşürken bir yandan da pijamasının üstünden yarağımı Fadimenin amına bastırıyordum. Hemen hemen yarım saat öpüştük ve Fadime, “Dayanamıyorum artık Ahmet, içime sok!” diye inliyordu. 4 ay boyunca öpüştük ve Fadime ilkdefa onu sikmemi istiyordu. Pijamasını yarıya kadar indirdim, elimi amına attım, amı sular içinde, çeşme gibi akıyordu. Fermuarımı açıp sikimi çıkardım, Fadimeyi ters çevirip ayakta bacaklarını ayırdım ve sikimi arkadan amına birden soktum. Amı yanıyordu. Gidip gelmeye başladım. Her soktuğumda Fadime inliyordu. Fazla dayanamadım ve içine boşaldım. Fermuarımı çekip, yakalanma korkusuyla hemen ordan ayrıldım...

Ertesi gün halam evden çıkınca Fadime beni arayıp çağırdı. Hemen gittim tabii. Bu defa yere uzattım ve memelerini yalamaya başladım, bir yandan da amıyla oynuyordum. Fadime sabırsızlanıyordu, “Hadi Ahmet dayanamıyorum!” diyordu. Yarağımı çıkarıp yalaması için ağzına verdim. Fadime gülerek, “Bu mu bana girdi? Ağzıma sığmıyor, amıma nasıl giriyor?” diye inleyerek yarağımın etrafını yalıyordu. Ben de parmağımı amına sokup çıkarıyordum. “Hadi yeter, sik artık, şimdi kaynanam gelir!” deyince, bacaklarını omzuma aldım yarağımı amına dayadım, bir hamlede içine girdim. Fadime inleyerek, “Çıkar içimden, karnım sancıdı!” dedi. Dinlermiyim, ufak ufak girip çıkıyordum. Fadime inleye inleye bağırıyordu, “Canım yanıyor!” diye. Amına boşalana kadar sikmeye devam ettim...

Murat askerden gelene kadar birkaç kez daha birlikte olduk Fadimeyle. Murat askerden geldikten sonra ise Fadimeyi zor bela ikna edip sadece bir kez daha sikebildim. Şimdiyse beni istemiyor, hep Muratla sikişiyor!

Saygılarımla.

[Ahmet]

Kapalı Karımı Kızılcahamam Kaplıcalarında Siktirdim!

Kapalı Karımı Kızılcahamam Kaplıcalarında Masöre Siktirdim! (Selami 26 Y., Ankara / Türkiye)

Selam ben Selami, 26 yaşındayım. Karım Gülsüm 24 yaşında. Yaklaşık 1 yıldır evliyiz. Karım kapalı giyinen, fakat vücudu ve yüzü oldukça güzel bir hatun. Birbirimize deliler gibi aşığız. Bu olay nasıl yaşandı anlayabilmiş değilim, ama ikimiz de çok zevk aldık ve birbirimize daha sıkı bağlandık diyebilirim. Gerçi sevişmelerimizde hep tahrik edici konuşurduk, ama sıradan bir cinsel hayatımız vardı.

Haftasonu için kış olması sebebiyle Ankaradan kaplıcalarıyla ünlü Kızılcahamama gittik. Otele yerleşip, akşam yemeğinden sonra aileler için özel olan 2 kişilik sauna, hamam ve havuzun olduğu bölüme girdik. Benim üzerimde Boxer, karımda da de sütyen ve tanga vardı. Bir süre saunada kaldıktan sonra göbek taşına yatıp istirahat ettik. Bu arada bayan masör istedik, karıma masaj yapması için. Ama otelde bayan masör olmadığını söylediler. Karım da bana, “Aşkım ozaman sen masaj yap bana!” dedi. “Karıcığım çok yorgunum, nasıl olsa ben de yanındayım, masör gelsin, beline havlu sararsın, masajını yaptırırsın!” dedim. Israr edince karım kabul etti...

Biraz sonra, adının Deniz olduğunu öğrendiğimiz masör arkadaş geldi. 1.75 boyunda, geniş omuzlu, kaslı, biçimli vücudu ve kocaman elleri olan biriydi. Denizin üzerinde mavi bir şort vardı. Müsaade isteyip yüzükoyun yatan karımın omuzlarına, sırtına masaj yapmaya başladı. Ben de uzanmış dinleniyordum. Baktım karımın yüzü pembeleşmeye başladı. Bu arda Deniz de karımın bacaklarına masaj yapıyordu. 45 dakika sonra karımın masajı bitti ve Deniz biraz dinlenip bana da masaj yapacaktı. Deniz kendisine soğuk soda almaya gideceğini, bize de içip imeyeceğimizi sorarak yanımızdan ayrıldı...

Yalnız kalınca karıma, “Bebeğim ne oluyor, rengin değişti, yaprak gibi titriyorsun?” dedim. “Kocacığım ne yapayım, elimde değil, tahrik oldum, baksana amım sulandı!” dedi. Elimi bacak arasına attım ki, oyyy benim tatlı karımın amcığı kabarmış ve sulanmıştı. Deniz gelesiye kadar karımı hemen göbek taşının üzerinde domalttım, tangasını sıyırıp amına geçirdim. Karıcığım derin bir “Ohhhhh!” çekti, ama içine girmemle boşalmam bir oldu. Sikimi çekip, “Özür dilerim karıcığım doyuramadım seni!” dedim, ama çok mahçuptum. Karım da beni teselli etti, ama azdığı bir anda adam gibi sikilememenin huzursuzluğu oturmuştu yüzüne...

Kendime çok kızdım, o anda ağzımdan, “Ben boynuzlanmayı hak eden bir gavatım, karısını sikemeyen bir pezevengim!” sözleri çıkıverdi. Karım beni teselli etmeye uğraşıyor, ama bir türlü kızgınlığım geçmiyordu. “Karıcığım üzgünüm, haftasonumuzu mahvettim, ama senin mutsuzluğuna dayanamam, istersen masör çocuk yakışıklı, güçlü, kuvvetli, onla sikişebilirsin, zevk al, mutlu ol, kadınlığını yaşa istiyorum!” dedim. “Aşkım pişman oluruz, bir anlık şehvet için seni aldatmak istemiyorum!” dedi. “Bebeğim söz, senden soğumayacağım, daha çok seveceğim seni, hem ben de yanında olacağım, biliyorum ruhun kalbin herşeyin benim, zevk almak senin de hakkın, sen benimsin, bedeninin haz alması için şart bu!” ısrarlarımla karımı masörle sikişmeye ikna ettim. Karım, “Peki ama Deniz cesaret edip yapabilecek mi sence?” dedi. “O konuyu ben hallederim!” dedim...

Az sonra Deniz geldi. Sodaları alıp bir kenara koydum ve “Denizciğim, önce karımın havlunun altında kalan yerlerine de masaj yap, sonra bana masaj yaparsın!” dedim. “Olur abi!” dedi. Karım havlusunu çekince tangasıyla kaldı. Deniz karımın tangasının kenarından akan dölü görünce şaşırdı, bana garip garip bakmaya başladı. Hemen araya girip, “Denizciğim sen gittikten sonra karımı bu güzel ortamda sikmek istedim, ama hemen boşaldım, sen de istersen karımın zevk almasını isterim, Gülsümüm razı oldu, onu sikermisin?” dedim. Deniz karımın kalçasına bir şaplak vurup, “İstemez miyim abi, yengeyi ilk gördüğümde kapalı olduğu için yanaşmadım, yoksa burada kocalarının önünde çok karı siktik, çoğu müşterimiz özellikle karısını siktirmeye geliyor zaten!” dedi.

Deniz karıma da, “Yenge hadi önce bir duş al!” dedi. Karımı alıp duşun altına soktum, dudaklarını öpüp, “Rahat ol fıstığım, yanındayım hep!” deyip amını götünü bir güzel yıkadım. “Hazırmısın karıcığım orospuluğa, bak ben de senin boynuzlu pezevengengin olacağım!” dedim. Karım duştan çıkınca Deniz bana, “Abi bir ricam var, ilk defa kapalı birini sikeceğim, yenge günlük kıyafetlerini giyse de ellerimle tek tek soyarak siksem?” dedi. Karar vermiştik artık, mecburen olur dedik. Karım kabine girip hemen elbiselerini giyip geldi...

Muhteşemdi her haliyle, beyaz bir pantolon, beyaz badi, üzerinde dizlerine kadar inen mavi bir tunik ve beyaz başörtü. Deniz hemen yanaşıp Gülsümümün dudaklarına yapıştı, kalçalarını okşuyordu bir yandan. Karımın tuniğini, badisini, pantolonunu ve başörtüsünü çıkardı, dudaklarını boynunu öpüyordu. Karım yavaş yavaş gevşemeye başlamıştı. İkisi de ayakta çırılçıplak kaldı. Denizin sikini görünce karım da ben de donakaldık. Benimkinin iki katı, kalın, kocaman mor başlı bir yarak. Ayakta sevişmeye başladılar. Deniz karımın göğüslerini somrup amcığını okşuyordu. Karım birden, “Kocacığım artık dayanamıyorum, rahat davranabilirmiyim?” dedi. Ben de, “Tabii birtanem, artık Deniz senin sikicin, ikinci kocan, serbest ol, kasma kendini!” dedim.

Bu arada göbek taşının üzerinde 69 oldular. Deniz, “Yenge orospum olacaksın, bu güzel amcığı yara yara sikeceğim!” diyordu. Karım Gülsüm de inleyerek, “Sik erkeğim, kurban olurum bu koca sike ben!” diyordu. Deniz karımı sırtüstü yatırıp amcığını biraz daha emdi ve sikinin koca başını karımın amına sürtmeye başladı. Sikin başı azcık girdiğinde karım çığlık atıp girmesine izin vermedi, “Kocacığım çok korkuyorum!” dedi. Hemen yanına gidip karımın dudaklarına bir öpücük kondurdum, “Rahat ol bebeğim!” deyip elini sıkıca avucuma aldım. Yarak içine girmeye başladığında karıma, “Bir öpücük ver kocacığına!” dedim ve Denize işaret ettim. Deniz koca yarağını tükürükleyip başını hafifçe karımın amcığına soktu. Karımın eli avuçlarımdaydı, canı yanmaya başlayınca dudağımı öpmeye başladı. Deniz birden yüklenip yarağını yarısına kadar karımın amcığına geçirdi. O acıyla karım benim dudağımı ısırdı. Ben sürekli, “Birazdan rahatlayacaksın karıcığım!” diyordum.

Deniz sikini dibine kadar karımın amcığına geçirip içinde gidip geldikçe karım rahatlıyor ve gevşiyordu. Karımın elleri avuçlarımda zevk almaya başladıkça bana, “Boynuzlu oldun, pezevengim, canım kocam, sevgilim!” diye inlemeye başladı. Ben de, “Orospum zevk ifadsei çok yakışıyor yüzüne!” dedim. Deniz de, “Gel pezevenk yakından bak, nasıl sikiyorum karını izle iyice!” diye hakaret ediyordu bana. Denizin bacaklarının arasından, karımın amına her giriş çıkışını görebiliyordum. Karım Denize, “Daha hızlı erkeğim, sik beni, parçala amımı, arslanım, sikicim, kocacığım!” diyordu.

Bir müddet sonra Deniz karımı domaltıp arkadan amcığına girmeye başladı. Karım 3. orgazmını yaşıyordu ki, “Pezevenk kocam, Denize siktir beni hep, doyamıyorum bu yarağa!” diye inledi. Deniz, “Abi karının amına boşalmak istiyorum!” dedi. Karıma baktım, “Ne dersin karıcığım?” dedim. Karım da Denize, “Erkeğim pezevenk kocama sormana gerek yok, kölenim senin, istediğini yap!” dedi. Deniz boşalmaya başlamış, dölleri karıcığımın amından taşıyordu. İşleri bitince Denize teşekkür edip yolladık. Karım bana, “Teşekkür ederim kocacığım, seni çok seviyorum!” dedi. Benim sevgili meleğimi mutlu görmek beni de mutlu etmişti. Yıkanıp odamıza çıktık.

Ertesi günü yine Denize doya doya siktirdim karımı. Arada bir Denizi evmize çağırıyoruz, hem güzel masaj yapıyor, hemde sınırsız erotik zamanlar yaşıyoruz.

[Selami]

Meral Abla!

Meral Abla! (Seyit 18 Y., Gaziantep / Türkiye)

Taşrada bütün çocuklar oyun oynamaya doktorculukla başlar, derken bu oyun sekse dönüşür. Cahillik işte, arkadaşlarla sikimizi birbirimizin götüne sürtmeyi, sikimizi kızların amına sürtmeyi seks yaptık sanıyor mutlu oluyorduk. Bir gün çalıştığım kasaptan et götürüp dönerken, arkadaşım Hasanı gördüm. Bana, “Seyit gel sikişelim!” dedi. “Oğlum benim dükkana gitmem lazım, hem biri görür şimdi!” dedim. “Lan gel kimse görmez, şu harabeye gireriz, beş dakika sürmez!” dedi. Harabeye girdik pantolonlarımızı indirdik, önce Hasan sikini götüme sürtmeye başladı, bir yandan da ‘oh oh’ derken, ben de götümü sallıyordum. Şimdi de ben Hasanın götüne sürtecektim. Sikimi Hasanın götüne dayamıştım ki, yan pencereden müşterimiz topal Hüseyinin kızı Meral ablanın bize baktığını gördüm. Telaşla, “Hasan kaç oğlum yakalandık!” dedim...

Hasan nasıl kaçtı anlayamadım, ben kaçarken çekemediğim pantolonumun ayağıma geçmesiyle yüzüstü bir düştüm ki, her yerim yara bere oldu. Ben yerden kalkıp toparlanırken Meral abla kapıya inmiş, “Seyit iyimisin, gel bakayım neyin var!” diyerek, beni evine alıp yaralarıma pansuman yaptı. Evden çıkarken, “Meral abla ne olur kimseye söyleme, duyarlarsa beni keserler!” diye yalvardım. “Tamam Seyit, bu aramızda sır kalacak!” diyerek saçlarımı okşayarak, yanaklarımdan öptü gönderdi beni.

