Öğretmen Arkadaşımın Karısını Doyasıya Siktim! (Kemal 27 Y., Adana / Türkiye)
Mrb arkadaşlar, ben
ilköğretimde öğretmenlik yapan biriyim. Okulda en samimi olduğum
Öğretmen arkadaşım Haluk’un karısı Necmiye ile olan
ilişkimi sizlerle paylaşacağım. Okula
atandığımda tanıştığım Haluk ve Necmiye
çiftiyle zamanla samimiyetimizi iyice geliştirmiştik. Bunlar daha
yeni evlilerdi, yaş itibariyle de aynı yaşlarda olduğumuz
için çok iyi anlaşıyorduk,
her konuda muhabbet ediyorduk. Bunlar beni
birileriyle baş göz etmenin peşindelerdi, “Bekar bekar olmuyor, sana
da birilerini bulalım, artık senin de
baş göz olma zamanın geldi!” filan diyorlardı. Ama ben evlenme
taraftarı değildim, daha yeni atanmıştım
ve biraz maaşın tadını çıkarmak istiyordum.
İlk
başlarda Necmiye o kadar da hoşuma gitmiyordu, ama
tanıdıkça, biraz da abazalıktan olsa gerek, gözüme çok
tatlı gelmeye başlamıştı. Bunların sex
hayatlarını hayal edip, nasıl sikiştiklerini tahmin etmeye
çalışarak, ara ara zevke geliyor, 31 çekiyordum. Bir gün Haluk’un
memlekette bir işi çıktığından, 2 günlüğüne oraya
gitmesi gerekiyordu. Bunlarla da samimiyetimiz oldukça fazla olduğundan ve
bana çok güvendiklerinden, beni aradı, karısının tek
başına kalmaktan korktuğunu söyledi ve 2 günlüğüne
karısının yanında kalabilir miyim diye sordu. Ben tabi
havalara uçarak, fırsat bu fırsat, belki bir şans
doğar diye, hemen kabul ettim. Daha sonra, akşam
Haluk hocayı Necmiye ile birlikte otogara bırakıp yolcu ettikten
sonra, eve geçmeden önce bir lokantada yemek yedik, sonra da evlerine geçtik.
Necmiye bana, “Ben üzerimi
değiştireceğim, rahat birşeyler giyeceğim, istersen
sen de değiş, eşofmanlarını giy, rahat edersin!” dedi.
“Tamam!” dedim. Necmiye yatak odalarına gitti, ben de onun arkasından
farkettirmeden gidip, kapı deliğinden onun üstünü
değişmesini izledim. Vücudu tahmin ettiğimden de güzeldi ve
üzerinde çok seksi bordo bir iç çamaşırı vardı ve
göğüsleri bunların altından harika görünüyordu. O an
kapıyı açıp içeri girmemek için kendimi zor tuttum. Sonra ben de
diğer odaya üstümü değiştirmeye gittim. Boxerla kaldım ve sikimi kaldırdım. Giyinmeyi biraz ağırdan alıyordum ki, belki Necmiye gelir, kalkık sikimi görür
gibisinden. Ki tahmin ettiğim gibi oldu, Necmiye kapıyı bir anda
açınca, beni boxerla gördü. Tabii kısa bir anlığına da
olsa, gözleri benim kazık gibi olmuş sikime takıldı, sonra
hemen özür dileyip, çıktı.
Ben üstümü giyindikten sonra
mutfağa yanına gittiğimde, Necmiye çay demleyip, meyve tabağı
hazırlıyordu. Beni görünce biraz utandı, ama gülerek, “Ya pardon
dalgınlığıma geldi, hiç kapıyı vurmadan
açtım pat diye!” dedi. Ben de gülerek işi ibneliğe vurdum, “Önemi
yok, yabancı mıyız sanki?” dedim. Baktım
halen gülüyor, içimden (Bu iş tamamdır, Necmiye tav olmaya hazır,
biraz yıkama yağlama yapmak lazım!) dedim kendi kendime ve
mutfakta oturup çay içtiğimiz yerde konuyu, bana kız bulma meselesine
getirip, “Ne zaman bana bir kız ayarlayacaksın ya?” dedim. O da, “Sabret
ayarlayacağız...” dedi. Ben de, “Sabrederim etmesine, ama
değmesi lazım, senin gibi güzel ve tatlı birşey olsun bak,
yoksa beğenmem!” dedim. Necmiye gülerek teşekür etti, “Beni
beğeniyormusun?” dedi...