Meral abla 30 yaşlarında, çok çok güzel, manken gibi bir kadın. Ona bir bakan dönüp birdaha bakar, öylesine alımlı. Ailesi onu yıllar önce Lise son sınıftan alıp memleketin en zenginlerinin birinin oğluyla evlendirmiş. Dedikodulara göre, 1 ay sonra kız değil diye geri gönderilmiş diye duydum, ama yine de Tanrı bilir. Meral abla evin tek kızı, bağları bahçeleri var, babasıyla annesi yaz kış bağ bahçe işiyle uğraşırlar, kızlarına kıyamadıklarından onu hiç götürmezler. Meral abla ‘aramızda sır kalacak’ demesine rağmen, yine de birilerine söyler diye çok korkuyordum. Hele komşuları sağırgil duyarsa mahvoldurdum, o kadın bir memlekete yayın yapar, duymayan kalmazdı. Sabaha kadar gözüme uyku girmedi.

Öğlen vakti ustam ve kalfa yemekteyken dolaptan 1 kilo kadar et çıkardım, sardım, bakkala bıraktım, sonra yemeğe giderken aldım Meral ablaya götürdüm. “Abla aman kimseye söyleme, hele sağırgil duyarsa ben ölmeliyim o zaman!” dedim. Saçlarımı okşayarak, “Biliyorum Seyit, duyulursa ailen insan içine çıkamaz, sen dua et ki ben gördüm, ya başkaları görseydi? Ama sen korkma, bu sır bende kalacak!” dedi. Eti nasıl aldığımı söyledim. “Çok dikkatli ol tamam mı, ustan sezmesin!” diyerek eğilip burunlarımızı birbirine sürüp, gülerek, “Benim canım korkmuş mu?” diyerek yanağıma, dudağıma, burnuma, gözlerime, yüzümün her yanıma öpücükler konduruyordu. Artık rahatlamıştım, Meral ablanın kimseye söylemeyeceğine emin olmuştum. Oradan mutlulukla ayrıldım.

Birkaç gün sonra evde babamın yurtdışından getirdiği çaydan ve kahveden alarak Meral ablaya götürdüm. O da bana sütlaç ikram etti. Çay ve kahve için teşekkür ederek, beni kucağına alıp şaçlarımı okşarken yanaklarımdan öperek, “Oh sen ne güzel kokuyorsun Seyit!” diye bana sarılıyordu. Aylar böyle geçerken ona annemin bir altın yüzüğünü, ablamın saatini, teyzemin iki bileziğini, dükkandan ve evden çaldığım paraları, haftalığımı hep ona götürüyordum. Meral abla beni çok seviyordu. Ben de ona çok alışmıştım, bana sarılması saçlarımı okşayıp beni öpmesi koklaması çok hoşuma gidiyordu...

Hele 16. yaşıma bastığımda, doğumgünü pastasıyla bana sürpriz yapması çok hoşuma gitmişti. Ben de buna karşılık ona bir hediye düşünüyordum. İstanbuldan amcamlar gelmişti, bizde kalıyorlardı. Çarşıya çıkmıştım, eve uğradım, annemler herkes hamama gitmişler. Hemen misafirlerin çantasını karıştırdım, birsürü bilezik ve altın setler vardı. Bir burma bilezik alarak evden dükkana gittim, ordan da Meral ablaya götürüp verdim. Gözleri kocaman açılmıştı. “Seyit bunu nerden aldın?” diye sorunca, ona anlattım. “Aman kimse bilmesin!” diyerek bana sarılıp belki yüzlerce kez öptü. Bana öyle sarılıyor ki, canımı çıkaracak. İlk defa yüzüm memelerine değiyor, o yumuşaklığı hissediyor ve çok hoşlanıyordum. Ben de ona sarıldım. Beni, “Canım, canım!” diye öpüyor, kokluyor, bana sarılıyordu. Çok sevinmiş, mutlu olmuştu. Bana, “Ne zaman istersen gel Seyit!” diyordu. Ben de enaz onun kadar mutluydum.

Ertesi gün yengemler kayıp bileziğin farkına farmışlar, evde kıyametler kopuyordu. Kim alır bileziği, eve kim geldi falan diye, isimler sayılıyordu. Bana da sordular, “Senin almayacağını biliyoruz da, alanı gördün mü?” diye. Ben de, “Görmedim!” dedim. Ama babam çıkarken, “Ne yaparsanız yapın, bu altını akşama kadar bulamazsanız bu evi yakarım!” diyerek sinirle çıkıp gitti. Annem ablam hepsi ağlıyordu. Ben de korkmaya başlamıştım, hemen Meral ablaya gittim...

Meral abla leğende çamaşır yıkıyordu. Entarisini toplayıp beline sokmuş, donu sıyrılmış, baldırlarından bacaklarına kadar açılmıştı. Entarinin üstten düğmeleri açık, çamaşırı çitilerken sallanan bembeyaz memeleri içimi eritiyordu. Gelip bana sarıldı, “Aman seyit beni karıştırma, istersen geri vereyim bileziği!” derken memeleri yüzüme, dudaklarıma değiyordu. Meral abla bana sarılıp saçlarımı koklarken, memelerinin kokusu içime iniyor, sıcaklığı beni ısıtıyordu. Ben de ona sarılıp, ellerimi götüne doğru indirip, götünü sıvazlamaya başladım. Sesi çıkmayınca okşamaya başladım. Kulağıma, “Hınzır seni!” deyince, bundan cesaret alarak götüne daha sıkı sarılarak elimi araya soktum. Meral abla elimi götünün arasında sıkıştırarak, “Seni eşşek seni, sen neler biliyormuşsun!” diyerek götüme bir şaplak attı...

Tüm bunlar olurken içim öyle hoş oluyordu ki, ondan hiç ayrılmayım istiyordum. Beni yolcu ederken de dudaklarımdan yüzümden defalarca öpüyor, “Sen delikanlı olmuşsun artık Seyit!” diyerek gülüyordu. Oradan sevinçle uçarak çıktım...

Altın maltın umurumda değildi, şimdi tek düşüncem Meral ablaydı. Artık her an aklımda Meral abla vardı, gece gündüz onun hayaliyle yaşıyordum, ona sarıldığımda dünyanın en mutlu insanı ben oluyordum, ona sarılmak öpmek okşamak onu sevmek istiyordum. Hep yanımda olsun, hep onunla olayım, memelerini öpeyim, emeyim, götünün arasını yalayayım, ısırayım, bacaklarını öpeyim, onun çırılçıplak vücuduna sarılayım istiyordum. Ama bunlar hep hayaldi. Ama olsun, ona sarılmak ta, öpmek de, götünü okşamak da güzeldi diye uykuya daldım.

Ertesi gün çok istememe rağmen Meral ablaya gidemedim. Daha ertesi gün de, derken günler olmuştu onu görmeyeli. Ustamın hanımı hastalanınca, ustam İstanbula gitti, kalfa da beni yemeğe bile bırakmıyordu. Sabah erken gidiyorum, akşam geç geliyorum eve. Bir türlü fırsat bulamıyordum, deli olacaktım. 5 inci gün dükkanda çalışırken bir kadın geldi, başımı kaldırdım baktım Meral abla. Onu görünce dünyalar benim olmuştu. Yarım kilo et istiyordu. Meral abla kalfaya, “Ben çarşıya gideceğim, elimde götürmeyeyim, Seyitle gönder bir zahmet!” deyince nerdeyse havalara fırlayacaktım. Kalfa, “Başım üstüne bacı!” diyerek Meral ablayı gönderdi. Et almayı bahane edip beni görmeye gelmişti, mutluluktan çıldıracaktım...

Ona gittiğimde siyah bir elbise giymiş, makyaj yapmış, çok güzel olmuştu. Mini eteğin altından bembeyaz bacaklar, siyah gömleğin altından memeleri harikalar yaratmış, yüzünde bir gülümseme, gözlerde pırıltı, öyle güzeldi ki aklımı başımdan aldı. Eti elimden alırken, “Seni çok merak ettim, bileziği anladılar diye çok korktum, nerelerdesin, seni çok özledim!” diyerak bana sarıldı. Bana çok samimi ve doğaldı. Belki benden faydalandığı için desem, neticede verdiğim paralar, altınlar çok birşey değildi, bu şahane kadına kimler neler verir Tanrı bilir. Ama ben de senelerdir az şeyler vermedim ki, ama herşeye değiyor...

Öyle güzel kokuyor ki, başımı döndürüyor. Ben siyah gömleğin altından bembayaz memelere öpücükler kondururken, Meral abla bana sıkıca sarılarak, “Sakın birdaha gelmemezlik etme!” derken, yüzümün her yanını öpücüğe boğuyordu. Onun bu sözleri, davranışları beni çok mutlu ediyordu. Dudaklarımı emerken, ellerim bembeyaz bacaklarının arasından amına değdiğinde, irkilerek dudağımı öyle bir ısırdı ki, eminim dudağım kanamıştır. Ben elimi onun külotunun içine sokup, götünü, amını nazikçe okşarken, o da elini pantolonumun içerisine sokarak sikime ulaşmış, okşamaya başlamıştı. Ne kadar okşasa birşey olacağı yok diye düşünürken, içimde değişik şeyler oluyordu sanki. Daha önce yaşamadığım duygular, istekler beni çıldırtıyordu. Sikim şimdiye kadar hiç böyle sertleşmemişti. Sikime acayip haller olmuştu...

Meral abla, “Sakın elime bırakma!” deyince, ne dediğini anlamamıştım. Öyle olmuştum ki, Meral ablanın her yanını ısırmak, emmek istiyordum. Gömleğin üstünden delice memelerini ısırmaya başladım. Ona öyle sarılıyordum ki, o da şaşırdı. İçimde fırtınalar kopuyordu. Çılgınca ona sarılıyor, öpüyor, okşuyor, elimle sıkmadık yerini bırakmıyordum. O anda ne oldu anlayamadım, birden titremeye başladım. Ona delice sarıldım. Sikimden sular gelmeye başladı, nefesim kesildi. Meral abla, “Eşşek, elime bırakma demiştim!” diye bana çıkıştı. Ben ne olduğunu anlamamıştım, Meral abla bana ne olduğunu anlattı. İlk defa oluyordum. Beni yollarken, “Bundan sonra Pazar günleri beni ziyaret edebilirsin!” dedi.

Öyle mutluyum ki anlatamam. Buluşma günümüz pazar günüydü. Neye sevineceğime şaşıyordum. Meral ablanın bu kadar ileriye gideceğini sanmamıştım. Hayallerim gerçek oluyordu. Hele sikimin öyle kalkması ve içinden fışkıran erkeklik dedikleri oymuş. Demek ki şimdi erkek olmuştum, o ne güzel duyguydu. Şimdi hasretle Pazar gününü bekliyordum. Meral ablanın götünü, memesini, bacaklarını ve güzelliğini şimdiye kadar niye farketmemişim anlayamıyorum. Ama ne olacaktı ki, o zamanlar çocuktum zaten.

Acaba onu çırılçıplak görecekmiyim, memelerini, götünü, amını okşayabilecek, öpebilecek, yalayıp, emebilecekmiyim. Şimdiye kadar yaşadıklarıma bakılırsa, niye olmasın diye düşünüyorum. Bir yandan da, benim gibi bir çocuğu ne yapacak desemde, peki niye bunları yapmaya izin verdi ozaman diye umutlanıyorum. Ama yine de elini sallasa ellisi, yıllardır dul yaşamış, yapacaksa benimle mi yapar? Güya beni memnun etmeye çalışıyor, ondan kopmayayım, ona para vereyim diye beni böyle umutla idare edecek sanırım. Bu gün istese soyunabilirdi. Ama çok seksi giyinmişti. Hem dükkana kadar da geldi, demek ki birşeyler var, belki ben dükkana geç kalırım diye düşündü, ama yine de beni çok mutlu etti, daha ne olsun. Yıllardır tanışıyoruz, sırlarımızı biliyoruz, başkalarına güvenemez, ama bana eminim güvenir, o yüzden bu gün yaşadıklarımız az şey değil ki.

Pazar günü gelmiş içim içime sığmıyor, hem sevinçle, hem merakla, hemde hasretle ve heyacanla bekliyordum. Meral ablayı görünce hayal kırıklığına uğaradım, üzerinde eski bir entari, makyajsız, beni eve aldı, “Nasılsın Seyit?” dedi. Sağol abla, iyim. dedim. Gülerek içeri odaya girdi. Gülümsemesi umuda ve iyiye işaretti sanırım. İçeri gideli 10 dakikadan fazla olmuştu, ben heyacanlanmıştım. Biraz sonra gelince gözlerime inanamadım, öyle güzel makyaj yapmıştı ki, sanki pırıl pırıl parlıyor, bebek gibi olmuş. Dudaklar, gözler, kaşlar zaten çok güzeldi, dahada güzel olmuş. Beyaz gecelik giymiş, içine ne külot ne sütyen giyinmiş. Sanki manken gibi, neresine bakacağıma şaşırıyorum, yüzüne mi vücuduna mı. Böyle giyinip gelmesi beni çılgına çevirmişti, içimden sınırsız coşkulu duygulara kapıldım...

Beni ayağa kaldırarak kemerimi çözüp pantolonumu indirdi, sonra gömleğimi ve atletimi çıkardı. Önümde eğilip donumu indirirken sikim kalkmaya başlamıştı. Sikimi okşarken gittikçe sertleşiyor, avuçlarından dışarıya taşıyordu. Sikimi yüzüne dudaklarına sürerek, yüzünde gezindiriyor, arada ucuna öpücüker konduruyor, sonra okşamaya başlıyordu. Bense ona bakmaya doyamıyordum, saçlarını, omuzlarını, sırtını okşuyordum. Yavaş yavaş sikimi yalayarak ağzına alıyor, emiyor, taşaklarımı tamamen ağzına alıp sanki yiyiyordu. Sonra ayağa kalkarak geceliğini çıkardı. Yere sırt üstü yatarak beni üzerine aldı. Dudağını emerken sikim göbeğine değiyor, o da eliyle sikimi okşuyordu. Memelerini öyle emiyordum ki, Meral abla, “Acıyor!” demek zorunda kaldı...

Heryerini yalıyordum, omzunu, memelerini, göbeğini, bacaklarını. Amını emerek, götünün arasını, götünün deliğine kadar yaladım, götüne ısırıklar attım. Sikimi memelerinin arasına alarak okşamaya devam ediyorken, kendi de çılgınca beni öpüyor okşuyordu. Birden sikimi ağzına aldı. Öyle emiyor ki, delirmiş gibi. Ben de elimi amına attım okşuyorum. Nasıl hoşlanıyor anlatamam, öyle kıvranıyor ki. Amını öyle okşuyorum ki, parmaklarım içeri kaymış. Sikimi emerken öyle kudurdu ki, sanki sikimi koparacak. Titremeye başladı, kaskatı kesildi. Baktım amından sular geliyor. Kalktı, beni yatırdı, sikimi okşamaya devam etti. Sonra üzerime ters oturarak sikimi götünün arasına sürtmeye başladı. Sonra amına sürttü. Amının üzerine sürttükçe ben çıldırıyordum...

Yeniden kendi yattı, ben üzerindeyim, sikimi amının arasına sürüyordum. Ucunu sürterken Meral abla kıvranıyor, “Erkekliğin gelirse amımın üstüne bırak!” diyordu. Ben şehvetin doruklarına çıkmıştım, “Ne olur sokayım!” dedim. “Hayır daha şimdi değil!” dedi. “Ne olursun abla sokayım!” dedim. Zevkten memelerini parçalayacakmış gibi emerken, sikim amının ucununda gidip geliyor, götünü öyle okşayıp sıkıyorum ki, neredeyse götüne parmağım girecek. Meral abla öyle hoşlanmış ki, gözlerini kapatıp kendinden geçmiş, sanki burada değil. Ben artık dayanamıyorum, sikimi amına sokar gibi yapıp yapıp çekiyorum, bir tepki vermeyince biraz daha, biraz daha, sikimin ucu amına girip girip çıkıyor. O zevkten deliye dönmüş, ben biraz daha sokuyorum...

Artık dayanacak gücüm kalmadı, sikimi birden içeri soktum. O an boynuma sarılarak, “Eşşek Seyit, ne yaptın sen!” diye mırıldandı. Öyle hoştu ki, sıcacık, ıslak, kaygan. Sikim içerde zevkin doruklarına çıkarken götünü öyle sıkıyorum ki, parçalayacak gibi. Sikim bu zevki hayat boyu unutamaz. “Seyit sakın içeri bırakma!” dedi. Sanki bütün vücudum sarsılıyor, kendimi tutamıyorum. Ben içeri boşalırken, o da bir titremeyle kendini bıraktı. Kulağımı ısırarak, “Eşşek, niye içeri bıraktın!” diye bana sarıldı. Birbirimize sarılarak ne kadar kaldık bilmiyorum, ama yaşadığım en güzel şeydi...

[Seyit]

Aile Boyu Siktiriyorum!

Aile Boyu Siktiriyorum! (Aydan 33 Y., İzmir / Türkiye)

Büyük kaynım doymak tükenmek bileyen vahşi bir hayvan gibiydi, belirli belirsiz saatlerde eve geliyor, ortam müsaitse ayak üstü bile olsa beni bir güzel becerip gidiyordu. Eğer müsait bir ortam yoksa da, bana çatı katına çıkmam için talimat veriyordu. Ondan korktuğum için boyun eğiyor ve ardından çatı katına çıkıyordum. Beni pantolonunu çıkarmış bir vaziyette karşılardı, 5-10 dakikada düzüşürdük.

Ona keza küçük kaynım da öyleydi, aç bir sırtlan gibi etrafımda dolanıp duruyordu. Mesela mutfağa mı gittim, annesini kollar, asayiş berkemalse yanıma gelir, arkama geçip kafasını eteğimin atından sokar, kalçalarımı sömürürdü. Geceleri sessizce odama gelir, birkaç defa siker ve sevinçle çıkardı odamdan. En komiği nedir biliyor musunuz? Küçük kaynımın beni kendinden geçmiş bir vaziyette sikerken ‘Yenge’ diye hitap etmesi ve büyük kaynıma beni sikerken de, benim ona ‘Abi’ diye hitap etmemdi :)

Artık yaydan fırlamış bir ok gibiydim, içimde uyuttuğum canavar çıkmıştı adeta gün yüzüne. Amacım kocamin en üst katımızda oturan amcasının oğlunu ayartmaktı. Onda zorlanacağımı düşünüyordum, çünkü karısına aşıktı ve gözleri dışarıda değildi. Planlar kuruyordum, ona nasıl sokulacağımı kara kara düşünürken, ekmeğime bal süren bir gelişme ceryan etti, karısının birkaç günlüğüne annesinin yanına gitmesi gerekti. Kuzu görmüş bir kurt edasıyla sevindim. Fırsat ayağıma gelmişti. Bir gün belirleyerek gece yarısını geçmesini bekledim. Zaman gelip çatınca usulca onun dairesinin önüne kadar yalınayak çıktım. Üzerime de uzunca bir hırka giymiştim ve boğazıma kadar da düğmelemiştim. Dışarıdan bakan kapalı sanır, ama içimde başka hiçbir şey yok. Zaten son zamanlarda iç çamaşırı kullanmaz olmuştum, seks hayatım çok faal olduğu için zaman kaybı yaratıyorlardı bana. Herneyse, kapısını çaldım. Kapıyı açtı ve şaşkınlıkla bana baktı...

Gecenin bu saatinde ben göreceğini düşündüğü en son kişiydim belkide. “Hayırdır yenge, birşey mi var?” diye sordu. Bir hışımla onu itip içeri girdim ve kapıyı içerden kilitleyerek, “Evet bir derdim var!” dedim, aldırmadan yürümeye başladım. Kayıtsızca ne olduğunu çözemediği için peşimden sürüklendi. Ben yatak odasına kadar gittim ve odanın tam ortasında durdum. Meraklı gözlerle bana bakıyordu halen. Karşısına geçip yukarıdan aşağıya olmak suretiyle hırkamın düğmelerini açmaya başladım. “Yenge ne yapıyorsun?” diye çıkıştı bana. “Seni istiyorum, bu gece beni fethetmen gerek!” dedim. Ama çok hiddetlendi, beni dışarı atmak için kolumdan tuttu. Kolumu çekeyim derken bacağım komidine çarptı ve beni yere düşürdü. Gayri ihtiyari yere düşerken tutunma ihtiyacı hissettim, o anda elime şortu takıldı. Cengaverin üstünde sadece şortu vardı, ama o da kurtarmadı beni, şort ta, ben de yerdeydik, çırılçıplak kalmıştı...

Canım yanmış numarasına yattım o anda. Panik olmuştu, beni yerden kaldırıp, yatağa uzanmamı sağladı. Tam doğrulacakken dudaklarına yapışarak, dilini kapıp emmeye başladım. İtmeye çalıştıysa da öfkesi zevke dönüştü ve bana karşılık vermeye başladı. Baktım bir ara benim açmaya başladığım geri kalan düğmeleri açıyordu. Tamamen açınca hırkayı çıkarıp aldı, memelerimi avuçlayarak sömürmeye başladı. Acayip yiyişiyorduk. “Ah yenge ne yaptın sen, kalkanın insafı bulunmaz, beni baştan çıkardın, artık seni sikecem çaresiz!” dedi. Siki kazık gibi olmuştu bile. Bacaklarımı omuzlarına dayamak suretiyle, o koca yarağı amıma kökledi. İçime gidip geldikçe iniltilerimi çığlığa döndürmemeye çalışıyordum. Ama öyle sert sikiyordu ki bazen, çığlık atmayana aşkolsun. Coşmuştuk adeta.

“Yaktın beni yenge, nasıl yaparsın bunu bana, nasıl siktirirsin kendini bana!” diyor, öfkeyle vuruşları sertleşiyordu. Bu benim hoşuma gidiyordu tabii. Kökleye kökleye siktikçe, “Amını parçalayacam yenge, beni baştan çıkartmak neymiş gösterecem sana, seni saatlerce sikeyim de aklın başına gelsin!” diye homurdanıyordu.

Bir ara hızını alamayıp yatakta beni yüzüstü çevirip domalttı ve bana “Hazır ol yenge, götünü de sikecem!” dedi. O an cazip geldi, “Olur sik bakalım!” dedim. Yarağının ucunu götüme sokmaya çalıştı. Canım çok yanınca, “Bırak!” diye bağırdım. Israr etmedi, bıraktı ve sırt üstü çevirip, bacaklarımı ikiye ayırdı, “Artık boşalma zamanı!” diye cart diye amıma daldırıverdi sikini. Sert sikilmeyi seviyorum ve o gidip geldikçe, “Daha hızlı!” diye bağırıyordum. Ve aynı anda patladık, orgazm olduk. Sikini eme eme yeniden kazık gibi yaptım. Sabaha kadar öfkeyle karışık sikti beni...

Sabahın ilk ışıkları odayı yeni yeni aydınlatırken, ben kendi daireme süzüldüm, banyoya attım kendimi. Çıktığımda telefonuma baktım. Bir de ne göreyim? 20 cevapsız çağrı ve “Sabah geliyorum, hazırlıklı ol, seni çok özledim!” diye yazan bir de mesaj vardı. Gelecek olan kimdi dersiniz? Kocam!

[Aydan]

Kocam Beni Koca Yarraklı Arkadaşıyla Sikti!

Kocam Beni Koca Yarraklı Arkadaşıyla Sikti! (Gamze 25 Y., İstanbul / Türkiye)

Herkese merhaba. Benim adım Gamze, kocamın adı ise Gürkan. Kocamla evleneli nerdeyse 2 sene oldu. Kocam beni hemen hemen hergece evire çevire sikiyordu. Ama bacaklarımı açıp amıma koyduğunda kocama bir şeyler oluyor, başka erkeklerin de beni becermesini istediğini söylüyor, beni uyuz ediyordu. Zamanla buna alışıp benim de hoşuma gitmeye başlamıştı, ama asla başka bir erkeğin yarrağını yiyeceğim, hatta kocanım arkadaşı Emre’nin beni becereceği aklıma gelmez, asla böyle birşeyin olabileceğini düşünemezdim.

Bir gece kocamla yatakta konuşurken bana birşey söylemek istediğini, ama benden çekindiği için anlatamadığını söyledi. Ben de, “Bana anlatmazsan kime anlatacan kocacım?” deyip onu rahatlatmıştım. Ama beni başka bir erkeğe, hatta arkadaşı Emreye siktirmek istediğini nereden bilebilirdim ki? Neyse, sözlerine başlamadan önce kalbinin hızla çarptığını duyabiliyordum, aslında ne söylemek istediğini tahmin edebiliyordum, çünkü bana herzaman söylemek istediğini gayet çekinmeden anlatırdı. Sözlerine başlarken beni okşuyor, azdırmaya çalışıyordu. Parmaklarını öyle güzel kullanıyordu ki, o anda söylediği herşeyi kabul edebilirdim. Aynen öyle de oldu. Beni arkadaşı Emreyle beraber sikmek istediğini söyleyip, unutulmaz dakikalar geçireceğimi, hatta istersem aynı anda biri önüme diğeri arkama girebileceklerini söylüyordu. Ben de o anın zevkiyle, “Tamam!” deyip boşalmaya çalışıyordum. Nede olsa fantazimiz yatakta kalacaktı. Neyse, benle beraber kocam da boşalıp, yatıp uyuduk.

Aradan 2 gün geçmişti ve kocam arayıp bu gece misafirimiz olduğunu, bir şeyler hazırlamamı söylüyor, üstüme de rahat bir şey giymemi istiyordu. Kocama kimin geleceğini sorduğumda arkadaşı Emre olduğunu söyledi. O anda kocama birşey demedim, ama telefonu kapatınca panik yapmaya başlamıştım. Yatakta onayladığımı gerçek anladıysa diye bir yandan hazırlık yapıyor, bir yandan da içim içimi yiyordu. Üstüme herzamankinden kalın giyinip, onları akşama karşıladım. Ellerinde içki vardı. Biraz oturup yemek yedikten sonra, kocamı yatak odasına çağırıp, Emreyi niye getirdiğini sordum. O da sadece içki içip takılacaklarını söyledi. Biraz da olsa rahatlamıştım. Odaya geçip içkilerimizi içerken gülüyor eğleniyorduk. Aslında Emreyi de severdim, birçok kez yanyana da gelmiştik. Ama asla aklımdan başka birşey geçmemişti Emre için.

Muhabbet koyulaştıkça saat te ilerliyor, gece yarısına geliyordu. Kocam Emreye saatin geç olduğunu, isterse bu akşam burada kalabileceğini söyledi. Emre de hiç ısrar ettirmeden kabul etti, nasıl olsa yarın hafta sonuydu. Emreye giyebileceği rahat bir şort çıkarmıştım, giyip içeri geldiğinde verdiğim şortun çokta rahat olmadığını anladım. Çünkü şort Emreye dar gelmiş, siki önünde kocaman duruyordu. Hatta biraz kalkık duruyor, resmen sikinin kafası belli oluyordu. Biraz içkinin etkisiyle olacak ki, gözüm hep Emrenin sikine takılıyor, Emrenin de beni sikecekmiş gibi bakışlarını fark ediyordum...

Kocam duşa gireceğini söyleyip, beni Emreyle bırakmıştı. Ben mutfağa giderken Emrenin popoma baktığını hissediyordum. Mutfaktan içeri girdiğimde Emrenin siki resmen odun gibi olmuştu, önünde kocaman birşeyle benimle konuşuyor, inceden de beni süzüyordu. Ne kadar istemem desem de, sonuçta ben de bir kadınım. Emrenin siki okadar güzel duruyordu ki, o başkasının yarrağını asla yemem, kocamdan başkasıyla asla yapamam diyen ben, Emrenin sikine oturmak istiyor, beni sabaha kadar becermesini arzuluyordum. Yerimden kalkıp yatak odasına geçtim, üstümü çıkarıp daha sexy birşeyler giymeyi kafama koymuştum. Zaten kocam da asla bana niye böyle giyindin demez, aksine hoşuna bile giderdi. Sütyenimi çıkarıp üstüne ince bir askılı giydim, altına da daracık şortumu giyip içine tangamı geçirdim. Aynaya baktığımda ben bile kendimi becermek istedim doğrusu...