“Bu da sorulur mu şimdi!
Fıstık gibi kızssın, her şeyin yerli yerinde, nazar
değmesin! Kocan çok şanslı senin gibi biriyle beraber
olduğu için!” dedim. “Hadi yaa, yalan söyleme, ben kendimi bilmiyormuyum
sanki!” dedi. Ben de, “Valla çok hoşsun, seni çok beğeniyorum,
tatlılık desen var, vücut desen, sexilik desen var, daha ne olsun?
Ben senin gibi biriyle beraber olsam, bir deri bir kemik kalırım!”
dedim. “O niye ki?” dedi. “Eee yataktan hiç
çıkmayız da ondan!” dedim. Bu Necmiyenin hoşuna gitti ki, kahkaha ataraktan, “Ne terbiyesizsin sen ya, iyice
azmışsın sen, sana bir an önce bir kız bulmak lazım!”
dedi. “Valla şaka bir yana, hakikaten bu aralar çok azgınım,
canım fena halde birileriyle beraber olmak istiyor!” dedim. “Tamam, sen
merak etme, ben sana ayarlayacağım arkadaşlarımdan birini!”
dedi. “İyi o zaman, sabırsızlıkla bekliyorum!” dedim.
Artık ikimiz de rahat rahat
konuşmaya başladığımızdan,
ben buna, “Sizin aranız nasıl? Kocandan memnun musun? Aşk
hayatı nasıl gidiyor?” dedim. Necmiye de hiç çekinmeden anlatmaya
başladı. Kocasını çok sevdiğini, onun gibi birini
bulduğu için çok şanslı olduğundan filan bahsetti, “Ama bir
sorun var, kimseye söyleme bak, aramızda
kalsın!” dedi. Ben, “Tamam!” deyince devam etti,
“Yatakta hiç iyi değil, performansı çok düşük. Acaba sorun
benden mi kayanaklanıyor bilmiyorum. Beraber oluyorken hiçbir şey
anlamıyorum, tam hoşlandığım sırada yorulup
bırakıyor! Ben de Haluk kendini kötü hissetmesin diye birşey
diyemiyorum, ama bir yandan da ben mutsuz oluyorum. Ne
yapacağımı bilmiyorum. Kimseye de soramıyorum,
söyleyemiyorum, sen bana bir akıl versene bir erkek olarak, ne yapmam lazım?” dedi.
Artık
ben iyice azmıştım, Necmiye ile böyle açık açık her
şeyi konuşmak beni çıldırtmış, benim yarak
kazık gibi olmuş, konuşurken boşalacaktım nerdeyse. Ben
Necmiyeye ufak tüyolar verdim, sex hayatlarını canlandırmak
adına, Halukla sevişirken, onu cesaretlendirici,
kışkırtıcı sözler söylemesini ve sevişirken neden
hoşlanıyorsa onu devam ettirmesini, hemen
boşalttırmamasını, sevişme sürecini uzatmasını
söyledim ve “Gerekirse sen üstte, o altta kalacak şekilde pozisyon
değiştir, sen onu yönlendir!” dedim. Necmiye,
“Tamam, birdahaki sefere denerim! İyiki gelmişssin, valla bu konuda
ne yapacağımı bilmiyordum, çok teşekkür ederim!” dedi. Ben dolaptan
soğuk su almak bahanesiyle ayağa
kalktım, asıl amacım benim kalkan yarrağı buna
göstermek istiyordum. Ve öyle de oldu, ben buzdolabının önünde
dururken, Necmiye benim yarrağa kaçamak bakışlar atıyordu,
giydiğim eşofman da yarrağımı direkt belli ediyordu zaten...