Neyse içeri geçtiğimde Emre koltuğa uzanmış, sikini de kaldırmış, sanki beni bekliyordu. Canım kocam ise banyodan bir türlü çıkamıyor, sanki bizi başbaşa bırakmak istiyordu. Ben de yanındaki koltuğa uzandım, Emrenin o koca sikini izliyordum. Ama cesaretimi bir türlü toplayamıyor, Emreye yanaşamıyordum. Oysa Emrenin beni istediği açıkça belliydi. En sonunda kocam banyodan çıkıp yanımıza geldi. Emre çaktırmadan sikini düzeltmişti kocam görmesin diye, ama halen belli oluyordu.

Biraz daha oturduktan sonra ben uykum geldiğini söyleyip yatak odasına geçmiştim. Emrenin o koca yarrağı beni o kadar azdırmıştı ki, kendimi okşuyor, bir yandan da Emrenin beni siktiğini hayal ediyordum. Aradan tahmini 1 saat geçmişti ki, odaya birinin girdiğini duydum, uyuyormuş gibi yapıp yatmaya devam ettim. Aklıma kocamdan başkası gelmedi tabii. Ama yanılmıştım. Emrenin olduğunu fark edince kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor, bir türlü sakinleşemiyordum. Emre yavaşça yatağın içine girip arkama yaslandı. Elleriyle popomu okşadıktan sonra, o odun gibi yarrağını arkama değdirdiğinde, korkudan mı yoksa heyecandan mı bilmiyorum, kendimi bayılacak gibi hissettim. Emre hiç sesini çıkarmıyor, yavaş yavaş ellerini şortumun içine sokuyordu. Amcığım zevkten sırılsıklam olmuştu. Emre bunu fark etmiş olacak ki, hafiften güldüğünü anladım. Ama ben hiç çaktırmıyor, uyuyormuş gibi yapıyordum...

Emre bu arada işi ilerletmiş, şortumu aşağıya doğru çekiyordu. Tangamı da aşağıya indirdikten sonra, sikini amıma sürtmeye başlamıştı. O kadar heyecanlanmıştım ki, kocamı çoktan unutmuştum bile, bu adam nerede, ne yapıyor aklıma bile gelmiyordu. Emre sikinin kafasını arkadan amıma yavaşça sokmaya başlamıştı ki, ben daha fazla dayanamayıp boşaldım. Ama halen yan yatıyor, uyuyor gibi yapıyordum. Zaten bu anlattıklarım dakikalar içinde oluverdi. Neyse, ben boşaldım ama halen içimde yangınlar çıkıyor, beni deli gibi becermesini istiyordum. Emre yarrağını amıma sokarken beni zevkten öldürüyor, o daracık amımı yavaş yavaş genişletiyordu. Yarrağı öyle kalındı ki, içimi tamamen dolduruyordu...

Daha fazla dayanamayıp Emreyle konuşup bacaklarımın arasına geçmesini söyledim. Emre beni sırtüstü yatırıp bacaklarımı aralayıp amıma dalıverdi. Öyle güzel sikiyordu ki beni, zevkten inliyor, Emreyi içime bastırıyordum. Emre de taşşaklarını vura vura amıma yerleştiriyordu. Çok geçmeden Emreyle aynı anda boşaldık. İçime öyle bir akıtıyordu ki, çıldırmak üzereydim. Şimdiye kadar kocamla nezaman ilişkiye girsek 1 kereden fazla boşalamıyordum, ama bu sefer başkaydı, Emre hiç içimden çıkarmadan tekrar sikmeye başlamıştı. Girip çıktıkça dölleri amımdan yatağa akıyordu...

Birden kocamın bizi izlediğini fark ettim. O an aklıma, daha önce bana anlattıkları gelivermişti, Emreyle beni birlikte sikmek istediği. Kocamı da yanıma çağırıp yarrağını ağzıma aldım. Oysa ağzıma almam için kocam bana yalvarır, ben ise tiskindiğim için çok nadir ağzıma alır, onun gönlünü yapardım. Şimdi kendiliğimden ağzıma almak istiyordum. Emre de öyle güzel sikiyordu ki beni, bana domalmamı söyleyip arkama geçtiğinde yarrağını amıma sokuşunu asla unutamam. Kalçalarımdan tutup taşşaklarını vura vura amıma bastırıyordu o koca yarrağını. Kocam da yatağa yatmış, yarrağını yalatmanın zevkini yaşıyor, biryandan da Emrenin beni nasıl siktiğini sorup beni iyice azdırıyordu. Emre amımı öyle muazzam sikiyordu ki, dayanamayıp üçüncü kez boşalmıştım. Ben bile kendime inanamıyordum, canım hala yarrak yemek istiyordu...

Bir süre Emre arkamdan amıma çaktıktan sonra, yatağa sırt üstü yatıp beni kucağına almıştı. Emrenin sikine oturup kalktıkça kendimi kaybediyordum. Kocam da parmağıyla götümün deliğini okşayarak, götüme girmek istediğini söyledi. O anda kocam değil, kaç kişi götümü sikmek istese kabul ederdim. “Tamam gir!” deyince, kocam zaman kaybetmeden götüme sokmaya başlamıştı. Şimdi hem amımdan Emre sikiyor, hem arkamda kocam götümü sikiyordu. Kendimi zevkten bayılcak gibi hissediyordum, iki yarrağın arasında zevk çığlıkları atıyordum. Kocam dayanamayıp götüme boşalınca, Emre de daha fazla kendini tutamadı, amım götüm döl içinde, yarrak yemenin hazzıyla ben de boşaldım. Beni öyle güzel sikmişlerdi ki, 4 kere arka arkaya boşalacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Daha sonra üçümüz banyoya gidip duş aldık. Birer sigara içtikten sonra yatağa geçip uyuduk...

Sabah kalktığımda yürüyecek halim bile yoktu, ama o kadar mutluydum ki, herşeye razıydım. Şimdi haftada bir iki kez üçümüz deliler gibi sikişip, yatakta inanılmaz anlar yaşıyoruz. Hayatımdan çok memnunum. Hatta geçmişi hatırlayıp kendime kızıyorum bile, bunu neden daha önce yapmadık, ne kadar salakmışım diye. Bunu iki yarrak yeyince anladım.

Evli kadınlar, belki kocanız size böyle birşeyi teklif ettiği halde istemiyor olabilirsiniz, ama inanın bana, kocanız size mutluluğun kapılarını açıyor. Ben bile böyle birşey yapacağım aklımın ucundan geçmezdi. Emre şimdi normal ortamda arkadaşım, yatakta da kocam oluyor ve üçümüz çoooook mutluyuz arkadaşlar. Siz de bu fırsatı geri çevirmeyin, eminim içinizde kocası isteyenler vardır, bu fırsatı kaçırmayın, iki yarrağın tadına siz de bakın, bana teşekkür edeceksiniz!

Hepinize saygılarımla.

[Gamze]

Sikişken Eltiler!

Sikişken Eltiler! (Metin 38 Y., İstanbul / Türkiye)

İşyerimde otururken telefon çaldı. Açtım. Bir bayan, “İyi günler, Yavuz beyle görüşebilirmiyim?” dedi. Burda Yavuz bey diye birinin olmadığını, muhtemelen yanlış numarayı aradığını söyledim, bayan da telefonu kapadı. Birkaç gün sora tekrar aradı, “Yaa özür dilerim, (numarayı söyledi) numara bu değil mi?” dedi. “Numara doğru, ama burda Yavuz diye biri yok.” dedim. “Peki siz kimsiniz?” dedi. “Ben Metin.” dedim. “Ben de Gamze. Rahatsız etmiyorum umarım?” dedi. “Yoo ne münasebet Gamze hanım, siz rahatsız olmazsanız benim için sorun yok!” dedim. Neyse, biraz şurdan burdan sohbet derken bana, “Yanlış anlamazsanız birşey söylemek istiyorum.” dedi. “Niye yanlış anlayım, söyleyin bakalım neymiş?” dedim. “Aslında ben sizi bir arkadaşım adına arıyorum. Arkadaşım çok sıkılgan biri, böyle birşeye cesareti yok, onun için ben aradım, sizce sakıncası yoksa benden ziyade arkadaşımla konuşurmusunuz?” dedi.

Doğrusu kafam biraz karışmıştı, ama kabul ettim. Neyse arkadaşına verdi telefonu. “Merhaba!” dedim. Zorla bir merhaba çıktı ağzından. İsmini sordum, “Hüsniye.” dedi. “Sıkılmanıza gerek yok, sonuçta bu bir telefon konuşması, kapatırsınız biter! Sizi arayıp rahatsız etmem, korkmayın!” dedim. Bunu bildiğini, birkaç gün önce aradıklarını, benim onların numarasını aramadığım için güvenip onun için tekrar aradıklarını söyledi. “Neden arayayım ki, sonuçta bir yanlış numara. Hoş öyle olmasa da aramazdım! Çünkü sonuçta siz bir bayansınız ve bizim toplumumuzun yapısı da belli, sizi sıkıntıya sokmak istemem, ancak çağrı yapar veya ararsanız, bu gibi durumlarda arayabilirim!” dedim. O da buna çok memnun oldu. Derken sohbet biraz daha koyulaştı. Sesi kadar güzel olup olmadığını sordum. O kendini, ben de kendimi tarif ettim ve sohbet bir süre sora telde sevişmeye dönüştü. Ve bu telefonlar bir hafta kadar sürdü. Konuşmasında bunun sadece telde kalacağını söylüyordu. Ben de, “Sorun değil, sizin için yeterliyse benim içinde yeter, telde kalsın!” dedim.

Bir sabah yeni işe gelmiştim, çay falan içtim, biraz iş güç derken, içeri son derece kapalı 2 çarşaflı bayan müşteri girdi. Selam verdiler, bazı ürünlerin fiyatını sordular falan. Hal ve hareketleri çok tuhaftı, benden kartımı istediler, kartımı verdim. İsmimi sordular, “Metin.” dedim, teşekkür edip çıktılar. Ancak ilginçtir, Hüsniye hanım, ben her gün işe gelir gelmez sabahtan arardı, ancak bugün öğleden sora olmuştu ve halen aramamıştı. Saat 3 gibi tel çaldı. Numaraya baktım Hüsniye hanımın numarası idi. Açtım, “Hayırdır bugün geç kaldın?” dedim. O da, “Ne geç kalması? Daha sabah yanındaydım ya!” dedi. Şaşakaldım, “Nasıl yani?” dedim. “Bu sabah dükkana iki bayan gelmedi mi?” dedi. “Geldi.” dedim. “İşte o bayanlar ben ve Gamzeydi!” dedi. “Yaa böyle oyun olur mu? Neden kendinizi tanıtmadınız?” falan dedim. “Seni merak ettim, geldim gördüm. İlerisi için daha erken!” dedi. “Peki!” dedim. O ara bir müşteri girdi, ben teli kapadım, müşteriyle ilgilendim...

Biraz sonra tel yeniden çaldı. Baktım arayan o ilk başta bizi tanıştıran Gamze hanım. Müsade istedim, “Müşterim var, birazdan arayın!” dedim kapadım. Müşteri gittikten 15-20 dakika sonra tel tekrar çaldı. Tekrar Gamze hanımdı. Hoş beş derken, o da bugün beni görmeye geldiklerini onayladı. Sonra da Hüsniye ile ilişkimizin ne durumda olduğunu sordu. Ben de anlattım tabii, ama sevişme kısmını atlayarak. “Yalnızca bu kadar mı?” dedi. “Ne bekliyordun ki?” dedim. O ise Hüsniyenin kendisine daha farklı anlattığını söyledi. Ben de onayladım ve “Yani bu kadarını da mı söylememi istiyordun?” dedim. “Evet!” dedi, hatta kendisinin de benimle her anlamda konuşmak istediğini söyledi. Ben de bunun doğru olmayacağını, arada Hüsniye hanımın olduğunu, sonra yanlış bir durumun ortaya çıkacağını falan söyledim. Ama Gamze ısrarla, beni gördükten sonra bunu istediğini, ancak Hüsniyeye söylememi istedi.

Derken artık ben ikisiyle de (birbirinden habersiz) telde sevişmeye başlamıştım. Tabii telin çok meşgul olmasından bu biraz Hüsniyenin dikkatini çekmişti. Ama o başka birileri mi var diye sorguya da çekiyordu. Neyse, Gamze hanım telde gerçek anlamda kendilerini tanıttı. Hüsniyenin kendisinin eltisi olduğunu, kocasının yurtdışında çalıştığını, senede 2-3 kez geldiğini, kendi kocasının da babasıyla birlikte Merter’de bir giyim mağazası işlettiklerini falan anlattı. Hüsniye ile aralarında herşeyi konuştukları için de, en azından telefonda olsun birilerinin yaşamında olması konusunda ısrar ettiğini, Hüsniyenin bu konuda çok ama çok sıkılgan olduğunu, kendisinin arayıp bu ilişkiyi başlattığını, Hüsniyenin hemen hemen bütün konuşmalarımızı ona anlattığını, bu yüzden de beni çok merak ettiğini, bunun için de böyle bir şey tasarlayıp dükkana beni görmeye geldiklerini anlattı...

Bunlar birkaç gün sonra bir kılıf uydurmuşlar, bana evlerinin adresini verip, dükkandan bir ürünü eve benim teslime getirmemi söylediler. Ben de kabul ettim. Ertesi gün hazırlandım, erkenden ürünü de yanıma alıp verilen adrese gittim. Apartmanda söylenilen zile bastım. Otomatiğe bastılar, kapı açıldı ve ben 3 katlı binanın en üst katına çıktım. Kapıyı Gamze hanım açtı, “Hoş geldin!” dedi. Hüsniye hanım da geldi, salona geçip oturduk. En alt katta kayınpederleri ve yaşlı kaynanaları, onun üzerinde Gamze hanımlar, en üst katta da Hüsniye hanımlar oturuyormuş. Gamze, “Ben size bir çay falan yapayım, siz 2 kumruyu da başbaşa bırakayım biraz!” dedi ve salonun kapısını kapayarak mutfağa gitti. Hüsniye hanımla ben başbaşa kalmıştım...