Ben de Necmiyeye gülerek, “Ne o
kız, nereye bakıyorsun öyle? Kocanı mı özledin?” dedim. “Ya
yok, ondan değil de, seninki de epey dikkat çekici, gözüm kaydı...” dedi. Gülerek ona, “Ne yapayım, böyle muhabbetler
edince ister istemez kalktı... Baksana birşey merak ediyorum, sence senin
kocanınki mi büyük, yoksa benimki mi?” dedim. Necmiye ilk başta
nazlandı, “Ya ne bileyim ben!” deyip geçiştirmeye
çalıştı. Ben de konunun üzerine giderek, “Hadi söyle ya, bunca
şeyi konuştuk ta, o mu kaldı söylemeyeceğin?” dedim. “Ne bileyim
ben, daha önce başka bir erkeğinkini görmedim, ama kocamınki çokta
büyük değil herhalde...” dedi. “Benimki daha mı büyük yani?” dedim. “Bilmem,
seninki ne kadar ki? Eşofmandan çok belli olmuyor,
ama seninki daha büyük sanki...” dedi. “O zaman
göstereyim bak, kıyasla!” dedim. “Saçmalama, olmaz öyle şey, ben
yapamam!” dedi. “Ya ne var yapamayacak, bir bakacaksın sadece!” dedim ve
yanına gidip, direkt eşofmanımı boxerle birlikte indirdim...
Necmiye ilk başta ne
yapacağını şasırdı, bakmamak için kafasını
başka tarafa çevirip, gülmeye falan başladı. Ben de gülerek, “Hadi
kız, ne var utanacak, sanki daha önce bir erkeğinkini hiç mi görmedin?
Zaten sabahtan beri önüme meraklı bakışlarla bakıyordun, al
sana direkt canlı canlı alet!” dedim. Necmiye sonra
kafasını çevirip bakmaya başladı. “Nasıl, beğendin
mi? Kocanınki mi büyük, bu mu?” dedim. “Hemen hemen aynı sanki, ama
seninki belki biraz daha büyük...” dedi. “İyi o
zaman, bak sana kocanı aratmam işte, bu iki gün! Eline almak,
okşamak ister misin?” deyip, yanına doğru
iyice yaklaştım. Necmiye biraz teredütte kaldıktan sonra, eline
alıp benim yarrağı okşamaya başladı. O an sanki
kalbim duracak sandım, kaç kez hayalleyip 31 çektiğim kadın yarrağımı
eline almış okşuyordu. Ama sonra elini çekti ve “Yapmayalım!
Senle böyle birşey yapmam yanlış olur!” dedi.
Ben de, “Söz veriyorum, yaşadıklarımız
sadece ikimizin arasında kalacak! Ve kocan geldikten sonra asla böyle
birşey birdaha yapmayız, sadece sana iki gunlüğüne kocalık
yapacağım, hem pişman da olmazssın bak, benimle yaşadığın
şeyler senin için büyük bir tecrübe olur, kocanla nasıl sevişmen
gerektiğini, bir erkeği yatakta mutlu etmenin yollarını
öğretirim!” dedim. Necmiye kabul etti, “Ama bak kimse duymayacak, yoksa
mahvolurum!” dedi. “Deli misin sen? Niye söyleyeyim, ben de senle beraber rezil
olurum, kendimi niye ateşe atayım?” dedim. Necmiye ikna olunca
benım yarrağı tekrar eline verdim, ben ayakta dururken bunu
çömelttim. Sikimi iyice sıvazladıktan sonra, buna sikimi öpmesini,
sonra da dondurma yalarmış gibi yalamasını söyledim. Necmiye uslu bir öğrenci gibi dediklerimi
aynen yapıyordu, itiraz etmeden. Sikimi öyle bir yalayışı
vardı ki, sanki kırk yıldır sike
hasretmiş gibiydi.
Sonra buna sikimi
somurmasını söyledim, bu somurmaya
başladı. Ben iyice zevkten sarhoş olmuştum, içimden sanki iliklerimi
alıp çıkarıyolar gibiydi, kasıklarımda
karıncalanmalar oluyordu. Bıraksam sabaha kadar somuracaktı
nerdeyse, ama ben de dur demeye nefes kalmamıştı, sonra
boşalacağımı hissedip, ağzına boşalmamak için,
belki huylanır, sevişmeyi bırakır diye, bunu saçından
çektim ve o anda yere boşaldım...