Halen inanamıyordum, o haftalardır telefonda seviştiğim, ikisi de birbirinden güzel hanımlar beni evlerine kadar almışlardı. Hüsniyenin gözlerinin içine bakıyordum. Sarıldım, güzel bir kucakladım sımsıkı, öpüşmeye başladık. Bir taraftan öpüşüyor, birtaraftan da bütün vücudunda ellerimle geziniyordum. Giysinin üzerinden göğüslerini ve kalçalarını öyle bir okşuyordum ki, Hüsniye hanım gözlerini kapamış, “Ne olursun sev beni!” diyordu. Üzerindeki tişörtü yukarı sıyırıp, o muhteşem dirilikteki göğüslerini yalarken, elimi bacaklarının arasından küloduna kadar sokmuş, külodunun üzerinden amını okşuyordum. Külodunu hafif yana çekip parmağımı amına soktuğumda içim gitti. Öyle ıslanmış ve sıcaktı ki, bir an önce aşağı inip o amını yalamak, yemek ve o sıvıyı tatmalıydım. Çünkü girip çıkmak falan beni fazla ilgilendirmiyor bir ilişkide, daha ziyade yalamak, dilimi, parmaklarımı sokup, seyrederek okşamak isterim...

Hemen aşağı indim, külodonun üzerinden amını öpüp kokladım. Külodunu yana çekip, o muhteşem sıvıyı dilimle tatmaya başladım. Hüsniye ise sadece gözlerini kapamış, göğüslerini okşayarak iniltiler çıkarıyordu. Kapı vuruldu, biz toparlandık biraz, ama ikimiz de darma dağındık, yüzümüz kıpkırmızı, nefes nefese, gözler kaymış, uçmuştuk resmen. Gamze hanım gülerek, “Çay molası aşıklar!” dedi. Bir taraftan çaylarımızı içiyor, bir taraftan da Gamze hanımı dinliyorduk. Gamze hanım, “Hüsniye yengemin aylardır siftahı yok, ama senin de ondan aşağı kalır yanın yok gibi!” diyordu. Benim ne yapıp edip Gamzeyi de işe katmalıydım, bunu Gamze de, ben de çok istiyorduk. Derken Gamze, “Ben yandayım, siz rahatınıza bakın!” deyip çıktı...

O çıkar çıkmaz biz tekrar tutuştuk, ben durmadan yiyordum. Hüsniyeyi dizlerinin üzerinde domalttım, eteğini yukarı sıyırıp külodunu çıkardım, başladım bu pozisyonda amını yalamaya ve o muhteşem götünü öpüp yalayıp dilimi sokuyordum. Bir bir parmaklarımı amının ıslaklığında ıslatıp, götünü yumuşatıp parmaklarımı yollayıp açılmasını seyrederek amıyla ve götüyle oynuyordum. Hüsniye hanımsa o muhteşem poposunu yavaş ve ritmik hareketlerle aldığı zevki hem anlatıp hem ahenk tutuyordu. Derken döndü öylece çekyata oturdu, fermuarımı indirip benimkini çıkardı. Diliyle gezinip, arada bir ağzına alıyor, sonra tekrar çıkarıp, bacak aralarımdan taşaklarıma öyle bir gezinip yalıyordu ki, çıldırıyordum...

Az sonra tekrar kapı tıkladı, biz yine toparlandık. Gamze, “Bir arzunuz var mı?” diye sordu, biz de teşekkür ettik. Gamze tekrar gitti, ama bizim konsantrasyonumuz bozulmuştu. Hüsniye’ye, “Gamze hanım yerinde duramıyor!” dedim. “Evet biliyorum, mahsustan yapıyor, anahtar deliğinden bizi izlediğini de biliyorum!” dedi. “Peki bize katılmasının sakıncası ne? Siz mi istemediniz?” dedim. O da, “Evet, ama o benden de istekli ve arzulu biri, kaldı ki bu kadar şeyi de o başardı, sanırım biraz haksızlık ediyoruz! Gelsin mi?” dedi. Ben de, “OK, ama biz biraz daha onu kudurtalım, öyle aramıza katalım istersen!” dedim. Hüsniye hanım kalktı ve kapıyı açtı, tekrar geldi ve sevişmeye başladık. Ben Çek-yatta otururken Hüsniye hanım yere indi ve fermuarımı tekrar indirip kaldığı yerden devam etti. Ben bu durumda kapıya yüzüm dönüktü...

Ve bir müddet sora Gamze hanım kapının aralığında belirdi. Artık o da beni direk görüyor, benim onu seyrettiğimi görünce arada bir gözgöze geliyorduk. Gözlerine bakarak eteğini işaret ettim, kaldırması için. O da yavaş yavaş eteğini yukarı kaldırıp, tam göbeğine kadar topladıktan sonra, bir eliyle de külodunun üzerinden amını okşuyordu. Bense kendimden geçmiştim, Hüsniye hanımı kolundan tuttuğum gibi öylece yüzü bana dönük pozisyonda yarağımın üzerine oturttum. Tamamını alamıyordu, ben artık insiyatifi ona teslim etmiştim, kendi isteği ölçüsünde alıyor, yarağım bir çıkıyor bir kayboluyordu amında. Bir taraftan da Gamze hanımı seyrediyordum, artık eli külodunun içerisindeydi ve diğer eli de göğüslerinde dolaşıyordu. Hüsniye hanımı tekrar dizlerinin üzerinde domalttım ve arkadan amına girmeye başladım. O sadece altımda çırpınıp inliyordu, ben de biryandan kapı aralığına bakıyordum...

Rahat bir 35-40 dakika kadar hem siktim, hem çıkarıp amını ve götünü yedim yaladım. Parmaklarımı her iki deliğine de gönderiyor, sonra tekrar amını sikiyordum. Ama asıl niyetim o harika götünün yuvarlağını da denemekti. Hüsniye hanım yorulmuştu, ama kaç kez orgazm olmuştu bunu bilmiyorum. Kalktı ve lavobaya gitmek istediğini söyledi, gitti. O arada Gamze hanım damladı içeri, direk yanıma geldi ve dudaklarıma öyle bir yumuldu ki, nefesim kesildi. Eteğinin altından elimi atıp amının ıslaklığını yokladım. Lavabodan gelen su sesi kesilince Gamze hanım hemen ayrılıp mutfağa gitti. Ben de ellerimi ve yüzümü yıkamak için salondan çıktım. Hüsniye bana lavobayı gösterdi. Ben lavobada elimi yüzümü yıkayıp salona döndüm. Biraz bekledikten sora Hüsniye yanıma geldi, “Yaa sen ne harikasın, bitmek tükenmek bilmiyorsun, sade benim değil Gamzenin de aklını başından aldın!” dedi. Bu arada Gamze hanım tekrar çay getirdi, gözlerinin içi gülüyordu...

Çaylarımızı içip bir yandan da sohbet ediyorduk. “Eee Gamze hanım, dışardan manzara nasıldı?” dedim. “Yaaa müthişsiniz! Sanki seyretmiyor, size katılmışım gibi hissediyordum!” dedi. Bu arada Hüsniye lafa girdi, “İsterseniz ben hizmetinize bakayım, siz biraz takılın!” dedi. Gamze hanım hiç cevap vermedi. Hüsniye boşları toplayıp çıkınca, Gamzeyi kolundan tutup ayağa kaldırdım, ben yere uzandım ve Gamzeyi tam kafamın üzerine getirdim, alttan o manzarayı seyredip, külodun üzerinden o harika kalçaları ve amını okşuyor, külodun yanından amının o tatlı ıslaklığına parmaklarımı kaydırıp, o ıslaklıkla muteşem götünü de yokluyordum. Sonra külodunu indirdim ve yalamaya başladım. Gamze çıldırıyordu...

Ayağa kalktım giysinin üzerinden göğüslerini ve kalçalarını okşayıp, o kiraz dudakları yiyordum. Bu arada kapı tamamen açılmış ve Hüsniye kapının hemen dışında bizi izliyordu. Ona bakınca bize doğru geldi ve arkadan bana dokunup okşamaya başladı. Aman tanrım, iki harika perinin arasında kalmıştım. Birinin dudağını dilini yiyip, ellerimle her yerini okşarken, öbürü arkadan ensemi kulak memelerimi ağzına alıp, boxerimin üzerinden yarağımı okşuyor, içerisine elini sokup çıplaklığıma dokunuyordu. Gamze hanımı Çek-yata dizlerinin üzerinde domalttım ve külodunu indirerek yalamaya başladım. Amını ve götünü yalıyordum. Hüsniye ise boxerimi tamamen çıkarıp alttan yukarı yalayıp öpüp okşuyor, ağzına alıyordu...

Önümdeki manzara harikaydı ve Gamze hanımın götten de aldığı, bir iki yalayıp parmaklarımı götüne oturtunca, iyice belli oluyordu. Götü öyle açılıyordu ki, bayılıyordum. Ayağa kalkıp Gamze hanımım amına yavaş yavaş girmeye başladım. Öyle tatlı kayıyordu ki, resmen eriyordum. Ben çalıştıkça Hüsniyenin arkadan beni okşamaları aklımı başımdan alıyordu. Sonra Hüsniyeyi de kolundan tuttum ve Gamze hanımın pozisyonunda ikisini de dizlerinin üzerinde Çek-yata domalttım ve Gamze hanımdan çıkıp Hüsniyeye, Hüsniyeden çıkıp Gamzeye, mekik dokuyor, birinin amından çıkıp, ötekinin götüne sokuyordum...

Sonunda sikişimiz bittiğinde hepimiz nefes nefese ve ter içinde kalmıştık. Kısacası saat 10 gibi gittiğim evden 15:30 civarı çıkabilmiştim ve ayakta zor duruyordum. Geç boşalma sorunu olan erkekler bilir bunun acısını.

[Metin]

Hayat Sürprizlerle Doludur: Patronun Azgın Karısı!

Hayat Sürprizlerle Doludur: Patronun Azgın Karısı! (Mert 25 Y., İstanbul / Türkiye)

Ağustos ayıydı. Askerden yeni gelmiştim. 24 yaşımı henüz doldurmuştum. Öğretmenlik sınavına girebilmek için neredeyse bir sene daha beklemek zorundaydım. Zor geliyordu, çünkü epey züğürttüm. Geçici bir işe ihtiyacım vardı. İlk iş olarak özel dershanelerin kapılarını çaldım. Öyle komik ücretler teklif ediyorlardı ki, ne yemeğim, ne yol param, ne cigara parama yeterdi. Kabul etmem mümkün değildi. Değildi, ama ben de çok sıkıntıdaydım.

Öğretmenlikten umudu kesip tam bir amele gibi ne iş olsa yaparım durumuna düşmüştüm. Umarsız çaresiz etrafıma bakınarak avare avare geziyordum. Topkapı’da sanayide küçük bir torna atölyesinin camında ‘Acele eleman aranıyor!’ ilanını görünce baba mesleğim aklıma geldi. Daldım içeri. Benden birkaç yaş büyük, 35 yaşlarında, patron olduğunu sonradan öğrendiğim Cenk Bey ile tanıştım. Kısaca durumumu anlattım. Anlayışla karşıladı, ama işi yapıp yapamayacağım konusunda tereddütlü idi. Eğer becerebilirsem mükemmel bir maaş beni bekliyordu. Çünkü iş geçici idi, sigorta v.s yoktu. Patron da süper bir ihale almış, ama işi yetiştirebilmek için benim gibi saat-mesai tanımayan biriyle çalışmak zorundaydı. “Deneriz patron!” dedim.

Hemen işbaşı yapmam gerekiyordu. Tamamı bilgisayarlı CNC torna tezgahlarında hiç tecrübem yoktu doğrusu. Ama torna makinelerinin çalışma şeklini biliyordum. Meslek kolay unutulmuyor aslında. İki günde kendimi toparladım. Bu küçük ve temiz atölyede ne aradığını hala çözemediğim, bilgisayardan çok iyi anlayan Tuncay sağ olsun çok yardımcı olmuştu. Ama asıl sorun benim evden işe geliş gidiş saatlerindeydi. Gece 12’lere kadar çalıştıktan sonra, Esenler’in yukarı mahallelerine gitmem çok zor oluyordu. Topkapı’daki bu minik işyerinde 3 kişi çalışıyorduk. Tam otomatik tezgahlarda çok iyi iş çıkarıyorduk, ama çok ta yoruluyorduk. İşe başlayalı 2 hafta olmuştu. Küçük dükkanda toplam 3 kişi olunca aslında birbirimizi tanımaya başlamıştık. Tuncay 21 yaşındaymış, halen askere gitmemişti. Cenk Beyin hanımının kardeşi imiş. Atölyeye yakın bir yerlerde ailesiyle birlikte oturuyordu.

Patron Cenk Bey de en az bizim kadar yoruluyordu. Yine böyle geç saatlere kadar kaldığımız bir akşam Cenk Beye atölyede yatmak istediğimi bile söyledim. Zira gece saat 12’den sonra Esenler minibüsü bulmak zor oluyor, taksi parası da canıma okuyordu. Patron benim iyi niyetimi karşılıksız bırakmak istemedi, “Bize gel, bizde kal!” dedi. Evleri iş yerine oldukça yakındı. Rahatsız etmek istemediğimi söyledim. Patron ısrar etti. Çok yorgundum. Dayanamadım doğrusu. Yol gözümde nasıl da büyüyordu. “Peki!” dedim...

Saat gece 1’e geliyordu büyükçe bir apartman dairesine geldiğimizde. Cenk bey daha önce hanımına bahsetmiş olmalıydı. 1.75 boylarında, beyaz tenli, güler yüzlü genç bir hanım bizi kapıda karşıladı. Kısaca, “Hoş geldiniz!” deyip içeriye buyur etti. Derhal banyoya gittik. Elimizi yüzümüzü güzelce yıkayıp oturma odasına geçmeye hazırlanırken, “Yemek hazır!” diye bir ses geldi mutfaktan. Cenk beyin karısı Aylin hanım seri bir şekilde şirin bir sofra hazırlayıvermişti 5 dakikada. Aylin hanım konuşkan, hoşsohbet bir kadındı. Devamlı birşeyler anlatıp, sanki eskiden beri tanışıyormuşuz gibi samimi davranıyordu. Birşeyler atıştırdık. Nasıl uykum var. Oturma odasına geçtik. Cenk bey Çek-yatı göstererek yatıp yatamayacağımı sordu. Canıma minnet. Bu arada Cenk bey Çek-yatı açtı. Aylin hanım içerden çarşaf, yastık ve bir pike getirdi. Oturma odasının televizyonu tam yatacağım yerin karşısındaydı. Cenk beye baktım. Uzaktan kumandayı bana uzattı, “Ben yorgunum sen ne yaparsan yap!” dedi, iyi geceler dileyip yatak odasına doğru yöneldi. Aylin hanım da bir şeye ihtiyacım olup olmadığımı sordu. “Yok!” deyip teşekkür ettim, mutfağa doğru gitti. Ben de ışığı kapatıp televizyonu açtım.

Oldukça sıcak bir gece olduğu için camlar zaten açıktı, birazcık esinti olsun diye kapıyı da açık bıraktım. Mutfaktan Aylin hanımın bulaşık yıkarken çıkardığı sesler geliyordu, bir de TV’nin kısık sesi. Çek-yat’a uzandım. Kanallar arasında dolaşırken televizyonda erotik bir film görünce uykum kaçıverdi, gözlerim açıldı. Büyük bir dikkatle filmi izlemeye dalmış olmalıyım ki, Aylin hanımı karşımdaki kanepede gördüğümde neredeyse yarım saattir film izliyordum. Şok olmuştum. Suçüstü yakalanmıştım. Çünkü deminden beri farkında olmadan sikimi ovuşturup duruyordum. Utandım. Bozuldum. İlk defa gittiğim ve aslında saygı duyduğum bir insanın evinde böyle bir şey olmamalıydı. Aylin hanım gülümsedi ve ortamın sessizliğini bozmamaya çalışarak, “Utanacak bir şey yok, sıkılma!” derken fısıldar gibi konuşuyordu.

Telaşla TV’yi kapattım. “Niye kapattın? Ne var bunda, ben de seyrediyordum!” deyince ikinci kez şok oldum. Ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktım. Kararlı görünüyordu. Açtım. Film devam ediyordu. Epey açık bir sahneydi. Büyük ekran TV’den gelen ses ve görüntüler, sıcak bir yaz akşamının sessizliğinde öyle kuvvetli bir şehvet ortamı yaratıyordu ki, iniltiler çığlıklar arasında çıplak kadın ve erkek bedenleri baş döndürücü bir zevk fırtınası estiriyordu. Aslında sonradan o fırtınanın filmden değil, öyle bir filmi hiç tanımadığım güzel bir kadınla kaçamak bir ortamda seyretmekten geldiğini fark edecektim. Aylin hanıma dönüp, “Cenk bey?” diyecek oldum. “O çoktan uyudu!” dedi. Söyleyecek bir şey bulamadım, mecburen filmi seyretmeye devam ettim.

Biraz sonra Aylin hanım, “Eee?” dedi. Döndüm şaşkın şaşkın Aylin hanıma baktım. Açıklama yapar gibi başıyla bacak aramı işaret ederek, “Devam etmeyecek misin?” dedi. Utancım bir kat daha arttı. Demek ki ne yaptığımı görmüş, çaktırmadan filmle beraber beni de izlemişti. “Ayıp olur!” dedim. “Ne ayıbı canım, sen genç adamsın. Neticede bu da bir ihtiyaç!” dedi. “Öyle ama, sizin yanınızda yapamam!” dedim. “Az önce yapıyordun ama!” dedi. “Sizi görmemiştim!” dedim. “Hadi ama, gene burada olmadığımı farz et ne olur!” dedi. Ses tonunda bir yumuşama, bir fısıldama, bir erotizm hakimdi. Ben olmaz dedikçe Aylin hanım ısrar ediyordu. Daha sessiz konuşabilmek için benim yattığım Çek-yatın ucuna ilişivermişti. “Ne olur, nasıl yaptığını görmek istiyorum!” diyordu. Kulağıma fısıldamaya çalışır gibi yaklaşarak dudaklarıma yapıştığında yatağımda zıpladım, duvar dibine doğru kaçtım. Ortada enteresan bir durum vardı.

Aslında benim o kadar çok sekse ihtiyacım vardı ki, o an hayatımı bile riske atabilirdim. Ama teklif karşıdan gelince nazlanmak ta bana düşmüştü. Bu arada ikimizin de beklemediği bir şey oldu, film bitti. Kala kaldık. Derin bir sessizlik daha oldu, Aylin hanım yavaşça, “Bekle!” dedi, içeriye gitti. 5 dakika sonra kapıda bir karaltı görüp başımı çevirdiğimde şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. Aylin hanım üzerine kıpkırmızı kısa saten bir gecelik giymişti. Geceliğin önü açıktı, içinde beyaz dantelli tanga külot ve sütyen vardı. Elindeki CD’yi bana gösterirken gülümsüyordu, “Yarım bırakmak yok!” dedi.

Mükemmel vücudunu ilk kez dikkatle inceliyordum. Gerçekten çok güzel bir kadındı. Eskilerin ‘Mevzun’ dedikleri ölçülü bir vücudu vardı. Televizyonun durduğu dolabın altına doğru eğilirken kasten belini çukurlaştırdı, kısacık sabahlığın altından kalçalarını yukarıya doğru kaldırıp CD’yi VCD-Playere yerleştirdi. Tanga kalçalarını harika gösteriyordu. Beklenmedik bir gelişmeydi bütün olanlar. Her şey ‘aşırı derecede’ ummadığım kadar yolunda gidiyordu. Ama halen içimde bir korku vardı doğrusu. Cenk bey her an karısının yanında olmadığını fark edip kıyameti koparabilirdi. Aylin hanım sanki aklımdan geçenleri okuyormuş gibi, “Merak etme uykusu ağırdır, top atsan uyanmaz!” dedi...

CD’de bu kez Hard-Porno tarzında bir film bizi adım adım zevk girdabına yaklaştırıyordu. Aylin hanım da benim yanıma uzanmıştı. Ben pikenin altına sığınmaya çalışırken, “Biraz daha nazlanırsan şimdi bağıracağım!” dedi. “Dur dur...” dememle dudaklarıma yapışması bir oldu.

Aylin hanım içeri gittiğinde atletimi çıkartmıştım. Elini bacak arama attı. Büyük bir merakla araştırıyor gibiydi. Demin TV’de hafif bir film izlerken dimdik olan sikim şimdi inikti. Elini attığında yavaş yavaş kıpırdanmalar oldu. Uzun uzun, yumuşak yumuşak öpüştük, ama dilimi ağzında dolaştırmama izin vermedi. Külodumu aşağıya doğru çekiştirmeye başlayınca bir hamlede külodumu çıkarıverdim. Sikimi avuçlamaya devam ediyordu. Dudaklarını yavaşça göğsüme, karnıma, oradan da aşağıya götürdü. İnik olan sikimin tamamını ağzının içinde eziyordu. Bende de artık yavaş yavaş hareketlenmeler başlamıştı. Aslında birşey düşünecek halim kalmamıştı da ondan. Taş gibi olmuştum. Aylin hanım zafer kazanmış komutan edasıyla taş gibi sikimi gösterip ‘Nasıl becerdim!’ der gibilerinden gururlanıyordu. Haklıydı aslında, neticede o beni beceriyordu.

Yavaşça yanıma çektim. Boynunu öptüm defalarca. Geceliğini çıkardım. Beyaz dantelli sütyeninin kopçalarını çıkartmayı beceremedim. Ama o sorunu da çabucak hallediverdi. Usulca yanıma uzanıverdi. Vücudunu hayranlıkla seyrettim. Göğüslerini öpmeye başladım vakit kaybetmeden. Çok güzel göğüsleri vardı, çok büyük değildiler. Karnını, göbek çukurunu öptüm usulca. Arkasını dönmesini istedim, ikiletmedi. VCD’de hala pornofilm oynamaya devam ediyordu, ama filmle ilgilenen yoktu. Kalçaları muhteşemdi. Beyaz külot kalçaların arasında kaybolmuş, bel hizasında yeniden belirmişti. Kalçalarını minik minik ısırarak, mıncıklayarak fakat külotunu çıkarmadan dakikalarca yoğurdum. Tekrar yüzünü dönmek için kalktığında, üzerindeki kalan son parçayı da fırlatıp attım. Sırtüstü yatıp dizlerini karnına doğru topladığında, yeni hedefim tertemiz traşlanmış amcığı idi. Derhal yalamaya başladım. Bızırına dilimi değdirdikçe inliyordu. O inledikçe ben tedirgin oluyordum. Durdum. Baktım. Yalvaran bir sesle, “Ne olur devam et!” dedi. “Tamam, ama sen de sessiz ol!” dedim, yalamaya devam ettim.

İniltiler hırıltılara dönüşmeye başladığında, ben de daha fazla dayanamayacağımı anladım. Üzerine doğru gelirken, “Ne olur haydi çabuk sok!” diye inlemeye başlamıştı. Sikimin sadece kafasını bızırına sürtmeye devam ettim. “Hadi sok artık!” diye ağlar gibi bir ses tonuyla yalvarmaya, inlemeye başladı. Bir iki sürtmeden sonra sertçe içine girmemle, “Oohhh!” diyen boğuk bir sesin odayı kaplaması bir oldu. Birkaç kez gidip geldim. İniltiler artık kesik kesik geliyordu. Biraz sonra tekrar derin bir, “Oohhhhh!” sesi geldi. Sanırım Aylin hanım rahatlamış olmalıydı. Beni belimden tuttuğu gibi kendine doğru çekip, sikimi ta dibine kadar kökledi, çıkmamam için de beni sıkı sıkı tutmaya devam ediyordu. Kısa bir süre böylece hareketsiz kaldık. Sikimin nabız atışları çok net bir şekilde hissediliyordu. Ufak ufak hareketlenmeye başladım, sonra biraz daha, biraz daha derken hızla girip çıkmaya başladım. Kısa bir süre sonra ben de bir hayvan gibi böğürmemek için kendimi tutmaya çalışarak hayatımın en karmaşık orgazmını yaşadım. Bütün döllerimi Aylin hanımın karnına, göğüslerine doğru fışkırtarak yatağın üzerin yığılıp kaldım.

Bugün ne kadar çok yorulduğum bir kez daha aklıma geldiğinde saat neredeyse sabahın 5’ine geliyordu. Aylin Hanım usulca yanımdan kalktı, yanağıma bir öpücük kondurarak, kısaca, “Sağol!” dedi, hızla içeriye doğru giderek kayboldu. Kalakalmıştım. Yaşadıklarımın rüya olup olmadığını sorgulayacak kadar bile halim yoktu. Uyuya kalmışım...

[Mert]

Şişman Sevgilimle Çılgın Seks Fantazileri!

Şişman Sevgilimle Çılgın Seks Fantazileri! (Taner 33 Y., Ankara / Türkiye)

Ankaradan merhabalar. Ben Taner. 33 yaşında, 1.80 boyunda, 82 kiloda, esmer, atletik, yakışıklı biriyim. Üniversite mezunuyum ve ciddi bir sektörde çalışıyorum. Sosyal ilişkilerim kuvvetlidir. Birçok bayan arkadaşım olmuştur, fakat ben aşırı kilolu şişman bayanlardan hoşlanmaktayım. Bu arzumu gerçekleştirmek için internette vakit geçirirken bir bayanla tanıştım. Kendisi 42 yaşında, kocasından boşanmış, Ankarada yalnız yaşayan bir kadındı. MSN’den sohbet etmeye başladık. Gayet hoşsohbet, güvenilir ve açıksözlü bir kadındı.

Zamanla iyice samimi olmuş ve daha derin konulardan bahsetmeye başlamıştık. Kendisine kilolu bayanlardan hoşlandığımı, ancak başka ilişkilerim olsa da böyle bir arkadaşımın olmadığını ve çok arzu ettiğimi anlattım. Henüz kameradan da, yüzyüze de görüşmemiştik. Her ilişkimde olduğu gibi hiç acelem yoktu, karşımdakine öncelikle güvenmek istiyordum. Kendisi de bana ilişki aradığını, fakat çocuk sahibi olduğunu, çevresinden gizli yaşaması ve güvenmesi gerektiğini belirtti. Onun da benim gibi çekinceleri vardı ve ona hak veriyordum. Zamanla sohbetlerimiz biraz daha cinsel konularda olmaya başlamıştı. Sekste isteklerimizden, arzularımızdan ve fantazilerimizden bahseder olmuştuk.

Ben, birçok insan istediği gibi fit vücutlu güzel kadınlar yerine, kilolu ve kusurları olan kişilerden hoşlandığımdan bahsediyordum ona. İnandırıcı olmayacağını biliyorum, fakat gerçekten böyle hissediyordum. İnce bir belin yerine, yumuşacık büyük bir beli, göbeği hayal ederdim. Dik göğüsler yerine sarkık büyük göğüsler beni cezbederdi. Pürüssüz vücutlara bakmaz, göbeğinde, kalçalarında ve bacaklarında selülitler bulunan kadınları arzulardım. Kusursuzluk değildi aradığım, kusurlar, yaşanmışlıklar istiyordum. Birbirinin aynı kadınlar yerine, şişman kadınları istiyordum. Onlarla birlikte olmak, nasıl arzulandıklarını onlara hissettirmek, kendilerini dünyanın en güzel kadını gibi görmelerini sağlamak istiyordum. Taparcasına arzuluyordum böyle bir teni, böyle bir vücudu. Kendini beğenmeyen, vücudunu beğenmeyen kadınlardı aradığım. Zayıf kadınların giydikleri seksi çamaşırların içine girmeyi isteyecek, çekinmeyecek ve utanmayacak bir kadın arıyordum. Jartiyer, külotlu çorap gibi sexy kıyafetler içinde bunlardan taşan vücudunu görmek istiyordum.