İkimiz de nefes nefese
kalmıştık. Biraz soluklandıktan sonra, Necmiyeyi ayağa
kaldırıp, üzerindekileri çıkarıp, öpüşmeye
başladık. Bunun dudaklarına öyle bir yapıştım ki, bırakmıyordum. O da öpüşmekte
harikaydı. Sonra boynundan göğüslerine dogru öperekten indim. Bunun
göğüslerini iyice öpüp yalamaya başladım. Göğüs uçları
iyice sivrilmişti, zevkten inim inim inliyordu. Necmiyeyi daha sonra
mutfaktaki masanın üzerine yatırıp, bacaklarını
açtım ve amını yalamaya
başladım. Üst üste dil darbeleri atıyordum. Necmiye artık
zevktten çıldırmış bir vaziyetteydi, bacakları iyice
kasılıp, karnı titriyordu, bir yandan da amı
sulanmaya başlamıştı. Am suyu geldikçe ben daha da
iştahlanıp, amını iyice somuruyordum.
Necmiye, “Artık yeter, bitirdin beni, gir içime!” demeye başlamıştı.
Ama benim hemen girmeye niyetim yoktu, onu elimden geldiğince çıldırtmak
istiyordum. Bu kadar zaman beklemişim, hemen girip zevkini almak istemiyordum...
Sikimi elime alıp, bunun amının üzerinde gezdirip, aşağı
yukarı yaparak amını fırçalıyordum. Sonra tekrardan eğilip
amını yalıyordum. Bu artık iyice kudurmuştu,
“Yeterrrr, sok hadiii, sik beni!” demeye başladı. Ben de daha fazla
dayanamayıp, bunun amının içine kaydırdım
yarrağımı. O anın zevkini anlatamam, yok böyle bir şey!
Kendimden geçmiş, sanki transa geçmiş gibiydim ve durmadan gel git
yapıyordum. Necmiye ellerini belime dolamış, tırnaklarını
derime geçirmiş, zevkten çıldırıyor, altımda orgazm
olurken çığlıklar atıyordu. Ben de gelmek üzereydim, kenetlendim
ve bunun içine boşalmaya başladım. Ama volkan patlaması
gibi, durmadan geliyordum, o kadar dolmuşum, özlemişim ki, hiç durmayacak gibi geliyordum...
Biraz sikim amında
kaldıktan sonra, kalkıp birlikte duş almaya gittik. Bir yandan birbirimizi
sabunluyor, bir yandan da konuşuyorduk. Necmiye daha önce hiç böyle
olmadığını, gerçekten çok iyi seviştiğimi
söyleyip duruyordu. Mutfakta bunun amını
yalarken, amının kıllarından biraz rahatsız
olmuştum, jiletle onları temizledim ve amını kaymak gibi
yaptım. İyice yıkadıktan sonra bunun amını
tekrardan yalamaya başladım. Ve Necmiye yine çılgınlar gibi
iliyordu. Banyonun akustik etkisiyle de sesi öyle bir azdırıcı
geliyordu ki kulağıma, ben bunu köpükledikten
sonra ters çevirip, ellerini fayanslara dayayıp domalttım, sonra arkadan amına sikimi biraz sürttükten sonra içine girdim ve pompalamaya başladım. Sabunun da etkisiyle gir çık yaparken baldırlarımızın birbirine değerken
çıkardığı ses inanılmazdı.
Banyoda Necmiyeyi sikerek 2 kez daha orgazm ettikten ve kendim de boşaldıktan sonra, tekrar yıkandık ve kurulanıp yatağa geçtik. Biraz dinlenip sohbet ettikten sonra, mutafaktan meyve tabağını getirip, dilimlenmiş meyveleri bunu göğüslerine, göbeğine ve amına dizdim, ve hepsini tek tek ağzımla alırken, bir yandan da öpüp okşuyordum Necmiyenin vücudunu...
İki gün boyunca, o yataktan yemek, banyo ve WC haricinde hiç çıkmadan seviştik, sikiştik. Hayatımın en zevkli, en heyecanlı deneyimiydi. Artık Necmiye ile beraber olmasakta, her ortamda birbirimize kaçamak bakışlar atmadan duramıyoruz!
Herkese heyecanlı sikişler!
[Kemal]
No comments:
Post a Comment