Ben isteklerimi anlatırken, onu görmemiş olduğum için sanırım inandırıcı geldi ve Ben öyleyim! dedi. Kalp atışlarımız hızlanmıştı ve ilk kez kameradan görüşmeye karar verdik. Kamerayı açtığımızda büyülenmiştim. Sonradan söylediğine göre 1.64 boyunda ve 85 kiloydu. Siyah saçları ve bembeyaz teni vardı. Gözlüklüydü. Çok insan için güzel sayılmayacak yüzü ve vücudu olmasına rağmen, benim için tam bir ilaheydi. İlk kamerayı açtığımızda üzerinde bir tişört vardı. Altını göremiyordum, ama tişörtünün üzerinden bile çok belli olan kocaman memelerini seçebiliyordum. Kollarını kaldırdığında neredeyse benim bacaklarımın kalınlığındaydı. Yanında olmak ve ona dokunmak için neler vermezdim ki. Kameradan birbirimizi görünce arkadaşlığımızı daha da ilerletmiş, samimileşmiştik. Seks fantazilerimizi birbirimizin üzerinde anlatmaya başlamıştık. Bu konuşmalardan sonra yarağım o kadar sertleşiyordu ki, arzularım en üst seviyede olyordu. Beni en çok çıldırtan lafı ise, çok ıslandığı oldu. Amının normalden fazla ıslandığından şikayet etmiş, rahatsız olduğunu söylemişti. Ama ben o ıslaklığı emmek, yalamak, içmek istiyordum, her bir damlasını ziyan etmeden. Dakikalarca.

Bir süre daha MSN’den görüştükten sonra reelde görüşmeye karar verdik. Kendisi beni evine davet etti. Ankara’da Batıkent’te oturuyordu. Sözleştiğimiz gün, yanıma 2 şişe kırmızı şarap alarak, evinin yolunu tuttum. Heyecandan ölecek gibiydim, sanki Lisede aşkıyla buluşacak ergen bir genç gibi hissediyordum kendimi. Kapıyı çaldım ve benim ilahem kapıyı açtı. Gerçekten muhteşemdi. Kameradan gördüğümden daha kiloluydu. Üzerinde dizlerinde bir etek ve blüz vardı, ayakları çıplaktı. İçeriye geçtik. Biraz sohbet ettik. Şaraplarımızı yudumlarken birbirimize ısınmıştık. Yanına oturdum ve yüzünü yüzüme çevirip gözlerinin içine bakarak dudaklarından öpmeye başladım. Zaten çıldırmak üzereydim. Dudaklarını doya doya öptükten sonra boynundan kulak memelerinden öpmeye başladım. Aynı anda elimi kıyafetinin üzerinden göğüslerinde gezdirmeye başladım. O kadar büyüktü ki memeleri, tam istediğim gibiydi.

Daha fazla dayanamayıp, o koltukta otururken ben onun ayaklarının dibine diz çoktüm ve ayaklarına yavaşça masaj yapmaya başladım. Yıllardır arzuladığım vücudu, ayak uçlarından başlayarak her noktasını öpmek yalamak, acele etmeden saatlerce doyurmak, doymak istiyordum. Ayaklarını elime aldım ve ayaklarına masaja devam ettim. Kalın ayakbilekleri vardı. Ayak başparmağını ağzıma alarak emmeye başladım. Tüm ayağını yalıyordum, emiyordum. Heyecanlandığını, zevk aldığını hissedebiliyordum. Ayaklarını emerken eteği açılıyordu. Bacaklarının içini görebiliyor, ama amını göremiyordum. Kalın bacakları birbirine yapışmış, kasıkları da amını görmemi engelliyordu. Ayaklarını yaladıktan sonra ayağa kalktım, şaraplarımızdan biraz daha yudumlamaya başladık...

Slow bir şarkı çalmaya başlamıştı. Dans etmek isteyip istemediğini sordum, kabul etti. Ayağa kaldırdım ve dans etmeye başladık. Ben 1.80 o 1.64 boyundaydı, sarıldım ve dans etmeye başladık. Yarağım o kadar sertleşmişti ki, onun şişman göbeğine değiyordu ve çıldırıyordum. Belinden kavramaya çalışıyordum, ama kollarım yetmiyordu. Ayakta hem öpüşüyor, hemde benim yarak onun yumuşak muhteşem göbeğine baskı yaparken dans ediyordum. Sırtında ve sütyeninin altında, görmek için dayanamadığım yumuşaklık vardı, kat kat olmuştu, sütyeninin askısından kurtulan yerler fışkırmış gibiydi, delirdim. Ve öylece öpüşerek, dans ederek yatak odasına doğru gittik. Onu yatağa yatırdım. Öylece bana bakarken soyunmaya başladım ve sadece Boxerımla kaldım. Yarağım Boxerımdan fırlayacak gibiydi...

Yüzüstü yatmasını söyledim. Ve yavaş yavaş ayaklarından başlayarak öpmeye başladım. Dizlerinin arkasını yalıyor, eteğinin üzerinden kalçalarını, poposunu okşuyordum. Selülitli bacaklarını ve kalçalarını görmek için sabırsızlanıyordum. Öperek yukarıya doğru çıkıp bacaklarını okşadım. Kalçaları açılmıştı. Eteğini beline kadar sıyırdım, kocaman selülitli muhteşem kalçalarını okşamaya başladım. Masaj yapıyor, zaman zaman kalçalarını yalıyor, öpüyordum. Yüzünü döndürmeden üzerindekini çıkardım, sadece sütyen ve külotuyla kalmıştı. Beyaz bir takım giymişti, külodu oldukça büyüktü. Ben de Boxerımı çıkarıp çıplak kalmıştım. Kalçalarının üzerine oturdum. Yarağım onun müthiş kalçalarına değiyor, sıcaklığı yumuşaklığı beni çıldırtıyordu. Aynı anda eğilip sütyeninin arkasını çözdüm. Sırtını belini yalayarak yukarıya doğru çıktım. Ensesini öpüyor yalıyordum. Müthişti.

Yüzünü dönmesinin zamanı gelmişti. Yüzünü döndü ve beni daha da çıldırttı, sütyeni de çıkarmış, sadece küloduyla kalmıştı. Sırtüstü yatıyor olmasına rağmen memeleri ve göbeği kocamandı. Dayanamıyordum, o büyük göğüslerini öpmeye, yalamaya başladım. Göbeğini okşuyordum. Yumuşacık göbek deliğine dilimi sokuyordum. Bir elimle de aşağılara inip, amını okşuyordum. Amı okadar etli ve büyüktü ki. Söylediği gibi çok fazla ıslanmıştı. Külodu daha önce hiç görmediğim kadar sırılsıklamdı. Ben onun külodunu çıkarmadan önce amını külodunun üzerinden iyice okşamak, külodunu daha da ıslatmak, amının kokusunu küloduna geçirmek istiyordum. Kollarını geriye doğru uzattım ve o kalın kollarını öpmeye başladım. Koltuk altı hafif kıllıydı, sanırım 3-5 gün önce traş etmişti, birazda terlemiş ve ıslanmıştı. Ama kadınımın ter kokusu bile benim için bir Afrodizyak'tı, koltuk altını bile yaladım. Hoşuma gidiyordu tadı ve kokusu. Amının yakını, bacak içleri ve koltuk altı kilolarından dolayı hafif kararmıştı, bu görüntü beni iyice tahrik ediyordu...

Yavaşça sırılsıklam olan külodunu çıkarmaya başladım. Sessizce yüzüme bakıyordu. Çıkardığım külodu alıp yüzüme, burnuma yaklaştırdım, kokladım külodunu, amının değdiği yerleri yaladım. Amının tadına ve kokusuna ilk önce külodundan bakmak istiyordum. Gözlerim onun gözlerinde, müthiş tahrik olduğunu görebiliyordum. Bu kadar arzulanmak, hayal edilmek, istenmek hoşuna gidiyordu sanırım. Külodunu iyice yaladım. Ama artık amının tadına bakmak istiyordum. Eğildim, göbeği biraz amının üzerine düşüyordu, az kıllı ve kocamandı. Bacaklarını ayırdım ve kafamı bacaklarının arasına soktum. Amı müthiş kokuyordu. Am dudakları çok etliydi, tüm avcumu dolduruyordu. Amının içini yalamak istiyordum. Amının dış dudaklarını elimle ayırıp, en iç, en sulu noktalarını yalamaya başladım. Sırılsıklamdı amı. O kadar sulu ve ıslaktı ki, içiyordum sanki, müthiş tadı ve kokusuyla susuzluğumu gideriyordum...

Dakikalarca bu pozisyonda kaldım. Onun inlemelerini duymak, zevk aldığını görmek beni daha da kamçılıyordu. Kölesi olmak istiyordum, ne isterse, ne arzularsa, aklında ne varsa, en ayıp, en pis, en çılgın fantezileri yaşatmak istiyordum ona. Fazla dayanamadı ve ağzıma boşalmaya başladı. Hepsini yuttum içtim amının suyunu, ama susuzluğum dinmedi, dilimi vücudunun her noktasına değdirmek, yalamak istiyordum. Sonra ben uzandım, onun tuvalete oturur gibi yüzüme oturmasını istedim. Amını yalayarak devam ettim. Yüzüm amıyla kaplanmıştı...

Daha sonra kalktım ve o yatakta köpek pozisyonuna geçti. Kalçalarını okşamaya başladım. Amını ve göt deliğini okşuyordum. Elleriyle kalçasının yanaklarını ayırmasını istedim, yaptı. O büyük kalçalarında götünün deliği küçücük görünüyordu. Göt deliğine dilimi yaklaştırıp yalamaya başladım. Dilimi o küçük noktadan içeriye sokabildiğim kadar sokuyordum, çıldırmıştı. Dilimle sikiyordum göt deliğinden. Dakikalarca göt deliğini yalarken, o da amını parmaklıyor, klitorisini okşuyordu. Ve bu şekilde de boşaldı. Ve ben yine yaladım, amının suyunu içtim. Sesi, çığlıkları çok hoştu. Artık içine girmem için yalvarıyordu. Bense ona daha çok zevk vermek, ne yaşamak isterse gerçekleştirmek istiyordum. Kendi zevklerim onun zevk almasından çok daha önemsizdi. O zevk aldıkça, inledikçe, ben de zevk alıyordum...

Sırtüstü yattı ve yarağımı eliyle okşayıp etli amına yaklaştırdı. Amına girmeye başladım. Amının içi alev gibi yanıyor, yarağımı kavrıyordu. Tamamen içinde gidip geldikçe, yüzüne bakıyor, inlemesinden, bağırmasından ben daha da coşuyordum. Onun boşalmaları devam ederken, 10 dakika sonra ben de boşalacaktım. Sarsılarak, bağırarak, şişman sevgilimin sıcacık amının içine patladım. Çok zevk almıştım, ama asla bitmesini istemiyordum...

Kalkıp şarap içmeye devam ettik. Sohbet ediyorduk. Onun kölesi olduğumu, ne isterse yaşatmak istediğimi söylüyordum. Daha sonra banyoda küvette, hatta klozette bile, gün yüzüne çıkmamış fantazilerle devam ettik. En tabu seks fantazilerimizi bile yaptık...

[Taner]

Götünü Sikerken Amına Patlıcan Soktum!

Götünü Sikerken Amına Patlıcan Soktum! (Baran 23 Y., Sivas / Türkiye)

Selam ben Baran. 23 yaşında, esmer, 1.70 boyunda, 70 kiloda bir askerim. Sultan ise 26 yaşında, erken evlenmiş, 2 çocuklu bir kadın. Sultan ile bir Chat sitesinde tanıştık. Arkadaş olarak 1 ay kadar konuştuktan sonra birbirimize ilgi duymaya ve her gün telefonda sevişip birbirimizi tatmin etmeye başladık. Bu şekilde birkaç ay devam ettikçe birbirimize olan arzumuz herşeyin önüne geçmişti. Ama bir sorun vardı, asker olduğum için ben izine çıkamıyor ve Sultanın bir volkan gibi yanan amının ateşini söndüremiyordum.

Komutandan binbir mazeretle izin belgesini aldıktan sonra Sivas-İstanbul yolculuğum başlamıştı. Orospu Sultan, yolda olduğumu bilerek sürekli beni kudurtacak şekilde fotoğraflar ve video klipler çekip telefonuma göndererek, sabaha kadar yarrağımın isyan halinde durmasını sağladı. Sonunda İstanbul Ümraniyede oturduğu apartmanın kapısında telefon ederek aşağıda olduğumu haber verdim. Kalbim heyecandan gümbür gümbür atıyordu. Ben merdiven basamaklarını çıktıkça heyecanım da tavan yapıyordu...

Sonunda 5 aylık hasretle ve ilk defa reelde Sultanı gördüm. Kapıyı kapatır kapatmaz 10 yıllık karı koca gibi birbirimize sarılıp, deli gibi yiyişmeye, oynaşmaya başladık. Onun üstünde etek ve bir badi vardı, ayakta sevişirken yırtar gibi üstünü soyduktan sonra, benim 20’liği verdim ağzına. O büyük bir iştahla yarrağımı yalarken, ben de amımı götünü parmaklıyor, göğüslerini yoğuruyordum. Çok geçmeden boğazının derinliklerine sıcak döllerimi boşalttım...

Asker olmamın verdiği açlıkla sikim banamısın demiyor, halen taş gibi duruyordu. Sonra pezevenk kocasının yatağına geçtik ve 69 olduk. (Bu arada Sultan ben gelecem diye hasta numarası ile 1 aydır kendini kocasına siktirmiyordu!). O nasıl tatlı bir amcıktı öyle, özenle traş edilmiş, 18’lik kız amı gibi temiz ve mis kokulu. Ben dilimi amının derinliklerine sokup yaladıkça, Sultan da daha bir iştahla yarrağımı gırtlağına gömüyordu...

5-10 dakika bu şekilde devam ettikten sonra Sultan inleye inleye ağzıma boşaldı. Ben de onu yatağın kenarına çekip tekrar amına yumuldum. Hem amını yalıyor, hemde bakire götünü parmaklıyordum. Sultan daha fazla dayanamayacağını söyleyip yalvararak onu sikmemi istiyordu. Benim de daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı ve bacaklarını omuzlarıma alarak amına fırça çekmeye başladım. Yarrağımın amına her temasında Sultan sikmem için yalvarıyor, göğüslerini yoğuruyordu. Gözlerinin kaydığını gördüğüm an, benim zevkten zonklayan canavarı Sultanın amına geçirmem bir oldu. Sultan yediği yarrağın verdiği zevkle derin bir “Ohhh!” çekti. Sonra ben tempoyu artırıp amına koydukça, “Gelsin pezevenk kocan da seni elimden alsın, gelsin de karı nasıl sikilir öğreteyim ona!” diyordum. Sultan bundan büyük bir zevk alıyor, “Daha sert, daha sert!” diyerek yalvarıyordu. Sultan o ana kadar kaç kez boşaldı bilmiyorum. Ben de daha fazla dayamayarak amının derinliklerine boşaldım...

Yarrağımı amından çıkartır çıkartmaz Sultan tekrar benim yarrağı eline alarak sıvazlamaya ve ağzımın üzerine oturarak göt deliğini yalatmaya başladı. (Telefon fantazilerinde hep götüne hıyar sokturduğum için götten verme arzusuyla yanıp tutuşuyordu!). Sıranın götüne geldiğini anladım, hem amını hem götünü yalarken arada parmağımı da göt deliğine sokup sokup çıkartıyordum. Çok geçmeden benim canavar uyanmaya başladı ve Sultanı yüz üstü yatağa bağladım. Sultanı altıma aldıktan sonra boynundan, ensesinden başlayarak, sırtından beline, ordan da amına kadar yalaya yalaya öpe öpe indim. Önce yarrağımı birkaç kez amına sokup çıkardım, sikim amsuyu ile iyice yağlandıktan sonra Sultanın götüne dayadım ve abanarak bir seferde köküne kadar soktum. Götüne sokmamla sultanın çığlık atmaları, küfür etmeleri başladı...

Ben Sultanın başını yastığa gömdükten sonra hiç dinlemeden götünü pompalamaya başladım. Acı yerini zevke bıraktıkça inlemeye ve götünü bana doğru ittirmeye başladı. Ben hiç durmadan götüne pompalarken aklıma mutfaktaki buzdolabı geldi, hemen gidip buzdolabından patlıcan ve salatalık alarak yanına geri döndüm. Sultan ne olduğunu anlamadan ben biranda patlıcanı amına soktum ve tekrar götünü sikmeye, pompalamaya devam ettim. Sultan kendinden geçmiş, acı ve zevk dolu dakikalar yaşıyordu. “Daha fazla, daha fazla!” diyerek, amındaki patlıcanın soğukluğuna aldırmadan sarsılarak boşaldı. Benim de takatim kalmamıştı, son bir gayretle daha hızlı pompalayarak götünün derinliklerine döllerimi boşalttım!

Yarrağımı çıkarınca boş kalan götüne de salatalığı sokup, Sultanı amında patlıcan, götünde salatalık sokulu ve yatağa bağlı olarak bırakıp, banyoya gittim ve duşumu aldım. Duştan sonra Sultanın bağlarını çözdüm ve evinden ayrıldım. Sultandan daha sonra hiç haber almadım, taki bugüne kadar. Bugün bana mesaj atıp çok özlediğini söyledi.

İşte benim hikayem de bu :)) Sürekli seks hikayeleri okuduğum sayfaya yazmaya karar verdim, umarım beğenirsiniz.

[Baran]

Hayvan Herif Bekaretimi Bozup Arkadaşlarına Siktirdi!

Hayvan Herif Bekaretimi Bozup Arkadaşlarına Siktirdi! (Naz 19 Y., Alanya / Türkiye)

Slm ben Alanyadan Nazan, ama arkadaşlarımda bana Naz derler. 19 yaşında, 1.50 boyunda, kumral tenli bir kızım (daha doğrusu kadınım). Etrafımdakiler ne kadar kız bilse de, erkek arkadaşım Metin 2 yıl önce beni zorla kadın yaptı. Bu olay başıma geldiğinde bir butikte çalışıyordum. Halen de çalışıyorum.

Metini o kadar çok sevmediğim halde, biraz arkadaşlarımın sayesinde, biraz da kendimi boşlukta hissetmemden dolayı onunla çıkmaya başlamıştım. Fazla yakışıklı olmasa da, etrafımda popüler birisi olduğu için kabul etmiştim. İşyerim onunkine yakın olduğu için hergün görüyordum, ama fazla oturup konuşma veya gezme fırsatımız olmuyordu. Yine bir gün konuşurken akşam bir yerlere gidip konuşmak istediğini söyledi. Benim işyerinden çıkınca fazla vaktim olmadığından kabul etmedim. Çok ısrar edince biraz erken çıkıp yakın bir yerlerde oturabileceğimizi söyledim. Önce pek istemedi, ama sonra onların işyerinin akşam boş olduğunu, orda oturabileceğimizi söyledi. Bu konuda tereddüt etmiştim, ama kabul ettim. Niye bilmiyorum, ama birşey beni dürtmüştü.

Akşam olmuştu. Patronumdan arkadaşımla alışveriş yapacağım diye izin aldım. Patronum da kadındı ve kolay kolay izin vermezdi. Babam vefat ettiği için ablam ve annemle kalıyorduk, bu nedenle eve de patronum bırakıyordu. Patronuma, alışverişe gideceğimi annemlere de söylemesini istedim ve çıktım.

Metini aradım, işyerinde olduğunu söyledi. Hızlı hızlı yürüyerek işyerine vardığımda ışıkları kapalıydı. Ama yaklaşınca kapı açıldı, Metin beni bekliyordu. İçeri girdim kapıyı kapattı ve kilitledi. Çalıştığı yer pek temiz değildi. Küçük bir bölmeye geçtik. 1 kanepe, 2 koltuk ve 1 masa vardı, herhalde patronunun ofisiydi burası. Koltuğa oturdum, o da kanapeye oturdu ve yanına geçmemi istedi. Ben istemeyince kolumdan tutarak beni kanepeye çekti. Elini omzumdan atarak göğüslerime dokunmaya çalışıyordu. Ben tam olarak panik halindeydim. Elini ittim ve gitmek istediğimi söyledim. İki eliyle başımı tutarak dudaklarımı öpmeye başladı. Ben çırpınmaya başlamıştım, ama çok güçsüz olduğum için hiçbir şey yapamıyordum...

Birden dudaklarını ısırdım. Başımı bıraktı ve çok sert bir tokat attı. Resmen şoka girmiştim, ağlıyordum, koşarak kapıya gittim, ama kapıyı kilitlemiş ve anahtarı almıştı. Yanıma gelerek kolumdan tuttu ve kendine çevirdi. Beni çok istediğini ve şimdi sahip olacağını söyledi. Bakire olduğumu, yapmak istemediğimi söylesemde fayda etmiyordu. 1.85 boyunda kocaman biriydi ve ben resmen çocuk gibi kalıyordum. Kolumdan tuttu ve beni yine kanepeye götürdü. Üzerimdekileri çıkarmaya çalışıyordu. Ben durmadan ağlıyor ve karşı koymaya çalışıyordum. O anda masanın üzerindeki makası elime geçirdim ve koluna sapladım. O acıyla üzerimden kalktı. Ben tam kaçmaya çalışırken kafama birşey geldi ve bayılmışım...

Gözümü açtığımda karşımda duruyordu, yarağı elinde bekliyordu. Ben çırılçıplaktım. Gözümü açtığımı görünce üzerime abandı ve “İşte geliyor!” dedi ve koca yarağını amıma bir kerede soktu. Çığlık atmıştım. Eliyle hemen ağzımı kapattı ve sikmeye başladı. Biraz acıdan, biraz panik, biraz korku, biraz da ağzımı kapatmasından olsa gerek, yine bayılmışım...

Tekrar ayıldığımda işini bitirmiş, oturuyordu. Benimse bacaklarım açık vaziyette kanepede yatıyordum. Amımdan kan ve dölleri akıyordu. Çok halsizdim, hareket edemiyordum. Yanıma gelip beni oturttu ve üzerimi giyinmemi söyledi. Hem ağlıyor hem üzerimi giyiniyordum. Amımı temizleyemediğimden ayağa kalkınca bacaklarıma döl ve kan süzülmeye başladı, o halde pantolonumu giydim. İç çamaşırlarımı vermedi hayvan!

Zaten ayakta zor duruyordum, eve nasıl gidecektim bilmiyordum. Metin sessizliği bozdu ve dışarda arabasının olduğunu, beni eve bırakacağını söyledi. Mecburen kabul ettim, dışarı çıktık, arabanın yanına gittik. Camları siyahtı, içerisi görünmüyordu, arka kapıyı açtı ve binmemi istedi. Zar zor girdim, yanıma o da geldi. Şaşırmıştım. Öne baktığımda iki kişi vardı. Resmen şok üstüne şok yaşıyordum. Arkadaşları Metinin beni siktiğini biliyor ve bizi bekliyorlarmış. Bir tanesi gülerek arkaya döndü ve “Geçmiş olsun yenge!” dedi. Hiçbirşey diyemedim. Evin önüne geldiğimizde benim elime bir hap verdi, yutmamı, yoksa hamile kalabileceğimi söyledi. Beni indirip gittiler. Eve çıktım kimseye görünmeden banyoya attım kendimi. Amım halen acıyordu. İçimdeki dölleri parmağımla çıkarttım. Sonradan öğrendim, 3 kere boşalmış hayvan içime, ondanmış bu kadar acı ve döl. Verdiği hapı da yuttum ve yattım. Ama sabaha kadar durmadan ağladım, hem bekaretimin gittiğine, hem de yaşadığım acıya.

Sabah kalktığımda halen yürümekte zorlanıyordum. O gün işe gitmemeyi düşünüyordum ki, telefonuma gelen mesajı görünce şok oldum. Bu akşam da gelmemi istiyordu hayvan. Ama ben onun yüzünü bile görmek istemiyordum. İstemediğimi, bir daha görüşmeyeceğimizi yazıp mesaj attım. O ise, çok güzel resimlerimin olduğunu, gelmezsem internete yayacağını yazıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Güçlükle işe gittim. Patronumun olmadığı bir anda Metin geldi ve telefonundaki fotolarımı gösterdi. Bayıldığımda birsürü fotoğrafımı çekmiş hayvan. Elime bir hap verdi ve gelmeden 1 saat önce yutmamı söyledi, doğum kontrol hapıymış. Yapacak birşeyim yoktu, mecburen gidecektim...

Akşam olmaya başlayınca heycan basmıştı beni. Verdiği hapı yuttum ve beklemeye başladım. Ağrılarım biraz geçmişti, ama akşam daha kötüsü başıma gelecekti. Yine işten erken çıktım ve Metinin yanına gittim. Beni içeri aldı ve istediklerinin hepsini yapmazsam çok kötü olacağını söyledi. Ofise girdik. Hiç vakit kaybetmeden beni soydu ve her tarafımı öpmeye başladı. Yarağını çıkardı ve ağzıma almamı söyledi. Ben geri çekilince saçımdan tuttu ve zorla ağzıma soktu. Gerçekten çok büyüktü, dün niye bukadar amımın ağrıdığını anlamıştım, ağzıma bile sığmıyordu. Ağzımdan çıkardı ve amıma soktu. Gidip geldikçe, benim de bacaklarımı bağı çözülüyordu. Bacaklarımı omzuna aldı ve götüm biraz daha havaya kalkmıştı. Amımdan çıkardı ve götüme bastırmaya başladı. Acıyordu. Ben, “Acıyor!” dedikçe, o biraz daha bastırıyordu, ama girmiyordu...

O arada telefonu çalmaya başladı. Küfrederek telefonu açtı. “Tamam abi, tamam, hallederiz!” dedi kapattı. Yarağı küçülmüştü, tekrar ağzıma soktu ve kaldırmamı istedi. Kalkınca arkamı dönmemi istedi. Başıma geleceği tahmin ediyordum, ama bir şey diyemiyordum. Arkamı dönünce beni domalttı ve götüme parmağının birini soktu. Fazla acımadı, ama yarağı aklıma gelince korkmaya başlamıştım. “Kımıldama!” diyerek içerden bir krem getirdi ve götüme sürdü. Yarağını götüme dayadı ve yavaş yavaş sokmaya başladı. Başı girince omzumdan tuttu ve bir kerede hepsini soktu. Gözümden yaş gelmişti resmen. Mideme dayandı sandım koca yarak. 20 dakika kadar gidip geldi götümde. Artık alışmıştım, acımıyordu fazla. Götümü yarım saat kadar sikti ve içime boşaldı. Götümden çıkınca deliğim biraz açık kaldı, ama geri kapandı...

Hem amım, hem götüm yarak yemişti artık. Ben bunları düşünerek yatıyordum ki, birden kapı açıldı. Ben toparlanmaya çalışırken içeri dün arabadaki adamlar geldi. Birisi Metine, “Fazla yormayaydın yengeyi!” dedi. Metin de, “Daha ilk postalar, 1 ön, 1 arka!” dedi. Adam da, “Arkayı da mı patlattın hemen?” dedi ve gülmeye başladılar. Ben titreyerek oturuyordum, ve götümden Metinin dölleri akıyordu. Metin adamlara, “Buyrun beyler, artık sizin!” dedi. Adamlardan birtanesi biraz yaşlıydı, yanıma geldi ve kolumdan tuttu, diz çöktürdü ve yarağını çıkardı. Dimdik, kocamandı ve Metininkinden kalındı. Ağzıma almamı söyledi. Birazı sığdı, nefes alamıyordum. Çıkardı, “Tamam boşver!” dedi ve beni kanepeye yatırdı. Yarağını amıma bir kerede soktu. İçimi parçalıyordu resmen. 10 dakika o pozisyonda sikti, ama daha gelememişti. Bir anda öyle bir boşlmaya başladı ki, döllerini rahmimde hissettim. Yarağını çıkardığında amım açık kalmıştı. Adam üstümden çekildi ve aynı pozisyonda genç olan da 1 posta sikti. Beni yine evime bıraktılar.

2 ay boyunca, her akşam üçü de birer posta sikmeden bırakmadılar beni. Amım götüm hergün dölleriyle doluyordu. Ama yarak yemeye alışmıştım, artık fazla acımıyordu. İşin ilginç yanı ise, artık ben de sikilmek istiyordum. Ama orospu diye adımın çıkmasını istemiyorum. Şu anda da sadece güvendiğim kişilere veriyorum. Artık yaraksız duramam ben!

[Nazan]